Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM DÜNYASINDAN HABERLER E vitamini kalp kpizi tehlikesini azaltır mı? nlü bir Ingiliz bıyokımyacısı kolesterol düzeyinı duşüren ilaçları kullanan kişilerde fazla E vitamini dozlarının kalp hastalığı tehlikesini azaltabileceğini öne sürüyor Londra King's College Hayat, Temel Tıp ve Sağlık Bilimleri Okulu Başkanı Herald Baum, bazı ilaçların kanda kolesterol düzeyi yanında, yararlı vücut kimyasalı olan koenzim Q adıyla bilinen ubikinonun düzeyini de düşürdüğu gerçeğine işaret ediyoı Baum, ubıkınon ve vıtamin E'nin ortak özelliklere sahipolmaları nedeniyle, (azla vitamin E' nin bu açığı kısmen gidereceği sonucuna varıyor Her iki madde de yağda çözünüyor, her ikisi de vücutta doğal olarak yapılan zararlı oksidan maddelerin etkisini yok eden antioksıdan etkı gösteriyor Ubikınon, enerji metabolizmasında anahtar rolü oynuyor. Baum ubikinonun düşük yoğunluklu lipoproteinler adıyla (LDL) anılan kana özgü yağ karakterinde kimyasalların da oksidasyonunu engellediğine inanıyor. Bu kimyasallar. oksıde olmaları durumunda makrofaj adını alan beyaz kan hucrelerı tarafından oburca yutulup arterlerın duvarını tıkayan "köpük hücrelerini" oluşturuyorlar. Bu tür birikintiler kan damarlarını daralîtığı için kalp, damarlara kan pompalamak için daha fazla çalışmak zorunda kalıyor Işle bu aşırı gerilim kardiyovasküler sorun olasılığını arttırıyor. Birikintinin oluştuğu bölgeler de genellikle pıhtılaşmanın olduğu bölgeler halıne geıiyor Vitamin E de ubikinon gibi LDL' lerin oksitlenmesini engelliyor Baum, geçen kasımda Proceedings of the National Academy ot Sciences'de (cilt 87, s. 8931) Austin Texas Üniversitesi'nden Karl Folkers ve meslektaşlarınca yayımlanan bir başka çalışmaya atıfta bulunuyor. Bu çalışmaya göre, kolesterol düzeyini duşüren bir ilaç olan lovastatin ubikınon yapımıyla etkileşiyor Araştırıcılar, düşük ubikinon doku düzeyine ve orta derecede veya zayıf kalp fonksiyonuna sahip kişilerin lovastatinle tedavi edilmeleri halinde, sağlıklarının bozulma hatta hayatı tehlıke gösteren duruma girmeleri olasılığının yüksek olduğunu öne ^ürüyorlar. Baum, lovastatin alan hastalara aynı zamanda E vitamini verilmesının ubikinon kaybının etkilerinı dengeleysbilecegini söylüyor. Baum'un açıklamalarına göre, sorunun kökeni lovastatinin vücutta kolesterol ve ubikınon yapımıyla sonuçlanan reaksiyon yollarını bloke etmesi. 2272 Karacijjer kanserive hepatit ABD ve Japonya da yaşayan bılım adamları karacığer kanseri ve hepatit arasındakı bağlantıyla ılgılı bılmeceyı çozduler üpıdemıyeloglar yıllardır bu vırusle (HBV) enlekte olan kışılerın karacığer kanseri olma olasılığının yuksek olduğ'inu bılmekle bırlıkte. arada dırekt bir baglantı olduğunu kanıtlayamamıştı Şımdı trasgenık tarelerle (vırusun bir genını taşıyan fare) yapılan deneyler vıtusun genlerı taralından yapılan bir proteının karacığer kanserınde etken olduğunu gosterdı Bulguların hastalığa neden olan molekuler değışıklığı açıklığa kavuşturup tedavi şansını arllırabılnceğı one suruluyor Rodvılle Maryland de Amerıkan Kızıl Haçı'nın Jerome H Holland Laboraluarı ndan Gıl bert Jay, Japon Ulusal Sağlık Enstıtusu'ndekı meslektaşlarıyla bırlıkte yaptıkları araştırmanın aynı zamanda yonetıcısı Sonuçlar Natuıe dergısinde(cılt351.s 317)yayımlandı Araştırıcılar uç yıl once bir proleın hepalıt B genı ıle şılrelenen HBx antııenını kesfettıler ve laboratuvar kulturlerınde enfekte olan hucrenın kendıne ozgu mekanızmasını çalan anti|enın bellı başka vıral genlerın oluşumunu şıddetlendırebıleceğını buldular Bunun uzorıne Jay ve meslektaşları HBx antııenının karacığer kanserınde rol oynadığından kuşkulanmaya başladı Bu nedenle HBx genını doğrudan doğruya fare embrıyonlarına yerleştırdıler Genın her larenın genomuyla butunleşıp butunleşmedığını kontrol ettıler ve altısını çıttleştırmek uzere seçtiler Bulun transgenık fareler HBx antıjenını karacığerlerı. bobreklerı ve teslıslennde taşıyorlardı Ekıp transgenık farelerın karacığer dokusunu ınceledığı zaman. genı taşımayan kardeşlerın aksınc degışıkliğe uğramış hucrelerden oluşan bölgeler keşfettı Transgenık hayvanlar 10 aylıktan ıtıbaren tumor modullerı gelıştırmeye başlıyordu,15 aylıktan ıtıbaren de çoğu karacığer tumorunden olmüş bulunuyordu Geçmışte bılım adamları hepatit B nın tum genetık materyalını farelere yerleştırdıklerı halde kanserın gelışımını gozleyememıştı Jay ve meslekdaşları buna vırusun replıkasyonu sırasında dığer genleıın HBx genının ışlevını baskılamasının neden olduğuna ınanıyorlar ve bulgularının HBVnın karacığer kanserının gelışımınde doğrudan doğruya elkın olduğu konusunda kesın kanıtlar ıçerdığını öne surüyorlar (s.p.) Köpük hücrelerini oluşturuyor Fil mezarlarının esrarı Çeşitli bölgelerde bulunan fil mezarları konusunda çeşitli görüşler var, ama gerçek yok. Çt'viri: Tuylan Çiftçi fsaneye göre, yaşlı filler kendilerini ölmeye hazır hissettiklerinde gözlerden uzak yerler ararlar. Fakat. bu olaylar hakkında kesin bir bılgı yok, sadece herşey bittikten sonra kemık parçaları bulunuyor. Ayrıca, fil sürülerinin kumdan girdaplara kapıldıklarına ilişkin bazı açıklamalar var. Araştırmacıların ortaya attığı bazı hipotezler mevcut Bunlara göre, şanssız filler karbondioksit ile dolu bir b ölgeye gelip boğularak ölüyorlar Afrika da çok bulunan yanardağlardan herbiri birer karbondioksit kaynağıdır. 1986da Kamerun da bir krater gölü olan Nyos uzerınde aniden büyük bir karbondioksit bulutu ortaya çıktı Bunun, gölür. dıbındeki tortularda birikmiş olduğu sanılıyor Çünkü, karbondioksit havadan bir buçuk kez daha ağır, durum böyle olunca üzerine çıkıp havayı hapsediyor Nyos gölünden ortaya çıkan bu gazlar 1700 kisinin ve çok sayıda çıftlık hayvanının boğulmasına neden olmuştu Üç yıl sonra Rwanda hükümeti aynı olayların Kivu gölünde de olup olmadığını ögrenmek için bir araştırma yapmaya karar verdi. Bu araştırmaya Havaiian Volcano Observatory'dan John Lockvvood ve U.S. Geological Survey'den Michele Tuttle katıldı Rwanda, Dogu Afrika tepeleri diye bilinen bir volkanik bölgede bulunur Lockwoodun söylediğıne göre sahip olduğu çok mtktardakı gazlardan dolayı Kivu çok tanınan bir göl Kivu'nun etrafında üç tane aktıf volkanik dağ bulunuyor. Gerçekte, Lockvvood ve Tuttle'ın da buldukları gibi, Doğu Afrika'da kar E bondioksit katmanlarıç çok fazla geripsenecek bir durum değil Svvahili halkı bu gazlara "mazuku" diyor, "şeytanın rüzgarı" Lockvvood ve Tuttle 3 tane Mazukus buldular Her biri çok alt volkanik katmanlarda depolanan karbondioksit gazlarıydı Bu yerlerin herbırınde yanma için gerekli ortamı ortadan kaldıracak kadar karbondioksit bulundu Bunların yanında küçük memeli hayvan ve kuşlar da bulundu. Herhangi fil iskeletine rastlanmadı, buda bütün herşeyin hala spekülasyondan ileri gidemediğini gösteriyor. Belkıde fil mezarları fillerın havasızlıktan öldukleri yerler yerine, amaçsızca dolaştıları ya da su aradıkları yerlerdir (Dis. 5/91) Kuzey ışıklarına ateş Clıfi Moore. 50°C ye kadar duşen sıcaklıkta yaşayabılmek ıçın kendıne guvenlı bir korunak bulmuş Gece boyunca kuzey ısıklarının danseden yansımalarını konforlu, 25°C sıcaklıktakı bir ortamda gozleyebılıyor Moor, Alaska Unıversıtesı nın Fairbanks yakınınıdakı Poker Yaylası Araştırma Ussiı nde çalısan bir bılim adamı Burası kuzey ısıklarının (aurora borealis) elektrıkı ve manyetık ozellıklerını ıncelemek uzere fırlatılan 236 roketın rampasının yerleştırılmış olduğu bir araştırma üssu. Guneş ru/garının (;şık oyunlarına neden olan ve kaynağı Guneş olan elektrik yüklu parçaciKİardan oluşan sağanak) davranışlarını önceden kestırmek olası değıl Bu nedenle atılan roketler her zaman hedefı bulmuyor Her roketın yorungesı startlan once planlanıyor Ussün eskı dırektoru Neal Brown "Eğer her şey yolunda ıse roketı fırlatıyoruz" dıyor Burada uzun aurelı gerıye sayışlar yok. Tetıği çekon ırv sanlar. cam balonlarında oturan gozlemcıler eğer "uygun tıpte bir ışık" gokyuzunun uygun bir bolgesinde görunurse roketle'i ateslıyorl()