25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZOO LO J I KIS AKIS A Ataları konusu, 40'dan fazla tezde araştırılan panda, genetik anallzler sonucu ayılar sınıfına dahil ediliyor. Çevıri: Gulşat Aygen ın'ın batısında Tıbet yaylalarının yuksek kısımlarındakı bambu cr manlarında göçebe bır yaşam sur düren utingaç ve kıbar panda, gozf lerının etrafındakı ırı sıyah lekelerı MıkıMaus kulakları ve çocuksu görunumuy le hayvan turierı ıçınde en çok dıkkat çekenlerden bırıdır Ama evrımsel durumu hâlâ bır bılmece sayılıyor Bıyologlar yuz yırmı yıldan berı pandanın hangı sınıflandırmaya tabı tu tulması gerektığı konusunda henuz bır fıkır bırhğıne varmış değıller Ursıdae aılesınden ayılarla mı Procyonıdae aılesınden rakun larla mı yoksa kendı adıyla ayrı bır Aıluro podae aılesı olarak mı sınıflandırılmalılar? Stephen J O Brıen ve VVashıngton'dakı Ulu sal Hayvanat Bahçesı ıle Ulusal Kanser Ens tıtusu nden bır grup bılım adamına gore artık bu konu bır bılmece değıl Çozulmesı gereken bu bılmecenın orta>a çıkışı 1869 yılında Çın de bulunan Fransız mısyonerı Pere Armand Davıd m dev pan da tanımına dayanıyor Davıd pandanın ılk kez keşfedılen bır hayvan olduğunu duşu nerek ona sıyah beyaz ayı anlamına ge len Ursus melanoleucus adını vermış Ertesı yıl Alponse Mılne Edvvards meslek taşının yolladığı ıskeletı ınceledıkten sonra pandanın ayıdan çok yıne Çın de yaşayan kırmızı pandaya (Aılurus fulgens) benzedığı sonucuna varmış Kırmızı pandanın soyu da ha once belırlenmış olduğu ıçın (rakun aıle sıne bağlıdır) MılneEdwards pandaların ayılara benzemesını atalarının ortak olması ıle açıklıyordu Bu nedenle pandaya verdığı ısım Aıluropoda melanoleuca olmuş O gunden berı pandanın ataları hakkında kırktan fazla tez yayımlandı ama bun ca emek kesın bır sonuç elde etmeye yetmedı 1964 yılında Chıcago Doğal Tarıh Muzesı Memelıler Bölum Muduru D Dvvıght Davıs Aıluropoda anatomtstnın genış bır araştırmasını yaptı Ellı organ sıstemının karşılaştırmalı ananzınden hareketle pandanın ayı aılesınden olduğu sonucuna vardı Kısa bır sure sonra ıse Londra Zoolojı Topluluğu Mudu ru Desmond Morrıs ve Gana Unıversıtesı nden R F Evver bırbırlerınden habersız olarak yaptıkları araştırmalarla dev panda nın davranışsal ve morfolojık açıdan rakun aılesıne dahıl edılmesı gerektığı goruşlerını açıkladılar Yakın tarıhlerde ıse Florıda Unıversılesı'n Dev pandanın ataları kim? Kalp çarpıntısı etkeni: sodyum ışıler, kalp krızı esnasında kalp kasları kasılamadığı ıçın ölmektedırler Kalp kaslarının rıtmık olarak kasılıp, kanın kalp çemberının dışına itılmesı yerıne, kalp kasları bellı bır rıtm olmaksızın kasılırlar Kalp krızı esnastnda, kalp kası ıplıkçıklerı kalp çemberlerını ışbırlığı ıçınde kapatarak kanı vucuda göndermek yerıne bırbırlerını zıt yönde çekerler ve kan vucuda gönderılemez Kalbın ıkı buyuk çemberı olan karıncıkların kasılmasıyla, kan akcığerlere ve vucuda pompalanır Kalbın Sınoatrıal duğumundekı bır grup hucre rıtmık kasılmayı kontrol eder Katekolamın denılen hormonlar da kasılmayı hızlandırır lar Kavga, uçma, veya erotık bır durumda bu hormonların salınımı artar Son yıllarda yapılan araştırmalarla, kalp krizı esnasında noradrenalın denılen hormonların salınımının arttığı ve arıtmılerın (duzensız kalp atışları) görulduğu belırlendı Ancak bu gıbı normal olmayan durumlarda rol alan kımyasal maddelerın ışleyışı hakkında yeterlı bılgı edınılemedı Sağlıklı kalp kası dokusunda hucre zarları arasında buyuk bır elektrıksel potansıyel farkı vardır Hucre zarlarındakı sodyumpotasyum pompalanması gıbı mekanızmalarda, hucre zarının bır yanında dığer yanına gore daha fazla pozıtıf lyonlar bulunur Bu potansıyel farkı, kalp kası kasıldığında hucre zarındakı bazı kanalların açılmasıyla lyonların geçışını sağlar Araştırmacılar, kalp hucrelerınden ayrıştırdıkları katekoiamınlerı (adrenalın, noradrenalın) ınceledıler, sodyum lyon larının kalp kası hucrelerının zarına yenı bır mekanızmayla aktarıldıklarını kanıtladılar Sodyum (Na) lyonlarının hucrelerın ıçıne doğru hareket etmesı, hucre zarı boyunca aşırı potansıyel farkı oluşmasına neden olur Dolayısıyla dıştan bır uyarı gelmedığı halde, kas huc relerı uyarılır ve kalp kası kasılır(N A ) K C den John F Eısenberg ve New York Zoolojı Topluluğu'ndan George B Schaller dfiv pandanın kendı adıyla ayrı bır başlık altında sınıflandırılması gerektığını ıddıa ettıler 1986 yılında Beıjıng Unıversıtesı'nden ve Beıjıng Hayvanat Bahçesı nden pandanın anatomık yapısı ustune araştırmalar yapmış bır grup bılım adamı bu ıddıayı onayladıklarını bıldırdıler Söz konusu farklı göruşlerın yarattığı problemler turlerı ayırt edıp dığerorganızmalarla ılışkılerını belırlemek zorunda olan sıslematıkçılerın karşılaştığı guçluklerı açıkça yansıtmaktadır Sıstematlkçılerın vermesı gereken en onemlı kararlardan bırl belırlı bır özellığın (karakterıstığın) baska bır turdekı benzer özellıkle homolog mu (aynı), yoksa analog mu (benzer ışleve sahıp) olduğudur Özellık homolog ıse bu özellığı taşıyan turlerın atası ortaktır örneğın memelıler sını'ının butun uyelerının kalplerı dort bölumden oluşur vucutlarında tuyler vardır ve yavru lar ana sutuyle beslenırler Kedl alleslnln butun uyelerının ıse gerı çekebıldıklerı tır nakları buyuyup kuçulebılen goz bebeklerı arka ayaklarında da dört parmakları vardır Bu nedenle evrımsel ılışkılerın derecesını farklı turlerdekı homolog ozellık sayısı ıle belırlemek olasıdır Ikı tur ne kadar çok ortak ozellık taşırlarsa, bırbırlerıne o kadar yakındırlar Ancak homolog ozellıklerı teşhıs etmenın bırçok guçluğu vardır Bunlardan en onemlısı de genetik temelını anlayabılmektır Ku çuk bır morfolojık (şekılsel) değişıklığın nedenı çok yonlu (multıple) genlenn yaygın bır şekılde yenıden duzenlenmesı olabılır Bu da evrımde molekuler duzoyde onemlı bır sıçrama yaratabılır Tersıne oldukça onemlı yapısal bır değışıklık (örneğın pandanın dı ğer parmaklarının karşısında bulunan baş parmağı) çok kuçuk genetik değışıklıklerden kaynaklanabılır Eğer ıkı ya da daha fazla turde bulunan bır özellık analogsa bunun anlamı turlerın benzerlıklerını bırbırlerıne yaklaşmalarına (convergence) borçlu olduklarıdır Btrbırle rıne yaklaşmaktan kastedılen farklı organız maların aynı ortama tepkı olarak benzer yapılanmalarla evrımleşmesıd r Kuşların ve sıneklerın kanatları buna lyı bır örnektır çun ku bırbırlerınden bağımsız olarak gelışmış olmalarına karşın aynı ışlevı gorurler Bu tur (convergent) ozellıkler ortak soylara dayan Dev pandalar, ayılara benzemekla btrttkte, ayılara özgu olmayan ozellıklerı de taşır Otçul bır hayvan olan panda maymunlar dan başka turde bulunmayan baş parmağa da sahıptır madıkları ıçın, doğabılımcılerı yanıltabılırler Dev panda, ayıya benzemesıne karşın, ayılara özgü olmayan özelllkler de taşır Örneğın tıpkı kırmızı panda gıbı buyuk oranda otçul (herbıvor) olduğu ıçın bambuyla beslenır, buyuk bır başı, ırı ama duzleşmış dışlerı gelışkın bır çen^sı ve lıflı bıtkılerden oluşan besınlerını lyıce öğutebılmesıne yarayan guçlu çene kasları vardır Dev pandayı eşsız kılan özellıklerden bırı de maymunlar dan başka hıçbır turde bulunmayan dığer parmaklarının karşısındakı baaparmağıdır Bu ıkı turdekı başparmaklar kesınlıkle ana logdur Pandanın başparmağı beşıncı bır parça olarak gelışen prımat başparmağının tersıne radıal sebamoıd bılek kemığının uzantısıdır ve altıncı bır parmak olarak ışlev görur Böylece panda bambu yapraklarını ustalıkla koparabılır Ayrıca farklı bır takım özellıklerının de yararıyla kaba etlerının ustunde uzun bır sure (on on ıkı saat kadar) oturup bambu yıyebılır Dev panda beslenmesımn özgunluğu dı şındakı nedenlerle de ayılardan ayrılır ör neğın Alp ayıları kış uykusuna yatarlar ama pandalar yatmaz Bılım adamları pandanın besın kaynağı olan bambunun, kış uykusu ıçın gereklı enerjıyı sağlayamadığı goruşun deler Sınıflandırma uzmanlarının (taxonomıstler) aklını karıştıran konulardan bırı de pandanın sesıdır Bu hayvan homurdamak ya da kukremek yerlne, koyunlar glbl melemeye benzer blr ses çıkarır Hucresel duzeyde ıse bıyologlar panda kromozomlarının (21 çıft) hem sayısal hem de mor'oloıık olarak ayılara değıl (37) kırmızı pandalara (22) yakın olmasını şaşkınlıkla karşılamışlardır Dev pandanın atası ustundekı çalışmada DNA hıbrıdızasyonu ve ıkı boyutlu elektro forez yontemlerı gıbı ılerı teknıklerın kullanıl masının yanı sıra, panda kromozomlan Ursus ayısınınkılerle karşılaştırılmış Ulusal Kanser Enstıtusu nden Nash bu karşılaştır mayla onemlı bır keşıtte bulunmuş panda kromozomlan ortak sentromerlerle bırleşmış ayı kromozomlarından başka bır şey değllr.iışl Bu durumda dev pandanın dığer ayılar gı bı Ursıdae aılesıyle bırlıkte sınıflandırılması gerekıyor Dev pandaların da kırmızı pan da gıbı atalarından aılelerındekı dığer hayvanlara göre çok daha erken dönemde farklılaşmış oldukları ıçın ayrı alt gruplara yerleştırılmelerı de uygun gorunuyor O'Brıen ve arkadaşlarının çalışmaları ejrim oranları konusunda da yenı bulgular or taya koymuş bulunuyor Daha öncelerı dev panda hızlı evrımın çarpıcı bırorneğı olarak gosterılıyordu, çunku ayılardan ıkı mılyon yıl gıbı kısa bır sure once farklılaştıkları sanılı yordu Oysa son verılere gore panda atalarından 15 20 yıl önce farklılaşmıştır Bu saptamaya göre pandalar kuçuk ve yavaş değışımlerle evrımleşmışlerdır Araştlrmanın en onemlı sonuçlarından bırı de molekuler analızın geleneksel yontemler ve davranışsal verılerın yanı sıra kulla nıldıklarında turlerarası ılışkıyı belırlemede çok yararlı olduğunun ortaya çıkmasıdır Bu dev panda konusunda yuz yılı aşkın bır su redır sınıflandımna uzmanlarını meşgul eden bır soruyu yanrtlamakla yararını kanıtlamıştır (Scientlflc Amerlcan/Kasım 87) Yağmurda koşmak gereksiz mi? olda gıderken yağmura yakalandığınız zaman, acaba sığınacak bır yer aramak ıçın koşmak mı, yoksa rahatça bır dam altı ararkerı mumkun olduğu kadar yağmur altında kalmak mı daha çok ıslanmaya neden olur'' Çoğumuz böyle bır durumda kalınca pek fazla duşunmez ve koşmaya başlarız Fakat bu ıçgudunun yanlış olduğunu ılerı suren ve yağmur damlalarının yoğunluğu ıle hareket halındekı bır ınsan tarafından suruklenen havanın hacmını gözönunde bulundu ran çekıcı bır sav vardır Italya'da Udııne Unıversıtesı'nden Allessandro de Angelıs bu savı sorguladı Duşen yağmur damlaları ve bır kışıyı canlandıran hareketlı bır paralel yuz arasındakı etkıleşımı ınceleyen Angelıs, dıkey bır yağmurda sanıyede 3 metre yuruyen bır kışının, sanıyede 10 metre koşan bır dunya şampıyonundan sadece yuzde 10 daha fazla ıslandığını ortaya çıkardı De Angelıs, bu buluşuna dayanarak, yağmura yakalananlara koşma zahmetıne katlanmamalarını tavsıye edıyor (B.T. New Sclentlst) Y
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle