22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAĞ LIK irine Yaşamı uzatma çabaları öliimii erteliyor K olmuş olabilir. Bu cinsel yetersizlik bireyde hayal kırıklığı yaratır, öfke ve üzüntü duymasına neden olur. Böylece birey hekime gidip güçlüğünü anlatınca, hekim bu anlatma sırasında görülen kızgınlık ve üzüntünün, seksuel bozukluk nedeniyle olduğunu yoksa bu duygunun mu yetersizliğe neden olduğunu başlangıçta anlayamayabilır. Hastanın aktardığı fonksiyon bozukluğunu kesin anlayabilmek ve bu bozukluğa hastanın kesın yanıtını belirlemek için olay öncesi öyküyü iyi araştırmak, yetersizliğe neden olan korkuyu belirlemek gerekir. Cinsel yanıtın tablo 1 de görüldüğü gibi üç evresi vardır: Başlangıç, hazırlanma, yerine getirme Başlangıç evresinin amacı eşlerin arzularına uygun cinsel ve fiziksel yakınlaşma ıcin aralarındakı mesafenın aşılmasıdır. En az üç belirgin faktöre bağlıdır:1 .fizyolojik seks dürtusü (ihtıyaç durumu), 2. edinilmiş bilgilere dayanan cinsel yakınlaşma ısteğı, 3. cinsel olmayan basmakalıp ve bireyin çevresiyle ilişkilerine dayanan dürtüler. Hazırlanma evresi başarıh olursa, birey kendini potansiyel cinsel eşe daha yakın ve cinsel eyleme götürebilecek bir durumda yani hazırlık evresinde bulucaktır. Cinsel yanıtın bu evresinin üç amacı vardır. 1.Cinsel yanıt için kişiyi hazırlama, 2. Genel dokunma ve cinsel dokunmanın getirdiği hoşnutluk hissi 3. Cinsel olmayan duyuların tatmini. Hazırlık evresi birey için cinsel uyarıcı olan veya olmayan fiziksel yaklaşımların gerçekleştiği evredir. Kişi kendini ilişkiye istekli olup olmamakta test eder. Örneğin kişi cinsel durumda kendini cinsel uyarı oluşturamayan becerıksız veya uyumsuz bir eşle bulabilir, sonuç olarak cinsel eyleme devam etme isteğı azalabilir ve bu durumdan uzaklaşılır. Aksine cinsel hazırlık tatmin ediciyse yerine getirme evresi başlar. Artık amaç, genital, duyusal, bıreylerarası ve cinsel olmayan dürtülerin tatmınidir. Orgazmla sonuçlanır. Yerine getirme evresi sayısız uyarıya bağlı, cinsel ilgı üzerine olumlu ve olumsuz gerı etkiler yapan refleksleri bütünüdür. Erkekte orgazm, refractor bir periodla izlenir. Bir süre için cinsel ilgi azalır. Diğer taraftan kadında refractor faz yoktur, orgazm cinsel arzuyu artırır, orgazmik yanıt, daha fazla seksüel ilgiye neden olur. Cinsel yanıt bireysel ve değişkendir fakat kabaca dört faza ayrılır: 1. Uyarı, 2. Plato, 3. Orgazm 4. Çözülüm Uyarı fazının en belirgin özelliğı erkekte penil ereksiyon (sertleşme), kadında vaginal kayganlık ve klitoral belirginleşmedir. Penil ve klitoral erectil yanıt, her iki sekste aynı sinirsel ve damarsal mekanizmalarla oluşur. Vajınal kayganlık iki kaynaktan gelir. Bartolin bezlerinin salgısı ve vajen etrafındaki damarlardan, kan dolaşımı artışıyla vajen duvarından direk sıvı geçişi. Erkekte kayganlık Littre glandları ve bulbouretral glandların salgısından oluşur ve bazen bu salgı spermatozoa (döl hücresi) içerebilir. Genelde vajinal kayganlık kadında tatmin edici bir ilişki için önemli bir belirleyici olmaktayken, erkekteki kayganlık ejakülasyon olmadan oluşan döllenmeleri izah eder. Plato fazının en önemli tarafı orgazmik refleksin tetiğini çeken seksüel ve nöral hazırltğın oluşmasıdır. Plato fazı temelde cinsel uyarılma halinin, bireysel veya bireylerarası (mastürbasyon, coit) sayısız seksüel uyarı metodlarıyla sürdürülmesidır. Ereksiyon ve vajinal kayganlıkta dalgalanmalarla yoğunluğu ara ara değişebilir. Bu dalgalanma, bazen blreyde, istem dışı azalma ve bitme ile karşı karşıya gelebilme korkusu yaratır. Bu endişe (performans endişesi) gerçekten bazen tümüyle uyarılma halinin kaybolmasına neden olabilir. Plato fazının sonunu orgazmın başlaması belirler, fakat orgazmik refleksin tetiğini çeken mekanizma tam bilinmiyor. Orgazm öncesi duyuda, daha fazla uyarı gerektırecek şekılde bir artış oluşur. Bu her iki sekste orgasmın geleceğinin hissedilmesını sağlar. Erkekte bu kaçınılmaz ejakülasyon olarak adlandırılır, kadında Normal cinsel fizyoloji isteminden öğrendiklerindeki final yol tilenler değil, bu konuda sözel olmayan çocuklar tarafından zihinlere kaydolur andan ve sıcak, sıınıriayıcı olmayan blr , cinsel inhibisyon görülme olasılığı az>irbirlerine sınırlayıcı tarzda davranan un orgazm sıklığı onun babasıyla olan lan istatistiklerde en belirleyici faktör klarıyla ebeveynlerine sordukları cinsel c, sorunun ebeveynlerinde uyandırdığı ite alınır ve korku, endişe, utanma kız<<ötü birşey olduğunu düşünmesine yol <kca tartışılmasından utanır, iyi çocukinanır. Cinsel konuda bilgi edinmekten neye kalkarlar. İyi düşünülmemiş ve erfikir nedeniyle cinsel performansın çok taşansızlık durumunda bunun felaket hakkında yeterli anotomik bilgiye sahip ilduğunu zanneden bir kızda, kolaylıkla \er, korunma yöntemlerini daha iyi uyk ve cinsel bulaşıcı hastalığa yakalantundaki tüm deneyimler göstermişti kl 3 en iyi araç değildir, asıl belirleyici olan ının temelini onun kendi cinsel kimliğiyeljrlenişi, daha doğumda, doğumu yapşlar. Tayin edilen cinsiyet çekirdek cinyetine uygun rolleri öğretir. Bazen ilk :eltilmeye çalışılır. Fakat görülmüştür ki undan sonra ki değişiklikler güçtür. bir ad verilmemiştir. Ejakülasyonun kaçınılmazlığı başlangıçta nisbidir, uyarıyı azaltma, bu sıkışma hissi atlatılmasını sağlar ve böylece orgasm kontrol altına alınır, fakat daha sonra artık kaçınılmaz şekilde gelir ve uyarı olmasada gerçekleşir. Tek başına orgasmı açıklamaya yetmese de tetik mekanızmanın, penıs ve klıtorısten olan uyarının yaratttığı nöral olaylar olduğu düşünülür. Başlangıçtaki nöral tetik mekanizma sonrası, kadındakı orgasmik kontraksiyonların ve erkekte ejakülasyonun sonuna kadar pek çok serı olay oluşur ve plato fazı nerde bitmiş, nerede orgasm başlamıştır, ayırmak güçtür. Erkekte başlangıçta sempatik uyarı vas deferens boyunca testisteki duktuslarda peristaltik kasılmalar oluşturur ve sperm uretra içine ilerler. Aynı zamanda seminal vesikül ve prostat rıtmık kasılmalar yapar ve daha önce bul* bouretral kanallardan salgılanmış salgıyla karışır. Bu sıvı karışımı semen olarak bilinir. Kaçınılmaz ejakülasyon olarak birey tarafından hıssedılır. Semen penisin erktil dokusunun tabanındaki iskelet adelelerinın rıtmık kontraksıyonlarıyla dışarı atılıncaya kadar, belli bir basınçla iç uretrada kalır. Bu olayı ılgilendıren nöral yolda herhangı bir patoiojıyle refleksin kesintiye uğraması kesın ejakülasyonda bozukluklar yaratır. Kadında orgasm, hem uterus hem de pelvis adelelerinde ritmik kasılmalarla karekterizedir. Fallob tublerinde de organize kontraksiyonlar oluşur. Kadında orgazmik mekanizmanın fizyolojisi aynı olmakla birlikte erkekten farklı olarak orgazmik deneyimle ilgili bireysel tanımlar erkekler gibi aynı değil farklılıklar gösterir. Erkekten dığer bir farkıda tekrarlayıcı oluşudur. Böylece kadın orgasmik fazdan plato fazına plato fazından orgasma geçebilir. Bazı kadınlar birçok orgasm yaşayabilirken bazısı da tek orgasm şeklinde yanıta sahip olduklarını belirtirler. Tekrarlayan orgazm durumu bazen patolojik bir hal alabilir status orgasmicus olarak adlandırılır, orgasm ağrılı bir uzama gösterir. Böylece kadında orgazm seksüel uyarılma üzerine ya pozitif ya da negatif geri etkiye sahıpken erkekte sadece negatif etki vardır ve cinsel uyarılara yanıtın kaybolduğu refrakter bir fazla izlenir. Refraktör faz yaşla ilgilidir, genç erkeklerde çok kısayken, yaşla gıderek uzar. Erkeklerin bu konuyu bilmesi gerekir, çünkü yaşlanan erkeklerde, kendilerinde gerçekte olduğundan fazla orgazm beklentisi seksüel yetersizlik inancına götürebilir. Çözülme fazı orgazm ve uyarılma olaylarının tümünün kesilmesiyle karekterizedir ve erkekte orgazmdan kadında son orgazmdan sonra gelir. Yazı cinsel fonksiyon bozuklukları bölümüyle sürecek Dr. ' SSK Istanbul Eğıtım Hastanesi Kadın Dogum Kliniği Şef Yardımcısı alıfornıya Üniversitesı'nde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, ölümcül hastaların yaşamlarını uzatmak amacıyla verilen çabalar genellikle ölümü erteliyor. 10 bini aşkın ağır hasta üzerinde yapılan ve ABD'de bugüne dek gerçekleştirilmiş en geniş kapsamlı araştırma olarak bilinen bu klinik çalışmanın sonuçları Amerikan Tıp Birliği'nin kasım sayısında yayımlandı. Robert Wood, Johnson Vakfı'nın desteğiyle gerçekleştirilen 28 milyon dolarlık araştırma, hekimlerin hastanın kurtulma şansı konusunda açık bir bilgi vermediklerini, hasta ve yakınlarının ıse bu konudaki isteklerini vaktinde belirtmekten yoksun olduklarını ortaya koyuyor. Araştırma, ölüm döşeğindeki hastaların beklentileriyle karşılaştıkları davranış arasında bir uyumsuzluk olduğunu, yüksek teknoloji ve gelişmiş yöntemlerle donanmış hastane çevreierinin yaşamı korumayı hedeflediklerini gösteriyor. Oysa ki bu yöntemler ölümü geciktirdiğı gibi, daha acı ve mekanik bir sürece dönüştürüyor. Sorunun bu yönteme ne zaman ve nasıl son verileceği konusunda yeterli bir bilgiye sahip olunmamasından kaynaklandığı belirtiliyor. Hekim, hasta ve yakınlarının aralarında ıletişim kurmalarını sağlamak üzere özel eğitilmiş ekiplerin kullanılması durumunda bile pek farklı bir sonucun elde edilememesi araştırmacılar tarafından da hayretle karşılanıyor. Ölüm döşeğindeki hastalar ve yakınları bu olumsuz durumdan haberdar olmakla birlikte, hastanın çektiği onca acıya karşın yaşamını uzatmak için gerekenin yapılmasında bir direnme eğilimi olduğu görülüyor. Bu eğilirne yol açan nedenlerın toplumsal olduğu, hekimlerin yaşam kurtamak yönünde eğitildıklerı, onlar ıçın ölümün bir başarısızlık sayıldığı, hasta ve yakınlarının da hekimlerden sürekli tansık yaratmalarını beklemek eğiliminde oldukları belirtiliyor. Tıp çevreleri sisteme daha esnek bir uygulama getirilmesı gerektiğini, bunun da hastanın bakıcı konusunda karar verebıleceği bir konumdayken bizzat kendisine danışılarak yapılabileceğini ileri sürüyor. Yetkililer gerekli görülecek sağaltım yöntemleri ve sonuçta meydana gelecek yaşamın niteliği konusundakı tartışmaların genellikle hastanın bu konuda karar verme yeteneğını yitirmelerıne dek gündeme getırilmediğini ileri sürüyor. Araştırma, hekimlerin hastaların %47'sinin kalp masajı isteyip istemediği konusunda bir bilgiye sahip olmadıklarını, yaşamlarınm son üç gününde iletişim kurabilen hastaların yarısının ise çok acı içinde olduklarını dile getirdiklerini ortaya koyuyor. Uzmanlar ölüm döşeğinde acı çekmenin sağlık hizmetleri açısından olumsuz bir nıtelık taşıdığını bu nedenle de hekim ve hasta yakınlarının elele vererek birlikte bu tür hastalara uygulanacak bakım konusunda bir karara varmaları öneriliyor. 4557
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle