08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 25 NİSAN 2021 PAZAR HABER/YORUM Covid19 ile söyleşi Sevgili okurlarım, geçen yıl karantina günlerinde Covid19 ve başımıza gelenlerle ilgili tam altı yazı yazmışım ve son demişim. Ne yazık ki son değilmiş. Covid19’u gene aradım ve yeni bir söyleşi yapmaya karar verdik. Geldi ve çok öfkeliydi. Sordum: “Bu ne hal?” Öfkeyle soluk aldı, neyse soluğunu yüzüme üflemedi, tuhaf kıskaçlarıyla ağzını kapattı, başladı anlatmaya: “Arkadaş biz sizin ülkeden çok şikâyetçiyiz! Tamam, iyisiniz hoşsunuz ama bizim genlerimizle oynuyorsunuz? Bize yeni yeni huylar öğretiyorsunuz!” Ben şaşkın soruyorum, “Nasıl yani?” “Dur biraz soluk alıp anlatacağım. Sana anacığım diyebilir miyim? Yaşlısın, ayrıca saçlarını siyaha boyamışsın, çok hoş olmuş. Neyse gelelim bizim şikâyetlere. Şimdi bizim tıpkı suçiçeği, daha yeni bir örnek AIDS virüsü gibi sizlerle birlikte bu dünyada yaşamamız gerekiyor. Bunun için de değişmemiz gerekiyor, çaba göstermemiz gerekiyor, zorlukları aşmamız gerekiyor ama sizin ülkede bunu yapamıyoruz. Öyle tuhaflıklar yapıyorsunuz ki bizim için ‘armut piş ağzıma düş’ durumu yaşanıyor. Bu arada nasıl ama Türkçem ilerlemiş değil mi? Neyse gelelim meseleye, şimdi sizin polis tuhaf, alınmayın ama polisiniz kolaycı, nerede kâğıt toplayan bir gariban çocuk görSöyleşi yaptığım yaşlı Covid19. Fotoğraf: Işıl Özgentürk. se delleniyor, hemen bağırıp çağırıp ceza yazıyor. Çocuk ‘Polis amca kurbanın olayım, ceza yazma’ diye yalvarıyor ama polis amca cezayı yazıyor. Yani bizim bile içimiz acıyor, çocuğun yanından işimizi görmeden geçip gidiyoruz. Ama aynı polisiniz, bizim için acayip kolaylıkla işimizi gördüğümüz alanlarda öyle boş boş duruyor. Örneğin geçenlerde bir şeyh öldü; sizin burada da amma çok şeyh var, bir ara İran’da görev yapan arkadaşlarla konuştuk, orada bile bu kadarı yokmuş. Neyse devam edelim, adamın cenazesi acayip kalabalıktı. Bizim genç arkadaşlar coşkuyla işe giriştiler. Onlar için oyun gibi bir şeydi. Bu durum biz eskilerin canını sıktı. Şimdi bizim çocuklarımızı zor günlere nasıl hazırlayacağız? Söyle bana?” Covid19 anlattıkça vallahi de billahi de ona hak verdim. Covid19 Z kuşağı kolaya alışacak. Bunu düşünüyorken derinlere dalmışım, Covid19 uyardı: “Daha bitmedi bekle, sizi kimler yönetiyor bir türlü kavrayamıyoruz. Ama kavradığımız bir şey var, sizi yönetenler sizi insan yerine bile koymuyor. Bir de her yaptıkları tuhaf işler için bizi bahane ediyorlar. Geçenlerde parktayız, yaşlı bir bey elinde bir kâğıt parçası bakıp duruyor. Merak ettik, baktık. Bir elektrik faturası. Aylık 350 gibi bir para yazıyor. Anladık ki adam şaşkın, hatta üzgün. Belli ki bu para ona çok gelmiş. Arkadaşlar araştırdı; meğer iktidardakiler, elektrik şirketlerine pandemide zarar gördüler diye 3 milyon Türk Lirası yardım yapacakmış, bu yardım da elektrik faturalarına yansıyacakmış. Bakar mısın bahaneye, pandemi. Gene bizi suçlu duruma düşürdüler. Vur abalıya! Anladın mı neden öfkeli olduğumuzu? Başka şeyler de var, geçen yıl yapamadık. Bu yıl bizim çocukları 23 Nisan Çocuk Bayramı’na götürmeye karar verdik. Ama hiçbir bulaşma yapmayacağız. Sadece bir çocuk bayramı nasıl olur görmek, bilgi edinmek istiyoruz. Madem bu dünyada yaşamak zorundayız. Biz de taviz vermeliyiz. Vallahi bizim çocuklar heyecandan uyumadı ama o da ne! Bayram, pandemi nedeniyle iptal edildi. Bu bize yapılmış bir hakaret! Biz çocukların neşesine göz dikecek kadar alçalmadık!” Covid19 o kadar öfkeli ki bir türlü durulmuyor. “Bak Işıl” diyor, “Seni severiz. Hele sağlık çalışanları için yazdığın ağıt var ya, hepimizin gözlerini yaşarttı. Yaşamak için insanoğluna daha az zarar nasıl veririz, bunları araştırmaya başladık. Evlerine kapanan, aşısını olanların ölüm oranları düşmeye başladı, bu bir umut ama sizin zenginlere, din adamlarına ve iktidardakilere bir türlü hiçbir şey anlatamıyoruz. ‘Dediğim dedik çaldığım düdük’ halindeler, nasıl ama Türkçem gelişmiş değil mi? Bu arada ülkede bir 128 rakamı dönüp duruyor; anladık ki devletin 128 milyar doları uçup gitmiş. Yahu çok tuhaf insanlarsınız, AKP’li bir bakan mıydı neydi geçenlerde şöyle dedi: ‘128 milyar doları 83 milyon vatandaşımıza yastık altına koymaları için altına çevirip verdik.’ Topluca güldük, sanırım bazı yerlerde çok fazla kokain tüketiliyor. Hani bazen biz de gezerken masalarda kalan tozlara bulaşıyoruz. Fena olmuyor. Hem ben konuştum sen de biraz konuş, bu çok tek taraflı bir söyleşi oldu.” Covid19 böyle söyleyince kendime geldim. Tek soru bile sormamışım, bari bir soru sorayım dedim: “Ne zaman zararsız bir virüs haline gelebileceksiniz?” Covid19 şöyle bir düşündü ve üzgün bir yüz ifadesiyle “Bunu ben de bilmiyorum” diye fısıldadı. 25 NİSAN 2021 SAYI: 34896 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Koordinatörü Esra Bozok l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 1199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 04:28 06:03 13:07 16:55 20:01 21:30 Ankara 04:16 05:50 12:52 16:38 19:44 21:11 İzmir 04:45 06:15 13:14 17:00 20:04 21:28 Yıllar önce bir ekim günü karşılaştığımızda, başını eğip koca gözlerini gözlerime dikti. Saydam tenli, beyaz bir kızdım; inatçıydım, gururluydum, pervasızdım. Kaçırmadım gözlerimi, ben de meydan okudum ona. Ama içimin ıvıl ıvıl olduğunu duyumsayınca, kızardım, korktum. Artık hep çevremdeydi. Beni elde etmek istedikçe direniyordum. Bir gün bana sarılmak isteyip de oracıktaki çerçeveli fotoğrafı kafasına indirdiğimde, şaşkın kalakalışını hiç unutmuyorum. Keşke hep öyle kalsaydı. Sonra bir bahar günü kırıldı direncim. Evlendik, kocam oldu. Onu seviyordum, o da beni. Sevgimizi geliştirecek, yaşamı acı ve tatlı yanlarıyla paylaşıp dayanışacak bir bütünün parçası olacaktık. Olamadık. Yaşamın güçlüğünü paylaşıyorduk paylaşmasına da başarı, onur hep onun olmalıydı. Benim tek önemli başarım, onun karısı olmaktı. Tek başına kocamın geliriyle geçinemezdik. Ben de sabahtan akşama işte çalışıyor, akşam yorgun argın eve dönünce yemek yapıyor, sofra hazırlıyor, bulaşıkları yıkıyor, sonra da üzerimden uyku akarken, ertesi gün onun giyeceklerini ütülüyordum. O ise yemekten sonra bir köşede otururdu. Benim ne kendime ait bir köşem oldu, ne de zamanım. Sonra bir çocuğumuz oldu. Nasıl yetiştirileceğini o buyurur, ben uygulardım. Evde kuralları o koyardı. Dışarıda kuralları da onlar koyarlardı. gösteren çoğu meslektaşımız bin kez taraf ve fikir değiştirirken, Ali Sirmen ne dedi, ne yazdıysa o kalan, amasız ve çünküsüz dimdik duranlardandır. Bir Cumhuriyet Üstadın 1974’te buluştuğu Cumhubilgesi: Ali Sirmen riyet gazetesindeki duayenliği, bir zaman ölçüsü değil. Doğrusunu söylemek gerek, yaBazen umutsuz göşam onun yüzüne de her zaman gül rünen bir aydınlanma savaşındaki simüyor, kurallar onu da baskı altında lah arkadaşlığı, inatçılık ve yılmazlık. tutuyor, eziyordu. Çünkü her şeyin çürüdüğü, her mesSonra bir gün hapse girdi. leği hırsızların ve onursuzların sarYıllarca hapishane kapı dığı bu ülkede bir erdem anıtıdır Ali larında koşturdum. Sirmen. Ne mutlu bize ki onun gibi Onun dış dünya ile bağ erdemli insanlar hâlâ var, hâlâ çoklantısı, eli ayağı, gözü ku lar. Ali Sirmen’in anıt farkı, kimsenin lağı oldum. Onun için da kalbini kırmadan, düşman edinmevalara giriyor, açıklamaden erdem örneği olabilmesidir. Yollar yapıyor ve başta görüş lu yolsuz, hırlı hırsız, dost düşman, günleri olmak üzere hep herkesin saygısını kazanmak hiç kogüler yüzlü oluyordum. O lay değil. Ali Sirmen, işte bunu bayakınmakta, sinirlenmek şarmıştır. te özgürdü. Oysa her zaman sakin, kendine hâkim Dağ gibi kadın ve güler yüzlü olmalıydı bir Her başarılı erkeğin arkasında bir mahkumun karısı.* kadın vardır derler, doğrudur. Ali Kör hızarın çarkında Sirmen’in arkasındaki onur yönderi, vicdan muhasebecisi, karısı, öğretdimdik Ali Sirmen, yüz yaşına iki kala kör bir hızarın dişlilerine takılmış Türkiye’nin çıkışlardan çok inişlerle süren yolculuğuna 1965 yılından beri eşlik eden sıra dışı bir yazar ve gazetecidir. meni, komiseri Mine Sirmen’dir. Türkiye’de eşinin makamı ve zenginliğiyle değil dürüstlüğüyle övünen kadınlar hâlâ var mıdır, kalmış mıdır, bilmiyorum. Ben tek bir kadın biliyorum. Mine Sirmen, Ali’ye bir telefonla çözebileceği sorunları çözmediği, uğradığı haksızlığı bile sineye çektiSıra dışıdır, çünkü kör hızarın eko ği, kimseden bir talepte bulunmadığı nomiden politikaya derken sosyoiçin saydırır, saydırır; sonunda “Belojiye yansıyan mezbahasına uyum nim kocam çok namusludur!” derken gururla dolardı sesi. Zaten yukarıda çok kısa bir alıntı okuduğunuz mektup, Ali Sirmen’in büyük aşkı Mine’yi yitirdikten bir yıl sonra onun ağzından kendini eleştirdiği, olağanüstü bir ağıttır. Yatılı okuduğu Galatasaray Lisesi’nden sonra İ.Ü.Hukuk Fakültesi’ni Mine Sirmen’le birlikte bitiren Ali Sirmen, Paris Üniversitesi’nde anayasa hukuku ve siyasal bilimler dalında doktora yaparken gazeteciliğe başladı. 1980 darbesini izleyen üç buçuk yıl, gazetecilik yaptığı için hapsedilen hukukçulardan biriydi. Mine Sirmen de avukatı. Duvara tos öğretisi Ali Sirmen’in elli beş yıldır biri ötekiyle çelişmeyen, en güzel ve çarpıcı yazıları, Cüppeli Vesayet başlığı altında Kırmızı Kedi Yayınevi’nin Cumhuriyet Bilgeleri koleksiyonunda yayımlandı. Türkiye’nin bugüne bir günde gelmediğinin, Atatürk’ün ölümünden beri geminin su aldığını, kaptanların çapsız ve tayfaların liyakatsiz olduğunu belgeleyen kitap, Ali Sirmen’in tüm öngörülerinin de bire bir doğrulaması. İnsanlar ya okuyarak öğrenirler ya da kafalarını yaşamın duvarlarına çarpa çarpa. Türk toplumu, geniş genelinde ikinci yolu yeğlediği için bugün kan revan içindeyiz. Geç ya da değil, bir yerden okuyarak öğrenmeye ikna etmeliyiz, genç kuşakları. Bir gün, kitap okuyan ve aynı duvara tekrar tekrar toslamadan öğrenmeyi başaran bir Türkiye düşlüyorum. Umarım gerçekleşir.   * Cüppeli Vesayet/Kırmızı Kedi Yayınevi, 2021 Haftalar, aylar sonra, önceki akşam Biden sonunda Reyiz’i aradı. “Dost acı söyler. Arkadan hançerlemez!” gibi bir girizgâhtan sonra haberi verdi. Ve onlarca yıldır oynanan kedi fare oyunu sona erdi. Korkma!.. Reyiz Düzeni ile “Monşersiz Diplomasi”nin, sürüklediği badireden kurtulmanın tek yolu TürReyiz sen de kiye Büyük Millet Meclisi’ni yeniden işlevsel kılmaktır. Türkiye Cumhuriyeti, dünyada devletinden önce parlamentosuDünyanın en büyük havaalanlarınnu kurmuş ilk ve tek ülkedir. dan birini yapması bundandır. Büyük Millet Meclisi de Kurtuluş Tarihe geçmeyi garantilediği için Savaşı’nın karargâhıdır. coğrafyaya da damga vurma inadı Saray’ın hırsı boyundan büyük bundandır.. memurları ile hukuken ve siyaseten 2014’te Reyiz olduğundan beri, sorumsuz bakanların desteğinde23 Nisanlarda Anıtkabir’e gidip “sap ki Tek Adam düzeninin ülkeyi sürük gibi” dikilmiyor. lediği bu noktadan kurtulması ancak Ama, İstanbul’daki mahallesinin TBMM’nin yeniden işlevine kavuş tepesine “Dünyanın en büyük Türk ması ile mümkün olacaktır. Bayrağını” “Türkiye’nin en uzun Nokta. bayrak direğine” dikiverdi. H Uzunluğu akılda kalsın diye olmaAy’a ilk çıkan Amerikalı ne demişti? lı 111 metre. “İnsanlık için küçük, insan için büBüyüklüğü “1 dönümden büyük” yük bir adım!” olması için 937.5 metrekare imiş. Acaba, Ay’a çıkan ilk Türk ne di(1 dönüm 918.3 metrekaredir. Sayecek? dece tarla ve arsaların yüzölçümü Reyiz’in esin kaynağı belli ki, “Biz için kullanılır.) Heybeli’de her gece mehtaba çıkarH dık!” diyen Yesari Asım Bey’dir. 23 Nisan günü, “vatan” tanımıAma ilk AKstronot’umuz fark ya nı arsa ve arazi üzerinden yaparak, ratmalıdır. hem siyasi tarihe hem de tapukaUzayın karanlık ve sonsuz boşlu dastro tarihine geçti: ğundaki yerkürede mahzun vatanı“Arsa var, arazi var. Araziyi, armıza doğru bir gazel okumalıdır: saya dönüştürmek için belli bedel “Her yer karanlık, pür nur o mevki? ödemek gerekiyor. Aksi takdirde Mağrip mi, yoksa makber mi ya arazinin hiçbir anlamı yoktur!” rab!? H Kabri çiçekten, bir türbe olmuş, Resmi Gazete’de (7.12.2018) yaDönmüş o türbe bir haclegâhe (zi yımlanan kararname de zaten, vatan faf odasına) , değilse bile vatandaşlık eşittir; gayriHer yer karanlık pür nur o mevki” menkul inancının tescilidir: H “Türkiye’de en az 250.000 USD Her muktedir, büyük olmak ve değerinde gayrimenkul alan ya da farklı olmak için yaratıldığına inanır. noterden 250.000 USD değerinde Attığı her adımın nur saçmasını ister. mülk satın alma taahhüdünde buluUluların ölüsü kandilli, dirilerin ise nan yabancılar doğrudan Türk vasimgesi ampullü olması bundandır. tandaşı olabileceklerdir.” Nur saçmanın en garantili yolu budur. Vatandaşlık daireye ve arsaya H bağlandığına göre, vatanın geleceKİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ğinin, dolara endeklenmesinde şaşılacak bir durum yoktur. H “Dünyanın en büyük Türk Bayrağı” zinhar “128 milyar dolar nerede sorusunun üstüne tüy dikmek için değildir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda dünya rekoru kırıp, Koronavirüs’ün muhtemel rekorlarını perdelemek için de değildir. Uzaydan da görülebilsin diyedir. Akstronotların Ay’da dolaşırken göğüslerini kabartmak ve bir de Reyiz’in “vatan tarifi”ne uyum içindir. “Şehitler Tepesi boş kalmayacak” demekle yetinmişti. Şimdi de lafını tamamladı: “Toprak zaten kan dökülmemişse o zaten vatan olmaz.!” Mehmetçik dünkü harekâtı elbette arazileri arsa yapmak için gerçekleştirmedi. Zira kanlı eşkıya yatağı dağlar ne bizimdir ne de arsa olmaya müsaittir. H “Dünyanın en büyük Türk Bayrağını” vatanın en uzun direğine dikmek bir başka Türk devleti kurulmadıkça ve Allah muhafaza bir başka Reyiz çıkmadıkça, ebediyyen kırılamayacak bir rekordır. Helal olsun! Ve onun deyimiyle “nazlı nazlı dalgalanmaya” kıyamete kadar devam etsin. Bayrağı diktik ya. Varsın, üstüne tüy dikilecek zibil gibi sorular, sorunlar olsun! “2 milyar $‘la kaçan Thorex’çi, ya paralar?” “Ya pandemi? Ya aşılar.. Aşılar ?!” “ABD ile ilişkiler nereye savrulacak?” H Bunlar Reyiz’in egosuna gölge düşürecek sorular sorunlar değil. Aksine daha da büyütecek sorular. İstiklal Marşı boşuna mı “Korkma!” diye başlıyor! Yeter ki, TBMM’den korkmasın. [email protected] Metina bölgesine operasyon ‘460 HEDEF VURULDU’ Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Irak’ın kuzeyindeki Metina bölgesi ağırlıklı olmak üzere geniş bir alanda terör örgütü PKK hedeflerine yönelik hava ve kara harekâtı başlattı. “PençeŞimşek” ve “PençeYıldırım” isimleri verilen operasyonlarda çok sayıda teröristin etkisiz duruma getirildiği bildirildi. 50 savaş uçağı Önceki gece başlatılan hava operasyonunda Metina bölgesi ağırlıklı olmak üzere Zap, Avaşin, Basyan, Kandil ve Gara bölgelerinde belirlenen PKK hedefleri, yaklaşık 50 savaş uçağı tarafından vuruldu. Operasyona TSK’ye ait İHA, SİHA ve ATAK helikopterlerinin de katıldığı, SİHA ve helikopterlerin hava harekâtı sırasında teröristlerin kaçış noktalarını bombaladığı kaydedildi. Hava harekâtı ile birlikte komandolar da helikopterlerle bölgeye indirildi. Askerlerin indirildiği bölgede sıcak çatışmalar olduğu, Metina bölgesinde kritik öneme sahip iki tepede çatışmalar yaşandığı bildirildi. ‘Amaç, tehditleri bertaraf etmek’ Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve TSK komuta kademesi, operasyonu Ankara’daki Harekât Merkezi’nden yönetti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “PençeŞimşek ve PençeYıldırım Operasyonu Komuta Merkezi”ne video konferansla bağlandı. İstanbul’daki Vahdettin Köşkü’nden Bakan Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanlarıyla görüşen Erdoğan, operasyona ilişkin, “Amacımız, güney sınırlarımızda oluşturulmaya çalışılan terör varlığını tamamen ortadan kaldırmak ve ülkemize yönelik tehditleri bertaraf etmektir. Uluslararası hukuktan doğan haklarımız çerçevesinde, bölgemize kan, gözyaşı ve yıkımdan başka bir şey getirmeyen bu katil sürülerinin kökünü kurutana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, operasyona katılan komutanlara video konferansla seslendi: “Metina ve AvaşinBasyan bölgelerinde bulunan terörist hedeflerine 23 Nisan saat 17.40’tan itibaren eşzamanlı olarak PençeŞimşek ve PençeYıldırım operasyonları başlatılmıştır. Operasyonlara devam edilmektedir. Teröristlerin barınak, sığınak ve mağaralarından oluşan 400’e yakın hedef kara ateş destek vasıtalarıyla, 60’tan fazla hedef ise Hava Kuvvetleri unsurlarımız tarafından etki altına alınmış bulunmaktadır. Çok sayıda teröristin de bu operasyon sayesinde etkisiz hale getirildiği değerlendirilmektedir” dedi. l ANKARA ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI Kırmızı bültenle aranan PKK’li yakalandı [email protected] MİT ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak’ın kuzeyindeki operasyonuyla Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan terör örgütü PKK’nin sözde en üst yönetim mekanizması “KCK Yürütme Konseyi” ve silahlı kanadın yönlendirildiği HPG konsey üyesi olan Dalokay Şanlı’nın etkisiz hale getirildiği açıklandı. Güvenlik kaynaklarından yapılan açıklamaya göre, MİT, Şanlı’nın silahlı faaliyetleri yönlendirmek üzere Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesine geçtiğini tespit ederek çalışma başlattı. MİT’in sahadaki ajanları vasıtasıyla Şanlı’nın Türkiye’nin büyükşehirlerinde canlı bomba ve stratejik tesislere yönelik sabotaj eylemleri planladığı istihbaratı alması üzerine operasyon için karar verildi. Şanlı, örgüt mensuplarıyla toplantı yapmaya gittiğinin tespit edilmesi üzerine, sivillerden uzaklaştıktan sonra gerçekleştirilen operasyonda etkisiz hale getirildi. İçişleri Bakanlığı, ikna çalışmaları sonucu terör örgütü PKK’den kaçan bir örgüt mensubunun daha güvenlik güçlerine teslim olduğunu duyurdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle