24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ORMAN YANGINLARI Ormanlarımmız neden ve nasıl yanıyor? Yürürlükteki ormancılıkla ilgili yasalarda sık sık yapılan değişiklikler, ve bunların da orman kıyımını özendirici nitelikte olması Türkiye'de orman yangınlarına yol açan bir etkindir. Doç. Dr. Yücel Çağlar* kıllı, duygusal Prometheus ormanları yakmak Için de kullanacaklarını bilseydi onca acıyı göze alıp Zeus'a kafa tutar, ateşi çalıp yine insanlara verir miydi? Sanmıyorum; yaratıcı Prometheus böyle bir hataya düşmezdi. Ister çaresizlik, ister bilinçsizllkle açıklansın. Insanlar Prometheus'u yanıltmayı sürdürüyor ne yazık ki. Göz göre göre yakıyorlar ormanları. Istatistiksel veriler bu gerçeği açıklıkla ortaya koyuyor. Sözgelimi, Orman Genel Müdürlüğü'nün (OGM) saptamalarına göre Türkiye'deki orman yangınlarının % 23.7'si "ihmal" ve % 27.8'i de "kasıt" sonucu çıkıyor (1). Bu yangınlarla, 19371993 döneminde, tam 15 milyon dönüm orman yanmış ülkemizde. Yalnızca geçtlğimiz yıl 2554 orman yangını çıkmış ve/veya çıkanlmış ve 140 bin dönüm orman yanmış. Görünüşe bakılırsa bu yıl da, en az bu genişlikte ormanımız yanacak ve bu hüzün verici süreç, belki de bir kanş orman kalmayıncaya değin sürecek. Peki neden çıkıyor ve/veya çıkarılıyor orman yangınları? 19601986 döneminin verilerlne göre, Türkiye'de çıkan orman yangınlarının % 47.1'Inin nedeni bilinmiyor; neden? Üstelik bu oran 19761986 döneminin gerçekleşmelerine göre % 51.8'dlr. Demek oluyor ki, son yıllarda "nedeni belirsiz" (!) orman yangınlarının oranında, neredeyse % 5'lik bir artış olmuş; neden? Neden bu sorular hâlâ yanıtlanmıyor? A Sanınm, yanmaya ormanlar denli tutkulu bir başka ekosistem yoktur. Her orman ekosistemi değil kuşkusuz: öyle orman ekosistemleri var ki, ağaçlarının tohumlan ancak bir yangından sonra daha kolay çimlenebiliyor ve kozalakları yalnızca çok yüksek sıcaklıklarda açılabiliyor. Kimi orman ekosistemleri ile yanma koşullarını kendisi üretebiliyor: Sözgelimi, odunu yüksek oranda reçine vb. yanıcı maddeler üretebiliyor; alt katmanlarında kolay yanabilen bitki örtüsünün yetişmesine uygun ortamlar yaratabiliyor; ibre, kuru dal vb. kolay yanabilir maddeleri sürekli olarak üretip toprak üzerinde biriktiriyor. Böylece, geriye bir kıvılcım kalıyor. Onu da ya Prometheus'un çocuklan ya da doğa, herhangi bir yolla sağlıyor. Yanma olayının ancak "yanıcı madde + oksijen + sıcaklık" bileşlminin ortaya çıktığı durumlarda gerçekleştiği biliniyor. Bu, orman yangınları özelınde de gerekli ve yeterti bir koşuldur. Ancak, orman yangınlannı "orman yangını" yapan, yan Yanma tutkusu Türkly»'de orman yangınlannın % 23.7'al Ihmal, %27.8'l kasrt yuzundan çıkıyor. ma sürecinin gerçekleştiği ortamın konumu, iklimi, arazi yapısı, bitki örtüsü vb. ancak veri alınabilecek koşullar ile yanmanın zamanıdır. Yanma herhangi bir nedenle bir kez başladıktan sonra tümüyle bu, değiştirilmesi neredeyse olanaksız olan koşullara bağlı olarak gelışir; ya şiddetlenip yaygınlaşır ya da kendi kendine söner. Sözgelimi; * Güneşli, sıcak, kuru ve rüzgârlı hava (en yüksek hızına özellikle yüzeyden 500 m. yükseklikte ulaşan "alçak düzeyli jet rüzgarian"); * Engebeli, yüksek eğimli ve kayalık arazi; * Sırasıyla kızılçam, karaçam, meşe ağaçlarının oluşturduğu ormanlar ile maki ve mevsimlik bitkilerin oluşturduğu topraküstü bitki örtüsü; * Güney ve güneydoğu konumlar; orman yangınlannı şiddetlendirici ve yaygınlaştırıcı dogrultuda etki yapabiliyor. Yangınlar neden çıkıyor ve de çıkanlıyor? Türkiye'de ormanlann yapısal özellikleri, arazi yapılan ve iklim koşullan orman yangınları için uygun ortamlar yaratmaktadır. özellikle, yazları kurak ve uzun geçen Ege ve Akdeniz bolgelerindeki kızılçam, karaçam ve fıstıkçamı ormanları maki örtüsünün yaş, sıklık, ormanlçl açıklıklann fazlalığı, belirli aylarda şiddetlenen kuru rüzgâıiar yangınlara uygun doğal koşulların başında gelmektedir. Arazi yapılan ise bu koşullan pekiştirmektedir. Sözgelimi Ege Bölgesı'nde dağlann ve aralarındaki derin vadilerin kıyıya dik uzanması bir yandan kolay yanabilen bitki örtüsünün kıyıdan daha derinlerde de yetişme koşullarını yaratmakta bir yandan da kara içlerine yönelik hava akımlarının oluşmasına yol açmaktadır. Oysa Akdeniz Bölgesinde dağlar kıyı Nasıl yanıyor? ya paraleldir ve bu durum, Arabistan çöllerinden gelen hemen hemen tümüyle nemsiz, kuru hava kitlelerini, Kuzey Karadeniz üzerindeki yüksek ve Suriye üzerindeki alçak basınç nedeniyle kuzey yönlü rüzgarlara dönüştüntıektedir. (2) Ege ve Akdeniz bolgelerindeki toplumsal ve ekonomik yaşam ise yangına uygun doğal koşullarda "tutuşturucu" Işlevini gören tutum ve davranışları üretmektedlr. Sözgelimi, bu bölgelerde ormanlann içinde ve bitişiğinde yerleşik köylülerin oranı görece olarak daha yüksektir. Ormanlann içinde ve bitişiğinde yerleşik köylerin oranı Türklye genelinde % 33.7 iken bu oran Antalya'da % 53.4, Balıkesir'de % 48.4, Çanakkale'de % 65.2, Içel'de % 51.4, Istanbul'da % 60.3 ve Izmir'de de % 53.7'dir. Geçimlerini, ormanlardan dönüştürdükleri verimsiz tarım alanlarında, son derece kısıtlı olanaklarla yaptıkları tarım bitkisel üretim ve yine hemen hemen tümüyle ormanlarda yaptıklan hayvancılıkla sürdürmektedir. Başka bir söyleyişle bu yörelerde orman alanları, kırsal nüfusun, hemen her yönden kurtancısıdır: Bu yurttaşlarımızın yerleşme, bitkisel üretim ve hayvancılık etkinlıkleri ve zaman zaman da orman işçillği beklentisi, "ihmalli" (!) ve "kasıtlı" orman yangınlarına yol açan dinamiklerin başına gelmektedir... Yine Ege ve Akdeniz bölgelerinde, özellikle kıyıya yakın yörelerdeki arazilerin rantı son derece yüksektir: Orman iken zeytinlik, tütün vb. tanm arazilerine dönüştürülmüş alanlar ve bu arada da makilikler, özellikle turizm ve yazlık konut siteleri için cekici araziler, arsalardır. Bu bağlamda, Istanbul ve Izmir gibi yörelerde makilikler ve yeni ağaçlandırılmış alanların kentsel arazi vurgunculan tarafından ele geçirme savaşının yol açtığı orman yangınları da anımsanmalı. Ormancılık politikalarında ve bu arada da yürürlükteki ormancılıkla ilgili yasalarda sık sık yapılan değişiklikler ve bu değişikliklerin de çoğunlukla orman kıyımını özendirici nitelikte olması da Türkiye'de orman yangınlarına yol açan bir etkendir. Sözgelimi; 1982 Anayasası'nın 170. maddesine göre; "I) 31.12.1981 tarihlnden önce bilim ve fen bakımından orman niteligini kaybetmis yerler; II) blllm ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen alanlar; iii) sehlr, kasaba ve köy yaptlannın toplu olarak bulunduğu araziler" orman sınırları dışına çıkarılabilmektedir. Orman yasasında 1980'li yıllarda bu dogrultuda yapılan düzenlemelerle her yıh 350400 bin dönüm orman alanının ormancılık rejimi dışına çıkanlarak buraları ormansızlaştıranlara bırakılmasına yasal dayanaklar sağlanmıştır. 1980'li yıllarda orman yasasının tam beş kez değiştirildiği, ormanlann ve ormancılık çalışmalannın da özelleştirilmesi tartışmalannın yaygınlığı anımsanırsa ormancılık politikalarındaki kargaşanın boyutlan daha kolay 3854
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle