02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 11 MAYIS 2021 SALI DOLAR AVRO STERLIN FAİZ [email protected] BORSA EKONOMI ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 8.2580 1.6 kuruş 10.0490 5.4 kuruş 11.6800 16.1 kuruş 17.94 Sabit 1461 19.57 puan 3264.05 13.46 lira 488.49 2.05 lira Bireysel Emeklilik Fon Alım Satım Platformu alıp satımı kolaylaştıracak Fon rekabeti artacak ‘Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ni imzaladı Anadolu Sigorta, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda attığı adımlara bir yenisi ekledi. Bu doğrultuda yeni taahhütte bulunan şirket, BM Küresel Sözleşmesi ve UN Women ortaklığındaki “Kadının Güçlenmesi Prensipleri”nin (Women’s Empowerment Principles WEPs) imzacısı oldu. Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Şencan, herkes için eşit fırsat ilkesi ile insan kaynakları süreçlerinin tümünde adil ve eşitlikçi bir yaklaşım sergilediklerini belirtirken, 1. Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu kadınları iş ve sosyal yaşamda güçlendirmeye yönelik çalışmaları sürdüreceklerini vurguladı. Tiryakioğlu, “Bir Usta Bin Usta” projesinde eğitilen usta adaylarının yüzde 68’nin kadın olduğunu da hatırlattı. Filiz Tiryakioğlu SEKTÖRDEN KISA KISA l Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, sigorta paketleri arasına, tacirler için “Basiretli Tacir İşyeri Sigortası”, esnaflar için “Yedekleyen İşyeri Sigortası” poliçelerini eklediklerini duyurdu. l MAPFRE Group çatısı altında faaliyet gösteren Tur Assist’in genel müdürlüğüne Nihal Asker getirildi. Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü mezunu olan Asker, yaklaşık 30 yıldır sektörde. l Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Katılım Sağlık” markasıyla 156 kurumsal müşteri ve 40 bin sağlık sigortası poliçesiyle bu alanda da büyümelerini sürdürdüklerini açıkladı. l Generali Sigorta’nın sigortacılık haritası araştırmasına göre, Malatya’da sigorta hizmeti alanların yüzde 63’ü 3560 yaş aralığındaki bireylerden oluştu. En çok tercih edilen sigortalar DASK ve kasko oldu. l Allianz Türkiye’de “Hayat Sigortaları ve Bireysel Emeklilik Ekibi”nin liderliği pozisyonuna Fisun Koç Doğan atandı. Fisun Koç Doğan, 1999 yılı Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu. Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk, BEFAS’ın memnuniyeti artıracağını, daha rekabetçi bir ortam oluşturacağını belirtti. Bireysel emeklilik sistemine (BES) ilgiyi artırmak için yapılan çalışmalar hızlandı. Bu kapsamda 6 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle BES’te yılda 6 kez olan fon dağılımı değiştirme hakkı 12’ye çıkarılırken tüm BES yatırım fonlarının “Bireysel Emeklilik Fon Alım Satım Platformu” (BEFAS) üzerinden alınıp satılmasına olanak sağlandı. Özellikle 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek BEFAS’tan beklenti yüksek. Düzenlemeleri Cumhuriyet’e değerlendiren Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk, BEFAS ile BES müşterilerinin katılımcısı olduğu şirketin dışındaki emeklilik şirketlerinin fonlarına da yatırım yapabilecekleri vurguladı. Yılmaz Ertürk Ertürk şöyle devam etti: “Düzenlemenin müşteriler açısından en büyük faydası, benzer fonların getirilerini karşılaştırıp daha yüksek getiri sağlayan fonlara serbestçe yatırım yapabilmeleri olacak. Ayrıca düzenleme, her şirketin sunmadığı daha özellikli fon arayışında olan katılımcılar için de bir avantaj sunuyor. Örneğin şirketimizin kurucusu olduğu AHE BRIC Plus Fon’a portföyünde yer verebilecek. Bu düzenlemenin katılımcıların memnuniyetini artırıcı bir gelişme olduğu görüşündeyim. Sektörde daha rekabetçi bir ortamın oluşacağını da öngörüyorum.” Fon dağılımını yenileme hakkının 12’ye çıkarılmasının ise özellikle robot fon danışmanlığı hizmetlerini kolaylaştıracağını ifade eden Ertürk, “Genelde fon dağılım değiştirme oranı düşük olsa da hakkının 6’sını kullanan ve piyasadaki gelişmelere göre daha fazla değişikliği yapmak isteyen müşteriler de var. Bu düzenleme ile daha aktif bir fon yönetimi yapabilecekler” dedi. 18 yaş altı TBMM’de Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli de benzer bir yorum yaparak “BES, güncel piyasa koşullarına uygun ve esnek bir yatırım aracına dönüşüyor” dedi. Öte yandan AKP, dün 18 yaş altı gençlerin BES kapsamına alınmasını da içeren yasa teklifini TBMM’ye sundu. ‘TRAFIK’ IÇIN HEM STANDART HEM INDIRIM ISTENIYOR Zorunlu trafik sigortasıyla ilgili güncel gelişmeler dikkat çekiyor. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın son kararlarını atıf yapan TSB, bu sigortada tazminat hesaplamalarındaki belirsizliğin ortadan kaldırılması ve standart sağlanmasının tüm taraflara fayda sağlayacağını açıkladı. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ise trafikteki araçların yüzde 20.6’sının zorunlu trafik sigortası sahibi olmadığını belirterek “Sigorta fiyatlarında mutlaka indirime gidilmeli ve taksit sayısı artırılmalı” dedi. ‘SEKTÖRÜMÜZÜN MEVZUATI YENIDEN DÜZENLENMELI’ Fahri Altıngöz Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Fahri Altıngöz, ekonomiye zorlu şartlarda dahi katma değer yaratan sigortacılık sektöründe, mevzuatın yeniden düzenlenmesi ve tek bir çatı kanun altında toplanmasının, sektörün gelişimi açısından oldukça önemli olduğunun altını çizdi. 1956 yılından bu yana sigortacılığın tek bir mevzuatta toplanmaya çalışıldığını hatırlatan Altıngöz, ayrıca zorunlu sigortalar konusunda kamusal anlamda birtakım düzenlemelerle, destekleyici adımların bir an önce atılması gerektiğini de vurguladı. EL ELE DESTEK HAREKETİ İhtiyaç sahipleri esnafla buluştu Covid19 nedeniyle artan ihtiyaçlara cevap vermek ve ekonomik bir hareketlilik yaratmak için Mastercard ve İhtiyaç Haritası’nın oluşturduğu sosyal pazaryeri “El Ele Destek Hareketi” hedeflediği 20 ilde çalışmalarını tamamladı. Projenin 20 ilden sonraki amacı ise tüm Türkiye’de bu uygulamayı yaygınlaştırarak ihtiyaç sahipleri ile esnafı ve destekçileri buluşturmak. Covid19 sebebiyle doğan ihtiyaçlara destek ve esnafa can suyu olmak için geliştirilen ‘El Ele Destek Hareketi’ bu amaçla kendi kanatları ile hayata devam ediyor. Bu doğrultuda teknolojik altyapı çalışmaları tamamlanan sosyal pazaryeri platformunda Mastercard fonu ile 8100 aileye yardım sağlanırken 300 işletme de kampanyanın tedarikçisi olarak pazaryerinden satış gerçekleştirdi. 446 MİLYAR TL FON Garanti BBVA’dan ekonomiye destek Türkiye Garanti Bankası, ilk üç aylık finansal tablolarını açıkladı. Yılın ilk üç ayında, 2 milyar 544 milyon 331 bin TL net kârı elde eden bankanın aktif büyüklüğü 568 milyar 834 milyon 636 bin TL seviyesinde gerçekleşti. Banka ekonomiye nakdi ve gayri nakdi krediler aracılığıyla 445 milyar 877 milyon 243 bin TL fon sağlamış oldu. Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, şu bilgileri verdi: “Küresel salgının etkileri tüm dünyada devam ediyor. Ekonomiye verdiğimiz kredi desteği, sene başından beri yüzde 7 artarak 446 milyar TL büyüklüğe ulaştı. Ekonomiye desteğimizi sürdürürken aktif kalitesi tarafındaki tedbirli duruşumuzu koruyoruz. Önümüzdeki dönemde, finansal sağlık, hem müşterimiz hem bankamız için ana stratejilerimizden biri olacak” dedi. Recep Baştuğ Üretimin arttığı dönemde sanayici alım yapmayacağını açıkladı Sütler dökülecek, hayvanlar kesilecek MEHMET İNMEZ Türkiye genelinde süt alımı yapan firmaların pandemi ve stokların dolu olmasını gerekçe göstererek üç günlük süt alımı yapmayacağını açıklaması, üreticileri zora soktu. Elinde kalan sütü ne yapacağını ve nasıl saklayacağını bilemeyen üretici, devlet desteği istedi. Sütü satamayan üretici dökmeye, damızlık hayvanları ise yasak olmasına rağmen kesmeye başladı. Çiğ süt krizinden etkilenecek bölgelerden biri olan İzmir bölgesinde 20 bine yakın üretici var. Günlük ortalama üretilen süt miktarı ise 450 ton. Bölgedeki 104 kooperatifin temsilcisi İzmir KöyKoop Birliği Başkanı Neptün Soyer, üç gün süt alımının yapılmamasının üreticiyi mağdur edeceğini belirtti. Üretim fazlası var Bu durumun her yıl yaşandığını belirten Soyer, üretim fazlası sorununa bir an önce çözüm bulunması için Tarım ve Orman Bakanlığı’na çağrıda bulundu. Soyer, şunları söyledi: “Tarım Bakanlığı bu dönemlerde piyasadan sütü alarak süttozu yapıyor. Piyasayı regüle ediyor. Ama bu sene farklı oldu. Fazlalığın üstünde pandemi geldi. Sanayici, üretici ve tüketici hepsi zorda. Sanayicinin aldığı ürünü rafa koyana kadar maliyeti yüksek. Tarım Bakanlığı’nın çare bulması gerekiyor. Dolayısıyla mutlaka sanayiciye, üreticiye destek olması gerekiyor.” Demircili Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Yönetim Kurulu Neptün Soyer DEVLET DEVREYE GİRMELİ İzmir KöyKoop Birliği Müdürü Yasemin Güngör de süt alımı olmamasının büyük kriz yaratacağını belirterek yem fiyatlarına pandemi döneminde 8 defa zam yapıldığını belirtti ve şunları söyledi. “Süt alımı olmazsa üretici batar. Devletin devreye girmesini ve elde kalacak olan sütleri alarak süttozu olarak değerlendirmesini istiyoruz. Eğer alım olmazsa, toplanan sütleri Küçük Menderes’e tanklarla dökeceğiz. Süt üretiminde bir tabir vardır, “cenaze bekler süt beklemez.” Acilen destek şart.” Başkanı Hüseyin Coşkun ise Memleketin her zaman günah keçisi çiftçi oldu. Bizim sahibimiz yok. Memleketin günahını da sevabını da bize taşıtıyorlar” diyerek mağdur olduklarını anlattı. Fırsatçılar devrede Çömlekçi Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkanı Soner Kılıçarslan da sanayicinin pandemiyi gerekçe göstererek üç gün süt alamayacağını açıkladığını belirterek “Bize ‘hayvana yem vermeyin, sütü depolayın’ diyorlar. Yemi keserseniz bir daha verim alamazsınız. Devlet sanayicinin kulağını çekmeli. Üretici yasak olmasına rağmen damızlık hayvanları kesiyor. Yaşadığımız sorun yetmiyor gibi, bir de üç günlük süt alım olmaması fırsatçıların işine yaradı. 2.8 lira olan sütü 1.8 liraya almak için teklif ediyorlar. Bakanlık çözüm bulmalı” dedi. Bakan Elvan ‘güven boşluğu’nu dolduramadı Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan’ın, kendisinden beklenen “ekonomideki güven boşluğunu doldurma” fonksiyonunu yerine getiremediği görülüyor. Elvan’ın son konuşmalarında teknik olmaktan uzaklaşıp iyice siyasi polemiğe kaydığı gözlenirken, son olarak “enflasyon ölçümü yapan bağımsız kuruluşlara suç duyurusu” açıklaması, güven kaybında önemli rol oynadı. Geçen kasımda Berat Albayrak’ın görevden alınması üzerine göreve gelen Elvan’ın, Merkez Bankası Başkanlığı’na getirilen Naci Ağbal ile birlikte rasyonel ekonomi politikalarına dönüş açıklamaları, ekonomi çevrelerinin umutlanmasına yol açmıştı. Geçen sürede para politikasına verilen ağırlık nedeniyle Naci Ağbal güven açısından öne çıkarken, Ağbal’ın ayrılmasından sonra Bakan Elvan’ın bu boşluğu doldurması bekleniyordu. Ağbal’dan sonra bir süre sessiz kalan Elvan’ın 128 milyar dolarlık rezervin eritilmesine ilişkin savunmaya geçmesine rağmen “Merkez Bankası rakamları açıklamalı” demesi, ekonomi çevrelerinde “hâlâ güven duyabiliriz” yorumuna neden olmuştu. Ancak son dönemde Bakan Elvan’ın daha sıklaşan demeçlerinde döviz rezervinin eritilmesi kampanyası için sadece muhalefeti suçlayıp, piyasayı tatmin edici açıklamalar yerine siyasi polemiğe ağırlık vermesi, güven kaybında önemli rol oynadı. Bir başka deyişle “Bakan Elvan’ın Ağbal’ın ayrılmasından sonra güven konusunda daha fazla sorumluluk alıp yerine getirmesi” bekleniyordu, bu olmadı. Peki, Bakan Elvan’ın ekonomiye bakışı bilinirken, neden kendisinden beklenen biçimde davranamıyor? Bunun en büyük nedeninin Cumhurbaşkanı’nın tavrı olduğu kesin. Ağbal’ın görevden alınması bile tek başına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kasım ayında belirttiği politika değişimini sağlamaya aslında niyeti olmadığını gösterdi. Bununla birlikte eski bakan Berat Albayrak’ın kendisi bizzat görev almasa bile kabineye ve özellikle ekonomi bürokrasisine ağırlığını koyduğu görülüyor. Bu arada 128 milyar dolarlık rezervin eritilmesi konusunda AKP’nin zorlandığı ve panik havasını dağıtmak için Bakan Elvan’ın yeterince partiyi savunmadığı havasının oluşturulması da belli ki bakanı hataya zorluyor. Bakan Elvan’ın birlikte çalışmak istediği ekibi kurmak arzusunda olduğu ama buna izin verilmediğini biliyoruz. Bir bürokratın dediği gibi “Bakan sadece özel kalem müdürünü değiştirdi, bir danışman alabildi, istemesine rağmen hiçbir değişiklik yapamadı”. Yani yardımcıları dahil, üst düzey bürokratları bile atama inisiyatifi kendisine tanınmış değil. Talihsiz TÜİK açıklaması Bakan Elvan’ın geçen hafta CNN Türk’te yaptığı konuşmalar, zaten ikircikli kalan ekonomi aktörlerinin, “Doğan güven boşluğunu Bakanın doldurması umudu bitti” yorumlarına yol açtı. Bu yorumun en önemli nedenlerinden biri de bakanın talihsiz TÜİK açıklaması oldu. Elindeki notlardan TÜİK’in “Neden yüksek enflasyon açıklaması yapan bağımsız gruba güvenilmeyeceği” konusunda hazırladığı notları okuyarak bu gruba suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı. Bununla birlikte muhalefetin, hatta uluslararası ajansların bu grubun rakamlarını kullandığını hatırlatarak “Halkımız bu grubun rakamlarına güvenmesin, bunlar TÜİK’i itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar” dedi. Dün TÜİK resmi bir açıklama yaparak “Suç duyurusunun içeriği; ilgili grubun bültenleriyle birlikte gerekli açıklayıcı bilgileri yayımlamamalarıyla sınırlıdır, yayımlanan çalışmanın sonuçları ile ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca ilgili çalışmayı engellemeye veya durdurmaya yönelik değildir” dedi. Yaptıkları suç duyurusunun araştırma sonuçlarıyla ilgisi olmadığı belirtilen açıklamada, bazı yasa maddeleri sıralanarak kendilerinin resmi rakamlar olmasa bile yetkileri bulunduğu iddia edilip “Suç duyurusunun içeriği; ilgili grubun bültenleriyle birlikte gerekli açıklayıcı bilgileri yayımlamamalarıyla sınırlıdır” vurgusu yapıldı. TÜİK’in bu gruptan, açıklayıcı bilgileri açıklamasını istemesi gerekirken, yetkisi olsa bile doğrudan suç duyurusunda bulunması başlı başına “ekonomide polisiye tedbirler” algısı yaratan bir hareket. TÜİK yönetimi, bakanı eksik bilgilendirmemeli, dün açıkladığı suç duyurusunun içeriğini o zaman bakana detaylı biçimde aktarmalıydı. Ayrıca TÜİK yönetimi, eğer bir önceki yönetimin kurmaya çalıştığı “yetkin uzmanların oluşturduğu bağımsız danışma kurulları”nı devam ettirmiş olsaydı, tüm bunlar yaşanmazdı. Bu kuruldaki hocalar ve uzmanlar, kurullarda yapılacak tartışmaları özgür biçimde kamuoyuna aktarırlar, bu tür polisiye tedbirlere gerek duyulmadan, varsa bu problemler çözülürdü. Bakan Elvan’ın da TÜİK yönetimi kendisini yanlış bilgilendirmiş olsa bile bu tür bir iletişim hatasına imza atmaması gerekirdi. “İsimlerinin başında prof. titrleri olsa bile..” türü aşağılama izlenimi veren sözleri, bu grubun niyetinin kötü olduğu imaları, Bakan Elvan’a yakışmadı. Kendisinden beklenen danışma kurullarının iptal edilmesini önlemek, piyasa dostu tavır alıp gerekli tartışma ortamını yaratmak iken, sekter tavır koyarak güven kaybında önemli rol oynadı. Uzun sayılabilecek meslek yaşamımda, TÜİK’in kurumsal itibarına özen göstermiş, “herkesin tüketim kalıbına göre özel enflasyonu vardır” yaklaşımıyla farklı veriler açıklanmasını doğal bulan bir gazeteciyim. Tabii ki diğer kurumlarda olduğu gibi TÜİK’in de bağımsız olmasını savundum, uzun süren vekâletlere, sık sık başkan değiştirilmesine karşı çıktım. Suç duyurusu yapılması ve bunun açıklanma biçimi, bence doğrudan TÜİK’in kurumsal kimliğine zarar veren önemli bir yönetim hatasıdır. Özetle Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan, istediği çalışmaları yapamıyordu, gelen baskılar nedeniyle, artık yanlış olduğunu bildiği geçmiş hataları bile savunmak zorunda bırakılıyor. İçine düşürüldüğü durum, hem Bakan’a hem de ekonomiye büyük zarar verecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle