Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAYVANLAR DÜNYASI 150yılsonra Galapagos Dünyada yaşayan an yaşlı hayvanlar, dev kaplumbağalar adaya Islmlerini de vermişler. Galapagos eski Ispanyolcada "kaplumbağa" demek. alapagos Adalannda hiçbir şey, olması gerektiği glbi değil. 1835'te ilk insanlar ellerinde olmadan kıyıya vurduklarında Galapagos kuşlan öylesine cömertmiş ki, Panama Piskoposu Fray Tomas de Berlanga ve tayfası, akşam yemeklerini bu güvercinlerl blr sopa darbesiyle öldürerek çıkartabiliyormuş. Aslında değişen fazla bir şey yok. Galapagos kartallan hâla başınıza konabiliyor ve hâlâ ayıbalığı yavrulanyla yüzebiliyorsunuz. Zamansızhk ve sadelik adaların kaybolmayan özelliğı. Doğa kendi dengesini ko ruyor. Buradaki tek "sığıntı" insan. Adalar bu niteliklerini her yerden uzak olmasına boıçlu. 13 büyük, sayısız küçük adacık ve sığ kayalıklardan oluşmuş bu takımada Ekvator kıyısından 600 mil uzakta ekvator çizgisinin üzerine oturmuş. Pasiflk'ln "Ateşten Yüzük" bölümünde dünyanın en aktif volkanik adalarını oluşturuyorlar. Diğerlerine göre genç sayılan, Batıdaki 700.000 yaşındaki adalar hâlâ denizin yüzlerce mil dibinden, o "sıcak nokta"dan fışkırıyorlar. Darvvin'in izinde bir gezinti Darwin buralara "cehennem bahçeleri" adını verdi. Gerçekten de daha ıssız, daha Tannnın belası bir toprak parçası hayal blle edilemez. Yazan: Christopher BakerTürkçesi: N.Sine özsoy kuşlar da suda izler bırakarak bizi takip etti. likte dlzlnlze kadar koyu çamura batarsınız. Güney Plaza adasında 350 kitogramlık "plaj kralı" aşağıda haremtni gozlerken, şanssız bir grup erkek deniz aslanı sizi eğlendirecektir. Burada. Joseph'in sarıturuncu ve kiremrt rengi paltolarının kıvrımlarına yatan ve sakar bir el darbesiyle uzaklastınlabllen dev kara iguanaları da var. Darvvin bir keresinde birisini kuyruğundan tutup bakmış. "Buna çok hayret etmisti ve yüzüme kuyruğumu neden çeklyorsun' der gibi dik dlk bakmıştı" diye yazmış Darvvln. Tovver adasında, çocukluk rüyam gerçeğe dönüşüverdi. Fundalıkların arasına çömelmiş olağanustO guzel flrkateyn kuşuna yaklaştık. Zamanlamamız iyiydı. Çiftleşme mevslmiydi, dişiler başlarının üzerinde uçarken, hlndi büyüklüğündeki erkekler seyretmeye değer seyler sergiliyorlardı: Zafer edasıyla kanatlannı çırpıyor, al boyun keselerini dev balonlar haline getiriyor ve çılgınca uluyorlardı, yani partiye en hareketli noktasında katılmıştık. Bak, fakat dokunma Püskürtü üzerinde G Yaşam rüzgârla geldl Güney Amerika'dan rüzgârla savrulan tohumlar, kuraklığa dayanıklı fundalıklaria kaplı kocaman tepelere dönüşene kadar, hava ve suyla yıpranmış püskürtüde filizlendi: Gümüşi yosunla kaplı ağaçlara, yemyeşil scalasiaya doğru evrim geçiren opuntia kaktüsü ve dev ayçiçekleri arasıra yağan yağmur ve buharla beslendi. Böcek ve örümcekler de rüzgârla anakaradan geldiler ve bitkllerin arasına yerleştiler Dığer hayvanlar istemeyerek de olsa doğal bitki örtüsünden sallarla veya kütüklerle, Güney Amerika'nın çorba kıvamındaki nehlrlerinden Okyanusa açılıp adaya geldiler. Taze besine ve suya gereksinim duyacaklarından memeliler asla kızyın tropikal güneş altında yapacakları yolculuğu tamamlayamazlardı, ama pullu ve su geçlrmez derileri, ısıya ve kuraklığa dayanıklılıklarıyla sürüngenler bu yolculuğun üstesinden kolayca geldiler. On dört günlük deniz yolculuğumuzun ilk günü Floerana adasına ayak basar basmaz, Arjantinli doğabilimci rehberimiz Orlando Faldo bize hayvanlara istediğimiz kadar yaklaşabileceğimizi ancak dokunmanın yasak olduğunu söyledi. Bu adalan 23 m. boyunda, zarif, çelik gövdelı, motorlu bir yatla; Beagle lll'le geziyorduk, Charles Darwin Araştırma Enstitüsü'nün bir kez kullandığı sınırtı saytdaft tekneler şu anda turistik geziler için kiralanıyor. Adalar 1959'da Ekvator hükümeti tarafından milli park olarak bir kenara atılmış. Pangas denen Boston balina avcılarının kullandığı türden küçük sandalımızla kıyıya yaklaşırken blzi deniz aslanlanndan oluşmuş bir hoşgeldin komitesi karşıladı. Audubon(*) türü yelkovan kuşları, kırmızı gagalı tropik kuşlar başımızın üzerinde uçuştular ve türlerlnin son örnekleri narin, beyaz kuyruklu Blz kayalık arazide deniz kuşları ve dev albatros yuvalannın izini sürerken, püskürtü kertenkeleleri one arkaya sıçrayarak bizi kovaladılar. Sula ailesinden iri bir kuş, turuncu spor ayakkabılarıma romaneks bir bakış fırlattı. Hemen yanındaki bir kayaya oturdum. Yanında oturmam değll de ayakkabılarım onu rahatsız ettf çünkü ayaklanmız aynı renk tayfını paylaşıyordu, yalnız benimkiler onunklne göre çok çok büyüktü tabil Ayakkabılarıma o mızrak gibi gagasıyla kaçamak, kıskanç bir darbe vurdu. Yakınımda aynı türden, bu kez çok şık mavi ayaklı bir başka kuş, havalı bir dışiye kur yapmak üzere gösterişli bir pandomime başvuruyordu. Bu tutkusunu da halka açık bir yerde teşhir etmekten hiç mi hiç rahatsızlık duymuyordu. Dişlnln etrafında yürürken önce parlak mavi sağ ayağını kaldırdı ve ardından diğerini, her biri sankı kâğıt yelpaze gibi yayılmıştı. Dişi "Bu da nesi? Dünya harıkası mı? der glbi ilgisiz göründü. Daha sonra "ayak görmek ıstiyorsan şuna bir bak, hem de bir tane daha var" diyerek kendi ayağını kaldırdı. Az sonra göğüs goğüse vermişlerdi, boyunlarını birbirine bastırarak gerlye fırlatıp erotik bir pozda işlerine devam ettller. Bir grup tarih oncesini çağrıştıran su iguanası, sırtlarına dimdik gelen guneş ışınlarından hoşnut etrafı ızlıyorlardı. Faldo, iguanaların kirti siyah govdelerini öğleden sonra güneş ışınlarını dimdik alabilmek için 90 C°'ye açıladıklarını söyledi Ehl. Oldukça akıllı sayılıriar. Vücut ısıları 37 C°'ye çıktığında, bir parça ylyecek almak için paytak paytak denize yönellyorlar Bazen sinır uçlarım yaşamla sarsılıverir. Şu kayanın üzerinde duran soylu archaeopteryx(") değil miydi? Hayır. Sadece Galapagos'un o tuhaf piyangolarından birini yakalamıs çok yaygın bir karabatak kuşu. Dünyada uçmasını beceremeyen tek karabatak kuşu, güneşte kurutmak için kanatlannı çırpıyor Kanatlar mı? Kırık dökük kullanılmayan kanatlar; parçalanmış bir tenteden sarkan paçavralar gibi zayıf yumuşacık asılı kalıvermişler. Adada yırtıcı bir hayvan olmadı Güneş, kutuplardaki sihirli tan yeri gibi sudan bir kordela olusturarak deniz tabanına kadar uzanıyordu. Bir deniz aslanı yanımızdan geçlyor. Aniden bize dönüyor, sırlı mor gözlerlnde bir çocuğun merakı var. Süzülüp giderken parmak uçlarımla, o ipeksi karnına dokunmak için elimi uzattım. Arsız yaklaşımıma şaşırdığından olacak, aniden geri dfindü. Daha doğru dürüst tanıştırılmamıştık bilel Bartolome adasında zararsız kaplan kopekbalıklanyla yüzdük. Orada, kristal parlaklığındaki suda sakin, telaşsız yüzen kaplumbağalar da vardı. Kıyıdaki ayak izleri, blzi dalgalardan yontulmuş şekersi kum tepelerine kazdıkları yuvalarına gotürdü. Yaşamak için anahtar: Uyum Kırmızı gagalı tropik kuş dlflalne kur yapıyor. ğından, Galapagos kuşlarının da uçmak için bir nedenleri yoktu, işte bu yüzden kanatlan ziyan olup gitti. Darvvin "bu küçük, ıssız, kayalık adalardaki yaratıcı kudretin çokluğuna hayret etmişti." Soyutlanma, yeni türlerin oluşumuna yardım etmisti. Galapagos'u oluşturan adacıkların birbirlerinden uzaklığı çok olmamasına rağmen, her adadaki hayvan ve bitki türleri ayrı birer evrim geçirdiler. Aslında sürüngenlerın % 90, bıtkilerin % 40 ve ada kuşlarının da % 80'i sadece Galapagos'a ve hatta her adacığa özgu ayrı bir tür. Darvvin "zamanda ve mekânda, o büyük gerçeğin yakınına bir yere gelmiş giblylz en gizll bilinmeyene yeryüzündeki canlılann ilk oluşumuna diye yazmış. Darwin'in doğal seçme teorisınin lohumları serpilmiştı. 1859'da Galapagos'tan topladığı delilleri kullanarak yazdığı ' Türlerin Kökem" ıle Darvvin yerleşmiş yaratım gorüşlerini altüst etti Fakat Galapagos'a yaptığınız bir gezlden ürkmeniz için ille de evrim teorisiyte ilgilenmeniz gorekmiyor. Adalar bir sürü heyecan verici surpnzle dolu. Floerana ve Jervıs adalarında açık pembe ayaklı flamingolarla bir Ufak Galapagos penguenlerinin biçimlerini, ancak balıkların arkasından dalmak için kayalara çıktıklarında farkettik. Binlerce yıl önce soğuk güney karalarından Humbold akıntısı ile bu ekvatoral adalara geçici olarak yerlesmek için uzun bir yolculuk yapmış oldukları açık. Şef garson gıysilerının ıçınde öylesine sıskaydılar ki, öyle de olmak zorundaydılar aslında. Güney Kutbu'nda yaşayan akrabaları gibi kundaksı yağlarını erltmeselerdi, ölesiye haşlanırlardı. Darvvin Ancatadas (ispanyolca buyüleyici) adalannda 5 hatta kaldı, adaya bu ismi büyülü bir sisle adaların esrarengız bir şekilde bir oörünüp bir kaybolmasından esınlenerek îspanyol denizciler vermişiı. Bütün olay yeni mezun genç bir ilahiyatçının bilim dünyasını altüst eden bir leonyı anlamasıyla olmuştu. Darvvin Araştırma Enstıtüsu'nde dev bir kaplumbağanın boğumlu boğazını kaşırken, birden bu kabuklu sürüngenin Darvvin arastırmasını yaparken de etrafta dolaştığını ve (eğer korunursa) ben gtttikten çok sonra da bir kaktüsü kemireceğini fark ettim. Darvvin, kadar ben de dünyadaki en gizli ve en unutulmaz yerlerde birinde yaşadığıma, kendi kendime inandırmaya çalıştım. U * Audubon John Jamaa (17861861) Frannz kökanll Amerikalı <k>0a Mllmcl v« ı * Archaoptary aynı sdlı altodan g*t*n llk*l Mr ku«. Jura çağında yaşamıa aürtlngan karaktarM v« kartankato lh> ku« aram Mr fomıu var. SoUa, dOnyada danlzB gbiblbn tek kjuana, sağdm onder bkmanzan, buytlın ve gtçtn yılm yavrulan birilkt» karmlarmı doyuruyorlar.