Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tl P ZOOLOJİ tsmail Murat Hipertansiyonlu kimlere denir? bağlı mekanizmalar damar direncini arttıran noradrenalin maddesinin bosalması ile kan basıncını yükseltir. Yerleşik hipertansiyon döneminde ise artık kan basıncı tedavi edilmediği takdirde normale inmez; bu dönemde küçük arterlerde yapısal değişimlerin oluştuğu sanılmaktadır. Eğer böbrek hastalığı, hormonal bozukluklar, nörolojik hastahklar gibi belirgin bir neden olmaksızın kan basıncı sürekli yüksek bulunuyorsa bu duruma "esanslyel" hipertansiyon denir. Genellikle 3050 yaşlarında başlar. Bu hastaların ailelerinde de sıklıkla yüksek tansiyonlu kişilerin bulunması bozukluğun kalıtımsal bir yönü olduğunu düşündürmektedir. Kalıtımsal yatkınlığın yanı sıra rekabet ve ' gerlllmle dolu bir yaşam tarzı, aşırı kilo alma, sigara, alkol, tuz esansiyel hipertansiyonu olumsuz yönde etkılemektedir. Uzmanlara göre alınan tuzun kısıtlanması hastaların % 20'sinde tansiyonu düşürmektedir. Sofra tuzundaki sodyum vücutta su tutulmasına, kan hacminin artışına ve küçük damarların çeperindeki düz kasların kasılarak direncin artışına ve böylelikle hipertansiyona neden olmaktadır. Ne var kı kimi hastalar tuza karşı daha duyarlıdır; bunlar aldıkları tuzu böbrekler yoluyla kolayca atamaz. Öte yandan beslenmede sodyum/potasyum dengesi de önem taşımaktadır; potasyum alımı vücuttan sodyumun atılmasını kolaylaştınr. Çitaların soyu bozuluyor Dünyanın en hızlı dört ayaklı hayvanı olarak bilinen çita ya da gepar, insanoğlu tarafından koruma altına alınınca, kısıtlı çiftleşme imkânları nedeniyle genlerinde olumsuz gelişmeler gözlendi. ÇevirL Füsun Yasar ir yandan göz kamaştırıcı güzellikteki benekli postu, bir yandan eşsiz bir avcı olmaktaki yeteneği yüzünden yüzyıllardan berı soyunu surdurebılmek içın ınsanoğluna karşı mücadele veren çita, şimdi de koruma altındaki yaşamında, bambaşka tehlıkelerle karşı karşıya bulunuyor. ABD'de Maryland Kanser Enstitüsü uzmanlarından Stephen O'Brien başkanlığındaki bir ekip rezervlerde yaşayan çitaların ersuyu üzerinde yaptığı bir araştırmada, sperm sayısının şaşılacak derecede az olduğunu ortaya çıkardı Üstelik bu az sayıdakı spermetozoıdlerın yüzde 71'i de anormal özellikler taşıyordu Güney Afrıka ve ABO'deki milli parklarda yaşayan 55 çitayı inceleyerek elde edilen bu araştırma, bu hayvanın soyunun ciddi bir fehlike içinde olduğunu kanıtlıyordu elki sizin de kan basıncınız normalin üzerinde, ama henüz farkında değilsiniz... Kimi zaman sabahları başınız ağrıyor, sinirlisiniz, gerilimli bir yaşam sürmektesınız, alkol ve sigara kullanıyor, istediğinizi ylyor, kilonuza dikkat etmiyorsunuz. Bazen başınızda dolgunluk hissi, baş dönmesi, kulak çınlaması gibi şikâyetleriniz oluyor, kendinizi yorgun hissediyorsunuz... Bu durumda bir an önce doktorunuza bp.?vurup yakınmalarınızı anlatmada yarar var; çünkü ilaç tedavisi, düzenli kontrol, hatta sırf kilo verme, tuz kısıtlama ve düzenli egzersiz gibi önlemler, sizi hipertansiyonun sinsi zararlarından koruyacaktır. Günümüzde tansiyonu normalin üzerinde olan 58 milyon Amerikalının en az yarısı, tedavi ve tavsiyelere uyarak hipertansiyonu yenmiş durumda. Ulusal Kalp Enstitüsü'nden Ed Rocella, Amerika'daki her dört hipertansiyonludan üçünün tedavi altında olduğunu, bu oranın 1972'ye göre iki katı fazla olduğunu belirtiyor. Cleveland Kliniği'nden Ray Glfford ise, beyin damarlarındaki hipertansiyona bağlı bozukluklardan ileri gelen ölümlerin 1973 İİ0 1987 arasında % 50 oranında ve kalp krizlerinln de % 35 oranında düşüş gösterdiğini söylüyor. Bu yüz güldürücü gelışmoler, kuşkusuz hipertansiyon tedavisi konusunda son yirmı yılda sağlanan ilerlemenin bir sonucu. B B deki hayvanat bahçelerinde yaşayan çitalar pek çok yavru daha dünyaya getirdiler. Ne var ki bu tür yerlerde, yakın akrabalarla yapılan çiftleşmeler sonunda, hatalı genler ve dolayısıyla zayıf ve hastalıklı hayvanlar ortaya çıktı. Pek çok çita yavrusu, uzmanların titiz bakımına karşın hayvanat bahçelerinde en basıt bir hastalık sonucunda erişkın çağa gelmeden ölüyor. Nesilleri tükeniyor. Öte yandan, özgür yaşayan çitalar da soyu giderek azalan türler arasında yer alıyor lyimser tahminlere göre bugün özgür çitaların sayısı 20 bin dolayında Çitanın anavatanı Afrika'dır. Güney Asya, Hindistan, Afganıstan'da da önemli sayıda çita yaşardı. Günümüzde ise bu hayvan sadece iran'ın ıssız kesimleri, Türkmenistan ve Kazakistan yörelerınde yaşama savaşı verıyor. Hındıstan'da soyu tamamen tükenmış durumda Afrika'da ise avcılık nedeniyle sayıları haylı azaldı Bir av kovaladığında son derece hızlı ve yırtıcı olan çita, henüz yavruyken insan tarafından eğılıldiğınde. bir kuzu gibi munıs olabiliyor. Karakterindeki bu çelişkı çitayı antik yıllardan beri insana cazip kıldı. Moğallar, Sümerler ve Mısırlıların bu hayvanı avcı olarak ehlileştirdikleri biliniyor. Çitanın hızı saatte 120 km'ye erişebılir ve sadece 2 saniye içinde saatte 70 km'ye çıkar. Avının üzerıne adeta uçarak atlar ve derhal dişlerini boğazına geçirir Ancak dışleri aslanınkıler gibi güçlü olmadığından avını öldürmek için sivrı pençelerınden yararlanır. Çitanın en zayıl yönü ise soluğudur. Hızlı olmasına karşın uzun süre koşamaz. Bunun için kurnazlığa başvurur ve avına görünmeden sessizce yaklaşır Av ile arasında yüz metreden kısa mesafe kaldığında, seçilen kurbanın kendısını kurtarması hemen hemen imkânsızdır. Zebra, ceylan, antilop, tavşan en tercıh ettiği av türlerıdır. I I Yavrular dlşi kedlye emanet Eskiler, çitanın (Acınonyx jubatus) bir leopar ile dışı bir aslanın çiftleşmesinden dünyaya gelen bir melez olduğuna ve tüm melezler gıbı kısır olduğuna inanırlardı 1956 yılında Phıladelphia Hayvanat Bahçesi'nde dünyanın ilk tutsak çıtası dünyaya geldığinde. uzmanlar arasında şaşkınlık ve telaş yarattı Anne çita üç yavru doğurmuştu. Ancak bırını öldürünce dığer ıkı yavru derhal anne kucağından alındı. Ne yazık kı kalanlar bıberonla beslenmeyı beceremedıklerinden kısa surede olduler 1960'da Almanyanın Krefeld Hayvanat Bahçesi'nde»dört çita daha doğdu. Bunlardan sadece ıkisi annenin hırçın sevgisinden (!) kurtarılarak bir dişi kediye emanet edildi ve bunlar koruma altında büyümeyi başaran ılk çitalar oldu. Bu hayvan türü üzerinde araştırmalar yapan Lucıano Spinelli adındaki bir Italyan ise 1966'da, özel hayvanat bahçesinde, iki erkekle bir dışı çitayı aynı kafese koyarak, cinsel yonden kamçılanmalarını sağladı ve başarılı sonuçlar aldı. Son yirmi yılda dünyanın büyük kentlerin Hipertansiyonlu kim? Kime hipertansiyonlu demek doğrudur? Dünya Saglık Örgütü arter basıncında normalin üst sınırını 160/95 mmHg olarak kabul etmıştir. Genellikle benimsenen ölçüte göre 50 yaşın altında diyastolik basınç (küçük tansiyon) 90 mmHg'nin üstünde ya da 50 yaşından büyüklerde 100 mmHg'nin üstünde ise 0 kişinin tansıyonu yüksektir ve tedaviye alınması gereklr. Bu tanıma göre 25 milyon Amerikalı hipertansiyonludur Ayrıca tansıyonu 140/90 olan 20 milyon Amerikalı da riskli bir grup oluşturmaktadır. Sürekli yüksek kan basıncı birçok organırmzda hasara ve yapısal değışikliklere neden olur. Nedeni bilinmeyen "esansiyel" hipertansiyonu olan hastaların çoğunluğunda sinirsel uyarılara karşı damarların yanıtında bir artış söz konusudur. Bu artışın damarların yapısından mı, hormon metabolizmasındaki bozukluktan mı kaynaklandığı henüz belirsizdir. Ancak bu tür hipertansiyonlarda (toplam vakaların % 80'i) emosyonel (ruhi) gerilimin önemli payı vardır. Damar basıncını ayarlayan en önemli faktör olan damar direnci, bu hastalarda beyinden gelen uyarılarla yükselir ve kan basıncını arttırır. ,Kan basıncının yüksek olması, vücuda kan pompalayan kalbin sol karıncığının işini arttırır, öte yandan kalbi besleyen koroner damarların da hipertansiyonda sıklıkla daralması nedeniyle kalp kasının beslenmesı güçleşir ve zamanla hastada kalp yetmezlıği belirtileri görülebilir. Giderek ağırlaşan nefes darlıkları kalp yetmezlığının önemli bir belirtisidir. Kalp yetmezliği genellikle tedaviye iyi yanıt veren bir hipertansiyon komplikasyonudur. Hipertansiyon, kanımızdaki yağların daha kolay damar çeperine "sıvanmasına" ve ateroskleroz oluşumuna yol açar. Ateroskleroz, vücudun çeşitli organlarına daha az kan gitmesi (iskemi) ile kendini belli eder. Kalp ve beyin damarlarında oluşan ataosklerotlk değışimler bunlar içinde en çok önem taşıyanıdır. Tedavisi Hipertansiyon tedavisi, genel önlemler ve ilaç tedavisi gibi iki bölüme ayrılabilir; genel önlemlerın başında aşırı yorgunluk ve streslerden kaçınmak gelir. Hasta uğraşılarını sürdürmeli ama özellıkle aile yaşantısında huzur sağlanmalıdır. Hafta sonları ve akşamlar dinlenmeye aynlmalı, gece hayatı, talıh oyunları ve cinsel ilişkıde aşırıya kaçılmamalıdır. Yüksek rakımda (1500 metre ve üstü) yaşam genellikle hipertansiyonlular için uygun değildır Çay, kahve gibi içecekler azaltılmalı, sigara bırakılmalı ya da az içilmelidir. Eğer hasta şişmansa ideal kilosuna dönmesi sağlanmalıdır. Hastanın ağır kaldırmak gibi egzersizler yerıne, yürüyüş gibi aktivitelerini arttırması çok yararlıdır. Düzenli bir yürüyüş programıyapılabılir.Tuz kısıtlamasına gidilmelidir, ancak günümüzde kullanılan diüretikler (vücuttan su ve tuz atılmasına sağlayan ilaç grubu) aşırı tuz sınırlamasına gerek bırakmamıştır. Vücudun doğal kan basıncını kontrol mekanizmaları araştırılırken bilim adamları kan basıncını düşüren çeşitli ilaç türleri geliştirmişlerdir; aşağıda sıralanan ilaçlar günümüzde hipertansiyon tedavisinde kullanılan başlıca maddelerdir: Dlürtikler Böbreklere etki ederek vücuttan su ve tuz atılmasını arttırırlar. Betablokerier adrenalin ve noradrenalin adlı maddelerin etkisini bloke ederek kalp atım hızını azaltırlar, damar direncini düşürürler. Kalslyum kanalı blokerlerl Kalsiyumun küçük arterlerin çeperindeki kaslara sızarak onları kasmasını önler ve böylelikle damar direncini azaltırlar. ACE Inhlbitörlerl ACE (Angitensin Converting Enzyme). Angiotensin II adlı bir hormon, arter çeperindeki kasları kasarak kan basıncını arttırmaktadır. Bu yeni ilaç grubu söz konusu enzimin oluşumunu önleyerek damarları gevşetmektedir. Vazodllatörler (damar genişleticileri) Bu ilaçlar doğrudan damar duvarına etkl ederek onu gevşetmektedir. Santral Sempatlkolltlkler Beynin bazı bölümlerini etkileyerek buradan kan basıncını yükselten hormonların salınmasını sağlayan sinirsel sinyallerin çıkmasinı önler. U Hastalığın erken dönemi Hipertansiyonun erken döneminde hastada kan basıncı heyecan, kaygı gıbı durumlar sonucunda zaman zaman yükselir, sonra normale döner. Bu evrede ruhsal duruma Çita ya da gepar, ilk bakışta kedi ile köpek kanşımını andıran bir hayvan. Ancak tırnaklan diğer kedigiller gibi içeri çekllmlyor. Yırtıcı bir etobur olmasına karşın, yavruyken Insanla dost olabiliyor.