24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B İ L İ M KÜLTÜR TEKNOLOJİ Kara madde kuramı Her dinin bir yaradılış felsefesi vardır.Bilimin yaradılış felsefesi ise Big Bang kuramıdır. Vehbi Belgil E vren, yanl uzayın derlnllklerini dolduran galaksiler, yıldızlar, kuyruklu yıldızlar, gezegenler, uydular nasıl ve ne zaman oluştu? Ne zaman ve nasıl son bulacak? Insanoğlunun, düşünmeye başladığı günlerden bu yana kafasını hep kurcalamış olan bu konu, Ocak 1993'ün ilk haftasında bir kez daha gündeme geldi, dünyanın ünlü gökbilimcilerl tarafından enine boyuna konuşuldu. Amerikan Astronomi Derneği'nce Arizona'nın PhoenU kentinde düzenlenen toplantının amacı 5060 yıl önce ortaya atılan, fakat ilk anda alaya alınan bir iddianın açıklığa kavuşturulması idi. Iddia şu idi: "Big Bang" olayı ile uzay boşluğuna saçılmış olan maddelerin büyük bir kısmı (20 trilyon güneş kitlesine yakını) kayıp. %99 oluyor bu... Başka bir deyişle.biz, saçılmış maddelerin sadece %1'ini görebilyoruz. Bu %1'in içinde büyük gök cisimlerinin tamamı bulunuyor. %99 kısmı ise görünmüyor. Buna "Kara Madde" diyor gökbilimciler... Evet, hava gibi mevcut olan bu madde onun gibi görünmüyor. Ama, Einstein, işi bu kadarla bitirmiyordu. Ona göre, her ışık, yakınından geçtiği madde kitlesine göre büküle büküle ilk çıktığı noktaya dönüyordu. Bu durum uzayın yuvarlıklığının kanıtı idi. Kısaca uzay, bir balonun iç yanı idi, kendi üzerine kapalı bir sistemdi: Bir ucundan öbür ucuna çapı değişmiyor, aynı kalıyordu. Işık, balonun içinde kalmış sinek gibi dışarı çıkamıyordu. Einstein'in görecelik kuramları fızik biliminin temellerini değiştirdiği için bütün bilginlerce benimsenmişti. Bunlardan biri de Hollandalı Gökbilimci VVİIIem de Sitter idi (18721934). De Sitter, Einstein kuramlarının Ingiltere'de tanınmasında yardımcı olmuştu. Ancak, bir noktada kendi tılış felsefesi var. Buna "Cosmogony" deniyor. Bugün genellikle benimsenen yaratılış felsefesi Big Bang kuramıdır ve Belçikalı Rahip George Edouard Lemaitre (18941966) tarafından ortaya atılmıştır. Ultraviyole uzay teleskopu Israil, yeni yıldızlar, galaksiler, gökcisimleri için yeni bir teleskop geliştirdi. Israil, her alanda olduğu gibi uzay teknolojisi alanında da iddiasını sürdürüyor. Israil'de tasarlanan ve üretilen yeni bir ultraviyole uzay teleskopu, yeni yıldızlar galaksiler ve gök cisimleri için yapılan araştırmalarda kullanılacak. Teleskop, TelAviv Üniversitesi, Israil Uzay Kurumu ve ElOp Sanayi Kuruluşları'nın ortaklaşa çabalarıyla 1995'te uzaya fırlatılacak uzay gemisinde araştıran "gözleri" olacak. Ultraviyole menzilde uzay cisimlerini gözlemek için uzaya gönderilecek roketlerle ilgili birçok ülkenin katıldığı ilk bilimse! amaçlı proje ihalesini kazanan Israil'in en büyük elektrooptik sistem kuruluşu olan ElOp, askeri sistemiyle uluslararası ün kazanan bir kuruluş. Uzay çalışmalarıyla ilgili başkan, Eytan Reis: "Uzay teknolojisine geçmek için temel altyapıya sahibiz, atmosfer ultraviyole radyasyonu da gittiğiden yerden UV tayfını tam olarak gözlememiz mümkün değildir. Uzak ve zayıf ışıklı yıldızların fotoğrafını çekmenin tek yolubilimsel aletleri uzaya çıkarmaktır" dedi. Edinilen bilgilere göre, Tauvex (TelAviv) Üniversitesi ultraviyole araştırma cihazı evrenle ilgili bilgilerdeki boşluğu doldurmak üzere tasarlandı. Tauvex, beyaz cüceleri (yüksek enerjiyle UV radyasyonu yayan genç yıldızları), çift yıldızları (uzayda ikişer ikişer dolaşan yıldızlar) ve gök cisimlerini (evrenin bir ucundaki) çok parlak cisimler yakın mesafeden görebilecek, TelAviv Üniversitesi'ndeki Wise Gözlem Evi'nin astronotu. Dr. Noah Brosch "Gök cisimleri için şimdiye kadar yapılan araştırmaların en verimlisi olacak. UV optik renkleriyle belirlenecek. 10.000'den fazla yeni gök cisminin kataloğunu çıkartmayı ümit ediyoruz. Bugün, yeryüzünden yapılan incelemelerle bunlardan sadece 4000'i bilinmektedir" dedi. Mekiğe bağlı görütüleme sistemlerinden daha uzun süre yörüngede kalmak üzere tasarlanmış olan uzay gemisi, elips şeklinde bir yörüngede hareket edecek. Cismin yörüngedeki dünyadan en uzak noktası 200.000 km olacağından yörüngeye girmesi üç gün alacak yörüngedeki uzaklığı dünyaya az olan bir uydunun yörüngeye oturması genellikle bir buçuk saat alacak. Uydunun uzayda üç yıl kalması ve teleskopların bu süre boyunca arızalanmaması gerekiyor. Başka bir görüş Galaksilerin bize göre gittikçe uzaklaştıkları fikri Amerikalı gökbilimci Edvvin Hubble (18891953) tarafından da benimsenmişti. Rahip Lemaitre bu fikre şunu eklemişti: Gök cisimleri blzden uzaklaştıklarına göre zamanı geri çevirirsek, bunların bir yerde buluşmaları gerekir. Nitekim, patlayan bir bombanın filmi alınır, geriye doğru oynatılırsa etrafa dağılan parçalar bir noktada bir araya gelirter. Bu birleşme noktasına Rahip Lemaitre "Cosmic Yumurta" adını vermiştir. Patlayan bombanın parçalan çevreye saçılır, fakat hızları kesilince geriye dönerler. Kozmik yumurtanın parçalan sonsuza dek bizden ve birbirlerinden uzaklaşacaklardır. Çünkü, parçalan geri gönderecek bir kuvvet yoktur. Genişleyen evren Su da öyle değil mi? Suyun büyük bir kısmı buz halinde kutuplarda. Bir kısmı da yeraltlarındaki nehirler, mağaralar, denizler ve göllerde. Hatta yeraltı buzlarında... Peki, henüz kuram halinde tartışılan bu kara maddenin gerçekten var olduğunu benimseyelim bir an için. Ne çıkacak bundan? Şu çıkacak: Big Bang ile uzaya saçılmış maddeler sonsuza dek uzaklaşmayacak, bir an gelecek, kara maddenin karşı koyması ile geri dönmeye başlayacak ve Big Crunch (Büyük Çatırtı) denen bir olayla son bulacak. Bu da evrenin sonu olacak: Tıpkı yokuşa tırmanan bir trenin, rüzgarın karşı koyması ile hızının kesilip istasyona dönmesi ve karşılaşacağı bir katara blndirip parçalanması gibi. Sözümüzün bu noktasında aklımıza ilk gelecek soru şudur: Nereden çıktı durup dururken bu kara madde konusu? Konuyu iyi anlayabilmemiz için yüzyılımızın başlarına, Einstein'ın görecelik kuramlarının ortaya atıldığı zamanlara dönmemiz gerecek. Büyük bilgin, uzayın yuvarlak olduğunu öne sürmüştü görecelik genel kuramında. Gök cisimleri, büyüklükleri ile orantılı olarak birbirlerini çekmiyorlar mı? Tıpkı bunun gibi, ışığı da çekiyor, onu yolundan döndürüyor. 1919 Mart'ındaki bir Güneş tutulmasında kanıtlanmıştı bu... Güneş, arkasındaki yıldızların ışığını kendine çekiyor, dirsek biçlmi veriyordu. Su ile benzerlik Uzay yuvarlak mı? sinden ayrılıyordu: De Sitter'e göre uzay kendi üzerine kapalı bir sistem değildi. Yuvarlaklık gitgide azalıyordu. Sonsuza dek şişirilecek bir balonun yuvarlaklığı gittikçe azalmaz mı idi? Amerikalı gökbilimci Hubble, evrenin durmadan genişlediğini kanıttamamış mı idi?.. Sonunda, Einstein da De Sitter'ın iddiasına katıldı. Hollandalı gökbilimciye göre evrenin bir ucundan öbür ucuna kadarki uzaklık iki milyar ışık yılı idi. Bu büyük boşluk içinde 80 milyar galaksi vardı. (Bu sayılar her yeni buluşla çok cüce kalıyor.) Her dinin bir yaratılış felsefesi ile bir kıyamet felsefesi vardır. Çünkü dinler doğa olaylarını kendilerine göre açıkladıkları savındadır. Tabii, bilimlerin de birer yara Big Bang kuramı işin bu aşamasında Isviçre asıllı Amerikalı bir gökbilimci devreye glrdi. Fritz Zjycky adlı bilim adamı idi bu (1898). Süpernovalarla ilgili idi; hep onları inceliyordu. Bu arada, evrenin yaratılışı konularına da el atmış, şu sonuca vamıştı: • Büyük Patlama ile çevreye saçılan cisimlerin %99 kısmı kayıp. Bu kayıp parçalar, madde olarak galaksilerin, yıldızların arasındaki boşluğa saçılmışlar. Biz buniarı göremiyoruz. Uzayda mutlak sıfır noktası (273 küsur derece) ısıda bulunmaları, bunların normal cisimler gibi olmalarını önlüyor. • Çok uzaklardaki galaksiler o kadar hızla dönüyorlar ki, bunların bu hızdan dağılmaları gerekirken biçimlerini korumaları, kara maddenin dağılmayı önlemesi ile anlaşılabilir: Sert rüzgarlı havada rüzgarın bizi önlemesi gibi. • Galaksilerin dağılmalarını önleyen kara madde, Kozmik Yumurta'dan saçılan maddelerin sonsuza dek bizden uzaklaşmasını önleyecektir. Bunun sonucu, kara madde de dahil, saçılan bütün cisimler Kozmik Yumurtada yine birleşeceklerdir. Ama, kaç milyar yıl sonra? Bunu kimse kestiremiyor. Kara madde biraz da "ether" dediğimiz şeye benzemiyor mu? Biz buna "esir" diyorduk. Madde engeli tanımayan, her yere girip çıkan bir ether... Kara madde kuramı 38113
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle