Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DENİZ BİYOLOJİSİ Denizlerin oksijen kaynağı Posidonia oceanica veya Akdeniz Çayırı bitkileri oksijen üretiyor, deniz canlılarına, kıyı erozyonunu önlüyor. Dr. Vcdal Ediger* P osidonia Ocenıca'lar, deniz tabanına tutunarak yaşayabilen yeşil yapraklı, çiçekli ve aynı zamanda fotosentez yapabilen nadir (makroalg'ler) bitkilerdendir Ülkemizde genel olarak Deniz Çayırı (Seagrass), Deniz Ilahı veya Nepton Çayırı olarak adtandırılmışlardır Katın bir gövdesi ve bu gövdeden çıkan 50 ila 100 cm boyundaki yapraklar ve gövdenin altında zemine tutunmaya yarayan köklerden "rizoidler" oluşmaktadırlar. Gövdenin üzeri eski yaprakların bıraktığı kalıntıların izleriyle tüysü bir yapı görünümündedir (Şeklller, 1 ve 2). Bu bitkinın yaprakları 1 ila 2 cm genişliğınde olup, çok damarlı yapıya sahıptırler. Genç bıtkilerin yeşil renkte olmasına karşın yaşlı olanları kahverengimsı yeşil ve bazen de beyazımsı kahverengı renklerde bulunurlar Deniz suyundan aldıkları besin tuzlarını ve güneşten aldıkları enerjiyi kullanarak fotosentez yapan Posidonia Ocean/ca'lar yüksek enerjili sığ sularda ve ışığın yeterince ulaşamadığı derin sularda bulunmazlar Bu bitkilerin oluşturdukları deniz dibi çayırları, 20 ila 60 metre su derinlikleri arasında yaygındırlar ve genel olarak en gelişmiş durumlarına marthaziran aylarında erişirler. Kış koşullarında, deniz suyunun kısmen soğuk, atmosferle olan iletişiminin sıkı ve karasal akarsu girdllerınin bol ol masından dolayı, deniz suyundaki çözülmüş oksijen miktarları da oldukça yüksektir Yaz koşulları ise, nisbeten denizlerin sıcak, durgun ve karasal akarsu girdilerinin düşük olduğu dönemlerdir. Aynı zamanda deniz suyundaki çözülmüş oksijen miktarının göreceli olarak daha düşük olduğu donernler de bu aylara rastlamaktadır. Bu da açıkça gösteriyor ki, deniz suyunun kış ve yaz aylarındaki oksijene olan ihtiyaçları arasında önemlı farklılıklar vardır. Bu sonuçta bizlere, Posidonia Ocen/ca'ların en gelişmiş ve yaygın durumda bulundukları yaz ayları başlarında, deniz suyunun oksijene olan ihtiyaçlarının bir bölümünü karşılayabileceği sonucunu vermektedir Ayrıca, Posidonia Ocen/ca'lar, deniz tabanında hazırladıkları bol oksijenli ortamlar ve yarattıkları korunaklı çayırlıklar sayesindo deniz dibi canlı yaşamına uygun ve üretken ortamlar sağlamaktadırlar. Tum bunların yanısıra, bazı bölgelerde tehlikeli boyutlara ulaşan ve önemli sorun halıne gelen erozyonlarını "deniz tabanına tutunmak için saldıkları bol ve dayanıklı kökleri sayesınote" onleyerek daha sağlam ve kararlı bir kıyı şekli oluşmasına da katkıda bulun ! > e ..,i maktad.rlar 't"J Akdeniz'da önemli bir sorun haline gelmeye başlayan kirlilik sorununa çözüm getirmek ve bu çözüm arayışlarına çevre ülkelerinin katılımını da sağlayabilmek temel amaçlardan olmalıdır. Bu doğrultuda bazı araştırmalar halen yürütülmektedir. Ülkemizdekı bazı unıversite ve kuruluşlar bu çalışmalara etkin bir şekılde katılmakta ve konuyla ilgili konferans ve toplantılara bilimsel yayınlarıyla katkılarda bulunmaktadırlar. Aynı amaç çerçevesinde, deniz kirliliğinin doğal yollardan kontrol edilebilmesine yardımcı olabilecek olan Posidonia Ocenica'ların yaygınlaştırılması ve korunması yönünde de çalışmalar yapılmalı ve tüm Akdeniz ülkeleriyle bu konuda da dayanışma içinde olunmalıdır. Öncelikle, tum Akdeniz ülkelerinin Deniz Çayırlıklarının im 33310 ŞekH2 ŞekiH ha edilmesini veya yok olmasını engellemek için bazı temel yasal önlemleri almaları ve ortak tavır içinde olmaları gerekmektedır. Akdeniz'de bulunan Posidonia Ocen/ca'ların yaşamsal ve ekolojik özellikleri hakkında bilgiler toplanarak, bunların denizlerdeki dağılım ve yayılım alanlarının saptanması ve bu alanların haritalarının çıkartılması, bu konudaki çalışmaların başlangıcı olacaktır Deniz Çayırlan'nın bulunduğu alanların korumaya alınabılmesı ve yaygınlaştırılabılmesı için, ayda bir (aylık) veya üç ayda bir (mevsimlik), deniz dalgıçları, uzaktan kumandalı (ROV) video kameraları (Şekiller 3 ve 4) veya Yandan Taramalı Sonar Sistemleriyle "Side Scan Sonar" (Şekil 5) kontrol edilmeleri, konuyla ilgilenen uzmanlara önemli ipuçları verecektir Bu konuyla ilgili olarak ülkemizde de 1984 yılında Anamur Körfezı'nde yapılan çalışmalarda, Yandan Taramalı Sonar Sistemi kullanılarak "Side Scan Sonar" deniz tabanı bitkilerinin Anamur sahillerindeki dağılım alanlarıkısmen de olsa Şekil 4 haritalanmıştır (Şekil 6) ^)eniz içinde yüzer durumda çekilen ve deniz tabanına gönderdikten sonra tabandan geri dönen sinyalleri kayıt edici sisteme ileten ve böylece deniz tabanının görüntüsünüri kayıt edilebilmesini sağlayan bu aistemin yanı sıra, çalışmalar sırasında alınan deniz dibi örnekleriyle de Deniz Çayırları'nın oluşturduğu alanlar kısmen de olsa haritalanmıştır. Ayrıca, bu bolgede yaz koşullarında yapılan oşinografik ölçumler, Deniz Çayırları'nın yaygın olarak bulunduğu deniz suyu derinliklerindeki çözulmüş oksijen miktarının diğer bölgelere nazaran yüksek olduğu sonucunu vermıştir Akdeniz'in besin tuzlarının ve buna bağlı olarak birincil üretim miktarının oldukça sınırlı olduğu ve bunların miktarlarında batıdan doğuya doğru gidildikçe bir azalma gözlendiği araştırmalar sonucu ortaya konulmuştur. Yapılan ve halen yürütülmekte olan oşinografik çalışma