25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tl P 'Ağrılarıma bir çare lütfeıf Istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Ağrı Polikliniğinde kronik ağrılar için özel tedavi yöntemleri uygulanıyor. ugün ağrı tedavisi yeni bir tıp dalı (Algoloji) olarak gelişmekedir. Dünyanın birçok ülkesin1 de 40"den fazla ağrı kliniği vardır. Ülkemizde ise ağrı tedavisine gerekli önem yeni yeni veriliyor. istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne bağlı kurulan ağrı polıklmığı Anesteziyoloji Anabilim dalına bağlı Doç. Dr. Serdar Erdlne ileDoç. Dr. Kadriye Bilge tarafından yönetiliyor. Doç. Dr. Serdar Erdine'yle ağrı gibi her insanı yakından llgilendiren bir sorunun tedavisiyle ilgili söyleşi yaptık. • Sayın Erdine, ağrı olayını bize tanımlar mısınız? Ağrı, vücudun dışarıdan gelen zararlı uyaranlara ya da vücut içersınde meydana gelen bozukluklara karşı uyarıcı bircevabıdır. Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilatı tarafından yapılan tanımlamaya göre ağrı, organik bir nedene bağlı olan veya olmayan, insanın geçmişteki deneyimleriylede ilgili hoş olmayan duysal ve emosyonel bir duygudur, Tipta yaygın olan bir kanı ağrının nedeni belli olmadan kesilmesinin yanlış olduğudur. Bu durum geneide akut ağrılar için geçerlidir Örneğin akut bir safra kesesi koliği ya da apandisitise bağlı batın ağrısının nedeni saptanmadan kesilmesi hastaya zarar verecektir. Ancak çeşitli kronik ağrılarda durum farklıdır. Başağrıları, bel ağrıları.nevraljiadınıverdiğimizçokşiddetlı ağrılarda hastayı işinden gücünden alıkoyan temel neden, altta yatan patolojiden çok ağrıdır. Aynı şekılde kanserli hastalarda kanserin büyümesi kontrol altına alınamamışsa hastaların son dönemlerinde ortaya çıkan şiddetli ağrıların kesilmesi doğrudur. • Tıbbın ağrı karşısında yatersizliğinin temel nedenleri nelerdir? Tıptakı bunca gelişmeye rağmen ağrı karşısında hâlâ yetersiz kalındığı doğrudur. Ancak bu yetersizlik 20 seneöncesıne göre %60 oranında azalmıştır. Ağrı karşısındaki yetersizliğin nedenleri başlıca üç noktada odaklaşmaktadır. Birıncisı ağrı hep diğer hastalıkların bir belirtisi olarak ele alınmıştır. Bu nedenlegerekenönem verilmemiştir. Örneğin ABD'de yayımlanan tıp kitaplarında toplam 22.000 sayfa içersınde ağrıya ayrılan bölüm yalnızca 54 sayfadır. ikinci neden ağrıyla ilgili araştırmaların uzun süre yetersiz kalmasıdır. Ancak 6O'lı yıllaria birlikte önemli adımlar atılmıştır. Ağrı mekanizması konusunda önemli ıpuçları yakalanmıştır. Örneğin vücudun morfine benzer maddeler salgıladığı ağrıyı kontrol edebilmek için çeşitli sistemleri uyardığı ortaya konmuştur Üçüncü neden ağrıyla ilgili araştırmalar konusunda yeterlı bir iletişim sağlanamamasıdır. Ancak 1974 yılında Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkılatı'nın kurulması ile ağrı araştırmaları ve tedavisi konusunda çok önemli biradım atılmıştır. Bugün teşkılatın 54 ülkeden 3000 civarında üyesi vardır. Ülkemiz bu teşkilatta ağrı ünitemizde B çalışan iki öğretim üyesi ile temsil edilmektedir. Bugüne dek dört kez dünya ağrı kongresi düzenlemiştir. • Ağrı tedavisi (ALGOLOJİ) nedir? Kronik ağrının tedavisi tıpda yeni bir dal olarak gelişmektedir. Bu yeni dalın adı Algolojidir. Ağrıyla doğrudan ilgili tıp dallarında hekimlerin yalnızca ağrı ile uğraşmak üzere bir araya geldikleri ve muldisipliner bir dal haline gelmiştir. Bugün dünyanın çeşitli ülkelerinde bu görüşten yola çıkılarak kurulan 400 civarında ağrı kliniği bulunmaktadır • Ülkemizde ilk ağrı kliniği nasıl kuruldu? Ülkemizde uzun yıllardan sayılan bir elin parmağını geçmeyecek hekimler ağrı ile uğraşmaktadırlar. Ancak bu çalışmalar hekimlerin kendi dallarının yanında bir çalışma olarak sürdürüldü ve sistematik bir hale dökülemedı. Istanbul lip Fakültesi'nde ağrı çalışmaları 1977 yılında Doç. Dr. Kadriye Bilge tarafından başlatıldı. Bu çalışmaların ışığında 1985 yılında istanbul Tıp Fakültesi Aneztezıyolojı Anabilim dalına bağlı ağrı ünitesi tüm çalışmalarını yalnız ağrıya vakfeden iki öğretim üyesinin gözetiminde çalışmalarına başladı. Ağrı kliniğimizin kuruluşunda İngiltere, Avusturya, İtalya ve Japonya'da yaptığımız incelemeler sonucu edindiğimiz deneyimler esas alındı. Bugün ünitemizde iki öğretim üyesi, bir uzman iki asistan, hemşire personel kadrosu çalışıyor. Çalışmaya başlamasından bugüne dek 15yıl içersinde 1500 yeni hasta basvurdu. Bu hastaların %40'ı diğer hastanelerden ünitemize sevkedilen hastalardır. Ünitemiz yalnızca fakültemiz hastanesıne gelen hastalara değil, diğer hastanelerden sevkedilen hastalara da hizmet veriyor. • Ağrı klinlğinize hangi tip hastalar başvurmaktadır? Ünitemize başyuran hastaların yaklaşık %40'ını çeşitli fakülte, devlet ve sigorta hastanelerinden gönderilen kanserli hastalar oluşturmaktadır. Bilindiği gibi kanserli hastaların yaklaşık %75'inde özellikle son dönemlerdeki şiddetli ağrılar ortaya çıkıyor. Kanser ağrılarının yanı sıra çeşitli baş ağrıları, siyatik, boyun ağrıları, omuzkol ağrıları nevralji adını verdiğimiz şiddetli ağrılar, kısacası diğer tedavi yöntemlerıne cevap vermeyen ağrılardan yakınan hastalar başvurmaktadır. Ağrı Ünitesinde ne gibi yöntemler uygulamaktasınız? Ünitemize şiddetli ağrılarla başvuran kanserli hastalarda önce çeşitli ilaçlarla ağrının kontrol altına ahnmasıgerekir. Bu konuda Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından verilen ilaç tedavi şeması uygulanıyor. Önce Aspirin gibi basit analjezikler, daha sonra kodein ve diğer narkotiklerin verilmesine geçiliyor. ilaçlar konusunda ağrı ünitesi ve ünitemiz hastaları büyük sıkıntı içerisindedir. Ülkemizde yeterli güçte ağrı kesici ilaç bulunmamasının yanı sıra, son zamanlarda uygulanan doz tahdidi hastalanmızı mağdur edi 11 Ağrı polikliniği yöneticileri Doç. Dr. Serdar Erdinç ve Yard. Doçent Kadriye Bilge bir arada görülüyor. yor. Kanserli bir hastaya bir reçete yazabilecek narkotikli ilaç miktarı ancak üç günlüktür. Yani hasta veya hasta sahibinin üç günde bir kliniğimize başvurması gerekiyor. Şu anda Adapazarı'ndan, hatta Merzifondan üç günde bir kliniğimize başvurmak zorunda kalan hastalarımız vardır. Zaten hastalığı nedeniyle yıkılmış olan hastaya bu uygulama hemmaddi hem manevi yeni yükler getiriyor. ilaçlar konusunda diğer bir sıkıntı da yazılan morfinlerin eczaneler tarafından verilmemesidir. Bir günde 4050 eczane dolaşıp morfin alamayan hastalarımız vardır. Bu 4050 rakamı bir abartma değildir. Tümüyle gerçeği yansıtıyor. Özellikle ağrı ile uğraşan çeşitli tıpdallarına, (ağrı ünitesi, onkoloji, nöroşirürji, fizik tedavi gibi) renkli reçete yazımında iki üç hekimin birlikte imzası ve resmi onay ile doz sınırlamasının biraz daha genişletilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kanserli hastalarda uyguladığımız diğer bir yöntem özellikle başboyun kanserîeri ve karaciğer pankreas gibi üst batın organlarının kanseıierinden kaynaklanan ağrılarda sinir bloklarıdır. Bu sinir blokları ile bölgeye giden sinirler 36 ay süre ile tahrip ediliyor. Birçok olayda başka hiç bir analjeziklere ve narkotik ilaçlara gerek kalmadan hastalar yasamlarını sürdürebiliyorlar. Kanserli hastalarda uyguladığımız diğer bir yöntem ise 1981'de dünyada ilk kez uygulanan ve 1983'ten beri bizim 200'den fazla hastada uyguladığımız omuriliğe kateter koyarak buradan morfin verme yöntemidir. Morfin doğrudan omuriliğe verıldiği takdırde hem uzun süreli bir analjezi sağlamakta hem de alışkanlık diğer veriliş yollarına göre çok daha uzun sürede ortaya çıkmaktadır. Şu anda yaklaşık 16 aydır üzerinde bu kataterle morfin dozunda fazla bir artış yapmadan ağrısız olarak yaşayan hastalarımız vardır. Çeşitli başağrıları, bel ağrıları, omuz ve kol ağrılarında uyguladığımız bir yöntem ise Transkütan sinir stimülasyonudur. Bu yöntemin özelliği etkili olduğu takdirde hasta tarafından evde de uygulanabilmesıdir. Bir çeşit elektriksel uyaran olan bu yöntem ağrılı bölgeler ve o bölgeye giden sinirler üzerine yerleştirilen elektrotlarla uygulanmaktadır. Bu yöntemin en büyük özelliklerinden bırisi etkili olduğu takdirde hastanın ilaç almadan kendi kendine ağrısı ile başa çıkmasını sağlayabilmesidir. Ünitemizde akapunktur da uygulanmaktadır. Çeşitli başağrıları özellikle migren tipi başağrılannda akapunkturun etkili olduğuna inanıyoruz. Ancak yerı gelmişken hemerı belirtilmesi gereken bir nokta vardır. Akapunkturun çeşitli etkileri bilimsel olarak laboratuar deneyleri ile kanıtlanmış olmasına rağmen ülkemizde spekülatif amaçlarla kullanılmış yebu nedenle hakettiği yeri bulamamıştır. Üzülerek söylemek gerekir ki, gerekli eğitimden geçmeden, yalnızca bazı haritalarda gösterilen noktalara iğne batırılarak akapunktur yaygın olarak uygulanmakta ve bu nedenle hem başarılı olamamakta, hem adı kötüye çıkmakta hem de hastada maddi ve manevi zarara yol açmaktadır. Akapunktur sınırlan iyi çizildiği, doğru uygulandığı takdirde bazı ağrılarda etkili olabılecek bir yöntemdir. Şu anda birçok Batı ülkesınde üniversitelerde ders olarak bile okutulmaktadır. Ancak hiç bir eğitim görmeden uygulanmasına karşıyız. Nitekim yüksek Sağlık Sürası'nın son toplantılarında akapunktur alanındasüregelen bu denetimsizliğe son verebilmek için çeşitli önlemler karar altına alınmıştır. • Ağrı üniteslnln diğer çalışmaları nelerdir? Anesteziyoloji Anabilim Dalına bağlı olan ünitemiz çeşitli bilimsel araştırmalara eğitım ye öğretime de katılmaktadır. Anesteziyoloji ders programı içerisinde ağrı konusu ders olarak oğrencilere anlatılmaktadır. Ünitemiz öğretim üyeleri bu dönemde "Ağrı SendromlarıveTedavileri"isimlibirtelifyapıt ve Dünya Sağlık Teşkilatı'nın üyelerine dağıttığı bir kitapçık yayımlamıştır. Geçen yıl mâyıs ayında İstanbul Tıp Fakültesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Ankara Tıp Fakültesi'nden öğretim üyelerinin katıldığ 1. Ağrı Sempozyumu düzenlenmiştir. Bu yıl yine çeşitli tıp dallarından hekimlerin katılacağı I. Ulusal Ağrı Kongresi'nin düzenlenebilmesi için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. • llerlye yönellk çalısmalarınızdan da kısaca söz eder mlslnlz? Daha önce de belirttiğımız gıbı ünitemiz pek kısa bir sure sonra yataklı servis haline gelecektir. Bunun yanı sıra üniversite araştırma fonuna yaptığımız başvuru kabul edilmiş ve yaklaşık 80 milyon TL. değerinde ağrı kesici cıhazların ahnması için gerekli izin verilmiştir. Önümüzdeki hedef algolojinin kapsamı içine giren tüm tıp dallarından; anezteziyoloji, nöroloji, nöroşirürji, fizik tedavi, psıkiyatrı gibi dallardan yalnızca ağrıya gönül veren hekimlerin birlikte çalışabileceği bir multidisipliner ağrı merkezinin fakültemizde kurulabilmesidir. L J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle