Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 8 NİSAN 2021 PERŞEMBE HABER/YORUM Ben en çok müze gezmeyi, tereyağlı Bursa İskender kebabı yemeyi ve heyecanlı bir maç izlemeyi severim. Peki, AKP ve iktidar en çok neyi sever? Bütün gücü ellerinde bulundurmalarına rağmen ağır bir mağduriyet edebiyatına girişmeyi ve bunun karşılığınAKP ve sonsuz da kimleri suçlayarak bunun acısını çıkaracaklarının dökümünü yapmayı, tehdit etmeyi sever. mağduriyet senfonisi! AKP, cumartesi gecesi kendisine altın tepside sunulan bu mağduriyet fırsatının üstüne atmaca gibi atladı. Adeta bir “muhtıra” gibi di yok! Bu yüzden “Emekli amiraller, tadeğerlendirilen bildirinin ardından haberler limatı ne yazık ki kendi başkomutanlapatlatıldı, telefonlar açıldı, Cumhuriyet baş rı Kılıçdaroğlu’ndan alıyorlar” diyerek savcıları devreye girdi ve ülkenin yüz akı CHP liderini hedef gösterdi. amirallerimizden bu girişimi organize ettiği Pazar günü, amirallerin bildirisi nedeniysöylenen 14 isim ya gözaltına alındı ya da le ortalığın karıştığını televizyondan izleifade vermeye çağrıldı. Duyan zannedebi yen halk, oldukça ufak bir şekilde ve hızlirdi ki yeni bir 15 Temmuz yaşanıyordu! la ekrandan kaydırılarak verilen metni doğAmiraller üzerinden hedef ana muhalefet! ru düzgün okuyamadı. Anlaşılan birileri iktidarı fena kızdıran bir şeyler söylemişti, ama ne söylemişlerdi? Halbuki “amirallere Erdoğan, dünkü AKP grup toplantıbüyük tepki” diye sırayla herkes ekranlarsında, fırsat bu fırsat diyerek “dış bağlan da turnikeye alınmıştı. Hiçbir kanal, bildiri tıları araştırın” ve “bedeli neyse ödeyeimzalayan amiralleri ekrana çıkarıp “Sacekler” şeklinde tehditlerle amiraller üze yın Gürdeniz, Sayın Paşam, Sayın Errinden CHP’ye saldırmaya devam etti. türk, ne demek istediniz, hassasiyetiniz “Türkiye’nin dizlerinin üstüne çökmüş bir neydi? ‘Bu bir muhtıra’ diyenler var, buülke haline gelmesini sabırsızlıkla bekleyen na yanıtınız ne” diye sorma gereği duyler olduğunu zaten görüyoruz. Bunlar Türki madı! Bu, tam anlamıyla yeni Türkiye’nin ye işgal edilse, keyifle kadeh kaldıracak ka demokrasi görünümlü tek ses medyasıdar ülkelerinden nefret eder hale gelmiştir.” nın kaçınılmaz tavrıydı! Anlaşılan ortada şu tehlike var: Erdoğan, Yandaşlar, bu fırsatı medyada en güzel “Bu 104 kişinin içinde bizzat CHP üyeşekilde gole çevirmek için tepe tepe kulsi olan kendisi, karısı, yeğeni, oğlu olanlandılar! “Muhalefetin erken seçim çağrısınlar var. (...) Çok açık net söylüyorum, şu dan bağımsız değil”, “demokrasiyi ortadan anda bu emekli generallerin merkezinde kaldırmak için bir araya geldiler”, “darbeCHP’nin kendisi vardır. Bu 104’ün içerisin ye zemin hazırladılar, iktidara parmak sallade şu anda CHP üyesi olanlar vardır. İndılar”, “anayasayı ortadan kaldırmak istiyorcelemeler devam ediyor, kim bilir daha ne lar” diye ortalığı ateşe vermeye devam etkadar çıkacak” diyerek amiraller bildirisini tiler. Her noktada suç aramaya başladılar, CHP’ye bağlamaya çalışıyor. Çünkü her içeride ve dışarıda... Hedef, FETÖ dönemi halde artık seçimlerden pek bir ümimetotlarını devreye sokup cadı avına geçerek, heyecanlı ve derin hikâyelerle yüklü iddianame taslaklarını alevlendirmekti. Hangi Türkiye’de? Bahçeli’nin her beğenmediği karardan sonra, “Anayasa Mahkemesi’nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır” demekten çekinmeyerek en büyük suçu işlemekten korkmadığı, “Ayasofya imamı”nın her gün İstanbul Sözleşmesi, faiz veya laiklik hakkında ulema üslubuyla atıp tuttuğu AKP Türkiyesi’nin çarpık sözde demokrasi ortamında! Demokrasi, artık Türkiye’de kendine has, özel tanımlamalarla mevcut. Yasalar, Erdoğan ve iktidar yandaşıysanız başka, muhalifseniz başka uygulanır. Kürsü suçları, sosyal medya suçları, köşe yazısı ve manşet suçları, her iki kesim için gece ve gündüz gibi farklıdır. Atatürkçülere yönelik hakaret ve provokasyonlarda, adalet sistemimizde geniş bir demokratik hoşgörü egemendir. Karşıt benzer durumlarda ise konu adalete intikal edemeden bazen kolluk kuvvetleri şüphelinin kapısına dayanabilir! Alaturka demokrasimiz Amirallerin “düşünceyi ifade etme ve eleştirme hak ve özgürlükleri”, anlaşılan iktidar için eski bir Türkiye sendromudur! Onların gözünde bu komutanlar, hiçbir zaman sivil sayılmayacaklardır. Söyleyebilecekleri her cümle, sanki silahlar ve askerler hâlâ onların emri altındaymış gibi kabul edilerek dinleniyor. Emekli büyükelçiler ve amirallerden sonra eski parlamenterler de benzer bir bildiri yayımladılar. Ama iktidarı ilgilendiren tek şey, bunlardan birini darbe çağrısına benzetmek. Bu da ancak amiraller sayesinde ulaşılan bir oportünizm kapısı... Aslında amirallerin bildirilerini servis etmeyi seçtikleri saat, içerik olarak onlarla aynı şeyi söyleyen ben dahil, herkesi şaşırttı. Avukatlarından duyduğuma göre bu bir bilinçli ve ortak bir karar filan değildi, işin akışının gelip dayandığı bir gecikme sonucu akşamüstü saati kaçırılıp son an ekleme ve çıkarmalarıyla 22.42’de yayımlanmış bir bildiriydi. Aslında ertesi sabah 11.00’i beklemeleri ve “Yüce Türk milletine” hitabını kullanmamaları daha mantıklı olabilirdi, ama sonuçta o gece yayımlamaya karar vermişler. Bu da, iktidarın da bu fırsatı değerlendirip durumu darbeye benzetmek için 22.42’yi gece yarısı olarak nitelemesine zemin hazırlamış oldu. Yaratılan ortamda ağa ilk takılıp bedel ödeyen kişi Meral Akşener... Amiraller bildirisini “zevzeklik” olarak nitelerken Akşener, o anda kendi bindiği dalı kestiğini anlayamadı. Fark ettiğinde ise iş işten geçmişti. Türkiye gibi bir ülkede siyaset yapmanın ne kadar zor olduğunu ve insanların çeyrek asır akıttıkları teri bir kelimede riske sokabildiklerini tekrar gördük. Sayın Akşener’in danışmanlarının hızla gelişen ortamlarda refleks gösteremediklerini de anlamış olduk. İçişleri Bakanı Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı resmi Twitter hesaplarından aynı açıklamayı yayımlayarak normalde hiç yapmayacakları şekilde topa girdiler ve amirallere “edepsizlik” gibi ağır sözlerle yüklendiler. Sonuçta işin gelip dayandığı nokta şu: Ülkesi için ömür boyu canını vermeye hazır olan yurtsever amirallerimiz, şu anda bambaşka suçlamalarla karşı karşıyalar. Halbuki, gerek FETÖ konusunda gösterdikleri direnç, gerek “Mavi Vatan” tanımlamasını devletin yaşamına geçirmiş olmaları, gerek Atatürkçü, Cumhuriyetçi çizgileriyle ömürleri boyunca ordumuza hizmet etmiş olmaları, onların bence tartışılmaz esas kimlikleri. Paşalarımızın, FETÖ kumpasıyla haksız şekilde Silivri zindanlarında yıpratılmasının 7 yıl ardından bu sefer yine başka bir hedef tahtasına oturtulmaları, kolay hazmedilir bir durum değil. Adaletin bir an önce bağımsız bir şekilde tecelli etmesi ve iddiaların gerçekdışılığının kanıtlanması en büyük dileğimizdir. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 23 4 5 678 9 1/ Cezaları ve cezaların uygulama biçim1 2 lerini inceleyen bilim 3 dalı. 2/ Bir spor takımı 4 AYN I SEFA R E İ S REM İ ANT BEDUH P E F EMERA nın gözde oyuncusu... 5 S A L A Ç O R N Dört tekerlekli ve üstü 6 A B İ S F E K E kapalı bir at arabası. 7 Ç A K D O A T 3/ Eski Yunan mimar 8 I R S A B U K F lığında, üzeri kapalı 9 sütun dizisi... Belirteç APER İ T İ F olarak kullanılan eylem soylu sözcük. 4/ İnce softan yapılan, hafif ve dar bir üstlük. 5/ Satrançta bir taş... İlkel benlik... Toryum elementinin simgesi. 6/ Doku teli... Şöhret... Bir gıda maddesi. 7/ Diyarbakır ilinde bir baraj. 8/ Verme, ödeme... Batı Avrupa’da bir ırmak. 9/ Rize ilindeki aynı adlı yaylada elde edilen çok değerli bir bal. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İnsanı güldürüp eğlendiren kimse... Tantal elementinin simgesi. 2/ Güzelin ve güzel sanatların doğasını inceleyen felsefe dalı. 3/ Önü hendekli siper... Bir duvarın üst bölümünde yapılan süsleme kuşağı. 4/ “Denizayısı” da denen fok cinsi... Tanrıtanımaz. 5/ Bir nota... İstanbul’un bir ilçesi. 6/ Üst yanı açık boru... Danimarka’nın plaka kodu. 7/ Tıraş bıçağı... Karakter. 8/ Yapma, etme... Divan edebiyatında, bir şairi yermek amacıyla yazılan şiir türü. 9/ Zaviye... Türlü müzik araçlarının verdiği sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan ses özellikleri. 8 NİSAN 2021 SAYI: 34879 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 1199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:00 06:29 13:11 16:49 19:43 21:06 Ankara 04:47 06:15 12:56 16:33 19:26 20:48 İzmir 05:14 06:39 13:18 16:56 19:48 21:07 Sedat Peker’in Makedonya’da sahte evrakla ikamet ettiği ortaya çıktı 10 polis tutuklandı Makedonya’da ikamet etmeye başladıktan sonra sınır dışı edilen organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in, Makedonya’da sahte evrak ikamet ettiği ortaya çıktı. Balkan Insight’in haberine göre, Kuzey Makedonya’da Peker’e sahte belge düzenlemekle suçlanan polislere operasyon düzenlendi. Operasyonda 10 polis memuru tutuklandı. Tutuklanan polislerin, Peker’e ve daha birçok kişiye sahte kimlik belgesi düzenlediği belirlendi. Basına yansıyan belgede, Peker adına düzenlenen sahte kimlikte “Djadin Ademovski” isminin yer aldığı görüldü. Peker’in, Makedonya’da Djadin Ademovski ismini kullandığı öne sürüldü. Peker’e yakın isim Emre Olur, belgenin FETÖ’cüler tarafından hazırlandığını öne sürerek Twitter hesabından “Amatörce hazırlanan sahte pasaport ve yalan haberlere itibar etmeyiniz” açıklamasını yaptı. Makedonya İçişleri Bakanlığı, yabancı yurttaşlara sahte pasaport ve kimlik belgeleri veren polislerin tutuklandığını doğruladı. Bakanlık, “ikametgâhını kötüye kullandığı” gerekçesiyle geçen ocak ayında Peker’i Makedonya’dan sınır dışı etme kararı almıştı. l Haber Merkezi İstanbul Valiliği duyurdu İkinci el eşya alım ve satımına düzenleme İstanbul Valiliği, hırsızlık suçuna konu eşyanın ikinci el piyasasında satışının önlenmesi amacıyla hurda ve ikinci el malzeme alım satımlarında “belge” zorunluluğu getirdi. Yapılan duyuruda, “Hurda satan/alan kişilerin kimlik ve adres bilgilerini, eşya miktar ve özelliklerini belirtir İkinci El Malzeme Alım Satım Belgesi’nin tanzim edilmesi, hurda ve ikinci el eşya alım satımlarının kayıt altına alınması, işletmeler tarafından envanter listesinin tutulması” gerektiği bildirildi. l AA IŞİD ve HTŞ operasyonları 35 GÖZALTI İstanbul’da IŞİD ve HTŞ terör örgütlerine yönelik eşzamanlı operasyon düzenlendi. 4’ü Türk, 1 Suriye, 1 Özbekistan, 1 Kırgızistan, 1 Irak vatandaşı olmak üzere toplamda 8 şüpheli gözaltına alındı. Jandarma Komutanlığı’nın ülke genelinde yapılabilecek sansasyonel eylemlerin önlenmesine yönelik çalışmasında, terör örgütü IŞİD’e yönelik Osmaniye merkezli 11 ilde eşzamanlı operasyon düzenlendi. Örgütün sözde yöneticileri olduğu belirlenen Suriye uyruklu 27 şüpheli gözaltına alındı. l DHA İndirim uygulanmadı Cinsel saldırı suçuna 16 yıl 9 ay hapis Antalya’da, 30 Eylül 2019’da, iş çıkışı taksi durağına bırakması için müşterisinin aracına binen Çiğdem Yaylak’ı, araçtan inmesine izin vermeyerek döven ve cinsel saldırıda bulunan Murat Kaya’nın karar duruşması dün 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, Kaya’yı ‘cinsel saldırı’ suçundan 12 yıl, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 4 yıl 6 ay ve ‘hakaret’ suçundan da 3 ay hapis ile cezalandırdı. Diğer sanık G.K. ise tüm suçlamalardan beraat etti. l DHA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com 10 maddede Amiraller Bildirisi 1) Bildiride “darbecilik” ve dolayısıyla suç var mı? Yok. Olmadığı için de bildiriyi hedef alan iktidar, darbe “iması” ve darbe “çağrışımı” diyor. Ancak hukukta “teşebbüs” suçu var, “ima” ya da “çağrışım” diye bir suç yok! 2) Bildiri Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklamasındaki gibi “düşmanları sevindirdi” mi? Ya da çeşitli kesimlerin iddia ettiği gibi ABD ve Yunanistan seviniyor mu? ABD ve Yunanistan, amiraller bildiri yazdığı için değil, gözaltına alındıkları için sevinçliler. Dolayısıyla ABD ve Yunanistan’ı sevindirenler amiraller değil, iktidardır! 3) Nereden çıktı Montrö? İddia edildiği gibi ortada Montrö diye bir sorun yokken amiraller suni gündem mi oluşturuyor? Hayır, tersine; 19 Aralık 2019’dan itibaren “Montrö’de bize tanınan bir hak yok” diyerek konuyu tartışmaya açan bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır! Erdoğan, daha yeni, 5 Nisan 2021 akşamı Amiraller Bildirisi’ne yanıt verirken “Daha iyisi için imkân bulana kadar Montrö’ye bağlılığımızı sürdürüyoruz” demiştir. Bu sözler sözleşmeden rahatsız olan taraflara “daha iyisi” diyerek “yeni masa kurma” teklifi sunma fırsatı doğurur... Erdoğan’ın Kanal’dan savaş gemisi geçirme hedefi 4) Kanal İstanbul ile Montrö arasında hiçbir ilişki yok mu? Kanal İstanbul Montrö’yü riske atmıyor mu? Kanal İstanbul, Montrö’yü büyük riske sokuyor. Bizzat Erdoğan, 5 Ocak 2020’de “Savaş gemileri gerekirse Kanal İstanbul’dan geçer” diyerek Montrö’nün zeminini torpilliyor! Yine Erdoğan 5 Nisan 2021’de amirallere yanıt verirken “Şu anda İstanbul Boğazı’nda egemen miyiz? Maalesef. Kanal İstanbul Boğaz’daki egemenlik haklarımızı güçlendirecektir” diyerek kanalla Montrö arasında bağ olduğunu ortaya koymuştur. 5) Erdoğan’ın iddiasının tersine, Kanal İstanbul, Boğaz’daki egemenlik haklarımızı güçlendirmeyecek, Montrö’yü tartışmaya açarak egemenliğimizi de tartışmaya açmış olacak. Zira şu şartlarda Montrö’den “daha iyisi” yok! Çünkü Montrö feshedilirse, taraflar 1982 tarihli Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni zemin alarak uzlaşma aramak durumunda kalacaktır ve o sözleşmeden hareketle kazanacağımız haklar, Montrö’nün gerisindedir. Montrö’den ABD rahatsız 6) Montrö’den kim rahatsız? Montrö’den en çok rahatsız olan ABD’dir. Çünkü ABD, Montrö kısıtlamaları nedeniyle Karadeniz’e “sınırsızca” girememektedir. Örneğin ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, 4 Mart 2006’da “Montrö Antlaşması oldukça açık. Ve biz Karadeniz’in uluslararası sularda bulunmasından kaynaklanan haklarımızdan yararlanmak istiyoruz. Yani gerektiğinde gemilerimiz buraya girebilir” demişti! 7) ABD, bu amaçla Ankara’ya çeşitli öneriler getirdi. İmzacı amirallerden Atilla Kıyat açıklamıştı. Dönemin ABD Büyükelçisi James Jeffrey, Türk ordusuna Montrö’yü delmeyi önermişti. Teklife itiraz eden amiraller, FETÖ’nün ErgenekonBalyoz kumpaslarına uğramıştı! ABD’nin Ankara Büyükelçiliği daha geçen yıl Karadeniz’deki bir tatbikatla ilgili mesajında “Karadeniz’in dünyanın tüm milletlerine açık ve serbest olması umuduyla” diyerek Montrö rahatsızlığını ortaya koymuştu. 8) Ruslar nasıl bakıyor peki? Haliyle Rusya, ABD’nin Karadeniz’e girmek istemesinden oldukça rahatsız. Örneğin Rusya Deniz Kuvvetleri Komutanı Vladimir Visotskiy, Türkiye ile Karadeniz’de çıkarlarının örtüştüğünü, Karadeniz’in sorunlarının sadece Karadeniz ülkeleri tarafından çözülmesi gerektiğini, bunun zemininin de Montrö Sözleşmesi olduğunu, Moskova ve Ankara arasında bu konuda “kesin mutabakat” olduğunu belirtmişti. Yine o dönemde Orgeneral İlker Başbuğ, “Karadeniz, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere ait bir konudur” demişti. KaradenizMontrö’ye ‘darbecilik’ örtüsü 9) Darbecilik tartışması, bildirideki Montrö ve Karadeniz uyarılarının örtüsüdür. 126 emekli diplomat yaklaşık bir yıl önce, bir tehlikeyi görerek o uyarıyı yapmıştı. O tehlike, şimdi Ukrayna merkezli olarak Karadeniz’deki yeni cepheleşme nedeniyle artan bir tehdide dönüşmüştür. İşte emekli büyükelçilerden sonra emekli amirallerin de dört ay sonra aynı uyarıyı yapması bu nedenledir. Darbecilik tartışmasıyla Türkiye’nin önündeki bu çok önemli tehlikenin üstü örtülmektedir. 10) Devletin Anadolu Ajansı, tam da bu süreçte, 5 Nisan 2021’de, güya iktidarın pek hazzetmediği ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Jamess Jeffrey ile bir söyleşi yaptı. Jeffrey özetle “TürkAmerikan ilişkilerinin sakinleşme döneminde olduğunu, 6 ay sonra çok daha iyi olacağını” söyledi. Jeffrey neye dayanarak bunu iddia ediyor peki? Biz söyleyelim: ABD, Türkiye’yi NATO üzerinden, Karadeniz’de ve Ukrayna cephesinde Rusya’yla karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Bu konudaki gelişmeleri bu köşede sık sık yazıyorum. Risk büyük. Türkiye kamuoyu, emekli büyükelçilerin ve amirallerin bu uyarısını o nedenle önemle dikkate almalı ve tartışmalıdır. Konuyu “darbecilikle” boğmak, üzerini örtmek, Türkiye’ye kötülüktür!