Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel CUMARTESİ PARASIZ EKİ SAYI : 8 0 1 0 EYLÜL 1 9 8 8 Leopaıiarın lekeleri nasıl oluşuyor? Logaritma ve öyküsü Evrenlmiz sonsuz köpük içinde bir kabarcık! Genç yaşta parkinson olunur mu? Ses, görüntü ve bilgi aynı plakta 4,5 milyar yıl garantili güneş saati TUS örneği tüm alanlara yaygınlaştırılmalı Sosyal bilimler alanında da asistanlık ve master sınavlarının TUS (Tıp Uzmanlık Sınavı) örnek alınarak merkezi sistemle test usulü yapılmasına ilişkin bir öneri. Ar. Gör. Kemal Gözler A.Ü. Hukuk Fakültesi kısa tanımıyla, "obje"ye göre değerlendırmek demektır Obje ıse, sınav kâğıdıdır, sınavda verılen cevaplardır Bunların dışında hıçbır şey değerlendırmeyı etkılememelıdır Objektıflik, her çeşıt sınavda önemlı olmakla beraber, ozellıkle "yarışma sınavları 'nda hayatı bir önem taşır Sözlu sınav, klasık yazılı sınav ve test sınavlarının, objektıflik bakımından bir karşılaştırmasını yaparsak şunları göruruz a) Sözlu sınavların, ustelık gızlı sözlu sınavların objektıflıkle bağdaşmadığı ortadadır Bu sınavlarda belırleyıcı olan sınavı yapanların oznel yargılarıdır Kaldı kı sozlu sınavların oz bakımından yargısal denetımı de mumkun değıldır Özetle, sozlu sınavlar, kayırmacılığa en elverışlı olan sınavlardır b) Objektıflik bakımından yazılı sınavlar, sözlu sınavlardan ustundur Artık öğrencıye göre değıl, kâğıttakı cevaplara göre değerlendırme yapılacaktır Ancak, kâğıt takı cevaba da 0 ıla bellı bir puan (orneğın 20) arasında herhangı bir puan takdır edılebılır Bu takdır ışlemınde subjektıf unsurların rol oynaması muhtemeldır Bu nedenle adaylarda sınavı "kazanan" değıl, "kazandırılan" bir kışı oldukları duşuncesı uyanır Kaldı kı, yazılı sınavlar, soru adedının sınırlı olması bakımından kapsayıcı değıldır Adayın tum bılgısı ıkı soru ıle olçulemez c) Test sınavı, bir kere, ıstenılen konunun tumune kapsatılabılır Soru adedı sınırlı değıldır Bu bakımdan klasık yazılı sınavdan ustundur Ikıncı olarak, objektıflik açısından ıse, test en mukemmel sınavdır Cevaplar bellıdır ve doğru şıkkı ışaretleyen herkes aynı puanı alır Hıçbır oznel yargıya yer bırakmaz (2) ylardan berı Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) tartışmaları Surup gıdıyor Tartışmalar, esas ıtıbarıyla, tıpta uzmanlık ıçın merkezi sıstemlı bir test sınavının yapılıp yapılmaması uzerınde toplanıyor Bence TUS'un yapılmasını zorunlu kılan nedenler sosyal bilimler alanında da mevcuttur Oysa, görebıldığım kadarıyla, TUS'un dığer alanlarda da ornek alınmasına ılışkın bir tartışma yapılmamıştır Bu yazı, ışte bu eksıklığı, bir ölçude de olsa gıdermeyı ve bu konuda bir tartışma başlatmayı amaçlamaktadır Burada, önce, TUS'un yapılmasını zorunlu kılan nedenlerın sosyal bilimler alanında da mevcut olduğunu gostermek amacıyla, asistanlık sınavlarında gorulen olumsuzluklara değınılecektır Oaha sonra da bu olumsuzlukların gıderılmesını sağlamak uzere merkezi sıstemle yapılacak bir test sınavı ıçın TUS'un bir model oluşturup oluşturamayacağı tartışılacaktır A I Asistanlık Sınavları 1 Olması gereken: Geleceğın bılım adamları olan asıstanların seçimınde tek krıter kışısel yeteneklerı ve bunun göstergesı olan sınavda gösterdıkleri başarı olmalıdır Bılım, hoca ıle asıstan arasında bir tabıyet ılışkısını, bir paternalıst ılışkıyı değıl, her ıkı tarafın da etkın olduğu bir ılışkıyı gerektırır 2 Mevcut slstem: Asistanlık sınavlarından önce, gazetelere ılan verılır Her öğrencının duyması ve sınava katılması sağlanır Ancak bu, çoğunlukla, bir danışıklı döğuştur Sınavı kazanacaklar önceden bellıdır Akrabalık, dostluk, hemşerılık, devletluluk, zenginlik krıterlerıne göre seçılen asıstan da hocasının gölgesının dışına çıkamamaktadır Geleceğın bılım adamı ışte böyle yetışmektedır Özgur duşunceyı ve bağımsızlığı gerektıren bılımın böyle "bılım adamları" ıle bağdaşmadığı açıktır (1) 3 Çözüm: Asıstan seçimınde, öyle bir sınav sıstemı bulunmalıdır kı, akrabalık, dostluk, hemşerılık, devletluluk, zenginlik unsurlarının hıçbır rolu olmasın Sınav tam anlamıyla "objektıt" olsun Objektıflik, en II Merkezi sistemle test usulü sınav 1 Merkezi sıstemlı bir test sınavının yapılmasını gerektırecek ölçude bir ışyuku var mı? Asistanlık kadrolarının çok sınırlı olduğu, her yıl fakultelere ancak bırkaç asıstan alındıgı, bırkaç kişı ıçın de merkezi sistemle bir test sınavının yapılmasına gerek olmadığı, zıra, bu sınavların ılerı bir teknolojı gerektırdığı ve haylı masraflı olduğu ılerı surulebılır Ancak, bu göruş doğru değıldır Bir kere, bir sınavd? Iş yuku, sınavı kazanacakların sayısına göre değıl, sınava başvuranların sayısına göre belırlenır Örneğın, bir sınavı bırkaç kışı kazanacak olsa da bırkaç yuz kışı başvurmuşsa ış yuku vardır Kaldı ki asistanlık kadrolarının sınırlı olduğu yolundakı gerekçe, 2547 sayılı Yuksekoğretım Kanunu'nun yururluğe gırmesınden sonra haklılığını yıtırmıştır Zıra, söz konusu kanunurKiönemınde oğretım üyesı açığı çığ gıbı buyumuş, unıversıteler bu açığı "araştırma görevlısı" almak yoluyla kapatmaya çalışmtşlardır Yenı kurulan, hemen hemen hıç öğretım uyesı bulunmayan taşra unıversıtelerı ıçın bu husus tartışmasız doğrudur Ancak eskı ve köklu unıversıtelenmız de bu durumdadır Zıra bu unıversıtelerımızde sıkıyönetım ve YÖK uygulamaları nedenıyle oğretım uyesı kaybına uğramışlardır Ayrıca, 2547 sayılı yasa, yenı bir sınav duzenı yaratmış, öğretım uyelerının sınav yukunu dayanılmaz derecede ağırlaştırmıştır Netıcede unıversıteler, gerek öğretım uyesı açığını kapatmak, gerek sınav yukunun altından kalkabılmek amacıyla "araştırma görevlısı" alma yoluna gıtmışlerdır Örneğın en köklu unıversıtelerımızden olan Ankara Umversıtesı, "son uç yılda duzenledığı araştırma görevlılığı sınavlarında tam 998 adet araştırma görevllsl aramıştır" (3). Ozetle, butun unıversıtelerımız araştırma görevlısı ihtıyacı ıçındedır Bu sayı gerek fen bılımlerınde gerek sosyal bılımlerde yuzlerle ıfade edılmektedır 2 Keza, merkezi sistemle test sınavı, sadece asistanlık sınavları ıçın değıl, maste"r ve doktora sınavları ıçın de yapılabılır Zıra, her yıl çeşıtlı bölumlerde açılan master ve doktora programlarına da yuzlerce oğrencı alınmaktadır Unıversıtelerımızın mezunsayısındakı artış, öğrencılenn uzmanlaşmak ıstemelerı sonucunu doğurmuş ve bu durum da söz konüsu sınavlara başvuru sayısını arttırmıştır Sözlu sınavlarla, klasık yazılı sınavlarla bu kalabalık başvurunun altından sağlıklı bir şekılde kalkılması guçleşmıstır 3 Asistanlık ve master sınavları merkezi sistemle ayrı ayrı yapılabıleceğı gıbı, bırleştırılerek de yapılabılır Böylece para ve emek tasarrufu sağlanmış olur Bırleşık sınavı kazananların arasında bırıncı olanlar, aynı zamanda asıstan olurlar Veya aday lar aynı sınavda asıstanlığa ve mastera ılışkın olmak uzere ıkı ayrı tercıhte buluDevamı 2. Sayfada Kertenkele tozuna bir tutam çekîrge kanadı Çinliler geleneksel tıpla çağdaş tıbbı nasıl birleştirlyor? Derleyen: Ismail Murat Akupunktur Ozellıkle başağnsının tedavısın de oldukça etkılı C ın'de ılk kez bir Alman rock topluluğu, konserıne başlamak uzereydı Topluluğun sahneye çıkmasına # beş dakıka kala grubun gıtarıstı dızını sahnenın beton basamağının kenarına hızla çarptı Gıtarıst, duyduğu ağrının şıddetınden kendını yere attı, neredeyse bılınctnı kaybedecektı Grubun uyelerı acıyla kıvranın arkadaşlarına yardım edememenın uzuntusu ve olayın şaşkınlığı ıçındeydı Ancak kalabalığın arasından sıyrılıp gelen genç bir Çınlının yapacakları onları daha da şaşırtacaktı Çınlı, acı ıçındekı gıtarıstın dızı uzerınde değmeden ellerını gezdırmeye başladı arasıra bir pı yanıst gıbı parmalarını dızdekı çarpan bol genın çevresınde ve ayak bıleğmde çeşıtlı noktalara basmaktaydı Daha da ılgıncı, Çınlının sankı dızının uzerıne gözle görunmeyen bir toz serpıyor ve sonra onu topluyormuş gıbı parmak hareketlen yapmasıydı Butun bu tuhaf ve gızemlı ışlem ıkı dakıkadan az surmuş, gıtarıstın ağrısı dınmış ve konser zamanında başlamıştı Gıtarıst Kalau Almanya'ya dönuşunde bu olaydan soz açtığında şunları soyluyordu Devamı 2. Sayfada