Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SORUN YANITLAYALIM BİLİM YAYIN İlk uzay çalışmaları başladı? zıran 1963 te uzaya çıkan ilk kadın Valentına Tereskova'dır 18 Mart 1965 te A Leonard uzayda ilk yuruyuşu gerçekleştırmış, on dakıka boyunca uydu dışında yurumuştur 20 Temmuz 1969 da aya ilk ayak basan insan Armstrong tur Kitap okuma göz bozukluğuna yol açar mı? Istarıöul'dan yazan okurumuz Aycan Flllz " Uzay çalışmalan ilk k«z kaç yılında ve klmler tarafından baslatrimıstır, dıye soruyor Okurumuzun sorusunu Istanbul ÜniveraMasi Aslronomi ve Uzay Billmleri Araştırma Görevllsi Fusun Limboz TeMunalı yanıtlıyor "Kayıtlara göre roket ilk defa 1232 de Çın de kullanılmıştır 1241'de ıse roket yıne ilk defa bır savaş aracı olarak Moğallara karşı kullanılmıştır Uzaya çıkma duşuncesı ilk defa Çınlılerde ortaya çıkmıştır (VanHu, 1500 yıllarında) İlk cıddı uzay çalışması 17 yuzyılda Polonya'da Sıemıenovvite'nin önerdığı kanatlı ve çok katlı roketlerdır Bundan sonra 19 yuzyıla kadar cıddı bır araştırma olmamıştır 19 yuzyılda Alman Gausswındt, çelık bır yuvada dinamıt patlatmak suretıyle uzaya çıkılabıleceğını teklıf etmıştır 20 yuzyılın başında Tsıolkovsky uzaya çıkabılmek ıçın çok katlı roketlere ihtıyaç olduğunu ıspatlamıştır (modern astronotığınuzayda seyahat ve yaşantıyı araştıran bılım dalı lemelı olarak nıtelendırılmıştır ıspatı) 1929 yılında Obert, sıvı yakıtlı bır roketın nasıl olması gerekttğıni çızmış ve tyon motorunu onermıştır Yıne aynı yıllarda Amerıka da Goddard çok sayıda denemeler yapmış, bunlardan 1935 te yaptığı roketlerden bırının hızı 1100 km/sn 'yı bulmuş ve 2300 metre yukseklığı çıkmıştır Ikıncı Dunya Savaşı esnasında Von Braun roket teknolojısını çok geliştirmiş ve V2 roketlerını yapmıştır Ounya dışına çıkan ilk ınsan yapısı cislm 4 Ekim 1957 de fırlatılan Sputnlk 1 olmuştur Bundan bir ay kadar sonra uzaya gönderılen Leıka adlı kopek uzaydakı ilk canlıdır ve bır hafta uzayda yaşadıktan sonra oksijensızlıkten olmuştur 1 Şubat 1958' de ilk Amerıkan uydusu Vanguard fırlatılmıştır 12 Nisan 1961de uzaya çıkan ilk ınsan Yuri Gagarın dır Dunya çevresınde bir tur attıktan sonra gerı dönmuştur 16 Ha22714 Okurumuz N. öztürfc'un sorusu şöyle "Eşim d e b t n d e gözlük kullanıyoruz, çocugumuzun gozleri lleri dereced* asttgmat ve devamlı llerllyor. Gözü aşın yoran faallyetterin, çok kitap okuma, TV ssyretme buna bir etkisi var mıdır? GözOn hızta ilerlemesi öntonobillr ml, A vHamlnl •ksikliğl göz Mglığıru etkltor mi, hangi besln, rte ölçude bu IhHyaa karşılar?" Okurumuzun sorusunu Marmara Üntverstteai Göz Anabilim Dalı'ndan Dr. N«zlh Coşkuncan yanıtlıyor "Klınıkte en sık görduğumuz miyopı tıpı olan aksıyel mlyopıde gözun örtarka mesafesı normalden bıraz daha uzundur Bu mesafenın normalden 1mm fazla olması klınıkte karşımıza 3 dioptrılık duzeltme gerektıren miyopi şekllnde çıkar bulunmuştur Fakat miyopide en önemlı faktör kalıtsal yönudur Ailesınde mıyopisi olan bıreylerde miyopı gorulme sıklığı daha fazladır Kalıtsal bır zemınde uzun surelı bılınçsızce yapılan yakın yorucu çalışmalar belkı de mıyopınin artmasında az da olsa sorumlu olabılmektedır Mıyopının halk arasında bılındığı gıbı A vıtamını eksıklığı ıle ılgısı yoktur Hızla ılerleyen yuksek mıyoplarda sert kontakt lens kullanımının ılerlemeyı az da olsa azalttığı llerı surulmuşse de radıkal bır çözüm değıldır Ilerlemeyı durduracak kesın bır tedavı yolu mevcut değıldir Fakat yakına uyum gerektıren kitap okuma gıbı çalışmalarda kıtabın aydınlanması omuz uzerınden gelen bır ışıkla saglanmalı, 3040 cm mesafeden okunmalı ve 15 20 dakıkada bır kısa bır sure de olsa uzağa doğru bakarak gozleri dınlendırmeye çalışılmadır Bılındığı gıbı yakına bakarken göz uyum yaptığı zaman göz kırpma refleksı debloke olduğu ıçın gözler kurumakta </e yanmaya neden olmaktadır Bu yuzden uzağa doğru bakınca gözlerımızı refleks olarak kırptığımız ıçın korneanın gozyaşı ıle ıslanmasını sağlayarak göz yansımasını da engellemış oluruz' Ruhbilimin Öncülerî R E Famlıer / Çevıren Azız Yardımlı / Idea Yavınlan / 336 sayfa Insanın kendi iç dunyasına duyduğu ılgı, çok eskılere dayanır Tarıh boyunca ınsan toplulukları ve bıreyler kendılorını yönlendıren ıç dunyalarını dın, buyu, mıtos ve doğaustu guçlerın etkısıyle "açıklamışlardır" Ancak aklın egemenlıgının getıren Ronesanstan sonradır kı duşunurler ınsan doğası uzerıne usauygun modeller tasarlamıştır Aydınlanmacı fılozoflardan Deskartes, Kant, YLa Mettrıe, fızıkçı Helmholtz anatomicı Gall gıbı farklı dısıplınlerden bırçok araştırmacı ınsan doğasına eğılmış, onu farklı yonlerıyle ıncelemıştır Oaha yakın zamanlarda psıkoloıı, farklı dısıplınlerin ınsan doğasına yaklaşımını kendıne özgu bır kımlıkle yoğurmuştur Bugun çağdaş ruhbılım uç yuz yllık araştırma ve kurgu bırıkımıne dayanıyor Tarıhsel gelışım içınde birbırıne karşıt akımlar ruhbilım genel eğilımine egemen olmuşlar bunların bazıları gunumuzdekı akımları etkılemışler Ruhbilimin Önculorı kıtabı psikoloıının tarıhsel gelışımını ona katkıda bulunan araştırmacıların yaşamöykulerı duşunsel gelışımlerı ve teorık yapılarını verıyor Ruhbilimin önculerı bıyografık yonuyle, teorık gelişımın otesınde bılım adamlarının ılgınç yaşamöykulerı ve bılımsel seruvenlerinın tadıyla da sıkılmadan okunabllir Onyedincı yuzyılda çağdaş ruhbılıme önculuk eden Descarfes la başlayan kıtapta sırasıyla Gall ve frenolojı, Kant, Helmholtz ve Gestalt ruhbllımcılerıne, akademık ruhbılıme, hipnotızmaya, Freud'a, pslkolojık ölçumlerin gelışimıne, davranış bılimı ve Pavlova, son bölumde ıse Pıaget ve Skınner'e yer verılmış Psikoloıının kılometre taşları her çağda matematık<Vızık felsefe, fızyolojı toplumbılım gıbı dallarda o doneme özgu gelişmelerle bıçimlenıyor Psikolojinın üç yuzyıllık kısa seruvenı aslında genel billmsel anlayışlardakı değışımlerı de yansıtıyor Gerek kuramsal gerekse uygulamalı yanlarıyla psıkoloıı bugun de temelındekı çeşıtlılığı koruyor Yazarın dedığı gıbı, gunumuzde yaklaşık kırkı psıkolojık uzmanlık alanı var Bu çeşıtlılık psıkclo|inın malzemesı olan ınsan doğasından kaynaklanıyor kuşkusuz Insanın bıyolojık ve toplumsal boyutları nedenıyle psıkoloıı, çoğul dısıplınlı bır araştırma alanı Bu psikoloıının ozgeçmışını ılgınçleştırıyor Ruhbılım önculerı hıpnotızmadan ışlemjı koşullandırmaya kadar insan davranışını çözmeye çalışanların Ilgınç seruvenını anlatıyor tsmaıl Murat lU IIUIIIMIN ÖNCILKKİ Psikoz nedip? Hafıza kaybı nasıl olur? Izmır Guzelbahçe den yazan okurumuzun uç sorusu var "Ptkoz nedir, nevroz nedlr, hafıza kaybı natıl okısur?" Okurmuzun sorusunu Bakırfcöy Ruh v« tlnhr Haataldclan Hastaıwsl 5. Pnk. Klinik şafl Doç. Or. ArH Verimll yanıtlıyor "Psıkozlar ınsan psıkolojık hayatında gerçekle ılışkının tamamen koptuğu, kendıne özgu bır dunyanın gelıştığı garıp davranışlar, her turlu ıknaya rağmen duzeltılemeyen gerçekten uzak duşunceler ve ıddıalar, hezeyanlar" ve gerçek dışı algılamalarla (Hayaller görme veya sesler ışıtme) bırlıkte gıden durum psıkozdur Psıkoz bir hastalık değıldır, anormal bır ruhsal durumdur Pek çok psıkıyatrık hastalıkta gorülebılır Nevroz ıse genellıkle gerçekle ılışkının kopmadığı kışı tarafından rahatsızlık olarak algılanan ruhsal rahatsızlıklardır Gerçekle llışkisıni surdurur, toplumdaki konumunu, işını duşunur Kendısı gosterdığı belırtılenn rahatsızlıktan ılerı geldığını görur Defalarca el yıkama, yersız korkular (klşı yersız olduğunu bılir ama kendinı alamaz) , sıkıntı hıssi, önune geçılemeyen rahatsız edıcı fıkırler gıbı Ikl sebepten öturu hafıza kaybı görulebılir 1Beynın gerçek organık rahatsızlıkları sonucu, 2Bazı psıkoloıık hallerin sonucu olarak Hafıza bozukluğu olan kışı, kolay kolay kendi hafıza bozukluğunun farkına varmaz, bu durumu başkaları görur Unutkanlıktan çıkayet edıliyorsa, bunun başka turlu psikolojik hallerden kaynaklanabileceğını duşunmek lazım" Eskıden berı mevcut olup son gunlerde guncellık kazanan bır teorıye göre kitap okumak gıbı uzun sure yakın çalışma gerektıren ışlerde göz yakına uyum (akomodasyon) yapmaktadır Bu uyum sırasında gozun ıçınde göz lensıni yerınde tutan lıflere bağlı olan sılıer kaslar kasılmakta ve bunun netıcesınde goz lensının önarka çapı artarak daha kırıcı hala gelmektedır ve bu da yakını net olarak görmemızı sağlamaktadır Bu teorıye göre sılıer kasların uzun surelı kasılı kalması göz globunun önarka uzunluğunun artmasına neden olabılmektedır Bu amaçla sılıer kaslar atropın ıle paralıze edılerek yapılmış kontrollü çalışmalarda atropın almayan grupta gelışen mıyopının ıstatıstık olarak bıraz daha fazla olduğu