18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SORUN YANITLAYALIM BİLİM Y A Y I N Balon niçin yükselip? ertesi gün geçti. 88 yılında şişlikler lekrarladı, bu arada kabakulak oMugunu sanarak doktora gölürdük. Nefrotik sendrom tanısı kondu ve slklofosfamid tedavisine başlandı. Sonuç alınmaması üzerine biopsi yapıldı ve 31 ay süren dektakorUI tedavialne geçlldi, aşırı kilo artışı ve kemlk erimesl sonucu doz azaltıldı. Bir yıl sonra ylne blopsi yapıldı, aynı tanı kondu. Şu anda kızımın ayaklarında agrı hissi ve ağrı ile birlikte bogazında da arada bir sancılanma oluyor, vücudunda da kırmızı lekeler çıkıp kayboluyor. Bu hastalık konusunda bizi bilgilendiriraeniz sevinirlz." Okurlarımızın sorusunu Beyoğlu Hastanesı Çocuk Kliniği Şef Yardımcısı Dr. Sami Hatlpoğlu yanıtlıyor "Çocuğunuzun hastalığı ile ilgili yazmış olduğunuz epikrizde (hasta bilgi özeti) bazı kısımlar tam açık değilse de eğer çocuğunuz altı yaşındayken göz kapaklarında şişme ile birlikte idrarında protein kaybı da varsa çocukluk çağının sık görülen böbrek hastalıklarnıdan biri olan netrotik sendrom düşünülebilir Bu hastalığın bir kısmı kendiliğinden geçer, bir kısmı steroid denilen ilaçlara iyi yanıt verir. Bazıları, immüno süpresif denen özel ilaçların kullanımını gerektirir ki biz bunlara steroiddependent (bağımlı) nefrotik sendrom diyoruz. Bunlarda börek biopsisi yapılarak ne tip nefrotik sendrom olduğu belirlenmelidir. Steroidlerin uzun süre kullanımına göre bu hastalarda aşırı iştah artışı, kilo alma, yüzde yuvarlaklaşma ve kemik ağrıları gibi yan etkiler olabilir, bu durumunda ilacın dozu azaltılır. Steroide karşı inatçı tiplerde azotioprin, siklofosfamid gibi immünosüpresif dediğimiz ilaçlar kullanılmahdır. Bu ilaçlar da hastanın enfeksiyonlara direncini azaltabilir. Hastanızda iki kez böbrek biopsisi yapıldığını belirtmişsiniz. Epikrizde bu biopsilerin raporlarının sonuçları belirtilmediğinden ne tip bir nefrotik sendrom olduğu ve prognozu (hastalığın seyri) konusunda bir şeyler söylemek güç. Mektubun sonunda belirttiğiniz ayakta ağrı ve ağırlık hissi, boğazda sancılar, yüzde kızarıklar gibi yakınmalar steroid tedavisine bağlı olabilir. Yalnız bilmeniz gereken, hastanızın bir çocuk nefrolji (böbrek hastalıkları) ünitesi olan bir merkezce belli aralıklarla takibinin ve tedavisinin ayarlanması gerektiğidir." Istanbul, Göztepe'den yazan Cihan özer'in sorusu şöyle: "Salonumuzun tavanındaki şlşik uçan balon 78 santlmelre asağı indl ve beş on daklka o yüksekllkle kaldı, sonra tekrar Inmeye başladı, sonra ylne durdu, nedoninin açıklarsanız kafamı kurcalayan bazı soruları aydınlatmış olursunuz." Okurumuzun sorusunu Boğaziçi Ünıversıtesı Fizik Bolumu'nden Prof. Dr. R. ömür Akyüz'e danıştık. Aldığımız yanıt şu: "Balonun yükselmesinin sebebi, içindeki gazın havaya göre daha az yoğun olmasıdır (tıpkı suya batırılan tahta parçasının su içinde yükselmesi gibi). Balonun yüzeyi çok küçük delikler içerdiğinden zamanla ıçerdekı gaz dışarıdaki havadan daha çok olan basınç yüzünden dışarıya sızmakta ve basıncı azaltmaktadır Bu durumda balonun hacmi azalır, havanın kaldırma kuvvetl hacimle orantılı olduğundan balon, ağırlığı kaldırma kuvvetine eşit oluncaya kadar aşağıya iner. Ancak gazın balonu şlşirme basıncı azaldıkça gerginliği azalan balonun delikleri de küçüldüğünden gazın sızması azalır ve balon bir süre daha durur Bir süre sonra gazın basıncı hava basıncına eşit olunca kalan deliklerden bir yandan gaz çıkarken bir yandan hava girer ve uzunca bir zaman sonra balon içinde kalan gaz miktarı kaldırma kuvvetinin balonun ağırlığını taşımaya yetmez ve balon yere iner. lazla on öğrenclye burs verlyormuş. Bu konuda ve Türklye'de flzlk mühendislerinin yeri hakkında beni bilgilendirirsenlz sevlnirlm." Başoğlan'ın sorusunu Boğaziçi Ünıversitesi Fizik Bölümü'nden Prof. Dr. R. ömür Akyüz yanıtlıyor: "Fizik Mühendisliği, 30 yılı aşkın bir süre önce AÜFF'nde, devlet bareminde sağlanacak bir derece fazlalıktan ve yük. mühendis ünvanının çekiciliğinden yararlanarak Fizik programlarına daha "iyi" ve hevesli öğrenci çekmek için başlatılmış; daha sonra Hacettepe Üniversitesi buna bir miktar içerik katarak sürdürmüştür. Bugün bir çok üniversitede bu adlı programlar varsa da ben şahsen "Türkiye'de Fizik mühendislerinin yeri" nin, örneğin bir makine mühendisininki gibi belirgin olduğuna inanmıyorum. Ancakbelki bunda "Fizik Mühendisiliğine" ınanmama önyargımın da etkisi olabilir diye okurumuzu "Fizik Mühendisleri Odası" na sormaya yöneltmek isterim. öte yandan ülkemizde fizik öğretiminde en başarılı olmuş ODTÜ buna yakın bir programı geçmiş yıllarda açmış, ve anlamlı bulmadığı için kapatmıştır. Boğaziçi Üniversites'inde çift anadal programları çerçevesinde standart mühendislik programları öğrencilerine fizik diploması vermeyi sürdürmekte; Bilkent ise sanıyorum, Fizik mühendisligi'ni başlatmayı düşünmemektedir" Bilim Tarihi ""HBmTarihl Düzensiz âdet göpüyopum Nefrotik sendrom nedir? Bursa'dan yazan Suzan ve Adnan öztürk'ün sorusu şöyle "1982 doğumlu kızımız özge 87 yılında bir kez anjin geçirdi, ylne aynı yıl göz kapaklarırtda beligln bir şişme oldu ancak 25114 Fizik mühendisi olmak istiyorum Muğla'dan yazan Ahmet özer Başoğlan'ın sorusu şu. "Gelecek yıl üniversite sınavlanna gireceğim. İyi bir flzlk mühendisi olmak İstiyorum. Bu kJeall gerçekleştirmek için iyi bir ünlversiteye glrmek zorundayım. Duyduğum kadarıyla bu konuda en iyi eğttlml Bilkent Onlversitesi verlyormuş, o da en Istanbul dan yazan okurumuz G.Ş., "36 yaşında bekâr bir bayanım. Adet dönemlerim düzensiz, 26 İle 32 gün arasında değlşlyor. Bu bir sorun mudur, nasıl düzeltileblllr?" diye sormuş. Okurumuzun sorusunu Acıbadem Hastanesi Kadın Doğum Şefi. Op. Dr. öztürk Karat»y yanıtlıyor: " Adetin düzenli olması demek, 2830 günde bir tekrarlaması, 35 gün sürmesi, miktar olarak da günde 3 4 pet kullanılması demektir. 36 yaşında bir kadın düzensiz adetten söz ediyorsa başta jinekolojik muayene olmak üzere ultrasonografik ve hormonal tetkiklerden geçmesi gerekir. Olası pek çok patolojiyi saptamak açısından bu tetkiklerin yapılması önemlı ve gereklidir Aslında hormonal aktif çağdan, 20 yaşından menapoza girene kadar düzenli olarak doktor kontrolünden geçmek gerekir. 35 yaşın üzerinde ise mutlaka altı ayda bir genital checkup yapılmalıdır. Adetin 45 yaşına dek duzenlı olmasına dikkat etmek gerekir. 35 yaşına kadar muayenelere düzenli olarak yılda bir kez, 35 yaşın üzerinde de yine düzenli olarak altı ayda bir gidilmesi önemlidir." "Bilim Tarihi" dergisinın ıkincı sayısı çıktı. Aylık olarak yayımlanan derginin aralık sayısında Prof. Dr. Aykut Kazancıgil'in "Yeni llavelerle Türkiye'de Tıbbî Fizik ve Fizik Biliminin Tarihi Hakkında Bir Kaynakça Denemesi", Ecz Vildan Göksoy'un "Osmanlı Saray Hastaneleri", Prof. Dr. Zeki Tez'in "Tarih, Bilim Tarihi, Kimya Tarihi ve Üniversite llişkileri", Eray Canberk'in "Bilim Tarihçilerimiz: Celâl Saraç" başlıklı yazıları yer alıyor. Prof. Dr. Kazanctgil'in kaynakçasının ilk bölümünde, 18431929 yılları arasındaki tıbbî fizik ve fizik yayınları yıllara göre sıralanarak derlenmiş. Ikincl bölümde ise, 19001990 arasında konunun gelişimi ilgili kaynakça, değerlendirme ve yayınlar verilmış. Prof. Dr Kazancıgil'in bu kaynakça çalışmasında toplam 126 madde yer alıyor. Vildan Göksoy, Osmanlı Devleti'nin ilk başkentinde Orhan Gazi devrinde yapılmış saraydan başlayarak imparatorluk tarihinde yapılan saraylar ve bunların içerdikleri hastaneleri anlatıyor. Prof. Dr. Tez, bilim tarihi ve doğabilimlerinin kendilerine özgü yollara girdiğini, bunların iki özerk dal olduğunu. kendi özgül çalışma alanları, araştırma gelenekleri ve özel organizasyonları olduğunu belirtiyor. Kimya tarihinin bilimsel bir disiplin değil, tarihsel bir disiplin olduğunu vurgulayarak konusunu inceliyor. Eray Canberk, Bilim Tarihçilerimiz adiı bölümde, fizik. matematık ve astronomi tarihi konusunda önemli eser ve makaleleri bulunan, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi'nin kuruluşuna katılan Celâl Saraç'ı tanıtıyor. "Bilim Tarihi" dergisinin fiyatı 7000 Ti. Yıllık abone ücreti ise 50.000 Tİ. Abon* olmak isteyenler Osman Bahadır'ın Iş Bankası Cağaloğlu Şubesi 374772 nolu hesabına ücreti yatırabilirler. Yazısma adresi: Başmuhasıp Sok. 10/ 11 Cağaloğlulst. Tel: 527 03 99. (m.a.) AIDS ve Tanıda Laboratuvarın Rolü "AIDS ve Tanıda Laboratuvarın Rolü", ÜROLAB'tan Mikrobiyoloji uzmanı Ufuk över tarafından klinisyen hekimlere teşhislerinde yardımcı olmak amacıyla hazırlanmış bir kitapçık. Içerisinde hastalığın epidemiyolojisi, virüsün tanıtımı, HlV'in patojenik rolü, HIV enfeksiyonunda klinik tablo, HIV serolojisı ve HIV enfeksiyonunun tanısı yer alıyor. Kitapçık ÜROLAB, Valikonağı Cad. Madalyon Sok. No:3 Nişantaşı Ist. 80060 adresinden istenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle