Katalog

NEW ENGLAND'TAN NOTLAR Clinton "karaktersiz"mi? "Karakterin bozuk olması hiç olmamasından iyidir" diyenlerden misiniz? ABO Başkanlık seçimlerinde sizin de yeriniz vardı! Yaııkı Yazgan u 'kişilik' ile 'karakter'i oldum olast kararlaştirırım Hangisi daha dar ve somut bir kavram, hangisi tipik ve kişiye özel olanı tanımlar? Psikiyatri kitaplarında çoğunlukla 'kişilik bozukluğu' diye bölüm başlıkları olur; ama bir yerde karakter bozukluğu' kavramına rastlar, aradaki farkı da tam çözemem. Dilin bir azizliği mi, çeviri kavramlar kullanmanın cezası mı bilemiyorum ama bu karışıklık sürüp gıdiyor Temmuz ayında Bill Clinton başkanlık için aktif kampanya başlattığında, .ABD'de ancak dört yılda bir politikleşen gündelik hayatın diğer ayrıntılarıyla uğraşıyordum. Sonra, kendisini 1968li olarak sunmasa da, bazı hatıralarıyla altmışsekizli olan Clinton'ın askere alınma [ve Vietnam'a gönderilme] sürecini nasıl "atlattığı" haberleri ortaya çıktığında Amerikalılar'ın pek çoğu kadar politikayla ilgilenmeye başladım Clinton'cı Yale öğrencileri ve öğretim üyelerinin sayesinde Clinton'ın kişillği hakkında epey bir fikir edindiğimi sanıyordum. Yanılmışım. Türkiyc'don dünyayı izleyenlerin çok Ş daha lyl bilebileceği gibi Oxtord'da ve Yale'de okumuş, sonra da 30 küsur yaşında gidip Arkansas eyaletine vali seçilmiş olan Clinton 68de öğrenci liderliği, savaş karşıtı propaganda ve gösteri örgütleme ya da siyahların haklannı savunma gibi işlerle meşgulmüş. Seçimler öncesindeki televizyon programlarında konuşan eski arkadaşlarına bakılırsa, marijuana içmek dışında 68'liliğe ozgü ne varsa ("özgürlük ve barış savunuculuğu" gibi) Clintonda bunların hepsi varmış. 1979da (ya da 80de) Arkansas Valiliği'ne seçildiğindeki yonetim anlayışı, çevresine topladığı çalışma arkadaşlarının saçsakal ve kıyafetleri, astları ve kendilerini üstte görenlerle ilişkileri, kısacası yaşayışı bir altmışsekizli karakterl taşıyormuş. llk valilik döneminin sonunda seçimi kaybedince, bu karakterde bazı degişiklikler yaptığı, hatta tamamen farklılaştığı söyleniyor Kısacası, eski arkadaşlarının deyişiyle, Clinton bozulmuş (bozum olmamış). Altmışsekizlik karakterine tamamen ters düşen bir programla iki yıl sonra tekrar seçimi kazanmış. Elekrosok tedavisi elektroşok uygulandı Elektnk akımmın yalnızca kanserli hucreleri hedef alması, yok edilecek dokuların her iki tarafına elektrotlar yerleştirilmesiyle sağlandı. Bu uygulama sürecinde horhangi bir yan etki de belirlenmedi iedavi gören farelerin % 100 ünde tümörlerin küçüldüğü gözlcndi L. Mır ve arkadaşları bu deneyden sonra ınsanlara yönolmeyi düşündüler Bu amaçla, artık her tıir tedavinin yetersız kaldığı yedi ümitsiz vaka seçildi Bu hastaların boyun, kafa ve göğüs boşlugunde yer alan, deriye yakın metastaz tumörlere elektrokemoterapi uygulandı. Araştırmacılar elektrik verilen bolgelerde yanıkların oluşacağından korkuyorlardı ancak böyle bir durum görülmedi, yalnızca hafif kas kasılması ve kısa bir şok etkisi gözlendi Elektrokemoterapinin sonuçları farelerde olduğu gibi insanlarda da olumluydu Elektroşoka uğrayan otuzdört yumrudan onyedisi tümüyle yok oldu Ancak büyük tümörlerin temizlenmesi işlemi oldukça zor; bu durumda elektrik alanının tümörlü hücreyi bütünüyle içirıe alması gerekiyor çünkü kanserli bir tek hücrenin varlığı hastalığın yeniden ortaya çıkmasına yol açıyor Şimdi VillejuiCdeki ekıbin çalışmaları bu sorunu çözmeye yönelik. Sıra derin tümörlerde Kanserologlar bundan sonraki araştırmalarını daha derindeki tumörlere ulaşılması üzerinde yoğunlaştı.acaklar; bu amaçla yapılacak ameliyat ya da endoskopi (') yeterli olabilir Bu tedavi yönteminde ele alınacak diğer bir nokta ise hücrelerin bağışıklık kazanarak her tür ilaca karşı dırenç göstermeleridir. Kanserologlar bu olguyu kemoterapido bclıren başlıca sorun olarak tanımlıyorlar bağışıklık kazanan hücreler, zarın eşiğini geçen her tür maddeyi dışarı atıyorlar Mir ve ekibine bu yöntemin diğer kanser türlerini de içerip içermeyeceği sorulduğunda kesin bir cevap alınamıyor, çünkü hâlâ belirsizlikler söz konusu Nitekim, kanserolojinin geçmişi insan vücudunda birdenbire etkisini kaybeden maddelerin örnekleriyle dolu Fakat her şeye karşın beklemek ve sabretmek gerekiyor Şu andaki verilere göre, elektrokemoterapinin yaygınlaşması yıllarca sürecek çalışmalara bağlı. (') iç organların endeskopla (Iç organları incelemek Içln kullanılan ışıklı alet) tedavisi. Çcviri: Analıit Huzaryım Karakterindeki bu değişiklik ona başarı sağlarken,diğe;ı altmışsekizlilerin gözünden düşmüş. Olsun! Eski altmışsekizliler bun ları söylerken ve askere alın ma meseleleri Amerikan ka muoyunda tartışılırken, Başkan Bush yepyeni bir konuyu gündeme getirdi: "Karakter meselesi." Eylül ayından sonra Bush'la Clinton arasındaki oy farkını Bush lehine azalttığı söylenen "karakter meselesi" iki ay boyunca benim kafamdaki karakter/ kişilik karışımını iyice altüst etti Bush'un bakış açısı çok yalındı. Clinton askere gitmek ve yurdu için savaşmak yerine, yabancı ülkelerdeki ABD aleyhine gösterilere önayak olmuştu. Ustelik, bu yaptıklarını önce inkâr etmiş; belgelendiğinde de hatırlayamadığını söylemişti. Bir dediği bir dediğini tutmuyor; BillClinton'un68liyıllardakı tutumu, karakter tartısmane zaman ne yaptığını hatırla sınayolaçtı. yamıyordu. şeyler söylenebilir, ama hepimiz karakBush'un gözünde böylesi tutarsızlıktersiz ya da karakterl bozuk dendiğinde lar Clinton'ın karakteri hakkında kuşku aynı şeyleri anlıyoruz Psikiyatride buuyandırmaya yeterliydi. O ara bana öyle gün için geçerli olan bazı tanı sistomleri geldi ki, bu adam Türkçe konuşsa (Clinde her doktorun aynı şeyl anlaması ton için) "bu ne karaktersizlik!" deyivereamaçlanarak geliştirilmişler. Örneğin. kicek. şilik bozukluğu dendiğinde pek çok mesNeyse, Ingilizce'de karaktersiz dıye lekten kişinin anladığı belli bir sorun var bir sılat yok ama söylenenler o demeye Kişilik gelişimindeki bazı aksaklıklar sogeldi. Yale Hukuk Fakültesi'nin eski menucunda bireyin hayatını aksatan. ilişkizunlarından Hilary Clinton okulunun melerini bozan, çalışmasını engelleyen süzunlar gününe gelip parlak bir seçim korekli bir sorun nuşması yaptığında, New Haven BelediÖnceki tedavisinde kendisine filanca ye Başkanı onu nasıl uğurlasa begenirsikişilik bozukluğu tanısının layık görütdüniz: ÂBD'nin müstakbel başkanının arğünü söyleyen birisine. önceki paragratkasındaki sağlam karakterli kadın..." Gütaki tanımı dilim döndüğünce aktarmışya iltitat ediyor. tım. Bana kişilik ve karak'terin aynı şeySeçimlerden bir gün önceki bir haber ler olup olmadığını sormasın mı° Günluk programında Bush'a soruyorlar. "Bill kullanımda aynı sayılabileceklerini söy Clinton'dan kişı olarak hoşlandığınız söyledım Bir yandan da. "kişilik bozukluğu leniyor Ne dersiniz?" Bush'ın cevabı terımınin tam bir hastalık anlamına gel"Clinton'ın kişiliği çok kibar, sevecen, camediğini, bir problemin açıklanma biçimi na yakın Ama bir başkan adayı olarak olarak görülebileceğini belirttim Aklımkarakter meselesine önem veriyorum " ca, yanlış anlamaları önlüyorunı Yok. doktor bey" dedi. "ben memnunum. Bozukmozuk, bir karakterim var Ya karakSözlüklere ya da kişilik gelişimi haktersiz deselerdı?" kındaki kitaplara baktığımda, karakterin "kişiliğin kendisini ortaya koyuş ve başkalarından ayırdediliş biçimi" olarak taYazının sonuna gelindiğinde. benim nımlanan şeklini yakın b'uluyorum. Aynı kafamdaki karakter/kişilik karışıklığı bıkaynaklar, kişiliği duygusal, sosyal, düraz çözüldü Kimimizin ise böyle bir karışünsel ve biyolojik bir gelişimin ürünü şıklık kazanmış1 olabileceğını düşunuyo olarak tanımlıyorlar Ama öyle bir ürun rum! Ama butun bunlar bir yana. Bill ki. bellı zaman. yer ve kişilerin varlığıyla Clinton'ın karakter meselesi ne olacak'? belirlenmış, dolayısıyla kendine özgü En Eski Başkan Bush'a bakılırsa karakteıkendine özgü ve ayırdedici yanlarını kasizlik", kimi altmışsekİ7İilere bakılırsa rakter dıye ayırırsanız, ki?iliğin bir bölükarakterde bozulma" Beyaz Sarayda münü kastetmiş oluyorsjnuz. Kendisine bakılırsa, o ' hep aynı Bill". değışme ve yenılenme ise karakteri ıca Butün bu kavramıar hakkında değişik bı! 3017