28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 4 MAYIS 2021 SALI Bazı illerde alınan alkol satışı yasağı hakkında Kılıçdaroğlu, ‘Bu yaşam hakkına müdahaledir’ yorumunu yaptı ‘Türkiye, genelge devleti oldu’ ERDEM SEVGİ CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin MYK toplantısında, demokratik hukuk devletinden uzaklaşıldığını belirterek “Türkiye genelge devletine dönüştürüldü” yorumunu yaptı. Merkez Bankası’nın buharlaşan rezervinin Türkiye’de ekonomik bağımsızlık ve güvenliği tehdit ettiğini belirterek “128 milyar doları sormaya devam edeceğiz” dedi. Kılıçdaroğlu, tam kapanma dönemindeki alkol satışı yasağı hakkında ise, “Yaşam hakkına müdahale” yorumunu yaptı. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) dün video konferans yoluyla toplandı. Edinilen bilgilere göre, son dönemde yayımlanan anketlere yönelik yapılan sunumu dinleyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye yönetilemiyor, savruluyor. Demokratik hukuk devleti bir genelge devletine dönüştürüldü. Anayasa askıya alındı, Meclis itibarsızlaştırıldı. Yolsuzluklar ve israf olağan hale getirildi. Bunları gittiğimiz her yerde anlatmamız lazım” dedi. Merkez Bankası’nın buharlaşan rezervine ilişkin Kılıçdaroğlu, “128 milyar doları sormaya devam edeceğiz. Burada tüm yurttaşların hakkı var. Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı ve güvenliğini tehdit ediyor. Ekonomi zayıf kalıyor ve bütün dünya bunu biliyor. Kırılganlıklara açık hale geliyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Gaziantep’te camiye yönelik polis müdahalesini de değerlendiren Kılıçdaroğlu’nun, “Cami bizim kutsalımızdır. Ne olursa olsun camide bu şekilde şiddet uygulanmamalı, biber gazı kullanılmamalıydı. Başka şekilde çözülebilirdi” yorumunu yaptı. Genel başkan yardımcılarının, “memurluktan çıkarma” yetkisinin büyükşehir belediyelerinden alınarak İçişleri Bakanlığı’na verilmesi yönelik düzenlemeye ilişkin bilgilendirmesini dinleyen Kılıçdaroğlu, kurmaylarına, düzenlemenin iptali için Danıştay’da dava açılması talimatını verdi. Öte yandan tam kapanma döneminde bazı İl Hıfzıssıhha kurullarınca alınan alkol satışı yasağı hakkında Kılıçdaroğlu, “Bu yaşam hakkına müdahaledir” yorumunu yaptı. l ANKARA ‘ÇOK KIRLENDILER’ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Politikyol’a verdiği röportajda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Tam kapanma sürecinde iktidarın valiler eliyle uygulattığı içki yasağının temel amacının “gündem değiştirmek” olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Amaç beceriksizliklerin üstünü örtmek, 128 milyar doların nereye gittiğini sorgulatmamak” dedi. Kılıçdaroğlu, “Anayasada özel yaşamın gizliliği esastır ve güvence altına alınmıştır. Ama bir ‘sivil darbe’ dönemi yaşadığımız için anayasa askıya alınmıştır. Hukuk sistemi çalışmamakta, yargı ise Saray’ın denetimindedir” değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanlığı adaylığına yönelik de Kılıçdaroğlu, “Seçim sürecine girdiğimizde Millet İttifakı ile oturup konuşacağız. Millet İttifakı, demokrasiyi, istişareyi, ortaklaşmayı savunan bir kültüre sahip. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine girdiğimizde elbette oturup konuşacağız. Her şeyi demokratik kurallar içinde yaşayarak geçireceği” ifadelerini kullandı. ‘Genç oyları Erdoğan’ın korkulu rüyası’ Kılıçdaroğlu, “İktidarın kaybedeceği seçimi yapmayacağı söyleniyor. Bu mümkün mü” sorusuna, “Erdoğan sürekli iktidarda kalmak isteyebilir. Bunun temel nedeni ise kendisinin ve çevresinin çok kirlenmesidir. Bir kirlenenler koalisyonu ile karşı karşıyayız. Kirli bir otoriter yönetimi bu ülkenin gençleri verecekleri oylarla gönderecekler. 2023’te ilk kez oy kullanacak gençlerin sayısı 6 milyon 300 bin. Bu rakam Erdoğan’ın korkulu rüyasıdır. Halkımız demokratik yollarla bir otoriter rejimi yolcu edecek. Bu işin kuralı budur” yanıtını verdi. ABD Başkanı Joe Biden’ın “Ermeni soykırımı” ifadelerinin ardından başlayan sürece dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Türkiye son 19 yılda dış politikasını ‘İhvan’ endeksli yapmaya çalıştı ve bunun sorunu olarak da uluslararası saygınlığına büyük gölge düştü. Kazandığı pek çok mevziyi kaybetti” dedi. Öte yandan İzmir’de yaşadığı ekonomik sorunlar sebebiyle intihar eden kahveci esnafı Erdal Şenözpak ailesini telefonla arayarak başsağlığı dileyen Kılıçdaroğlu, esnafın ailesine destek vereceklerini söyledi. l ANKARA/Cumhuriyet 128 MİLYAR DOLARIN BUHARLAŞMASINA YANIT ALAMADIKLARINI SÖYLEYEN ÖZTRAK: Tarihi değiştirecek skandal CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “desteksiz tam kapanma” nedeniyle milletin canı ile cüzdanı arasında sıkıştığını belirterek “Aynı günde 4 kişi ekonomik gerekçelerle canına kıyıyor. Millete yasak olan toplu iftar ve cenazeler Erdoğan’a serbest. Eğitim yönetilemiyor. Bir kuşağı kaybediyoruz” dedi. Merkez Bankası’nın buharlaşan 128 milyar doları için “Dünya tarihine geçecek bir skandal” ifadesini kullanan Öztrak, “Yitirilen dövizler, milli güvenlik meselesi haline geldi” dedi. Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a hakkındaki iddialarla ilgili “kendinizi aklayın” çağrısı yapan Öztrak, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un, “Vaka sayısı 5 binin altına düşecek” açıklamasına da “Sağlık Bakanı’nın veremediği sayıyı Turizm Bakanı veriyor. Devlette ciddiyet olmalı” sözleriyle tepki gösterdi. Erdoğan’ın “lebaleb kongrelerinden” bu yana 10 bin 382 insanın yaşamını yitirdiğini söyleyen Öztrak, “Elde aşı yok diyen Sağlık Bakanı Erdoğan’dan fırçayı yiyince milyonlarca doz aşıdan, aşı bolluğundan bahsetmeye başladı” ifadelerini kullandı. CHP Sözcüsü Öztrak, MYK sonrası düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: n Milletin ağzına fermuar: Erdoğan, artık toplumsal olaylarda verdiği talimatın sonucu olarak ortaya çıkan şiddetin görüntülenmesini bile engellemeye çalışıyor. Bir genelgeyle anayasa, kanunlar, Anayasa Mahkemesi’nin kararları yok sayılıyor. Bugün bir başka zulüm, orantısız güç kullanımı görüntüsü Gaziantep’ten geldi. Bekçiler, polisler camiyi basmış, cami cemaatine biber gazı sıkıyor. Burası işgal altındaki Kudüs mü? n Çek kaosu: Çeklerin yazılmasını engelleyelim derken, karşılığı olan çeklerin de bankalara ibrazı engellendi. Büyük bir kaos yaratıldı. 2018 Temmuz’dan bu yana 73 Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayımladılar. Bunlardan 45’i, öncekilerde değişiklik yapanlar. Yani her 10 düzenlemenin 6’sı bir öncekinin bozduğunu düzeltmeye yönelik. n Olağanüstü skandal: 128 milyar doları iki yılda, gizli saklı buharlaştırdılar. Hâlâ nerede olduğunu, bu rezervlerin nasıl, kaça, ne kadarının, kime, ne zaman satıldığını açıklamadılar. 128 milyar dolar meselesi sıradan bir iş değildir. Olağanüstü bir skandaldır. n Millete destek olma günü: Kapanmada güçlü bir destek paketine duyulan acil ihtiyaç hafta sonu Türkiye’nin dört bir yanından gelen acı haberlerle apaçık ortaya çıktı. Mersin Mut’ta esnaf Murat Gümüş, İzmir Buca’da kahvehaneci Erdal Şenözpak, Antakya’da Mehmet Gökhan Kaya, Diyarbakır Kayapınar’da Şeyhmus Turfan ekonomik sıkıntılar nedeniyle intihar etti. Gün, devletin milletine destek olma günüdür. n Saray’ın haksız rekabeti: (Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği’ne ilişkin) Tam bir skandal. Saray hükümeti büyükşehir belediyelerimizde haksız rekabete girmeye çalışıyor. Yapılan bu engellemeleri milletimiz görüyor. Danıştay’a müracaat edeceğiz. n Peker’e yanıt vermeli: (Suç örgütü lideri Sedat Peker’in ‘Ülkede birçok şey değişecek, bana yapılan haksızlıklar telafi edilecek ve Türkiye’ye davet edileceğim’ açıklamaları üzerine:) Devlet çete elebaşlarıyla mücadele edeceğine müzakere ediyor. Ne demek devletten sözler aldım, davet edileceğim? Bu şahsa davet gönderen söz veren devlet görevlisi kimdir? Sorumlu benim, diyen Erdoğan cevap vermeli. l ANKARA/Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN Saray’a, AKP’ye ve vakıflara araç tahsisi ESNAF ÇAY KAZANI FIRLATTI: HİÇ YARDIM YOK! Manisa’da çay ocağı işleten Ufuk Üçkan, pandemi döneminde destek alamadığını söyleyerek çay kazanını dükkânının önüne attı. ANKA’nın haberine göre esnaf Ufuk Üçkan, “Ben 21 yıldan beri kahveciyim, bana bir tek destek yok. Lanet olsun böyle kahveciliğe. Bir tek yardım yok, lanet olsun böyle adalete. Devletten de yardım istemiyorum, kapatıyorum artık kahvehaneyi. Bana ‘aç mısın susuz musun’ diye soran yok. İstemiyorum, ocak da onların olsun” dedi. l Haber Merkezi İmamoğlu: Kamu zararı tahsil edilmeli AKP yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2 milyar 200 milyon lira ödeyerek AKP Genel Merkezi, Irak Devlet Başkanlığı ve vakıflara araç tahsis etmesine ilişkin konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bu derin bir israf kalemidir ve sorgulanması gerekir. Günün sonunda, bu suçu işleyenlerden de bu kamu zararının tahsil edilmesi gerekir” dedi. Gazeteci Murat Ağırel, İBB’nin 20112018 yılları arasında, 2 milyar 200 milyon lira ödeyerek kiraladığı araçların OGSHGS ve GPRS kayıtlarını inceleyen teftiş kurulunun raporunu gündeme getirdi. Raporda; Cumhurbaşkanlığı’na 480, AKP Genel Merkezi’ne 8, AKP İl Başkanlığı’na 62, Irak Devlet Başkanı’na 6, TBMM Başkanlığı’na 54, Okçular Vakfı’na 4, TÜGVA’ya da 5 araç tahsis edildiği tespit edildi. Soruşturma talebine ret 827 aracın usulsüz şekilde kullanılmasıyla ilgili İBB’nin İstanbul Valiliği’nden istediği soruşturma izni de reddedildi. İBB Başkanı İmamoğlu, ikinci kez göreve geldiğinde birçok aracın iki seçim arasında iade edildiğini, bazı verilerin yok edildiğini gördüklerini söyleyerek “Kamu kurumu, bir başka kamu kurumuna katkı sunabilir. Elbette bir oranı, sayısı vardır, aşıyorsa sorgulanmalıdır. Onun ötesinde bir kulübe, bir derneğe, sıradan bir biçimde, hiçbir gerekçe olmadan dağıtılması çok yanlış. Bir siyasi partiye 7080 araç niye tahsis edilir? Bu suçu işleyenlerden bu kamu zararının tahsil edilmesi gerekir” dedi. l Haber Merkezi CHP’Lİ BELEDİYELERE RANDEVU VERİLMİYOR Projeler Erdoğan’ı bekliyor Ağar’a AKP’de yeni görev Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “Bize Allah gibi geliyor” diyen eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın oğlu AKP Elazığ Milletvekili Zülfü Tolga Ağar, partisi tarafından yeni bir göreve getirildi. Ağar, Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı Marmara Bölge Koordinatörlüğü görevine atandı. Ağar, 2019 yılında yaptığı konuşmada, “Cumhurbaşkanımız Elazığ’a geldi. Miting için bekliyoruz, protokol dizildi, tek tek tokalaştı, sıra bana geldi, yüzüme bakıp güldü, niye gülüyor diye düşündüm. ‘Evladım senin bıyıklar uzamıyor mu’ diye sordu. Cumhurbaşkanı denince bize acayip korkunç bir şey, Allah gibi geliyor, ben de ‘Efendim saat 4’e kadar uzar. Hiç merak etmeyin’ dedim yanağımı okşadı” demişti. l Haber Merkezi MEHMET İNMEZ yamadıklarını anlatan Gürün, “Kentin altyapısını tamamlaMuğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gümak, kaçak suyu önlemek ve enerji tasarrufunu önleme korün, CHP’li 11 büyükşehir belenusunda projelerimiz var. Budiye başkanlarının Cumhurbaşnunla ilgili olarak Fransız Kalkanı Recep Tayyip Erdoğan’la kınma Ajansı bize kredi vergörüşmek istemesine karşın meye hazır. Bizim çalışmalarandevu alamadıklarını söyrımızı, yaptıklarımızı incelediledi. 31 Mart yerel seçimleri sonrası bir araya geldiklerini Osman Gürün ler ve 500 bin Avro hibe kredi vermeye hazır olduklarını ve “WhatsApp grubu” kurulduğunu an söylüyorlar. Ama bunun için yatırımların latan Gürün, “2 yıldır hâlâ bize randevu Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanverilecek. CHP’li başkanlar olarak İstan ması gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı’nın bul, Ankara ve İzmir büyükşehir beledi hangi yatırımları onaylayacağı listesinin ye başkanlarımızı sözcü seçtik. Rande ilk sıralarında kayıp su kaçağının önlenvu talep edildi. Ama “Biz sizi arayacağız” mesi var. İzin verilirse su kaçağını önlediyorlar” ifadelerini kullandı. yecek, elektrik tasarrufu yapacağız” de‘Hibe kredi hazır’ di. Cumhurbaşkanı ile görüşmek için üç belediye başkanını sözcü seçtikleriCumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ni açıklayan Başkan Gürün, taleplerinin, yatırımların onaylanmaması nedeniyle yatırımları anlatıp onaylanmasını sağlakredi alamadıklarını ve projelere başla mak olduğunu kaydetti. l İZMİR Özgürlüğe tam kapanma! Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne uygun bir medya gündemiyle karşı karşıyayız. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) sınırlarını daha da aşıp siyasi parti temsilcilerinin konuşmaları üzerinden de iktidar yanlısı olmayan televizyonlara ceza kesiyor. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, televizyon yöneticilerine özel hattan mesaj gönderip kapanma sürecine uygun, ıssız sokak görüntüleri yayımlanmasını istiyor. Emniyet Genel Müdürlüğü kendisini yasama organı yerine koyup, polis toplumsal eylemlere müdahale ederken görüntü alınmasını yasaklayan bir genelge yayımlıyor. AKP iktidarı dönemindeki en istikrarlı durum, Türkiye’nin dünya basın özgürlüğü sıralamasındaki yerinin sürekli gerilemesi! Her yıl 35 basamak ine ine 100’ün altından 150’nin üstüne çıktık. HHH RTÜK’ten başlarsak... Uluslararası Basın Enstitüsü’nün de altını çizdiği araştırmalara göre Türkiye’de medyanın yüzde 95’i iktidarın elinde. Kalan yüzde 5 de RTÜK’le Basın İlan Kurumu’nun (BİK) hedefinde. Öyle bir hedef ki hep nişan alma vaziyetinde duruyorlar. Fırsatını buldukları an doğruyanlış demeden cezayı çakıyorlar. Kuruluşunun 27. yılını kutlayan RTÜK’te, 26 yıldır bir gelenek oturmuştu. Eğer bir siyasi partinin yöneticisi televizyonda konuşursa, tıpkı TBMM kürsüsü gibi düşünülürdü. Şiddet, nefret söylemi içermediği sürece değil işlem yapmak, kayıt dahi söz konusu olmazdı. Bir yıldır değişti; artık RTÜK siyasi söylemlere de müdahale ediyor. Zaten siyasi iktidarın kontrolü dışındaki yayın organı sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Onu da kontrol etmek, muhalefet partilerinin ekrana çıkmasını engellemek üzerine plan yapılıyor. RTÜK bu yönde cezalar verirken önceki gün Şahin de kanalların üst genel yayın yönetmeni rolüne soyundu. Neymiş? Kapanmaya uygun ıssız görüntüler yayımlanacakmış! Kalabalık varsa ne olacak? RTÜK üst kurul üyesi İlhan Taşcı soruyor: Örneğin Erdoğan kalabalık bir cenaze törenine katıldı. Bu haberi sansür mü edecekler? Belki Şahin, “Kanal yöneticileri benim ne demek istediğimi anlamıştır” diyor ama durumun ucu açık! Öyle anlaşılıyor ki 24 Mart’taki AKP lebaleb kongresinin görüntülerinin de yayımlanmasını istemiyorlar. Zira vicdanları en çok yaralayan, belleklerde tazeliğini koruyan görüntüler. EGM’nin genelgesi tam da RTÜK’le paralel. Acaba ne yaptıklarının farkındalar mı? Bu yolla zaten kamuoyunda yaygın olan “polis muhalif göstericilere çok sert davranıyor” algısı daha da yerleşmeyecek mi? Yoksa artık o sınırı aştılar? 12 Eylül sürecinden sonra yeniden seçimlere gidilirken muhalefetin halka iki vaadi olmuştu: 1 Şeffaf karakollar... 2 Konuşan Türkiye! Karakolun içinden vazgeçtik, dışını da karartmak istiyorlar... Konuşan Türkiye ise bitmeyen özlem haline geliyor... HHH İktidar tam kapanmadan neler anladığını son üç günde gösterdi: Meğer demokrasinin tam kapanmasını istiyorlarmış! Meğer medyanın muhalefete tam kapanmasını istiyorlarmış! Meğer sosyal hayatın tam kapanmasını istiyorlarmış! Meğer özgürlüklerin tam kapanmasını istiyorlarmış! Meğer ağızların tam kapanmasını istiyorlarmış! Yok öyle yağma... Bu ülkede Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlayamıyorsak da basın özgürlüğü için mücadele günü kutlu olsun! Son sözümüz topluma... Basın özgürlüğünün ana muhatabı toplumdur. Anlamı yukarıda sıraladığımız gibi olan kapanmalara karşı, güçlü bir duruş göstermenin zamanıdır. 84 milyonun içinden şöyle bir ses yükselse: “Basın özgürlüğü, benim özgürlüğümdür! Dokunma!” Taksim Camisi için seferberlik Taksim Camisi açılışını ramazan ayının son cuma gününe yetiştirmek için hummalı bir çalışma yürütülüyor. Mimarlar Şefik Birkiye ve Selim Dalaman’ın imzasını taşıyan ve yapımına 17 Şubat 2017’de başlanılan caminin 7 Mayıs’ta açılması planlanıyor. Manisa’dan getirilen halıların serilmesiyle iç mekândaki çalışmaların büyük ölçüde tamamlandığı caminin çevre düzenlenmesinde son rötuşlar yapılıyor. Caminin alt katındaki çok amaçlı salondaki çalışmalar ise açılışa yetiştirilebilmesi için son hızla devam ediyor. Dışarıdaki çalışmalar nedeniyle içeri giren tozlar, her gün temizlikçiler tarafından temizleniyor. Temizlikçilerin bir kısmı sütunları, bir kısmı ise ayakkabılıkları silerek tozdan arındırıyor. İçerisinde otopark, konferans ve sergi salonlarının yer aldığı camide 2 bin 250 kişinin aynı anda namaz kılabilecek. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle