02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y E S İ L S A Y F A Günlük su harcamalarınızın yüzde 30'unun "sifona' gittiğini biliyor musunuz? Sudan nasıj tasarruf edilir? Imayan sudan tasarruf edilir mi?" diye soranlar olacaktır şimdi. Doğru. Peki bu kadar kıt olan suyun aktığı yerde muslukları cömertçe açık bırakıp sarfiyatı arttırmak ne kadar doğru bir davranış? Hele yılbaşında yürürlüğe giren yüzde 80 oranındaki zamlardan sonra. Buna göre istanbullular artık 1 metreküp suya 450 lira ödüyor. Dört kişilik bir ailenin ayda ortalama 810 m 3 su harcadığını düşünürsek, ayda en azından 56 bin lira su parası ödüyoruz demek. Elbette su sarfiyatı haneden haneye değişiyor: örneğin günde 150 litre (0.15 m3) su harcayanlar olduğu gibi, 300 litrenin üstüne çıkanlar da var. Fakat neresinden bakarsak bakalım, yılda yaklaşık 5060 bin lira su parası ödüyoruz. Bu suyun yüzde 12 kadarı çamaşıra, yüzde 2530'u yıkanmaya ve yüzde 30'dan fazlası da tuvalete, yani sifona harcanıyor. Buna göre kişi başına günde aşağıdaki mikiarlarda su harcıyoruz: Normal bir sifon, bir çekilişte 9 litre su akıtır. Günde en azından 1015 kez sifon çekilen dört kişilik bir ailede bu, yaklaşık 150 litre suyun şehrin kanali "O Nükleer santrallar mı, Güneş enerjisi mi? Hiçbir çevre klrllliği olmayan "güneş reaktörlerl" nükleer ve termik santrallere alternatif olabilir. Derleyen: Dilek Zaptçıoğlu 'li yıllann başında patlak veren petrolkrizi, özellikle sanayi ülkelerini yenı enerji kaynakları üzerinde düşünmeye sevk etmişti. O sıralar üç çözürh yolu üstünde duruluyordu: 1. Petrol tüketiminı asgariye inairmek; 2. Kendı kaynaklarından yararlanmak; 3. Yeni kaynak arayışı içıne girmek. Tartışılan "yeni kaynaklar" arasındaysa güneş enerjisi, nükleer enerji, jeotermal enerji, rüzgâr ve hidrolik enerji yardı. 1970'lerden itibaren Batı ülkelerinin bu alternatiflerden nükleer enerjlde yoğunlaştığı görüldü ve son yıllarda kelımenin tam anlamıyla bir "santral patlaması" yaşanaı. Ne tesadüftür ki, dünyada yaklaşık 3040 senelik perıyodlarla yeni enerji kaynakları arayışına girılıyor. 1780'de kömür, 1810'dagaz, 1850'lerde akaryakıt. 1890'da hidroelekirik, 1930'da doğal gaz ve 1957'de nükleer enerji... Ou geleneksel ritm, şimdilik bozulmaVrcağa benzıyor, çünkü 30 yıllık bir aradan sonra yeni bir kaynak tartış.ıa gündemine geldi: Güneş enerjisi. 70 vüneşe Akın... Güneş doğal olarak çevreyi ısıtma,r< ve aydınlatmanın yanı sıra bazı tekK ınüdahalelerle mekânların ısıtılma>a. dpnız suyundan tatlı su elde edil•< sıne, ınetal ve alaşımları eritebilecek F>eklıkte sıcaklık kazanımına ve en • v nltsı elektrık üretimine elveriyor. Evdamiinna yerleştırilen ve özellik'. neyde sıcak su ihtiyacını gıderen • MpKtorler küçuk çaplı çözümlerden biAncak biigün asıl üzerinde durulan, ' ı/uk "guneş reaktörleri"nin nükleer • termik santrallara alternatif oluştujp oluşturmayacağı. Burada akia nemen IKI soru geliyor: Güneş enerjisinden bütün yıl faydal^nmanın, yani depolamanın bir yolu var mı?" ve "Güneş enerjisi taşinabılır mı?" Bu sorular Türkiye'de ilk kez on yıl örıce tartışılmaya başlanmıştı. 1 Ağustoş 1977'de Ege Üniversitesi ile Miami Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği İzmir t. Uluslararası Güneş Enerjisi Sempozyumu'na katılan on ülkeden iki yüzü aşkın bilim adamı arasında. Miami Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. T.N.Veziroğlu da vardı. Veziroğlu, Türkiye'deki meslektaşlarına ABD'de "güneş kolektörleri'yle suyun hirdojen ve oksijen olmak üzere iki bileşemne ayrıldığını, elde edilen hldrojen gazı sıvı hale getirildiğinde arabaları çalıştırmaktan fabrikaları işletmeye değin güçlü bir enerji birikimi sağlandığını anlatmıştı. Aradan on yıl geçtikten sonra şimdi Suudi Arabistan, petrol rezervlerınin er geç tükeneceğini de hesaba katarak bir Alrrtan firmasına güneş enerjisiyle hidrojen üreten dev bir tesis inşa ettirlyor. Sicilya'daki "Adrano" ve İspanya'nın güneyindeki "Almeira" güneş reaktörleri, bu araştırmaların bir parçası. Öte yandan ABD'nin Kaliforniya eyaletinde yapımı süren SOLAR ONE, 1989'da bittiğinde dünyanın en büyük güneş reaktörü olacak. Güneş enerjisiyle üretilen bu elektriğin "alternatif" olma şansı var mı? Münih Üniversitesi öğretim üyelerınden, Alman Güneş Enerjisi Kurulu Başkan Yardımcısı Hans Krinninger, "Natur" dergisine verdiği demeçte şöyle diyordu: "Güneş kolektörleri ve reaktörlerinin yaygın kullanımı Almanya'nın birincil enerji ihtiyacının yüzde 56'sını karşılar. Bu yılda 186 bin gigavat (1 mllyon kilovat) elektrik demektir ve orneğın 1985'te bütün atom santrallarında üretilen elektriğin bir buçuk katıdır." Ancak henüz "keşfedilmemiş bir alan" olan bu teknolojinin yaygınlaşması ve ucuzlaması, en başta araştırmaların desteklenmesine, yani bunlara yeterince fon ayrılmasına bağlı. Gelişmış sanayi ülkelerinde güneş enerjisi araştırmalarına ayrılan bütçenin, nükleer araştırmalara ayrılanın otuzda biri olduğu düşünülürse, söz konusu kararın yalnız Türkiye'de değil, dünyada oldukça siyasi bir renk taşıdığı da ortaya çıkıyor. ' . zasyonuna boşaltılması demek. öte yandan hem "küçük", hem de "büyük" tuvalette aynı miktarda suyu sifondan çekmek gerçekten gerekli mi? Oysa ufak bir tadilatla, sifondan istediğimiz kadar su boşalmasını sağlayabiliriz. Bunun iki yolu var: Birincisi, sifonun kapağını açıp hareketli kolunun ucuna tuğla cinsinden bir ağırlık baqlamak. Böylece su, yalnız sifonu çektiğiniz sürece akacaktır. ikinci yol ise, hareketli kolun eklem yerini örneğin bir telle sabitleştirmek. Bu da aynı sonucu veriyor. Kolu bıraktığınızda, harcadığınız kadar su sifona yeniden doluyor. Bu arada damlayan muslukların da hiç yabana atılmayacak miktarda su sarfiyatına sebep olduğunu hatırlatalım. Örneğin sadece dakikada on damla akan bir musluk, ayda yaklaşık 170 litre sarfiyat yaratıyor. Oysa bir ingiliz anahtan bulup, musluğun lastiğini değiştirmek hiç de zc/ bir iş değil. Istanbul gibi büyük kentlerimizde gereksiz yere harcanan sular, yalnız kesenize değil, kentin kanalizasyon sistemine de yükleniyor. Susuz nice yazlar geçirdiğimizi ve geçireceğimizi düşünüp, suyu olduğu zaman da tasarruflu kullanmak hepimizin yararına... GÜNLÜK ORTALAMA SU SARFİYATI 48 I tuvalet sifonu 46 1 yıkanma 17 I çamaşır 91 bulaşık 8 I el 3 1 çıçek 2.8 I yüz sulama araba temizliği bakımı 5 1 11.21 Yemek diğer ve ıçme temızlik işleri Ortalama günlük su sarfiyatı150 litre Alternatif yemek Tatlı "crepes" 300 gr. un, 2 kaşık portakal likörü, 4 yumurta, reçel, 2 şişe maden suyu, zeytinyağı, tuz Malzeme: Hazırlanışı: Bütün malzemeyi karıştırın ve içine 2 kaşık da portakal likörü katarak yoğurun. Yoğurduğunuz hamu ru yarım saat dinlendirin. Hamurun iyice sulu olması ve kaşıkla kızgın yağa dökülerek kızartılması gerekıyor. Daire şeklinde kızarttığınız hamurların içine, hafif soğuduktan sonra elma, armut, çilek veya vişne, mevsimine göre reçeli koyup kahvaltıda yiyebilirsiniz. Veya ıspanak, mantar gibi sebzeleri, soğanla kavurduktan sonra yukarıdaki gibi (likör katmadan) hazırladığınız kreplerin içine koyup akşam mezesi yapabilirsiniz.D
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle