07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR AVRO STERLIN FAİZ BORSA 11 2 NİSAN 2021 CUMA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 8.1740 9.2 kuruş 9.6440 9.6 kuruş 11.3220 19.15 3.4 kuruş Sabit 1427 34.83 puan 3056.67 20.09 lira 450.36 20.09 lira Pandemi devam ederken sona eren kısa çalışma ödeneğinin devam etmesi isteniyor Ya ‘açlık’ ya işsizlik Pandemide üçüncü dalga en sert şekilde yaşanırken kısa çalışma ödeneğinde (KÇÖ) sürenin uzatılmaması hem işçi hem işveren kesiminde tepki yarattı. Ortak hareket etme kararı alan işçi ve işveren örgütleri hükümete durumu anlatmak için harekete geçerken Türkİş Başkanı Ergun AtaMUSTAFA ÇAKIR lay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştü. İşyerlerinin salgın nedeniyle yararlandıkları KÇÖ’de süre 31 Mart’ta doldu. İşçi konfederasyonlarının yanı sıra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) gibi işveren örgütleri de KÇÖ’nün uzatılmasını istiyor. Türkİş ile işveren örgütleri bu konuda ortak hareket ediyor. TOBB ile Türkİş, ödeneğin uzatılması için iktidara bastırıyor. Geçen hafta Türkİş Başkanı Ergün Atalay’ın CumhurbaşArzu Çerkezoğlu kanı Tayyip İşçi ve işveren kesimi ortak hareket ederek önceki gün sona eren ödeneğin uzatılması için devrede. Türkİş Başkanı Ergun Atalay, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Erdoğan’a giderek uzatma talebini bizzat anlattığı öğrenildi. Tarafların ortaklaştırdıkları talepleri yazılı metin halinde de Cumhurbaşkanlığı’na sundukları dile getiriliyor. Ancak hükümetten henüz bir adım yok. 5 Nisan’da mart ayına ilişkin KÇÖ’lerin ödeneceğine işaret eden taraflar ise önümüzdeki günlerde bir düzenleme olabileceği konusundaki umudunu koruyor. 1.3 milyon kişi Şubatta 1.3 milyon işçi KÇÖ almıştı. 751 bin 135 işçi de ücretsiz izindeydi. Pandeminin başından bu yana KÇÖ’den yararlanan işçi sayısı 3.8 milyon, ücretsiz izne çıkarılan işçi sayısı da 2.5 milyona ulaşmış durumda. KÇÖ’nün uzatılmaması nedeniyle önümüzdeki günlerde 1.3 milyon işçinin daha ücretsiz izne çıkarılabileceğine dikkat çekiliyor. Bu da milyonlarca işçinin açlık sınırının altında aylık 1431 TL’ye (nakdi ücret desteği) mahkum edilmesi anlamına geliyor. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, iktidarın milyonlarca işçiyi ilgilendiren KÇÖ’yü sonlandırmadan önce sendikalarla görüşme gereği bile duymadığını söyledi. “Yok sayılıyor” dedi. Çerkezoğlu, şöyle devam etti: En az ‘asgari’ “KÇÖ almakta olan 1.3 milyon işçi ne olacak? Ya ücretsiz izne çıkarılacak ya da işten atılacak. İşyerleri kapanacak. İşsizlik artacak. Oysa biz ücretsiz iznin sonlandırılmasını istiyoruz. Günde 47 TL, ayda 1431 TL ile yaşamak mümkün değil. Şimdi çok daha fazla işçi ücretsiz izin dayatması ile karşı karşıya kalacak. Oysa pandemi tüm hızıyla sürüyor. Ekonomik ve sosyal tahribatı devam ediyor. Türkiye, tarihinin en büyük iş ve istihdam kaybını yaşıyor. Böylesi bir dönemde bu yaklaşımın akılla, mantıkla, vicdanla bağdaşır tarafı yok.” Arzu Çerkezoğlu, KÇÖ’nün bütün çalışanların yararlanacağı şekilde en az asgari ücret seviyesine çıkartılarak devam ettirilmesi gerektiğini vurguladı. l ANKARA ‘ÖDENEK MIKTARI ARTARAK SÜRMELI’ TezKoopİş Sendikası Genel Sekreteri Hakan Bozkurt, aylık 1431 TL nakdi ücret desteğinin “trajikomik bir rakam” olduğunu vurguladı. Bozkurt, şöyle konuştu: “Sayın Cumhurbaşkanı’na, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ve yetkililere sesleniyoruz; ödeneği sonlandırmak işçileri yani toplumu intihara sürüklemektir. Pandemi koşulları devam ederken işçileri ve bakmakla yükümlü oldukları ailelerini mağdur etmek geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açacaktır. 1.3 milyondan fazla çalışana KÇÖ veriliyordu. Talebimiz; işten çıkarma yasağı devam ederken KÇÖ’nün sürdürülmesi, kapsamının genişletilmesi ve ödenek miktarının enflasyon oranı da dikkate alınarak tekrar hesaplanmasıdır. KÇÖ alan işçilerin ileride işsizlik ödeneği ve emeklilik hakkında kayıp yaşamaması üzerine de düzenleme yapılmasıdır.” İTO MART AYI VERİSİ İstanbul’da fiyat yüzde 1.13 arttı İstanbul’da perakende fiyatlar martta bir önceki aya göre yüzde 1.13, toptan fiyatlar ise bir önceki aya göre yüzde 3.10 artış gösterdi. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) verilerine göre, mart ayında geçen yılın aynı ayına göre perakende fiyatlar yüzde 16.37, toptan fiyatlar ise yüzde 17.67 arttı. Yine mart ayında, perakende fiyatlar kapsamında aylık fiyatlar giyim harcamalarında yüzde 4.14, ev eşyasında yüzde 1.44, konut harcamalarında yüzde 1.23, gıdada yüzde 1.08, sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 0.28 artış görüldü. Toptanda en yüksek aylık artış ise yüzde 6.69 ile kimyada. l Ekonomi Servisi İŞ BANKASI’NDA YENI DÖNEM Aran genel müdür olarak atandı Türkiye İş Bankası Genel Müdürlüğü’ne bankanın Genel Müdür Yardımcısı olan Hakan Aran’ın atanHakan Aran masına karar verildi. İş Bankası’nın KAP açıklamasında, Banka Yönetim Kurulu’nun dün toplantısında, Adnan Bali’nin Yönetim Kurulu Başkanı, Yusuf Ziya Toprak’ın Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak seçilmesi kararlaştırılırken Aran’ın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na gerekli bildirimlerin yapılmasını ve izinlerin alınmasını takiben genel müdür olarak atanmasının kararlaştırıldığı belirtildi. l AA ÜRETICI MARKET ARASINDAKI FIYAT FARKI MARTTA BEŞ KATI GEÇTI Market fiyatları uçuyor Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) periyodik araştırmasına göre üreticiden çıkan fiyatlarla market fiyatları arasındaki fark mart ayında 5 katı buldu. TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, gıda fiyatlarındaki değişimleri yakından takip etmeye devam ettiklerini belirterek, geçen ay markette 22, üreticide 7 üründe fiyat artışı, markette 18, üreticide 12 üründe fiyat düşüşü olduğunu, üreticide 13 üründe fiyatların değişmediğini açıkladı. Bayraktar, fiyatı en çok düşen ürünler olan kuru soğan, patates ve limonda pandemi nedeniyle lokanta ve otellerin tam kapasite çalışmaması, arz fazlalığının pazarlama sorunlarına yol açtığını belirtti. Ürünlerin bazılarında görülen fiyat artışlarında ise girdilerdeki fiyat artışlarının etkili olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: Ödeme kolaylığı şart “Başta gübre olmak üzere elektrik, zirai ilaç, sulama ücretleri, yem fiyatları son bir yılda fazla artmıştır. Girdi fiyatlarında görülen kur baskısı fiyatları yükseltti. Ancak kurdaki düşüşler fiyatlara yansımamaktadır. Çiftçilerimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine ödeyemediği için takibe düşen borçları ile yüksek faizle yapılandığı borçları faizsiz olarak uzun vadeye yayılmalı ve ödeme kolaylığı getirilmelidir.” Üretimde istikrar için planlama yapılmasını da öneren Bayraktar, “Piyasa düzenleyici kuruluşlar oluşturularak fiyatlarda istikrar sağlanmalı, üretim maliyetleri düşürülmelidir” dedi ve şöyle devam etti: “Salgınla mücadele ettiğimiz bu dönemde marketlerde fiyat artışı olan ürün sayısının yüksek olduğu ortadadır. Tüketicilerimizin makul fiyatlardan ürün temin edebilmesi için, en azından çok tüketilen ürünlerdeki market fiyatlarının yakından takip edilmesi gerekmektedir. Tüm kesimler sorumlu davranarak piyasaları bozanlara fırsat verilmemelidir.” l Ekonomi Servisi Şemsi Bayraktar DEVLER HAREKETE GEÇTİ Çip üretimi için 100 milyar dolar Çip üreticisi TSMC, fabrikalarının çip üretim kapasitesini artırmak için önümüzdeki 3 yılda 100 milyar dolar yatırım yapacak. Müşterilerinin arasında Apple ve Qualcomm gibi şirketlerin bulunduğu TSMC gelişmiş çipler üretmek için bu yıl da 25 ila 28 milyar dolar arasında yatırım yapacağını açıklamıştı. Tedarikte yaşanan sıkıntılar nedeniyle bazı otomobil üreticileri üretimde kesintiye gitmek zorunda kaldı. Üretimin talebi karşılamaması nedeniyle cep telefonu, bilgisayar ve hatta ev aletleri üreten şirketlerin de üretiminde aksamalar yaşanıyor. Daha önce Intel de 20 milyar dolarlık yatırım açıklamıştı. l Ekonomi Servisi BDDK’nın hazırladığı yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı ‘Uzaktan mudi’ 1 Mayıs’ta Bankacılıkta ‘ıslak imza’ zorunluluğu resmen kalktı. BDDK’nin hazırladığı ‘Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelik’ Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre 1 Mayıs’tan itibaren gerçek kişilerin uzaktan kimlik tespiti, banka çalışanı ile kişinin; fiziksel olarak aynı ortamda bulunmasına gerek olmadan, çevrim içi olarak görüntülü görüşmesi ve birbiriyle iletişim kurması ile gerçekleşecek. Yayımlanan yönetmeliğin amacı, bankalar tarafından yeni müşteri kazanımında kullanılabilecek uzaktan kimlik tespiti yöntemlerine ve müşteri kimliğinin tespit edilmesini müteakip sunulacak bankacılık hizmetlerine yönelik olarak mesafeli olsun olmasın bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden yazılı şeklin yerine geçecek şekilde ya da mesafeli olarak sözleşme ilişkisinin kurulmasına yönelik usul ve esasları düzenlemek olarak gösterildi. l Ekonomi Servisi Stopaj Mevduat hesabı faizleri ile kâr paylarından yapılan stopaj indiriminin süreavantajı si 31 Mayıs’a uzatıldı. Karar kapsamında, stopaj indirimi, 1 uzatıldı Nisan’dan itibaren açılan veya vadesi yenilenen hesaplar, bu tarihten itibaren iktisap edilen bankalar tarafından ihraç edilen tahvil ve bonolardan elde edilen kazançlar ve fon kullanıcısının bu bankalar olduğu varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelir ve kazançları kapsıyor. ‘MASAK görevleri gereği bilgi istiyor’ Hazine ve Maliye Bakanlığı, kripto para platformlarından kullanıcı bilgilerini istediği yönündeki haberlere yönelik dün açıklama yaptı. İlgili açıklamda, birçok ülkenin mali istihbarat birimlerinin, suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanıyla mücadele ettiği bildirildi. Türkiye’de de bu konuyla MASAK’ın görevlendirildiği belirtilen açıklamada, “MASAK, anılan fonksiyonları icra edebilmek için uygulama stratejileri geliştirmekte, ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyon sağlamakta, görüş ve bilgi alışverişinde bulunmaktadır. MASAK mali ve finansal birçok alanda çalışma yürütmektedir. Yapılan çalışma da MASAK’ın bahsedilen görev ve sorumlulukları içerisinde bulunmaktadır” denildi. l Ekonomi Servisi Neden bilim? HBT 5 yaşında... Karanlık ve zorlu dönemlerden birinin tam ortasındayız. Bir yandan yeniden pik yapan pandemi vakaları öte yandan tek adam iktidarının keyfi uygulamaları; İstanbul Sözleşmesi’nin iptali, parti kapatma çabaları; bir siyasi parti liderinin gazetecilere hakaret ve tehdit yağdırması... İnsanlarının maske, sosyal mesafe uyarılarına aldırmadan kapalı ve tıklım tıklım dolu salonlarda parti kongreleri düzenlerken öte yandan esnafa kepenk kapattırılması... Yolsuzluk ve yoksulluk artarken baskıların da aynı oranda artması.. Tam da bu karanlığın, bu belirsizliğin içinde “Neden bilim?” sorusu daha da bir önem kazanıyor. Aslında bunu en iyi gösteren de pandemi süreci oldu. Toplumlara bilimin önemini hatırlattı. Neden bilim gerçekten? Birçok yanıt verilebilir: Doğayı ve onun bir parçası olan insanı anlamak için... İnsanlığa hizmet için.. Bilim, o bilimi üreten ülkelerin refaha açılan yolu aynı zamanda... Bireyi özgürleştirici güçlerden biri bilim... Bilim geleceğimiz ve geleceğimizin güveni... Atatürk’ün ısrarla vurguladığı gibi ‘Hayattaki en hakiki mürşit’ bilim.. Bilimin üretimi kadar önemli bir unsur da bilimin toplum tarafından benimsenmesi, içselleştirilmesi. İşte burada popüler bilim yayıncılığı devreye giriyor. Scientific American dergisi geçen yıl 175. yılını kutladı. New Scientist dergisi 65 yaşında. Discovery, ScienceNews gibi, temel bilimsel ve teknolojik araştırmaları daha basit bir dille topuma aktaran daha bir sürü popüler bilim dergileri... Peki Türkiye? Köy Enstitüleri bilimsel düşüncenin topluma yayılması açısından genç Türkiye Cumhuriyeti için güzel bir başlangıçtı, bir derginin yapabileceğinden çok fazlasını yapardı; ömrü uzun olmadı. TÜBİTAK Bilim bir dönem önemli bir misyon üstlenmiş, birkaç nesil TÜBİTAK Bilim ile yetişmişti, siyasetin güdümüne girmesi ile evrensel bilimi ancak belli ölçüde verebiliyor. Evrim ise hak getire.. 1987 yılı şubat ayında ilk kez günlük bir gazete, Cumhuriyet gazetesi haftalık olarak ücretsiz bilim dergisini gazete eki olarak okurlarına vermeye başlamıştı. 29 yıl boyunca her hafta 1501 sayı. Az buz değildi. Devam edemedi... Ama Cumhuriyet’in bıraktığı noktada bayrağı Herkese Bilim Teknoloji dergisi devraldı. Okurların, dergiyi sevenlerin, sahiplenenlerin itici gücü ve desteği ile bizim de ne olacağını bilemediğimiz bir yola çıktık. “Bu ülkenin aydınlanma yolculuğunda bilimin, bilimsel bilginin yayılması, paylaşılması önemli” dedik ve adını Herkese Bilim Teknoloji (HBT) koyduğumuz dergimizi yayımlamaya ve en düşük fiyat politikası ile okurlara ulaştırmaya başladık. Bağımsız haftalık bir dergi olarak harcı okurlarımızla, bilim insanlarımızla beraber kardık, tuğlaları beraber üst üste koyduk. Bir de baktık 5 yıl geçivermiş bile. 262 sayı yayımlanmış. Dün Herkese Bilim Teknoloji dergisi 5. yılını doldurdu. Önümüzdeki hafta özel bir sayı çıkartacağız. Nobel Ödüllü bilimcimiz Aziz Sancar, Gökhan Hotamışlıgil, Nermin Abadan Unat, Mehmet Öztürk, İvet Bahar ve diğerleri “Neden bilim” sorusunu kendi cephelerinden yanıtlayacaklar. Kolay olmadı, hele Türkiye koşullarında... Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Bu daha başlangıç.. Bilim, hem Cumhuriyet gazetesinin hem Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ana konularından biri oldu hep. Bir öğretmenin çığlığı Adını vermeyeceğim. Bundan 5 yıl önce derginin ilk yayımlandığı aylarda bir gün bir telefon aldım. Türkiye’nin doğu illerinden birinde öğretmenlik yapıyordu. “Öğrencilerime de derginizi okutmak istiyorum. Ufuklarının genişlemesi için bu dergi çok önemli. Rica etsem falan falan yerlerdeki gazete bayilerine de gönderebilir misiniz?” dedi. Öğretmen, “İsterseniz daha düşük bir fiyattan sizin dediğiniz bir yere gönderelim, hatta ücretsiz bile yollayabiliriz” teklifimize karşı çıktı. Sebebini ise “Öğrencilerin kantinden aldıkları bir gofret parasından daha fazla değil derginin fiyatı. Bedavaya alışmalarını değil, emeğin de bir değeri olduğunu öğrenmelerini istiyorum” diye açıkladı. Bir süre öğretmenin istediği noktalara sevk ettik. Sonra iletişim kesildi. Geçen gün HBT’nin 5. yılı dolayısı ile mesajlaştık. Bakın ne dedi: “Dergiyi takip ediyorum ancak sınıflarda okutamıyorum çocuklara. Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her an, ‘Acaba dergiyi okuttuğumda birilerinin iftirasına uğrayabilir miyim?’ kaygısını taşıyorum. Önceleri aldırış etmezdim bu tür şeylere ancak son yıllarda artan baskı ortamı böyle düşünmeme neden oldu. İnsanların yaşamını karartmak çok kolaylaşmış; her şey yapanın yanına kâr kalıyor ne yazık. Anadolu’da bu baskı daha da ağırlaşıyor. Sizler zor koşullarda dergiyi hazırlıyorsunuz, sizin bu çabanızın yanında benim sızlanmalarımın yeri yok, biliyorum. Nice yıllara, beş yıllara! Dilerim zaman, rüzgârı tersine çevirir. Güzel, sağlıklı günlerde buluşmak umuduyla!” Bu cümlelerden sonra son sözü size bırakıyorum..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle