Katalog

ARAŞTIR Bir İskandinav kanser hastanesinı 1992'de 350 uluslararası nitelikte bilimsel yayını olan kanser hastanesinden anık Hiyerarşik seslenme yok: Sekreteri bölüm şefine "Hey Jahn" diye hitap ediyor ama bu bir saygısızlık değil Nudir Paksoy "Norveç'le yafadığım 365 uzun karanlık günün ve uzun beyaz gecenin anıtına Ithatımdır." (NP) 1 Mart 1992 Puslu bir Kuzey sabahı Saat 9 suları Güneşin pek keyfi yok. Beyaza çalan bir grilik kentin üstünde kol gezmekte. Kent, kendi halinde, bakımh, sessiz, efendi ve uygar bir İskandinav başkenti. Sokaklarda fazla bir canlılık belırtisı gdze çarpmıyor Herkes ışine gücüne çoktan başlamış bile Birazdan acılı tutkularımın mutlu hedefine ilk adımım' atmış olacağım Montebello metro istasyonundan aşağıya doğru kıvrılan kısa yol bitmek bilmiyor bir türlü. Içım içime sığmıyor. Meslekı arzumun beyaz kenti Oslo, kuşbakışı gözlerimin altında. Adını bilmedığim görkemli çıplak ağaçlar arasından bırden karşımda beliriveren sevecen yapılar topluluğunu ve mavibeyaz levhayı içimden kucaklamak geliyor Norveç Radlum Haslanesi ve Kanser Araştırma Enstltüsü!.. Bir kanser kuruluşu ile göz göze gelmenin mutlulukla eş anlamlı olması ne garıp bir ıkılem!. Girişte Pataloji Bölum Başkam'nın sekreteri karşıladı Aydınlık, ferah, ılık ve temiz koridorlardan geçerek bölüm başkanının odasına ulaştık. Bölüm başkanı 4045 yaşlarında bir patalog Jahn Nesland Bende yarattığı ilk izlenimleri olumlu Yardımsever, ilgili ve açık Bu izlenimlerim birlikte çalıştığımız 1 yıl boyunca giderek daha da pekişecekti Biçimle ilgili ilk şaşkınlıklar Yüz kişiyi aşkın personelin çahştığı ve her türlü çağdaş olanaklara sahıp dört ayrı birımi (Cerrahı Patolojı, Sıtopatolojı, Elektron Mikroskobi ve Imaj Analizi) kapsayan bir patolojı bölümünde başkan olabilmek ıçin, Dr Nesland bana biraz genç görünmüştü Bölümde kendisinden yaşlı, kıdemli başka öğretim üyeleri bulunuyordu üstelik Sonrad^p anladım ki, buralarda bölum başkanlığı için mutlaka akademık unvanı en yüksek, kıdemlı ve yaşlı olmak gerekmıyormuş Kişınin ıdarecılık nitelıkleri başkanlık görevi ıçin daha belırleyici oluyormuş1 İlk şaşkınlığım sekreterinin kendisine, "Hey Jahn" diye hitap etmesiyle başladı. Biz görüşürken, bu sırada iş gereği odasına giren bir asistan ve bir teknisyenin de kendisine aynı şekilde hitap etması şaşkınlığımı lyıce arttırdı. Daha sonra, Iskandinavya günlerim kıdemleştikçe, Norveç toplumunda hiyerarşik hitap tarzının pek makbul olmadığını çok özel ve resmi işler dışında kullanılmadığını ve vatandaşın başbakana bile "sen" diye seslendiğini duyacak, öğrenecek ve bu şekildeki hitap'larla karşılaşmayı artık yadırgamayacaktım. Şunu hemen belırtmek isterim ki, sekreterinin, teknısyeninin, asıstanının, bölüm başkanını doğrudan ismiyle çağırmasının, ciddiyetsizlik ve saygısızlıkla hiç, ama hiç ilgisi yok Saygı kavramı belirleyici unsurlar öyle göstermelik hitap tarzları, el pençe divan durmalar, iki adım geriden gitmeler yerine, iş ciddiyeti, karşılıklı hoşgörü, Norveç Kanser Hastanesi ve Kanser Araştırma Enistitüsü 'nün genel görünüşü Ziyaretçiler hastalarını kendilerine aynlan, ziyaretçi oralannda görüpsohbet cdebiliyorlar. Fotoğrafta bir ziyaretçi odası görülüyor. (Foto: NP) lon ve dirsekleri eprimış derı montla yeanlayış, işinde başarılı olma, verilen sözü mek kuyruğunda sakın sakın sırasını bektutma gibi erdemlilık ögeleri içeriyor. lerken görünce önceleri yadırgamış, sonBölüm başkanının odasından çıkıp bara daalışmıştım na gösterilen çalışma odama doğru giderHastanenin kafeteryası en ust katta ken, kapısında sadece adısoyadı yazan Cam kenarı masalardan tüm Oslo'yu gözve bölüm başkanı olduğunu belirten kücük lere dolamak rnümkün. Kafeterya sadece bir levhanın asılı olduğunu farkettim. Resiki bölümden oiuşuyor Sigara içilmeyen mi yazışmalar dışında hiç kimse 'Dr, Dove içilen olmak üzere.. öğretim uyelerı, çent, Profesör' gibı akademik ünvanlarını asistanlar, personel, oğrenciler, hastalar kullanmıyor Arada bir kullananlar çıksa ve ziyaretçiler içın ayrılmış ayrı ayrı böbile, onlara da "görmemiş" gözüyle bakılılümler yok1 yor Direktörü ilk kez Norveç toplumunun böyle bir ortamda tanıtarihinde Kıta Avrupa'sı Resml yazışmalar dım. Tek başına kuyveya Ingiltere'dekini anDoç., ruktaydı. Çevresinde dırır bir aristokrasi gele dışında kimse Dr., • koşuşturanlar yoktu. neğı yaşanmamış. Bu Prof. glbi akademik Kafeterya günlük dogun ulaştıkları refah ğallığını sürdürüyordu. duzeyi' içinde de sınıfsal ünvanları kullanmıyor. Yemekleri sunan kız geçişler ve çelişkiler görevi i aynı zamanda kasaya da bakmakkeskin değil yumuşak hatlarla belirlenmiş. taydı. Bu yüzden, kuyruktaki ilk dörtbeş Norveçlilerin hitap ve unvan' konusunkişiye tabaklarını uzattıktan sonra yemek dakı mütevazıliklerinin, değindiğim tarihi koymaya ara veriyor; kasanın başına give sosyal nedenlerle bağlantılı olduğunu dip yemeklerini verdiği dörtbeş kişinin duşünüyorum. hesaplarını alıyordu. Kişinin, yabancı bir toplumdaki ilk gunO gun, dlrektör kuyruğun en başındâylerınde çevresındeki kışılerı ve olayları, dı. Yemek sunan kız, direktörün arkasınkendi toplumunun 'gözlükleriyle' süzmesi daki dört kişiye de yemeklerini verdikten bence kaçınılmaz bir yaklaşım tarzı Hassonra, tekrar kasaya dönüp direktörden tane direktörüyle ilgili ilk gözlemlerim de hesabı aldı Dırektör, yemeğını aldıktan bu bağlamda gerçekleşti sonra ardındaki diğer dort kişinin de yeHastane direktörü Prof. Johannessen, meklerini almasına değin geçen süre bodalında uluslararası üne sahıp bir patalog. yunca elinde tepsi kasanın yanında bekleAyrıca, Norveç Kanser Hastanesinin budi. Kız, düzeni bozarak direktöre, direktör günkü saygın konumuna ulaşmasındaki olduğu için parasını hemen ödeme ayrıcakatkı ve girişimlerinden dolayı ülke içinde lığını yapmadı. Direktör de ne bu doğrultude popüler bir isim. Kendisini jean panto 3198