Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PALEONTOLOJİ Siz, "J" diyebiliyor musunuz? 400 bin yıl önce yaşayan Avrupalıların, |,a,i,u,k,g,z,ş gibi dilin belli blr kıvraklığını gerektiren sesleri çıkartamadıkfarı anlaşıldı.Yalmzca anatomik yapısı gereği dudakların birbirine değmesi ile çıkan sesleri çıkarabiliyor Çeviren: Burçin Tunalıoğlu vrupa'nın en eski sakinlerinlerinden olan Tautavel adamının anatomisinin deL ğişik bir yöntemle incelenkmesi, 400.000 yıl önce yaşayan bu insanların konuşmak için gerekli özelliklere sahip olduklarını, fakat bazı sesleri ve özellikle " j " sesini çıkaramadıklarını ortaya koydu. Homo sapienslere, yani günümüz insanına özgü bir özellik olan konuşma dilinin hangi devirde doğduğu ve evrimi konusunda yapılan araştırmalar henüz bir sonuç vermedi. Yine de bu konuda 10 yılı aşkın süredir incelemeler yapan paleoantropolog ve dilbilimciler, bazı ipuçları elde ettiler. Konuşma fizyolojisi ve dilin evrimi kcnularında uzman olan Philip Lieberman'ın ve New York Tıp Fakültesi Anatomi Profesörü Jeffrey T. Laitman, anatomik kriterlere dayanan çıkarsama yöntemlerinin geliştirilmesine katkıda bulundular. Bilinen en eski insan olan ve günümüzden 3 milyon yıl önce yaşadığı sanılan Australopitek ve yaşlı bir homo sapiens olan 50.000 yıllık Neandertal adamının kafataslarının ses çıkarabilme özellikleri açısından incelenmesi tamamlandı ve AixenProvence'daki Fonetik Enstitüsünün başkanı Marius Rossi, bilgileri birleştirerek üçüncü bir insan fosilini, Tautavel adamının ses yollarının özelliklerini araştırmaya başladı. Araştırmalar, bu insanların konuşma diline geçebilecek bir beylne ve anatomik yapıya sahip olduklarını, eğer bir dilleri varsa da bunun çok zorlayıcı fonetik sınırlar içinde olduğunu gösteriyor. A pienste ise son derece gelişmiş bir durumda bulunuyor. Dolayısıyla homo sapienste nefes borusu girişi, daha önceki insanlara oranla daha aşağıdaki kafatası omurgaları seviyesinde oluyor. Böyle bir gelişme gırtlak boşluğunun daha mükemmelleşmesine ve daha çok ve çeşitli sesler çıkarma özelliklerine yol açmışa benziyor. Bazı sesleri çıkaramıyor Beyni konuşabilmeye uygun 22 Haziran 1971'de Henri ve Marie Antounette de Lumley tarafından Doğu Pireneler'deki Tautavel bölgesınde Arago mağarasında bulunan iskelet, Avrupa'da bulunan sağlam bir kafatasına sahip en yaşlı insan fosili olarak tanınıyor. Bu homo erektus, 400.000 yıllık yaşına rağmen konuşma olanakları hakkında değerli bilgiler veriyor. Kafatasının iç yüzeyinin incelenmesi, beynin sol şakak bölgesindeki bir çıkıntısına uyan izleri açığa çıkarıyor. Bu çıkıntı, Broca bölgesi olarak adlandırılan ve konuşmayı harekete geçiren bölgenin bu insanda var olduğunu ortaya koyuyor. Maymunlarda mevcut olmayan Broca bölgesi, konuşma sırasında kasların hareketlerini başlatıyor ve uyumlu bir aksiyon sağlıyor. Gırtlak, ses organlarımızın kilit noktasında bulunuyor. Nefes borusunun üst kısmını oluşturan ve üzerinde ses tellerinin bağlı olduğu bu kıkırdaksı yapılı kutu, konuşma içın gerekli olan ses enerjisini sağlıyor. Ses yolları hakkında birçok ipucu verebilecek gırtlak fosılı ne yazık ki araştırmacıların elinde yok. Bu yüzden bilim adamları kafatasının alt kısmını inceleyerek gırtlak yapısı hakkında bilgi sahibi olmaya çahşıyorlar. Australopiteklerde ve insan olmayan primatlarda yassı olan bu kafatası bölgesi, homo erectuslarda daha kavisli, homo sa Günümüz insanı ve bilinen en eski insan arasında bir evrim gösteren Tautavel adamının bazı sesleri çıkarabildiği (telaffuz ettiği) tahmin ediliyor. Homo sapiense oranla daha basık ve daha uzun bir ağız boşluğuna sahip olan bu insan, ağız yapısının verdiği dış görünüşü yüzünden homo erectus olarak adlandırılıyor. Ağız boşluğunun tavanı, içinde dilin dönmesine izin verecek derin bir damakla son buluyor. Fakat Neandertal adamında bulunmayan kemiksi bir çıkıntı yüzünden genişlik kısıtlanıyor. Buradan, bu adamın dilinin daha uzun, daha ince ve bizimkinden daha yassı olduğu anlaşılıyor. Bu gözlemler Tautavel adamının, Neandertal adamı gibi (a), (i) ve (u) seslerini ve dilin belli bir kıvraklığını gerektiren (k), (g), (z), (j) ve (ş) seslerini telaffuz edemeyeceğini vurguluyor. Buna karşılık anatomik yapısı dolayısıyla, iki dudaktan çıkan (p) ve (b) ve dilin dişlere değmesıyle elde edilen (d) ve (t) seslerini rahatça becerebiliyor, Lumley ve Rossi edindikleri bilgileri değerlendirmek için Tautavel adamının Tautavel Plrene dağlannda bir mağarada bulunan Tautavel adamının beynı konuşabılmek için yeterli özelliklere sahipti. Beyin, kafatasının kaltbında gorulduğü gibi (kırmızı çerçeveli) Broca bölgesini de kapsıyordu. Bu bölgede konuşma için gereken hareketler koordıne ediliyor. ses organlarının bir bilgisayar modeli üzerinde çahşıyorlar. Bu programda ağız içi ve gırtlak boşluklarının kavisi, uzunluğu gibi parametreler değiştirilerek evrim içinde çeşitli çağ insanlarının ses yolları elde edilebiiiyor. Tüm bu bulgular homo sapienslerin atalarının, bir dile sahip olduklarını ortaya koymuyor. Araştırmalardan elde edilen en önemli olgu, bu insanların konuşma diline geçebilecek bir beyin ve anatomik yapıya sahip oldukları ve eğer bir dilleri varsa da bunun çok zorlayıcı Fonetik sınırlarla kısıtlandığıdır.E Karşilaştirma Tautavel Adamı biztm gibi konuşamıyordu. Ses yolları Neandertal Mamı'na benzer olmalıydı. Fotoğratta Neandertal Adamı'nm temsili resmı görunuyor. Tautavel Adamı'nın böyle bir resminin çizilebilmesi için gerekli fosilleşmiş gırtlak araştırmacıların elinde bulunmuyor Gırtlak ve nefes borusu bosluğu daha dar ve gırtlak daha yukanda bulunuyor. Sonuç olarak Tautavel Adamı bugünün ınsanından çok daha az ses çıkarabiliyor.