24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAYVANLAR DÜNYASI Yırtıcılar dünyasının avcısı: Doğan Değişikliklere son derece dayanıklı, güçlü, çevik, en gözde kuşlardan biri... Esat Korkmaz aratıcılık ve avcilık Doğan'ların özelliğidir. Iklim değişikliklerine karşı son derece dayanıklı olan Doğan, güçlü ve çevik bir hayvandır; yerine göre yumuşak ve sert davranabilir; vahşi olarak yakalandığında bile kolayca eğitilebilir. Bu özellikleri nedeniyle çok eskiden beri en gözde avcı kuş olageldi ve "Doğan'cılık sporu"nu geliştirdi. yayıldı. ayırması gerekir; çabasında başarılı olamazsa eli boş döner; kimi kez binlerce sığırcık doğanın üzerine çullanır ve onu davranışına pişman eder Falco eleonoras (adadoğanı); Akdeniz bölgesindekı kayalık adalarda yaşar; yaz aylarında üremek için Türkiye'nin batı kıyılarına gelir; kışın Madagaskar'a göç eder; bütün doğanlar içinde «n uzun kanatlı olanıdır. Falco vespertlnus (ala Y Doğancılık Doğancılık, önceleri Doğu'da yaygındı; Osmanlı padişahları da Dogancılığa düşkündü. Saraydaki avcı ağaları arasında doğancıbaşı ve doğancılar da bulunurdu; doğancıların yönetiminden, doğanların getırilmesi, eğitilmesi ve korunmasından sorumlu olarn Doğancıbaşı, bayramlarda padişahın elini öper ve onunla birlikte ava giderdi; yılda 120 altın bahşiş alırdı Doğan yetiştirmekle görevlı doğancı koğuşunda (Hanei Bazyan), 40 içoğlanı çalışırdı; belgelere göre, enderun dogancıları ve doğancı koğuşu, Sultan IV. Mehmet (Avcı Mehmet) döneminde (16481687) kaldırıldı, koğuş içoğlanları başka birliklere dağıtıldı. Doğancılık, Osmanlılar'da önemini yitiriken, Batı ülkelerinde yaygın bir "spor" durumuna yükseltildi Avrupalılar doğancılığı serüvenciler, tüccarlar ve Haçlılar aracılığıyla Doğu'dan öğrendi; ortaçağ boyunca Batı Avrupa ve Britanya soyluları arasında Kartalgiller (Falconidae) lamilyasının Falco cinsi ile gündüzyırtıcıgiller (Accipitridae) lamilyasının Circus cinsine bağlı kimi yırtıcı kuş türleri doğan adı altında toplanır Sivri ve uzun kanatlarıyla hızlı ve uzun uçuşlar yapabilir; vücut boyları 15 48 cm arasında değişir; bacakları uzun tüylu, kancalı gagalarının kenarı diş gibi sivri çıkıntılıdır Yuvalarını, genellikle ağaç kovuklarına, sarp kayaların kenarına, kimi kez çalılıklar arasında toprağa kurarlar; kuluçka döneminde dişı yuvaya, 45 yumurta bırakır; yumurtalar, kırli beyaz üstüne kızılımsı kahverengi lekelerle süslüdür. Kuluçka süresi 28 35 gün arasında değişir; yumurtadan çıkan yavrular yaklaşık 1 ay kadar ana , baba tarafından beslenir, daha sonra ava alıştırılır Doğanlar ailesinin kimi türleri Türkiye'de yaşar ya da göç sırasında uğrar; Anadolu, birey sayısı açısından olmasa da tür bıleşiml açısından oldukça zengindir Falco peregrlnus (doğan ya da bayağı doğan); Türkiye'nin yerli kuşudur; hemen her bölgede az sayıda rastlanır, dağlık bölgeleri ve su kıyılarını yeğler, yabanördeklerını ve kıyı kuşlarını özellikle tercih eder. Bütün doğanların en güçlüsü ve en hızlısıdır Üst bölümleri mavimsi boz, alt bölümleri beyaz ya da açık sarı üstüne siyah çizgilidir Yükseklerde uçar; avını seçtikten sonra yaklaşık 240 km'lik bir hızla dalışa geçer; güçlü pençeleriyle avını yakalar ve bir vuruşta öldürür; Kimi kez avına yapışır ya da kenetlenir, sonra da pençeleriyle yaşamsal organlarını parçalar. Doğanlar allesi "Birlıkten kuvvet doğar" atalar sözü yalnızca insanlar için değil kuşlar için de söylenmiş olmalı, ava çıkan bir doğana rastlayan sığırcık sürüsü, bir anda bir araya toplanır ve bir bulutdurumunu alır; bu durumda doğan, avını ele geçirebilmesi için DDT vb. tarım ilaçlannda kullanılan klorlu hidrokarbonlann besin bir ya da bir kaç sızincirine girmesi, doğanların soy varlığını ciddi biçimde tehdit etmekğırcığı sürüden te. Sürüden ayrılanı doğan kapar doğan); Avrupa'nın güneydoğusu ndaki bozkırlarda ve az ağaçlı açık arazilerde yaşar; Türkiye'de yalnızca göç sırasında Z. görülür; 2835 cm. uzunluğunda , sırtı boz, göğsü kızılımsı „ sarı, gaganın dibi ve ayaklar portakal rengin•* dedir. „ Ornitologlarca aladoğana yönelik olarak yapılan araştırmalar, ardıçkuşlarıyla giriştikleri ilginç bir yaşam mücadelesini günyüzüne çıkardı Kayalıkların üzerinde hareketsiz bir biçimde duran ve avını gözetleyen aladoğanın başucunda birden bir ardıçkuşu belirir; bir saldırı dönüşü yaparak 10 m. kadar yükselir ve dönerek hızla doğana yaklaşır, kendl dışkısını onun üstüne püskürtür; doğan hareket etme olanağı bulamadan bir başka ardıçkuşu saldırıya katılır, daha sonra çevrede beklemekte olan çok sayıdaki ardıçkuşu, coşkulu savaş çığlıklarıyla doğanı dışkı bombardımanına tutar; tüyleri yapışan ve uçma yeteneğini yitiren doğan, birkaç gün içinda açlıktan ölur. güvercindoğanı), Kuzey yarımkürenin yüksek enlemlerinde yaşar; Türkiye'de ormanların açık kesimlerinde ya da ağaçlıklı açık arazilerde yaz aylarında ürer Üst bölümleri koyu mavimsi kahverengi, alt bölümleri beyaz üstüne koyu renk çizgili, bacakları kızılımsıdır. Küçük kuşları ve iri böcekleri avlayarak beslenir. Türkiye gündüzyırtıcıları faunası tür bileşimine katılan, yerli ya da göçmen, genellikle küçük kuşlar, sürüngenler ve iri böceklerle beslenen diğer doğan türlerini de şu şekilde sıralayabiliriz Falco biarmicus ya da Falco lanarius (avcıdoFalco columbarltua (bozdoğan ya da Falco peregrlnut (4151 cm) Türkiye'nin yerli kuşudur. Hemen her bölgede az sayıda rastlanır. ğan); Falco cherrung (kutsaldoğan); Falco minor (küçükdoğan), Circus cyaneus (gökdoğan ya da mavidoğan). Circus aeuginosus (kızıldoğan); Circus pyargus (çayırdoğanı) ve Circus macrourus (bozkırdoğanı yadastepdoğanı). Soy varlığı tehlikede Türkiye'de kimi bölgelerde yavru ve erişkin doğanlar, tuzak kurarak yakalanmakta ve kimi kuzey Afrika ülkelerinde, Arabistan'a ve Basra Körfezi Arap şeyhliklerine satılmaktadır Doğan "dışsatımına" dayanan bu ticaret, bazen sayıları az olan kimi doğan türlerinin soy varlığını ciddi biçimde tehdit etmektedir. Ikinci olumsuz gelişme ise birinciden daha yaşamsaldır. Tarım ilaçlannda kullandığımız klorlu hidrokarbonlar, besin zincirine girmekte ve hayvanın dokularında yoğunlaşmaktadır. Doku yıkımlarının yanı sıra özellikle yumurta kabuklarının incelmesine yol açarak, yumurtaların yavruya dönüşme şansını büyük ölçüde yoketmektedir. Kesin sınırlarla belirtilen kimi bölgeler üst düzeyde yasal güvencelere kavuşturulsa bile, bu bölgeler klorlu hidrokarbonlardan temizlenemezse, doğanın soy varlığını yaşatmak hemen hemen olanaksızdır. 24616
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle