25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

K A R İ K A T Ü R S O R U N C E V A P V E R E L İ M Sabunnasıl temizler? "Fosforlu" renkler karanlıkta neden parlar? "Fosforlu" tabir ettiğimiz bazı renkler, aydınlıkta depoladıkları ışık enerjisini karanlıkta dışarı verdiklerinden göze parlak görünür; depoladıkları enerjiyi tükettiklerinde parlama özellikleri de kaybolur. Bir elemente ışık verilince moleküllerindeki atomlar enerjiyle yüklenir. Fakat moleküller ışığı genellikle hemen yansıttıkları için, bu enerjiyi yitirirler. Fosforlu renkler ise yükledikleri enerjinin yalnız bir kısmını yansıtma yoluyla dışarı verir, bir bölümünü ise yavaş yavaş boşaltır. İşte bu enerji boşaltımı karanlıkta "parlama" olarak algılanır. Bazı elementler ise güpegündüz ve "ışıkh" görülür. Tıpkı karanlıkta parlayan "fosforlu" renkler gibi bunlar da ışık enerjisini gündüz boyu biriktirirler, fakat enerjiyi tek renkli ışık huzmeleri halınde anında yansıtma özellikleri vardır. Gözümüze çok parlak gelen kimi renklerin bu özelliğine "floresans" adı veriliyor. BİLİM TEKNIK DÜŞÜN BUL Sabun, zemin üzerindeki yağı çözer ve su yardımıyla kiri yok eder. İnsan derisi, giyim eşyaları ve başka nesneler, üzerlerine yapışan kir ve toz partikülleri yüzünden pis görünür. Sabun bu partiküllerın yüzeye yapışmasına yol açan yağı çözer ve suyun da yardımıyla kiri yok eder. Su, yağlarla reaksiyona girmediği ıçin kirleri temizleyici etkiden yoksundur. Sabunda ise bir kutbu yağı, diğer kutbu suyu bağlayan moleküller bulunur. Giderilmesi ıstenen yağ molekülleri sabun moleküllerinin bir kutbuna doğru çekilir ve orada reaksiyona girerken, su da diğer kutup üzerinden aynı moleküle bağlanır. Deterjanlar da aynı ilkeye göre hazırlanmıştır. Sabun, sodyum ya da potasyum sodasının, kuyrukyağı gibi hayvansal veya hindistancevizi yağı gibi nebati yağlarla kaynatılması sonucu oluşur. Bildiğimiz gibi çoğu sabuna renk vermesi ve güzel kokması için sentetik boya ile parfüm de ilave edilmektedir. Modern deterjanlar, sabunlara benzemekle birlikte daha çok petrol gibi yağlarla hazırlanıyor. Antik çağlardan günümüze: Eski Yunan ve Roma'da sabuna benzer maddeler kullanılırdı. İlk sabun imalathanesı 9. yüzyılda Marsilya'da kuruldu... * Yankı Yazgan'dan bir bilmece Yalancılardoğrucular /MOW İlk terazi ne zaman çıktı? om HMtucm jx>gpuaıw AVIRDET/K rtpsi 4tt y ^ smlun dmA<vm<>. &u ınsonlann f m. fftifc fanik gydıldtani btlivtii/ıbiUc mimz ıkm ? tir Oyun basamakları. Insanlar sayı oyunlarıyla eskıden beri ilgilenmişlerdir. Burada bir örneğini verdiğimiz ve sizden çözmenızi istediğımiz sihirli kutuları, Çinlilerin bundan 45 bin yıl önce geliştirdileri o dönemden kalma bir yapıttan anlaşılıyor. Bu sihirli sayıların, yana ve aşağıya doğru ya da çaprazlamasına toplandıklarında aynı toplamı vermeleri gerekiyor. Aşağıdaki ilk örnekte görüldüğü gibi, Çin kültüründe Ying'i temsil eden "dişi" (çift) sayılar dolu, yang'ı temsil eden "erkek" (tek) sayılar ise boş yuvarlaklarla belirtiiyor Bu sihirli kutuların daha çağdaş bir biçimi ise aşağıdaki 3 x 3'lü bir kutu ile gösteriliyor. Burada ilk 9 rakam kullanılarak karelerin hep "15" toplamı verdiği görülüyor. Çözmenizi istediğimiz kutu ise 4 x 4 kareden IOOOOOOOOO. 4 3 8 9 5 1 2 7 6 Deniz suyu neden çok köpürür? oluşuyor ve ilk 16 rakamı kullanarak "34" toplamını vermesi işteniyor. Bu sihirli kutunun yaklaşık 2 bin yıl önce Hindistan'da geliştirildiğıni de belirtelim. Su hızla karıştırılınca köpürür. Fakat deniz suyu, tatlı sudan daha çok köpürür. Çünkü deniz suyunda, erimiş birçok organik madde bulunur. Suyun beyazlaşmasının bir nedeni, bu maddelerin birbirine çarpmasıdır. Başka bir neden, köpüklerin birbirlerinden ince su tabakaları ile ayrılmış olmasıdır. Tatlı suda yabancı maddeler olmadığından çarpışan su molekülleri hemen birleşirler. Köpük demek, içi hava dolmuş su kabarcıkları demektir. Bu kabarcıklar birbirlerine çarpınca birleşmez, topun duvara çarpıp geri dönmesi gibi çarpışıp geri dönerler. Biz bunları köpük biçiminde görürüz. insanlar ilk tartma daneyini, ikı kolu aynı uzunlukta olan ahşap çubuklarla gerçekleştirdiler. M.Ö. 50004000 yıllarında Mezopotamya'da ortaya çıkan ve tahteravalli prensibine göre işloyen bu tartı aletleri önceden yalnız altın tozu tartmakta kullanılırdı. İnsanlaı, baaka yöntemlerle değerını belirleyemedıkleri altın tozunu tartmak için taştan hayvan biçiminde ağırlıklar yontuyordu. Tartı aletleri uzun süfe yalnız altın tozu için kullanıldı. M.Ö. 250 yıllarında '?e ticarı değeri ölçıünek istenen b ışka mallar taıtılmaya başlandı. Tıcarut, daha önceleri ihtiyaca göre değeı DK, tlen ürünlerin ayni değişim> yoluvlj y.ipılırdı. Roma İmparatorluğu devrinuo ıki kolu birbirine eşit uzunk.kta odnayan ve daha küçük ağ'rlıklarla calışan tartılar ortaya çıktı. Antik çağlarda terazı ağırlıkları, aşınmayı önlemek için cilal; taştan yapılırdı Deneyler en eskı terazılerın bugün dahı "hilesız" tarttığını gösteriyor. I 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle