Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TV'DE Bİ Lİ M 9 şubat cumartesi TV2 saat: 18.00 Belgesel "Dünyayı Dolaşıyoruz" Belgeselin bu bölümünde Havai'de Hula dansı, ormanlardaki madenler, Güney Amerika'da bilim adamlarının çalışmaları konu edHiyor. TV4 saat: 19.45 Belgesel "Günümüz Coğrafyası" Şehir merkezinin çevre kasabalarla İHşkisi. TV4 saat: 20.55 Matematik Gözüyle Kesirlerin ve yüzdelerin tanıtımı ve kullanımı. TV2 saat: 16.00 Belgesel "Ülkeler Coğrafyası" Afrika ülkelerinden Botsvvana'da yer alan Savuti Nehri ve nehirde yaşayan canlılar konu ediliyor. TV2 saat: 21.20 Yerll Belgesel "Marmara Adalan"Marmar Adası'nın nüfus hareketlerı tarihin ilk çağlarından günümüze kadar inceleniyor. Adaların stratejik durumları ile tarihi bazı kalıntılardan söz ediliyor. Marmara Adası'nda yaygın olarak yapılan karides algarnası avcılığından söz ediliyor. Buna bağlı olarak yakalanan karideslerin ekonomik açıdan potansıyelı anlatılıyor. TV4 saat: 20.15 Belgesel "Ekinox" Isaac Asimov Ay taşları Bugüne kadar yeryüzünde, Antarktika bölgesinde toplam 2 kg kadar aydan koparak dünyaya düşen aytaşı toplandı. Aytaşları nasıl düşüyor ve nasıl saptanıyorlar? utgers Üniversitesi'nden Jeremy Delaney, 1990'ın ilkbaharında Antarktika'da çok olağandışı bir taş buldu. Taşın çarpıcı özelliği, yeryüzünden değil, aydan bir parça olmasıydı. Akla gelen ilk soru şu olabilir: Aydan bir parçanın Antarktika'da ne işi var? Bu aslında, o kadar gizemli değil. Ay ve Güneş Sistemi'ndeki tüm öteki yapılar, küçük parçaların bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bundan 4 milyar yıl önce, gezegenler ve uydular bugünkü biçimlerine yaklaştıkları zaman, hâlâ bunlara çarpan parçalar vardı. Çok daha düşük bir oranla olmakla birlikte, bu çarpmalar bugün de sürüyor. 10 şubat pazar R 11 şubat pazartesi TV3 saat: 20.20 Belgesel "Vücudumuzu Tamyalım" Vücudumuzdaki hormonların ve derımizin anlatıldığı bu bölümde derimızin nasıl yaşlandığı ve bunun önüne geçmenin mümkün olup olmadığı anlatılıyor. TV4 saat: 22.35 Belgesel "Perspektlf" "Işığın Ritmı" bölüm başlığı ile verilen belgeselin bu bölümünde gündüz ve gecenin if*an reflekslerindeki etkisi. Gözün, ışığa karşı olan duyarlılığı. 12 şubat salı TV1 saat: 22.35 Belgesel "Fırat'ın Türküsü" Commagene Krallığı, Katha Köprüsü, Nemrut Dağı ve heykeller kapartmalarıyla başlıyor görüntüler. Daha sonra Şanhurfa'da yapım çalışmaları süren Atatürk Barajı görüntüleniyor TV2 saat: 23.35 Belgesel "Doğaya Yolculuk" Dizinin bu bölümüne Batı Pasifik'teki Truk Lagun Denizaltı Müzesi ve buradaki savaş kalıntısı olan tekne ve uçaklardan bahsediliyor. TV4 saat: 22.05 Belgesel "Yarının Dünyası" Birçok dünyada bu çarpmaların izlerini kraterler olarak görüyoruz; burada, bu kraterlerın oluşmasını önleyecek atmosfer, okyanus ya da lavlar bulunmuyor. Yeryüzünde, izlerin çoğu silinmiş durumda, fakat ayda el değmemiş biçimde duruyorlar. Uydumuz kraterlerle kaplı. Her krater, bir göktaşının sonucudur. Zaten büyük olan bu göktaşı aya saniyede yaklaşık 30 km. hızla çarpar. Bu hızda bir nesnenin çarpması, ayın yüzeyinde dev bir patlamaya yol açar ve maddeleri yukarıya doğru uçurur. Aynı olay yeryüzünde de gerçekleşmiştir, fakat yerçekimi nedeniyle, yüzeyden kopan parçaların yukarıya doğru çıkması için saniyede 10 km. hıza ulaşması gerekir. Büyük bir göktaşının çarpması bile bu hızı sağlayamayacaktır, dolayısıyla havaya uçan parçalar yere geri düşer. Ay, küçük bir kütledir ve yerçekimi küçüktür. Nesnelerin, çekimden kurtulabilmek için saniyede 2.5 km. hıza ulaşmaları yeterlidir. Sonuçta, aya göktaşı bombardımanı, bazı parçaları uzaya fırlatır. Ay parçaları büyük değildir. En büyükleri, çakıltaşından biraz büyüktür, çoğu toz halindedir. Bazıları güneş rüzgârı tarafından savrulur, güneş sisteminin uzak köşelerine gider. Bazı toz ve parçaları ise aya geri düşer. Bununla birlikte, bazıları kalır; yeryüzü ile ay arasındaki uzay, uzayın öteki bölgelerinden biraz daha tozludur. Arada sırada bu ay parçalarından biri, yeryüzüne çarpacak kadar yaklaşır. Yeryüzü, sürekli küçük göktaşları bombardımanı altındadır. Bunlardan çok azı, atmosferden geçebilecek ve yüzeye ulaşabilecek kadar büyüktür. Bu göktaşlarının çoğu "ilk dönem"e aittir, yani güneş sisteminin ilk oluştuğu zamandan beri uzaydan varlıklarını sürdürmektedirler. Ötekiler, ölü kuyruklu yıldızların kalıntılarıdır. Fakat bir kaçı da ay parçasıdır. Küçük göktaşlarını nasıl inceleriz? Bazıları kolayca tanınır, çünkü yeryüzünde doğal olarak bulunmayan metal demlrden oluşmaktadırlar. Bununla birlikte, en az yüzde doksanı taştır ve yeryüzündeki taşlardan kolayca ayırdedilemezler. Bu tür taştan küçük Çarpmanın sonucu Yeryüzüne çarparsa göktaşları düşerken görülmemişlerse, bulunmaları çok zordur. Bulunsalar bile, zamanla yeryüzünün kendi maddesiyle karışabilirler. Burada olağandışı bir istisna vardır. Güney Kutbu'nu çevreleyen 13 milyon kilometre karelik bir alana yayılan Antarktika kıtası, kalın, kırılmaz bir buz tabakasıyla kaplıdır. Son yıllarda, Antarktika'da çalışan araştırmacılar buz yüzeyde taşlar bulmaktadır. Antarktika'ya insanlar tarafından getirilmemiş her taş bir göktaşıdır. Buraya, bir taşın herhangi bir başka şekilde gelmesi olanaksızdır. Sonuç olarak, şimdiye kadar olduğundan çok daha yoğun biçimde göktaşlarını incelemek mümkün olmuştur. Bu durumda, şu ikincı soruyu sorabıliriz: Bir göktaşının ay kökenli olduğunu nasıl söyleyebillrsiniz? Bu, kimyasal analizle belırlenir. Yeryüzü ve ay, aynı kimyasal elementlerden oluşmaktadır, fakat elementler farklı oranlarda bulunmaktadır, çünkü bu iki yapının büyüklükleri farklıdır ve farklı bir tarihleri vardır. Bir anlamda, farklı elementlerin oranı, gezegenin bir tür "parmak izlnl" temsil eder. Böylece, ilk dönem göktaşları, taştan olsalar bile, yeryüzündeki ve aydaki taşlardan demir yönünden daha zengındir. Antarktika'daki yaklaşık bir düzine göktaşının, ayda karşılaşılan elementsel yapıya sahip olduğu bulundu; bu göktaşları aydan kopmuş parçalar. Antarktika'daki ilk ay taşı 1979'da bulundu. Taş, yaklaşık 55 gr. ağırlığındaydı. Taşların kaynağmı araştırmak 13 şubat çarşamba TV4 saat: 22.35 Belgesel "içlmlzdekl Dünya" Bu bölümde karaciğerin fonksiyonları anlatılıyor. 14 şubat perşembe TV3 saat: 22.40 Belgesel "Afrikalılar" Afrika'yı kültürü, doğası, tarihi, ekonomik ve coğrafi yapısıyla anlatan dizının ılk bölümünde, Afrika insanının bütün ılışkılerını etkileyen kımliğinin üç ayrı kültürün etklsiyle oluştuğu anlatılıyor. TV4 saat: 22.10 Belgesel "Yaban Kalıtım" Küçük bır gölcükte yaşayan bitki ve hayvan türlerinın değışen yaşam koşullarına karşı mücadelelerı anlatılıyor. TV2 saat: 20.10 Yerll Belgesel 'Denlzcillğlmlz" Bugünkü Türkiye Denizcilik işletmeleri'nin kuruluş hikâyesi özetleniyor. TV3 saat: 22.55 Belgesel "Dünya ve İnsanlar" Endonezya ve burada yaşayan Batak'ların yaşamlan ve hayat şekilleri anlatılıyor. TV4 saat: 22.35 BelgeseL'2000'e Doğru" Toplam 2 kg taş Ocak 1989'da bulunan en büyük ay parçası, 1990'da Delaney tarafından rapor edildi. Yaklaşık 700 gr. ağırlığında ve 60 cm çapındaydı. Tüm yeryüzünde bulunan tüm ay parçaları, toplam 2 kg'a ulaşıyor ve bunları almak için aya gitmeye gerek olmadan incelenebiliyorlar. Bu durumda, niye aya gitmek için bir yığın çaba gösterdik? Çünkü ancak bu şekilde aya giderek ve ay taşlarını toplayarak, bunların kimyasal "parmak izleri'ni belirleyebilirdik. Böylelıkle, bugün yeryüzüne aydan gelmiş taşları tanımlayabiliyoruz. (m.a.LATS) D 2045 15 şubat cuma Göktaşını nasıl tanırız?