05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 13 6 NİSAN 2021 SALI Elif Uras’ın eseri ‘Hamile Helezon’ Victoria&Albert Müzesi’nin daimi koleksiyonunda Kadın bedeni üzerinden ATIP TUTMAYIN Elif Uras: Hamile form, kadının bedeniyle ilgili. Tercihinin siyasallaşmasına bir tepki. Pandemi döneminde bir kez daha “iyi ki sanat var” diyoruz ve güzel bir haberle geliyoruz. KONUK YAZAR GİLA BENMAYOR Çalışmalarını New York ve İznik’te sürdüren ressam ve seramik sanatçısı Elif Uras’ın “Hamile Helezon” adındaki eseri, prestijli Victoria&Albert Müzesi’nin daimi koleksiyonuna dahil edildi. Daha önce “Hamile Haliç II” eseri Metropolitan Müzesi’nin koleksiyonuna alınan sanatçının iki eseri böylelikle dünyanın önde gelen iki müzesinde yer almış durumda. Elif Uras, yıllar önce Art Basel’de karşıma çıktıktan sonra ilgiyle izlediğim bir sanatçı. En son 2018 yılında Art Dubai’de bu sanat fuarı için özel olarak üretElif Uras, Art Dubai’de fuar için özel ürettiği eserinin önünde. tiği eserleriyle ve hatta sanatçının kendisiyle karşılaşmıştım. “Hamile Helezon”un V&A Müzesi koleksiyonuna alınması üzerine New York’ta olan Elif Uras ile mail üzerinden haberleştik. V&A Müzesi’nde 2020 Haziran ayında açılması planlanan, ancak iki kez ertelenen “Ortadoğu’dan Güncel Seramik Sanatı” sergisi için “Hamile Helezon” ve “Osmanlı Göbeği” adlarındaki iki eseri seçilmiş. “Mekânda sergilenmiş halde bekliyorlar. Belki sergi mayıs ayında ziyaretçilere açılır” diyor. mikleri uzmanı Mariam RosserOwen, 16. yüzyıl İznik seramik sanatının en iyi bilinen “Haliç” motifinden esinlenmiş “Hamile Helezon” ile “Osmanlı Göbeği”ni birlikte sergilemek istemiş. “Osmanlı Göbeği” bu sergi için İstanbul’daki özel bir koleksiyondan ödünç alınmış. Peki, eserlerin ilginç adlarının ilham kaynağı nedir? Elif Uras, bu soruyu şöyle cevaplıyor: “Haliç motifini araştırdığımda geleneksel olarak helezon yani spiral şeklinde kullanıldığını fark ettim. Motif Koleksiyona girmek padişah tuğrasından esinlenerek tabenim için büyük onur Victoria&Albert Müzesi seramik alanında küresel yaklaşımıyla oldukça iddialıymış. “Uzakdoğu, Çin, Japonya, Kore ve Güneydoğu Asya seramiklerinden Orsarlanmış ama küçük mine çiçekleriyle zarif ve kadınsı bir görüntüsü var. Eserlerim kadın bedeni ve örtünme teması üzerinden bu motifi forma giydiriyor. Aynı zamanda helezon prensibini de koruyor.” ta ve Yakındoğu seramiklerine, Avrupa seramik tarihinden günümüz sanatına uzanan çok kapsamlı bir koleksiKadın bedenine yönelik ataerkil tutumu sorgulamak yonları var. Eserlerimin hem bu müze Eserlerine neden “Hamile”, “Göbek” de sergilenmesi hem koleksiyona gir gibi adlar taktığını da merak ediyorum. mesi benim için büyük bir onur” diye “Form ile üzerindeki deseni orgakonuşuyor. nik bir şekilde birleştirmeye çalıştım. Serginin küratörü, Ortadoğu sera Hem ‘Göbek’ serisi hem ‘Hamile’ serisinin bedene benzeyen objeleri bu çabadan ortaya çıktı. Bu iki seride desen, bir örtü gibi kadın bedenini sarıyor. Bu çalışmalarda ‘Doğulu’ kadının oryantalist imajını sorgulamak kadar kadın bedenine yönelik kendi ataerkil tutumumuzu da sorgulamak istedim” diyor Elif Uras. Dünyadaki çeşitli sanat fuarlarında, sergilerde ilgiyle izlenen eserlerin arka planında bir yanda sanatçının bu kaygısı, diğer yanda siyasilerin kadın bedeniyle ilgili atıp tutma alışkanlıklarına tepki var. Elif Uras, bununla ilgili “Türkiye’de siyasi liderlerin kadının kaç çocuğa sahip olabileceği, kamusal alanda nasıl davranmaları gerektiği hakkında fikir beyan etme alışkanlıkları ne yazık ki çok yaygın. Hamile form, kadın bedeninin ve kadın doğurganlığıyla ilgili tercihlerin siyasal bir söyleme dönüşmesine bir tepki” diye devam ediyor. Elif Uras, ABD’nin önde gelen bir üniversitesinde hukuk okuduktan sonra sanatta karar kılmış. “Sanat, hayatımda hep vardı. Hukukun beni aynı şekilde besleyemeyeceğini anlar anlamaz profesyonel olarak sanata yöneldim” diyor. İlhamını bu topraklardan alıyor Yaklaşık 3 yıl önce kaybettiğimiz babası Sevgili Güngör Uras’ın kızının kararını saygıyla karşılamakla birlikte ciddi bir hukuk eğitiminin kariyere dönüşmemesi fikrine zor alıştığını hatırlıyorum. New York’lu ünlü bir avukat yerine eserleri müzelere kabul edilen çok iyi bir sanatçı olan Elif Uras, ikinci üniversite eğitimine sanat ile devam ediyor. New York School of Visual Arts’tan sanat lisansını, Kolombiya Üniversitesi’nden sanat üst lisansını Uras’ın “Hamile Helezon” yapıtı. alıyor. Zamanla resimden seramiğe kayıyor ve resimlerini üç boyutlu yüzeylere taşımak için İznik Çini Vakfı’nda çalışmaya başlıyor. Sanatıyla ilgili “Eserlerimi resim ile heykel arasında bir yerde görüyorum. Seramik uçsuz bucaksız bir okyanus gibi. Yüzyıllardan beri dünyanın her köşesinde farklı gelenekler ve farklı tekniklerle var olmuş” diyor. İlhamını çoğunlukla bu coğrafyadan, bu topraklarda 8 bin yıl önce yaratılmış ilk seramik eserlerden, üzerlerindeki desenlerden, Anadolu tanrıçalarının heykelciklerinden alıyor. Geçen yıl New York’taki Sanat ve Tasarım Müzesi’nde misafir sanatçı programına kabul edilen Elif Uras, New York’un en eski seramik okulunda yeni teknikler öğrenmek için beş yıldan beri torna eğitimi alıyor. Çünkü sanat onun için bitmeyen bir yolculuk. MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ 1. OKTAY AKBAL EDEBİYAT ÖDÜLÜ Birinci, ‘Canım Ada’ kitabıyla SAG Ödülleri belli oldu Viola Davis, “Ma Kısa süre önce yaşamını Rainey’s Black Bottom” yitiren Chadwick Boseadlı filmdeki perfor man, “Ma Rainey’s Black mansıyla “En İyi Kadın Bottom” adlı filmle “En İyi Oyuncu Ödülü”nü Erkek Oyuncu Ödülü”ne kazandı. değer görüldü. Oscar’ın habercisi SAG (Screen Actors Guild Ekran Oyuncuları Birliği) Ödülleri, bu yıl 27. kez sahiplerini buldu. Her yıl iki saat süren tören, bu yıl pandemi koşulları nedeniyle bir saatte tamamlandı. Ödül töreni, sunucuların ve ödül kazananların önceden kaydedilmiş görüntüleriyle yapıldı. The Trial of the Chicago 7 filmi ile Schitt’s Creek ve The Crown dizileri gecenin kazananları oldu. KAZANANLAR: SİNEMA KATEGORİSİ En İyi Erkek Oyuncu: Chadwick Boseman (Ma Rainey’s Black Bottom). En İyi Kadın Oyuncu: Viola Davis (Ma Rainey’s Black Bottom). En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: YuhJung Youn, “Minari”. En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Daniel Kaluuya, “Judas and the Black Messiah”. Dublör Performansı: Wonder Woman 1984. En İyi Toplu Performans: The Trial of the Chicago 7 (Şikago Yedilisi’nin Yargılanması). TELEVİZYON KATEGORİSİ Drama Dalında En İyi Toplu Performans: The Crown. Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Gillian Anderson (The Crown). Drama Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Jason Bateman (Ozark). Komedi Dalında Toplu Performans: Schitt’s Creek. Komedi Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Catherine O’Hara (Schitt’s Creek). Komedi Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Jason Sudeikis (Ted Lasso). MİNİ DİZİ/TV FİLMİ Kadın Oyuncu: Anya TaylorJoy (The Queen’s Gambit). Erkek Oyuncu: Mark Ruffalo (I Know This Much Is True). Dublör Performansı: The Mandalorian. şairyazar Adil İzci Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği 1. Oktay Akbal Edebiyat Ödülü’nü “Canım Ada” adlı kitabıyla şair ve yazar Adil İzci kazandı. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, gazetemiz köşe yazarı Zeynep Oral, gazetemiz köşe yazarı Hikmet Altınkaynak, Ayşe Sarısayın, Doğan Hızlan ve Ruken Kızıler’den oluşan seçici kurul değerlendirmeleri online yaptı.. Seçici kurulun yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Adil İzci, ‘Canım Ada’ adlı kitabında Heybeliada’daki doğal yaşama ve adalılara ilişkin gözlem ve izlenimlerini, geçmişle de bağlantı kurarak öyküleştirmekteki ustalığı, dile gösterdiği özen, yalın ve içtenlikli anlatımı nedeniyle ödüle değer bulunmuştur.” ADİL İZCİ kimdir? 16 Şubat 1954’te Niğde’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini aynı yerde gördü. 1972’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde başladığı yükseköğrenimini aynı okulun yeni Türk edebiyatı bölümünde tamamladı (1978). 1980 2010 yılları arasında İstanbul Amerikan Robert Lisesi’nde (Robert Kolej’de) Türk dili ve edebiyatı öğretmeni olarak görev yaptı. Bu okulda 1983 1997 yılları arasında yayımladığı edebiyat ve sanat dergisi Çağrı’daki dil kirliliği üzerine yazılarıyla dikkat çekti. Çalışmalarını halen İstanbul’da sürdürüyor. Dil Derneği üyesidir. ‘Terk Edilmiş Kıyılar // Negatif Fotoğraflar’ Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemiyle birlikte tiyatro alanında seyirciyle iletişim kurmanın yolları üzerine araştırmalar devam ediyor. Teknolojinin, oyunların seyirciyle buluşmasında hiç olmadığı kadar önemli rol oynadığını bu sürecin başından itibaren karşılaştığımız uygulamalarda görüyoruz. Şu aralarda, sürecin ilerlemesiyle, teknolojinin olduğundan daha da “aktif” bir konuma geçtiğini takip ediyoruz. Sanatçının ve seyircinin konumlarına, alılmama süreçlerine yönelik tartışmalar hızla ilerliyor. Ufuk açıcı süreçler... Ama ben yine de bekliyorum salonlarda yan yana oyun izleyeceğimiz günleri. “Terk Edilmiş Kıyılar //Negatif Fotoğraflar” dijital mecra için hazırlanmış bir oyun. Metin ve tasarım Ferdi Çetin’e ait. Çetin, son yıllarda sanatsal çalışmalarıyla dikkat çeken bir akademisyen. Oyunun yönetmeni Yeşim Özsoy. Galata Perform çatısı altında sürdürdüğü yenilikçi işlerine eklenen bir çalışma bu. Ritimsel ve imgesel yapı “Terk Edilmiş Kıyılar // Negatif Fotoğraflar”, çevrimiçi ilk gösterimini 24. İstanbul Tiyatro Festivali’nde gerçekleştirmişti. İzleyememiştim. Geçen hafta izledim. Oyunda neler olduğuna bakacak olursak: Ferdi Çetin’in yarattığı mekânda karşımıza bir ailenin yemek odası çıkıyor. Metin ve tasarımdaki ipuçları sanki bizleri 1990’lı yıllara taşıyor. Anne, baba, çocuklar ve ailenin yaşlı hanımefendisi bir yemek masası etrafındalar. Bir aile yemeği bu. Masada gelişen bir anlatıyı takip ediyoruz. Anlatıyı, evin kızının tek kişilik anlatısı aracılığı ile dinliyoruz. Zaman geçtikçe anlıyoruz ki aslında hiç yenmemiş bir aile yemeği bu. Aile bireylerinin yaşanmış olan bir felaketten dolayı bir arada olmadığını fark ediyoruz. Bir araya gelememiş bir baba ve kızın hayaline ortak oluyoruz. Metin birçok açıdan Amerikalı yazar Gertrude Stein’ın metinlerine göz kırpıyor sanki. Ferdi Çetin zaten bir Gertrude Stein hayranı. Gertrude Stein’ın bir dramatik öykü anlatmadan bir tiyatro deneyimi sunan oyunlarının ritimsel ve imgesel yapısı, Çetin’in metninde de yakalanıyor. Geçmişte yaşanmış bir felaket merkezinde tekrarlarla ilerliyor oyun. İmgelere hayat vermek “Terk Edilmiş Kıyılar // Negatif Fotoğraflar”ı izlerken Performing Arts Journal’ın (PAJ) editörü eleştirmen Bonnie Marranca’nın İmgeler Tiyatrosu (Theatre of Images) isimli kitap için yazdığı önsözdeki cümlelerin Ferdi Çetin’in bu oyununu tarif etmek için de kullanılabileceğini düşündüm: “İmgeler Tiyatrosu’nda performansın resimsi ve heykelsi özellikleri vurgulanır.” Yeşim Özsoy’un dijital tiyatro tartışmalarının ortasında yönettiği bu oyun için de böyle bir yorum yapabiliriz sanki. Şu anda yılını tam olarak hatırlamıyorum ama tiyatro ve performans dünyasının üç önemli yazar ve eleştirmeni Prof. Elinor Fuchs (Kolombiya Üniversitesi) ve Prof. Una Chaudhuri’den (New York Üniversitesi) sonra Bonnie Marranca da İstanbul Tiyatro Festivali’nin konuğu olmuşlardı 2000’lerin başlarında. Kayda değer, yararlı buluşmalardı bunlar. “Terk Edilmiş Kıyılar // Negatif Fotoğraflar”da dikkat çeken resimsi plastik içerisinde Kübra Balcan, Yaman Ceri, Banu Fotocan, Ahmet Ayaz Yılmaz ve Meral Çetinkaya’dan oluşan oyuncu kadrosu imgelere hayat veren heykelsi duruşlarıyla oyuna canlılık katıyorlar. Bir kez daha Bonnie Marranca’ya dönecek olursak; “[...] bu da tiyatroyu mekân odaklı bir” forma dönüştürüyor. Metnin imge yüklü ve ritmik yapısının yardımıyla görselliği yüksek, zamansız bir oyun çıkıyor karşımıza. Siz nasıl isterseniz. Braas’ta her tercihe göre bir kiremit var. İster klasik, ister modern. Braas’ın zengin renk ve doku seçenekleri ile çatınızda dilediğiniz görünümü yaratın. Her ayrıntısı titizlikle çözülmüş kusursuz Braas Çatı Sistemleri ile evinizde konforu hissedin. bmigroup.com/tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle