24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MATEMATİ K Genç matematikçilerimizin başarısı Olimpiyat takımımız, 42 ülke arasında 21. oldu. Geçen yıl 36 ülke arasında ancak 30. olabilmiştik. Gençler iki de bronz madalya getlrdiler. 16 lemmuz 1987 tarihlerinde Küba'nın başkenti Havana'da yapılan 28. Uluslararası Matematik Olimpiyadı'rv da Türkiye takımından Reha Hüsnü Tütüncü ile M. Kemal Gülal, bronz madalya kazandılar. Ülkemiz, yarışmaya katılan 42 ülke arasında 94 puanla 21'inci oldu. Toplam 256 öğrencinin katıldığı bu yarışmada, Türkiye'nin geride bıraktığı ülkeler arasında İspanya, Belçika, Norveç, Finlandiya, Polonya, İtalya, Lüksemburg gibı Avrupa ülkeleri de var. Bu yılki Matematik Olımpiyadı'nda ilk on sırayı paylaşan ülkeler ve aldıkları toplam puanlar şöyle: 1) Romanya (250), 2) Federal Almanya (248), 3) Sovyetler Birliği (235), 4) Demokratik Alman Cumhuriyeti (231), 5) ABD (220), 6) Macaristan (218), 7) Bulgaristan (210), 8) Çin Halk Cumhuriyeti (200), 9) Çekoslovakya (192), 10) Ingiltere (182). Uluslararası Matematik Olimpiyatları 5 Türkiye'nin aidığı en başarılı sonuç Türkiye, 1959'dan bu yana her yıl düzenlenmekte olan UMO'ya ilk kez 1977'de katıldı. TÜBİTAK aracılığıyla katılınan ve hiç hazırlık yapmadan gidilen bu yarışmada ülkemiz bir varlık gösteremedi. Katılan 17 ülke arasında 16'ncı olduk. Türkiye, uzun bir aradan sonra UMO'ya son üç yıldır yine TÜBİTAK aracılığıyla katılmakta. Ancak bu kez takım seçimi ve hazırlık sorunları gündeme alınarak, bu amaçla bir ekip oluşturması için ODTÜ Matematik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Okay Çelebi'ye görev verilmiş durumda. Bunun sonucunda Türkiye, 1985'te Ergun Uzal ve Taner Özçelik'le iki bronz madalya kazandı ve toplam 54 puanla 38 ülke arasında 27'nci oldu. 1986'da hiç madalya kazanamayan ülkemiz, toplam 55 puanla katılan 36 ülke arasında ancak 30'unculuk elde edebildi. Daha uzun süreli ve kapsamlı bir hazırlık çalışmasının yapıldığı bu seneki olimpıyatta daha öncekilere göre ciddi bir ilerleme elde ettiğımiz gözlenıyor. Bu yıl takımımızı hazırlayan ekip, ODTÜ'den Doç. Dr. Albert Erkip ve Doç. Dr. Semih Koray ile Gazi Üniversitesi'nden Y. Doç. Dr. Fikri Gökdal'dan oluşuyor. sonuca göre, madalya alan yarışmacıların toplam sayısı katılanların yüzde 50'sini geçmeyecek biçimde birincilik, ikincilik ve üçünçülük için puan aralıkları belirleniyor. Örneğin bu yıl toplam 42 puan alan yarışmacılara altın, 3141 puan alanlara gümüş, 2030 puan alanlara ise bronz madalya verildi. Bu yarışmada ülkemizi temsil eden öğrencıler ve aldıkları puanlar şöyle: 1) Reha Hüsnü Tütüncü (29), 2) M. Kemal Gülal (20), 3) Koray Karahan (17), 4) Serdar Taşıran (16), 5) Haluk Yılmaz (8), 6) Oran Hafızoğulları (4). Sınavlarda sorulan soruların seçimi de şöyle yapılmakta: Her ülke, yarışmadan birkaç ay önce en fazla beş soru gönderiyor. Ev sahibi ülke, gönderilen sorulan bir ön elemeden geçirerek bunların içinden 2025 aday soru seçiyor. Yarışmadan birkaç gün önce her ülkenin birer temsilcisinden oluşan komite bu aday sorulardan altı tanesini yarışma sorusu olarak seçiyor. Gerek 1985 gerekse 1986'da Türkiye'nin gönderdiği sorulardan bazıları ön elemeyi geçerek aday sorular içinde yer aldı. Türkiye'nin gönderdiği sorulan da öğrencileri çalıştıran ekip hazırlıyor. Yapılan hazırlık çalışması ve elde edilen sonuca ilişkin olarak Prof. Çelebl, bu yıl Küba'ya TÜBİTAK tarafından temsilci olarak gönderilen Bılim Adamı Yetiştirme Grubu (BAYGrup) üyesi Prof. Dr. All Osman Asar ve ülkemızin önde gelen matematikçilerinden Prof. Dr. Tosun Terzioğlu'nun görüşlerine başvurduk. Bu konuda Prof. Çelebi'nin söyledikleri şöyle: "Yaptığımız hazırlıkta bllimsel bir yaklaşım uygulamaya ve işi şansa bırakmamaya çalıştık. Sorular neler olabilir, hangi konulara ağırlık verilmeli görüşüyle işe başladık. Bilgi edinebildiğimiz ölçüde diğer ülkelerın hazırlık biçimlerini ınceledık Bütün bunların sonucunda TÜBİTAK'a geniş kapsamlı bir proje verdık. Bugüne kadar bu projenin sadece bir bölümü uygulamaya konabildi. Bunun sonucunda ülke sıralamasında ilk yüzde 50 sınırına geldik." Prof. Terzioğlu, alman dereceyi "çok lyi, hatta blraz da korkutucu" olarak niteledikten sonra, "Yani bu dereceyi öbür yıllar daha iyi hale getirmek şimdi gitgide daha zor, hele geçilen ülkelere bakılırsa" diye ekliyor. iyi bir hazırlık yaptığımızı söylemek mümkünse de, başka bazı ülkelerle karşılaştırıldığında hazırlıklarımızın muhakkak ki o düzeyde olmadığını ve belki de kolay kolay o dü zeye çıkamayacağını belirten Prof. Terzioğlu, Federal Almanya'dan örnek veriyor: "Onların hazırlığı son derece profesyonel bir şekilde oluyor. Şu anlamda ki, müthiş bir destek sağlanıyor öncelikle. Öğrencıler seçildikten sonra uzun bir süre belli bir yerde kampa alınıyor. Bu kampta sabahları kros bile var, diyet uzmanları var, sadece matematikçiler değil. Bir de bu işte ihtisas sahibi olmuş 'yarışmaya hazırlayıcı' var." Prof. Asar ise, "Böyle bir başarı bekliyor muydunuz" sorusunu, Çelebi ve Terzioğlu'ndan farklı bir yaklaşımla şöyle yanıtlıyor: "Oradaki olay biraz kumara benziyor. Buradan gitmeden önce soruların ne olduğu, zorluk dereceleri, diğer ülkelerın nasıl hazırlandığı gibi konular hakkında en ufak bir malumatımız olmamakta. Bu nedenle de gitmeden önce herhangi bir şey söylemek mümkün değil." Az kalsın gidemiyorlardı!.. Hazırlık ve sonuç Geçen ağustostan bu yana toplam iki aya yakın kamp yapmış ve çeşitli elemelerden geçerek takıma seçilmiş öğrenciler, organızasyondaki bazı aksaklıklar nedeniyle az kalsın Küba'ya gidemiyorlardı. ODTÜ'de sürdürülen hazırlık çalışmasının son bir haftasında öğrencilerde bir tedirginlik göze çarpıyordu. Hatta boyunca TÜBİfAK'tan hiç kimse kendilerini aramamıştı. Birkaç gün içinde yola çıkmaları gerektiği halde, pasaport, bilet ve dövizlerinden hiçbir haber yoktu. Hatta kendileriyle birlikte kimsenin gelip gelmeyeceği de belli değildi. Yola çıkmaları gereken tarihten bir gün önce, 6 temmuz pazartesi sabahı toplanarak TÜBİTAK'a giden öğrencıler, döviz ve biletlerinin henüz hazır olmadığını ve Küba'ya yalnız başlarına gitmelerinin söz konusu olabileceğini öğreniyorlardı. Olayın devamını Prof. Çelebi'den dinleyelim: "Öğrencilerin biletleri ve dövizleri, gitmeden önceki gece saat 22.00'de verildi. Bana bu işle ilgili gitme onayının çıktığını, gitmeden önceki gün öğleyin saat 14.00 civarında telefonla öğrendim ve derhal pasaportumu hazırlamamı söylediler. Tabii ODTÜ'nün büyük hoşgörüsü ve pasaport dairesindeki arkadaşların üstün gayretleri olmasaydı, üç buçuk saat içinde pasaport alabilmem mümkün olmazdı. Güya ben öğrencilerle gideceğımı daha önceden bildiğim halde dalgınlığım yüzünden pasaport çıkartmayı unutmuşum." Görüşlerine başvurduöumuz Prof. Çelebi, Asar ve Terzıoğlurıun üstünde birleştiklerı bir nokta, kamuoyunun Matematik Olimpiyadı'na henüz gereken ilgiyi göstermediği şeklinde. Matematik Olimpiyadı'nın en önemli amacı, gençler arasında matematiğe olan sevgi ve ilgiyi arttırmak olarak ifade ediliyor. Prof. Çelebi'nin gözlemlerine göre, Matematik Olimpiyadı liseli gençliğin matematiğe yatkın kesimine büyük ölçüde mal olmuş durumda. Artık birçok öğrenci olimpiyat seçmelerine katılmak için epey önceden hazırlanmaya başlıyor. Ancak aynı şeyi matematiğin kendisı için söylemek mümkün değil. Örneğin olimpiyat takımının liseden bu yıl mezun olan beş elemanından hiçbiri, üniversiteye girişte matematıği seçmemiş; hepsi de mühendislik dallarını tercih etmişler. öğrencilerin bu yönelimini, olaya Türkiye'nin genel bakışının bir yansıması olarak gören Prof. Terzioğlu, şu değerlendirmeyi yapıyor: "Bilimle ilgili hüRümet çevreierinde bile Türkiye'nin ileri teknoloji transferi yaparak bir sıçrama yapabileceği zannediliyor. Eğer peşinde olduğumuz şey yüksek teknolojiyse, bu işle uğraşan bir Amerikan şirketinin müdürünün söylediği gibi, bugün yüksek teknoloji dediğimız olgu, temeh matematik olan teknolojidir. Yüksekteknolojiyi temel bılımlere önem vermeden, biraz kompütür alarak, liselere sokarak, salt bunlarla yapabileceğimizi sanmak, işi çok basite indirgemek olur."D 28. Uluslararası Matematik Ollmplyadı'nda sorulan sorular: BİRİNCİ GÜN 1) n elemanlı bir kümenin k sabit noktalı permütasyonlarının sayısını Pn(k) ile gösterelim. Bu takdirde, Olimpiyat nasıl yapılıyor? UMO'ya her ülke 20 yaşını doldurmamış ve unıversıte ogrencısı oimayan en fazla altı yarışmacı ile katılıyor. Yarışma, iki ayrı günde yapılan ve her biri dört buçuk saat süreli üç soruluk iki sınavdan oluşuyor. Her soru yedi puan değerinde. Sınavlar değerlendirildikten sonra, Matematik olimpiyatlarına katılan gençler soldan sağa, Ozan Hafızoğulları, Haluk Yılmaz, Serdar Taşıran, Kemal Gülal, Reha Tütüncü ve Koray Karahan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle