25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 8 NİSAN 2021 PERŞEMBE ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMI Yüzlerce emekçinin canını, binlercesinin işini kaybettiği pandemide zenginler, sadece zenginleşti Zengine salgın yok! 4 Salgınla geride kalan bir yılda ülkedeki iş insanlarının kişisel servetleri 15 milyar dolar arttı. 20 dolar milyarderinin servetine yaklaşık 127 milyar lira eklendi. Yoksulluğun, hastalığın, gurbetin hep ama hep emekçiye düştüğünü biliyorduk, biliyorduk ama şu istatistikler çıkıp da gözümüze gözümüze sokulurcasına yayımlanınca insan en arabeskinden “Bu ne yaman çelişki anne” demekten kendisini alamıyor gerçekten... Forbes her yıl yaptığı araştırmayı bu yıl da yaparak dünyanın en zenginlerini açıkladı. DİSKAR da bu dolar milyarderleri içinde yer alan Türklerin kişisel servetlerinin ne kadar arttığını bu verilerden yararlanarak hesapladı. İşte buna göre Forbes listesine giren 26 Türk dolar milyarderinin serveti son bir yılda 38.3 milyar dolardan 53.2 milyar dolara yükseldi. Yani Covid19 döneminde Türk dolar milyarderlerinin serveti yüzde 39 arttı. Listede 1 milyar dolar ve daha fazla kişisel serveti olanlar yer alıyor. Forbes’un 2021 dolar milyarderleri listesinde 2 bin 755 kişi yer alıyor. Forbes dolar milyarderler listesine 2021’de 493 yeni kişi katıldı. Buna göre Covid19 döneminde milyarderlerin sayısı ve serveti dünya genelinde arttı. Dünyanın en zenginlerinin serveti bir yılda 5.1 trilyon dolar artarak 8 trilyon dolardan 13.1 trilyon dolara yükseldi. Böylece dünya dolar milyarderleri servetleri Covid19 döneminde dolar bazında yüzde 64 artmış oldu. Geleceksiz kaldılar Dünyanın dolar milyarderleri listesine 2021’de Türkiye’den 26 kişi girdi. Bu 26 Türk dolar milyarderinin servetindeki artış ortalama döviz kurları ile yaklaşık 127 milyar TL oldu. Yukarıdakiler cephesinde bunlar yaşanırken aşağıda neler oldu. Ülkede düzgün koşullar yaratılmadığı için aralarında tıp profesörleri de dahil yüzlerce sağlık emekçisi yaşamını yitirdi. Öğretmenler, kamu ve perakende çalışanları dışında yüzlerce emekçi yaşamını, işten çıkarma yasağına karşın binlerece emekçi işini kaybetti. Hem de Kod 29 denen bir garabetle... Kıdem tazminatını alamadan, işsizlik ödeneğinden yararlanamadan, siciline işlenerek geleceğine ipotek konularak... İşte bu koşullarda Yine DİSKAR’ın bir süre önce yaptığı, pandemide hangi ülkenin, yurttaşına ne kadar ve hangi kalemlerde destek sağladığına ilişkin çalışmasına göre, Türkiye, Covıd19 ile mücadeleye dünyada en az nakit desteği ayıran ülkelerden biri oldu. Türkiye, Covid19 ile mücadeleye milli gelirinin sadece yüzde 1.1’i düzeyinde nakit destek ayırdı. Ocak 2021 itibarıyla doğrudan gelir artırmaya dönük nakdi mali destekler küresel olarak toplam 7.9 trilyon ABD Doları ve gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 7.4’ü olarak hesaplandı. Zengin ülkeler vatandaşlarına gayri safi yurt içi hasılalarının yüzde 12.7’si düzeyinde nakit harcama ve gelir desteğinde bulunurken, orta gelirli ülkelerde bu oran yüzde 3.6, yoksul ülkelerde yüzde 1.6 oldu. Türkiye ise bu tabloda en altta yer aldı, ülkede, ayrılan pay yüzde 1.1’de kaldı. 4 Yine bu bir yılda, salgından olumsuz etkilenen emekçi sadece ölmeyecek kadar bir destekten yararlandı. Nakit desteği alan hanelerle toplam 15 milyon kişiye 42 milyar lira yardım yapıldı. Emekçiler, “Biz Çiftay işçileri olarak karar aldık, yüzde 99’luk bir oyçokluğu ile kararımızı aldık” dediler. VERILEN SÖZLER TUTULMADI, EMEKÇILER IŞ BIRAKTI ‘Kendilerine başka köle bulsunlar’ Yüzlerce maden işçisi, haklarını istedi Kayseri’nin Develi ilçesindeki madende taşeron firma ile verilen sözlerin tutulmaması gerekçesiyle anlaşamayan işçiler, iş bırakma eyleminde üçüncü güne girdi. Türk Madenİş Sendikası üyelerine verdiği sendikal örgütlenme sözünü yerine getirmemesi yaklaşık 1000 işçinin iş bırakma kararı almasına neden olmuştu. Sendikanın sözünü tutmaması ile tekrarlanan eylemin 3. gününde kameralar karşısına geçen işçi temsilcilerinden Durmuş Ali Yeşiltepe, “Kendilerinin bütçelerinin olmadığını ve işçilerin gerçekten hak ettiği hakları veremeyeceklerini söylediler. Madem öyle kendilerine bu hakları kabul edecek köle gibi çalışacak işçiler bulsunlar” ifadelerini kullandı. Yeşiltepe, “3 Şubat tarihinde bir anlaşama ile masada ayrıldık, o anlaşmadan talep ettiğimiz hakların büyük bir kısmını almıştık ama en önemlisi kalmıştı oda sendikal örgütlenmeydi. Bize bunun sözünü Çiftay Genel Müdürü bizzat verdi, daha sonra konferans salonunda bekleyen yaklaşık 250 arkadaşımıza bu durum aktarıldı. İlerleyen süreçte biz sendikal örgütlenme faaliyetlerine başladık, üye sayımızı tamamladık, toplu iş sözleşmesi için gereken ‘Çiftay bünyesinde çalışan maden işçilerinin sayısının yüzde 40’ının tamamlanması gerekiyordu’ biz bunu yüzde 50 olarak aştık” dedi. IŞ CINAYETLERI Uçurumdan yuvarlandı l BURSA’DA manyezit madeninde operatör olarak çalışan Halil Bakar adlı 65 yaşındaki işçi, kullandığı iş makinesinin devrilmesi sonucu hayatını kaybetti. l ZONGULDAK’TA ruhsatsız maden ocağında meydana gelen göçükte hayatını kaybeden maden işçisi toprağa verildi. Cenaze törenine, Zıvalı’nın yakınlarının yanı sıra Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil, sendika yöneticileri, madenciler ve vatandaşlar katıldı. l DENİZLİ’NİN Honaz ilçesi Kocabaş Mahallesi’ndeki bir moloz döküm alanında iş cinayeti meydana geldi. Davut Erdem yönetimindeki hafriyat yüklü kamyon, geri manevra yaptığı sırada İşçi Hüsam Bacaksız’a çaptı. Kamyonun altında kalan Bacaksız, yaşamını yitirdi. T.C. RİZE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2021/63 64 65 66 67 Esas Davacı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından mahkememizde açılan Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil davasında verilen ara kararı gereğince; Mahkememize açılan işbu dava ile aşağıdaki isimleri yazılı malikler adına kayıtlı bulunan taşınmazların davacı idare lehine kamulaştırılmasına karar verildiği, 4650 Sayılı Yasa ile değişik 8. maddesine göre oluşturulan kıymet takdir komisyonu tarafından taşınmazların tahmini bedellerinin tespit edilmiş olduğu, aynı madde uyarınca davalılar ile hiçbir şekilde taşınmazların idare adına devri konusunda anlaşmaya varılamadığından bahisle kamulaştırmayı yapan idarece 2942 sayılı yasanın 10. maddesi gereğince taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile tesciline dair mahkememizde dava açılmıştır. 1İşbu ilanın gazetede yayınlandığı tarihten itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltme davası açılabileceği, 2Açılacak davalarda husumetin davacı idareye yöneltileceği, 3Kamulaştırma kanunun 14. maddesinde ön görülen süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, 4Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına Rize Vakıflar Bankası Şubesine yatırılacağı,5Mahkememizce karar gereğince Mahkememize yapılacak itirazların ve sunulacak belge ve bilgilerin duruşma tarihi esas alınarak mahkememize sunulması, 2942 Sayılı Yasanın 4650 S.Y. ile değişik 10. Maddesi 4. fıkrası gereğince ilan olunur.05/04/2021 ESAS NO Duruşma Tarihi TAŞ. YERİ TAŞIN. NO KAMULAŞTIRILACAK ALAN TAŞINMAZ MALİKİ 2021/63Esas 05/05/2021 günü Rize ili Merkez ilçesi 694 ada 21 parsel 3652,00 m² (tamamı) Müzeyyen Ayaz ve ark. saat 09:45 Yağlıtaş Mahallesi 2021/64 Esas 13/07/2021 günü Rize ili Merkez ilçesi 694 ada 5 parsel 1284,00 m² Vasfiye Uzun ve ark. saat 09:30 Yağlıtaş Mahallesi 694 ada 9 parsel 1000,00 m² 2021/65 Esas 05/05/2021 günü Rize ili Merkez ilçesi 692 ada 1 parsel 4693,00 m² Hamide Çepni ve ard. saat 09:50 Yağlıtaş Mahallesi 2021/66 Esas 05/05/2021 günü Rize ili Merkez ilçesi 702 ada 28 parsel 3080,00 m² Mehmet Altaş ve ark. saat 09:55 Yağlıtaş Mahallesi 2021/67 Esas 05/05/2021 günü Rize ili Merkez ilçesi 700 ada 3 parsel 1706,00 m² Rukiye Birinci ve ark. Yağlıtaş Mahallesi Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1351207) T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NDAN HAL MÜDÜRLÜĞÜ TEBLİĞ İLANI BELEDİYE ENCÜMEN KARAR LİSTESİ Tutanak Türü Adı / Ünvanı T.C/ Vergi No Tutanak Tarihi Cilt No Sıra No Ceza Tutarı Karar Tarihi Karar No MERNİS ADRESİ Karşıyaka Mah. 1257 1 Rüsum Ceza SELAMİ GÜLCÜ 24478212932 2/3/2021 407 010153 405.00 24.02.2021 592590 Sok. No:38 Korkuteli/ ANTALYA Uzunoluk İstiklal Cad. 2 Rüsum Ceza Erkan KURTOĞLU 23203255114 2/9/2021 407 010162 825.00 3.03.2021 760755 No:49/A Korkuteli/ ANTALYA Aykar Mah. 16501 3 Rüsum Ceza Soner DEMİR 15529510480 2/9/2021 407 010164 810.00 3.03.2021 761756 Sok. No:13 Korkuteli/ ANTALYA 1.875,00 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1351340) Bankalar için çalan alarm zilleri duyulmaya başlandı Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin dünkü grup toplantısında CHP’nin ekonomik eleştirilerine karşı savunma yaparken, bankacılık sisteminin ne kadar güçlü olduğuna değindi. Bu açıklamanın uluslararası kuruluşların bankacılık için alarm zillerini çalmaya başladığı döneme denk gelmesi dikkat çekiciydi. Uluslararası değerlendirme kuruluşlarından Fitch, araştırma raporunda “Merkez Bankası’ndaki başkan değişiminden sonra Türk bankaları için refinansman riskinin arttığı”na dikkat çekti. Bankaların kısa dönem borçlarının arttığını hatırlatan Fitch, 2020 sonunda Türk bankalarının 2019’dan daha az dış borca sahip olduklarını ama kısa vadeli dış borç oranlarının 2019’a göre arttığını söyledi. TL’deki zayıflamanın ve enflasyonun devamı halinde dolarizasyonun artabileceğini kaydeden Fitch, güvendeki zayıflama ve şirketlerin nakit sıkıntılarının döviz mevduatlarında azalmaya ya da istikrarsızlığa yol açabileceğini söyledi. Kasımmart arasındaki ortadoks ve şeffaf politikaların risk primlerini azalttığını, sermaye girişini artırdığını, refinansman risklerini azalttığını ve TL’ye değer kazandırdığını hatırlatan kuruluş, başkanın değişimi sonrası Türk bankaları için refinansman riskinin ve risk priminin yükseldiğini kaydetti. 2021’in ilk çeyreğinde bazı bankaların dış borçlarını artırdığını belirten Fitch, dış borçlanma maliyetinin artmasıyla birlikte Türk bankalarının döviz cinsinden ihraçlarının yakın vadede azalmasını beklediğini belirtti. Fitch’in uyarısı bankalarla ilgili ilk uyarı değil. Ağbal’ın görevden alınmasının ardından sektörle ilgili analiz yayımlayan Reuters, Türkiye’deki bankaların yabancı para birimli tahvillerinin değer kaybetmesinin muhtemelen borçlanma maliyetlerini yükselteceğine işaret etmiş, kamu bankaları VakıfBank ve Ziraat Bankası’nın 2026 vadeli tahvil getirilerinin şubat ayında yüzde 5 seviyesindeyken yüzde 8’e yükseldiğini, İş Bankası’nın 2028 vadeli tahvillerinin de yüzde 6’dan yüzde 11’e çıktığını belirtmişti. Capital Economics’in hesaplamalarına göre Türkiye’deki bankaların önümüzdeki 12 ay içerisinde ödemesi gereken 89 milyar dolar tutarında borcu bulunduğu, bu rakamın ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 12.5’ine denk geldiği, nisan ve mayıs aylarında bu rakama 7 milyar dolar daha ekleneceği belirtilmişti. Diğer kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s de başkanın değişiminin bankaların kredi notunu negatif etkileyeceğini, bu durumun borçlanma maliyetlerini artırıp bankaları kısa vadeli borçlanmaya yönelteceğini belirtmişti. Özetle; bankaların nisan dahil önümüzdeki üç ayda yoğunlaşan sendikasyon kredilerinin zora gireceği anlaşılıyor. Konuya ilişkin konuştuğum bankacılar, zor bir dönem olacağını, sendikasyonların çevrilmesinde sıkıntı beklemediklerini ama borçlanma maliyetlerinin artmasının kaçınılmaz olacağını söylediler. Ağbal döneminde daha ucuz borçlanma için koşulların oluştuğunu, şimdi bu avantajın kaybolduğunu belirtirlerken, maliyet çok yüksek olursa geri ödemeden daha az borçlanma yoluna gidilebileceğini de kaydettiler. Bankacılar karamsar Naci Ağbal ve son olarak Ziraat Bankası Hüseyin Aydın’ın görevden alınmaları sonrası bankacıların karamsarlığının iyice arttığını gözlüyoruz. Dış borçlanma sıkıntılı ama asıl sıkıntıyı uygulanan yanlış ekonomi politikaları sonucu makroekonomik dengelerdeki bozulma ve uluslararası güven kaybında görüyorlar. Özkaynakların eridiği, özkaynak kârlılığının çok azaldığı, yönetimin faturayı bankalara çıkarma anlayışının devam ettiği bu dönemden çok tedirginler. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü konuşmasında, sektörün 2002 yılı sonunda yüzde 17.5 seviyesinde olan takipteki alacak oranının, bu yıl şubat ayında yüzde 4 seviyesine indiğini, aynı dönemler itibarıyla özkaynakların 23.3 milyar liradan 780 milyar liraya yükselmesini övünerek söyledi. Sektörün döviz pozisyon açığı olmadığı gibi, yaklaşık 6 milyar dolar fazlasının mevcut olduğunu da kaydetti. Her şeyden önce 2001 reformlarının o dönemki biriken pisliği temizlediğini, şimdi yeniden aynı noktaya dönülmesinden korkulduğunu hatırlatmak gerek. Herkes biliyor ki BDDK’nin ötelediği batık kredi standartları nedeniyle asıl tabloyu 2021 Eylül bilançolarından sonra görmeye başlayacağız. Bankaların ihtiyat için ayırdıkları karşılıklar yüksek ama reformlarda söz edilmeyen batık sorunu önümüzdeki yıllarda çok sorun yaratacak. Özkaynaklara gelince; 19 yıllık karşılaştırmanın TL bazında yapılamayacağı çok açık. Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın, Bankalar Birliği Başkanı olarak yaptığı son konuşmada, “Ben göreve geldiğimde özkaynaklar 10 milyar dolardı, şimdi 8 milyar dolar” dediğini hatırlatmak bence yeterli. Evet, sektörün döviz açığı yok, fazlası var ama bu durum iktidardan değil, ihtiyatlı davranan bankacılardan kaynaklanıyor. Albayrak dönemi kamu bankalarına el altından döviz sattırmak için yüksek döviz açıkları yaşatıldığını, Ağbal gelince açıkların kapatıldığını, henüz kimse unutmadı. İşin kötüsü; kamu bankaları yönetim değişikliklerinden sonra yeniden döviz açığı vermeye başladılar. Ekonomiyi istikrarsız kılan anlayış değişmedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle