Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AĞAÇLARIMIZ Köyleşen İstanbul'un simgesi, kavaklar Kentlere kavak ağacı dikilmemelidir. Tüylü tohumları ilkbaharda havada uçuşarak Istanbullu'ya pencere açtırmaz. Faik Yaltınk* umhuriyet dönemlntn llk yirml yılında (II. Dünya Savaşı'nın sona Csonra) Istanbul'da bahçeler ermesinden ve yeşil Üstte Levent'teki gecekondu bahçelerine dlktlmlş olan kavaklar (Foto: F. Yaltınk, 1993) Sağda İse kırsal 'kesimden göçüp gelmlş Anadolu Insanının alışkanlığı: Gecekondu ev bahçesine köyünde gördüğü kavağı dikmiştir. Mekân İse Feriköy'On aşağı keslmlert (Foto: H. Müderrlsoğlu, 1993) madan önce olur. Tozlaşma (erkek çiçek tozlarının/polenlerin/dişi çiçeklere taşınması) rüzgârlarla olur. Döllenme rüzgâra, bir diğer ifade ile tesadüfe bağlı kaldığı için, kavakların havaya çok sayıda çiçek tozu salması gerekmektedir; nıtekim, bunu yapabilmek için de kavakların erkek çiçekleri zengin kurul oluştururlar. Dişi ağaçların çiçek kurullanndaki her bir çiçeğin ovaryumu döllenir döllenmez, değişerek çoğunlukla iki, bazen dört parçaya açılan kapsül meyveye gelişir. Meyvenin içinde de sayısız küçük tohumlar vardır; tohumlan çepeçevre pamuksu tüyler sarmıştır; bu tüyler, tohumlann uçmalarına, uzak mesafelere taşınmalanna yardımcı olurlar. Erkek kavak ağaçlannın çevreye saçtıkları polenler, bazı hassas bünyeli insanlarda, deri kızanklıklarına, saman nezlesine sebep olmaktadırlar; alorji yaparlar. Fakat asıl önemli olanı, diğer ağaçların meyve kurullanndan etrafa saçtıkları, havada uçuşan milyonlarca pamuksu tüylü tohumlardır. Lütfen poİen ile pamuk tüylü tohumlan birbirine karıştırmayınız. Polenler gözle görülmeyecek kadar küçüktürler, ancak mikroskop altında farkedilebılirler. Havada uçtuğunu gördüğümuz beyaz nesneler tohumlardır. Havalann birdenbire ısınması, sıcak bir mayıs ayı tüm kavak meyvelerinin birden olgunlaşıp açılmasına, tohumlann etrafa dağılmasına neden olur. Bu nedenledir ki bazı Batı ülkelehnde, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin bazı eyaletlerinde kent ve kasabalara kavak ağaçlannın dikimi yasaklanmıştır. alanlar açısından büyük bir değişiklik olmamıştır. Fakat şehirleşme ve özellikle 1950'li yıllardan sonra süratli bir sanayileşme, Istanbul nüfusunun hızla artmasına sebep olmuş, bu zorunlu, bilinçsiz ve plansız yerleşmelerin kötü etkileri Boğaziçi ve yakın çevresi ile bir zamanlar İstanbul'un "Rivierasf sayılan Fenerbahçe, Kalamış, Erenköy ve Bostancı semtlerinde görülmüştür. Ahşap evler ile yalılar, köşk ve konaklar, arsaya (araziye) olan talebln birdenbire artması üzerine, yıktırılmış veya yakılmış yerle bir edilmişlerdir; bugün mevcut olan bir villa ertesi gün yok olmuştur; bunların parsellenen bahçeleri üzerinde birbirinin sırtına binen, beş on katlı beton blnalar yükselmiştir. Bu insafsız yıkımdan kurtulmuş, tek tük bahçeli evler ile villalar ise, sahiplerinin kanunlara karşı saygılı olması yüzünden etraflarında yükselen apartmanlar arasında sıkışıp kalmışlardır. Böylece, bir zamanlar bahçeleri süsleyen guzelim nadide ağaçlar kesilip devrilmlş, parçalanıp yok edilmişlerdir. 1947 yıhndan bu yana Istanbul'da, kırsal kesimden iş bulmak için evini barkını bırakıp göçen yılda 250300 bin kişinin dağdataşta, bayırda, Boğaz görünümlü yamaçlarda, çoğunlukla kamu arazileri üzerinde kaçak olarak inşa ettikleri çarpık yapılarda, "gecekondularda" yaşamaktadırlar. Onlann küçük birer bahçeleri de vardır; bu evlerde yaşayan kırsal kökenli insanlar bahçelerine çoğunlukla, köyünde gördüğü biçimde kavak dikmişlerdir. Her yıl ilkbaharda bu kavaklar, havada uçuşan milyonlarca pamuksu tohumlannı etrafa saçarken, Istanbullu uzun bir süre pencerelerini açamaz duruma gelir; yolda yürüyenlerin ağzına, genzine kaçar, şaşkına çevirtir. Denebilir ki "kavaklar", İstanbul'un köyleştlğinin bir göstergesidir veya simgesidir. Osmanlı döneminde ve Cumhurlyet'in rahat yaşanır döneminde Istanbul'a hiçblr zaman kavak dikilmemiştir. Billndiğl gibi, birçok ağacın aksine kavaklar iki evclklidirler; yani, erkek ve dişi çiçek taşıyan ağaçlar ayrıdır; bir ağaç erkek çiçekleri taşırken, diğer başka bir ağaç dişi çiçeklerl taşır. Kavaklarda çiçekler teker teker değil, birçoğu biraraya gelerek "kedlcik" durumunda aşağıya doğru sarkan Bir dlşl kavak ağacında, olgun meyve tohumlannı taşıyan yap kurullan oluşturuıiar. raklı dallar, pamuksu tuylen sanlmıs olan tohumlar çevreye daÇiçeklerin açılması ğılmak uzere (Foto: Fmlk Yaltınk, 1909) her zaman yapraklan Kavaklar hızlı büyüdükleri ve odunlan çok değişik yerterde kullanıldıkları için ekonomik önemi olan ağaçlardır; bunun için, köylere, nehir ve dere koylanna dikilecek ağaçların başında gelmelidir. Fakat zorunluluk olmadıkça şehirlere, yoğun yerieşim yerine, sayfiye yerlerine dikilmemelidir. İstanbul'un Boğaziçi kıyılannda; Haliç'to özellikle Hasköy ve Sütlüce'de; Kadıköy, Erenköy ve Bostancı ile Adalarda, Osmanlı döneminin son iki yüzyıl içerisinde zenginlerin, özellikle yabancılann ve azınlıklann yaptırdıklan birbirinden güzel, son derece görkemli köşk, konak ve yalılann bahçelerine Avrupa fkdanlıklanndan getirdikleri egzotik ağaç ve çalı türlerini diktirmişlerdir. Orta halli Istanbullu da ahşap evinın bahçesine ıhlamur, fıstıkçamı, servi, sedir, dut, nar, erik, yasemin, morsalkım, asma veya acemborusu gibl ağaç, çalı ve sanlıcı bitkileri dikmiştir; kavak dikimi hiçbir zaman akla gelmemiştir. Adalar'da. son yıllarda köşk ve konaklann el değiştirdiği, yeni mal sahiplerinin de bahçelerine kavak ağaçlan diktirdikleri tarafımızdan saptanmıştır. Istanbulumuzun sayfiye beldesi Adalara kavak dikimine mani olmalıyız; üstelik kavak dikimi su sarfiyatını da artınr. Büyükşehir Belediye Başkanı'nın, özellikle park ve bahçelerin bakımından sorumlu Bahçeler Müdüriüğü'nün bu konuya eğilmeleri, tedbir almalan gerekir. * I.Ü. Orman FakOltasl Onnan Botaniği AnabiHm Dab Öysl 37816