Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O K U R D AN B İ Z E HAFTANIN GÜNDEMİ Bilim ortamı yetersiz... Ortaeğitimde bilimsel düşünmek., Ortaokul ve liselerde öğrenciler "dönem ödevleri" yapmak zorundalar. öğrenciler, öğretmenlerinin hazırladığı listeden seçtikleri konuyu araştırarak, kendi düşünce ve yorumlarım da katıp ödev olarak sunuyorlar. Meryem 'ın matematık dönem ödevi "Matematiğin diğer derslerle ilişkisi" üzerineydı. Kaynak seçımı, konunun belirlenmesi ve sımrlandırılması, alt konu başlıklarının saptanması vb. bir dizı soru sorduktan sonra ortaya ham bır metin çıkardı. Eksıklerı, gedikleri üzerine yeniden bir soru sorma faslının arkasmdan yeniden yazdı ve ödevini sonunda bitirdi; son gün mutlu bir şekilde öğretmenine teslim etti. ödevın hangi krıterlere göre ve nasıl değerlendirileceğini belirten yazılı metne baktım. Bilimsel bır çalışmada aranan kriterlerin çoğu vardı ve ödevde bunların neredeyse hepsi aramyordu. ödevde dipnotlar nasıl kullanılmış, kaynaklar nasıl toparlanmış ve yazılmış, yazının ana fikri nasıl genişletilmiş ve çerçevelenmiş, yan fikirler belirtilmiş mi, öğrenci sonunda kendi düşüncelerini yazmış ve yorumda bulunmuş mu?.. Bu değerlendirme krıterlerine göre, öğrenciden dört dörtlük bir araştırma isteniyordu. Ancak böyle bir araştırma yapabilmesi için, öğrencinin "Araştırma nasılyapıhr, bir konu nasıl araştırılır?" dersını görmesi gerekmez mi? Meryem 'e sordum böyle bir ders görüp görmediklerini. Hayır, dedi. Dönem ödevi düşüncesi çok çok iyi. Çünkü öğrenciye bir düşünme ve araştırma yöntemi kazandırmayı amaçlıyor. Ancak okullarda bu girışimin altyapısı henüz yaratılmamış. Bugünkü yaygın uygulamaya göre, öğrencilerin çoğu ödev konularını, buldukları tek kaynaktan, tek kıtaptan neredeyse olduğu gıbi aktararak tamamlıyor ve teslim ediyor. Okullara dönem ödevi konmasının temelinde yatan güzel düşünce, bu nedenle ne yazık ki hayata geçirilemiyor ve gerçekleştirilemiyor. Okula öğrencinin bağımsız kişiliğini kazanarak toplumsal hayata hazırlandığı, bir meslek, uzmanlık kazanmak içın gerekli en temel bilgileri edindiği yer olarak bakabiliriz... Ama belki de bunlardan daha önemlisi, okullar, öğrencinin düşünmeyi, tasarlamayı, bir konu üzerınde yoğunlaşmayı ve kendi yaratıcı ö'zelliklerini biryöntem dahilinde ortaya çıkarmayı öğreneceği yerlerdir ve öyle olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında, üniversitelerimiz dahil, ilk ve ortaeğitime verilebılecek not, koskoca bir sıfırdır. öğrenciye mümkün olan en fazla bilginin hamal gibi yüklendiği yerlerdir okullarımız ve en çok bilgiyi yükleyen okullar da en iyiler olarak ün salmıştır, ne yazık ki. Öğrencilerimiz bazen bir gezici kütüphane gibi donanımlı oluyor, ama bir konuyu nasıl düşünmesi, planlaması, araştırması gerektiğini bilemiyor genellikle. Bu durum, üniversitelerimizin de başlıca sıkıntısını oluşturuyor. ••* Barış Çaynak Marmara Unıversıtesı Tıp Fak.2. sınıf öğrencısıyım 17.4.94 akşamı Kanal 6 d a Sayın I. Ooğramacı ıle yapılan Panorama programından sonra artık bır şeyler yazmam gerektığını duşundum. Rakamlar ancak bu kadar sorumsuzca kullanılabılır ve çarpıtılarak yorumlanabılırdı Ben sadece yaşadıklarımı ılk ağızdan anlatmakla yetıneceğim Her unıversıte sınavı zaferını kazanan genç gıbı buyuk umutlarla Türkıye'nın 2 en lyı tıp fakultesine gırdım Ne yazık kı burada bız şunları yaşıyoruz Fakultemızde teonk eğıtım kaliteli olsa da pratık çalışmalardakı (laboratuvarlar) bir çok sorunlar bızlerl sadece lıse ustü eğıtım yaptığımız duşuncesıne göturuyor Kontenjan fazlalığı, malzeme ve alet eksıklığı, danışman azlığı, laboratuvarları çekılmez hale getırıyor Teorıyı pratıkle bırleştıremeyen bızler, gun geçtıkçe yukü bıraz daha artan beyın ışçılerıne dönuşuyoruz. Pekı gerçekten unıversıtenın görevı bu mu olmalıydı? Araştırma dışında, kanımca, unıversıtenın temel ışlevı, düşunen, sorgulayan, araştıran mezunlar yetıştırmek olmalıydı Şımdı de yuklu bılgılerle TUS sınavına hazırlanıyoruz Bunlara rağmen umutsuz değılım. Bırey bazında bır çıkış olabılır dıye duşünuyorum Bu nedenle 2. yılın başından ıtıbaren bır arkadaşımla bırlikte okuldakı bılımsel çalışmada görev alıyoruz. Az olan boş vaktimızı bu şekilde geçırmek bızı muthj edıyor Çunku duşunceden yoksun, yaratıcılığa değıl ezbercılığe göturen bır eğıtım sıstemınde bılımın ışığını ucunda da olsa görmek bıze heyecan verıyor Bu guzel duygulardan sonra ışın bır de gerçek yanını görmek gerekıyor Çalışmasına katıldığımız hocamızın ustün nıtelıklen bızlerı gerçekten yüreklendırıyor. Bunun yanında, bılım dunyamızın umutsuz dunjmu bızi üzüyor. Olanaksızlıklar, çalışmalann aksaması vb. ortamı çekılmez hale getırebıliyor. Bır ıkı mılyon lıra bulabılmek ıçın deneylerın aylarca uzaması, tek bır lıteratürün size ulaşması ıçın bır ay kadar beklenmesi... Ama gene de bılımın o sonsuz okyanusu benı çağırıyor. Artık seçeceğım uzmanlık dalı ne olursa olsun, en azından ne yapması gerektiğını bilen lyı bır bılim adamı olmak ıstıyorum. Bu çalışma şartlarında bıle ureten ınsanların varlığı benı mutlu edıyor Sadece bu duygularımı ve gözlemlerımı sızınle paylaşmak ıstedım. Hepınize teşekkurler Cumhuriyet Bılim Teknik'te 12 martta yayınlanan "Hassstrrolojr başlıklı yazıma dönuk olarak, okurların, bizzat benı arayarak, ya da dergi yetkılılerıne yönelerek gösterdıklerı ılgiye, yürekten teşekkurler etmek ıstıyorum Bılıyor musunuz bır yazar, her zaman böylesi bir "özene" ıhtıyaç duyar' Aynı ilgıyı "hortıangi" bır "ürün" veren arkadaşlarınıza, dostlarınıza ya da tanış olduğunuz yahut tanış olmayı dıledığınız yazarlara (elden geldığınce) göstermenız, ne kadar "şirin" olur!.. Ikı satırla da, sevgılı Profesör N. Emın özel'ın 26 martta dergıdekı, yazıyla ılgılı olarak yayınlanan "katkısına" değınmek ıstıyorum. Ben, "burçlar" ıle onların "pencereleri"nden bızımle aynı doğrultuda olarak, mılyonlarca ışık yılı uzaklıklarda (teleskopla) görulen, ama bu arada söz konusu burçlar "ismen" ışaret edılerek anılan, "galaksileri" aynı bır kefeye koymusum. Yanılgımı, mennunıyetle ıdrak edıyor, Sn Ozel'e gösterdığı "incelik" ve "duyarlılıktan" dolayı, teşekkur edıyorum "Hassstrroloji" Üzerine Araştırma nasıl yapıhr konusu, ortaöğretime uygulamah ders olarak konmalı ve önemle ele alınıp işlenmelidir. •*• Gelecek cumartesi yeniden birlikte olmak dileklerimizle, hoşçakalın... Tolga Yarman Cumhuriyet BİLİMTEKNİK »No 371, 30 Nısan 1994 «Basan ve Yayan Yenı Gun Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A Ş »Genel Yayın Yonetmenı Özgen Acar »Genel Yayın Koordınatöru Hikmet Çetınkaya «Genel Yayın Danışmanı Orhan Erinç • Yazı Işlerı Muduru Ibrahım Yıldız, Dınç Tayanç (sorumlu) «Yayın Yonetmenı Crhan Bursalı »Grafık Yonetmenı. Tules Hasdemır «Reklam: Reha Işıtman 3773