05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR AVRO [email protected] STERLIN FAİZ BORSA 13 31 MART 2021 ÇARŞAMBA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 8.3080 12.6 kuruş 9.7550 10.7 kuruş 11.3800 19.15 12.3 kuruş sabit 1392.14 0.16 puan 3042.58 5.62 lira 449.87 74 lira Şahap Kavcıoğlu, faizlerin enflasyonun altına düşmeyeceği mesajını verdi Faiz hemen inmeyecek Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, faiz artırdığı için görevden alınan eski Başkan Naci Ağbal’ın politikalarının devam edeceği mesajını vererek “Enflasyon düşüşünde güçlü göstergeler oluşana kadar politika faizini TÜFE’nin üzerinde tutacağız” dedi. Eski Başkan Naci Ağbal’ın bir gece yarısı kararnamesi ile görevden alınmasından sonra başkan olan Şahap Kavcıoğlu, kamuoyunun karşısında yaptığı ilk açıklamada faizlerin hemen indirilmeyeceğini açıkladı. Sıkı para politikasının süreceği mesajını veren Kavcıoğlu, “Sürdürülebilir düşüş için faiz TÜFE’nin üzerinde olacak” dedi. Merkez Bankası’nın 2020 yılına ait 89. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı bankanın İdare Merkezi Konferans Salonu’nda yapıldı. Dolar, iç ve dış gelişmeler nedeniyle dün de tırmanışını sürdürürken, Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu merakla beklenen faiz açıklamalarını yaptı. Toplantı öncesi açıklama yapan Kavcıoğlu, “Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar politika faizini, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturmaya devam edeceğiz” dedi. Kavcıoğlu, bankanın yasa ile belirlenmiş görev ve yetkiler çerçevesinde, enflasyonda kalıcı düşüşü sağlama temel hedefi doğrultusunda para politikası araçlarını etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğini söyledi. Yüzde 5 hedefine bağlıyız “Fiyat istikrarı şeklinde tanımlanmış ve hükümetimizle birlikte belirlenmiş olan orta vadeli enflasyonu yüzde 5 seviyesine indirme hedefine sıkı sıkıya bağlıyız” diyen Kavcıoğlu, 2023 yılında enflasyonu yüzde 5’e indirmek ve bu seviyeyi kalıcı kılmak konusunda kararlı olduklarını dile getirdi. Kavcıoğlu, içinde bulunulan dönemde enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyelerin sıkı bir para politikası duruşu gerektirdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Parasal duruş, enflasyon gelişmeleri ve enflasyon beklentileri dikkate alınarak dezenflasyon sürecini en kısa sürede tesis edecek ve orta vadeli hedeflerimize ulaşıncaya kadar bunun sürekliliğini sağlayacak bir sıkılık düzeyinde belirlenmeye devam edilecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar politika faizini, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturmaya devam edeceğiz.” l ANKARA /Cumhuriyet İkinci adam Morgan Stanley’den MUSTAFA ÇAKIR Halk Portföy’de yöneticilik yapmıştı. Kavcıoğlu da daha önce Halk Bankası’nda Genel MüTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) dür Yardımcılığı görevinde bulundu. Kavcıoğlu Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya’nın gö ile Çetinkaya’nın arasının o dönemden bu yana revine son verildi, yerine Mustafa Duman geti bozuk olduğu da kulislerde dile getirilen iddiarildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan im lar arasında yer alıyor. zalı atama kararı, Resmi Gazete’de yayımlanYeni Başkan Yardımcısı Mustafa Duman ile dı. 27 yıllık bankacılık ve finansal piyasalar de ilgili dikkat çeken bir başka detay da Marmaneyimi olan Duman, son olarak ABD’li yatırım ra Üniversitesi Bankacılık Enstitüsü’nde yükbankası Morgan Stanley’in Türkiye Ofisi Genel sek lisansını yapmış olması. Türkiye Varlık FoMüdürü olarak görev yürütüyordu. Duman aynu Yönetim Kurulu Başkanvekili Prof. rıca 2015’ten beri Morgan Stanley Suudi Erişah Arıcan da bu üniversitede öğArabistan’ın Denetim Komitesinde. retim üyesiydi. Arıcan Hazine ve MaDuman’ın, Başkan Şahap Kavcıoğliye Bakanı Berat Albayrak’ın da tez lu ile daha önce Esbank’ta birlikte çalışdanışmanlığını yapmıştı. tığına dikkat çekildi. Esbank’a 1999 yılınKulislerde Duman’ın MB’ye atanda devlet tarafından el konulmuştu. Ancak masının ABD’ye mesaj olduğu yoDuman’ın Merkez Bankası sitesinderumları yapılıyor. Morgan Stanki özgeçmişinde Esbank’a hiç yer ley merkezi ABD’nin New verilmemesi dikkat çekti. Bu araYork kentinde bulunan ulusda görevden alınan Murat Çetinlararası bir yatırım bankası kaya daha önce Halk Yatırım ve Mustafa Duman olma özelliği taşıyor. BAYILER YÜKÜ TAŞIYAMAZ Akaryakıtçılardan tavan fiyatı çağrısı Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası, benzin ve motorinde tavan fiyat uygulamasına son verilmesini istedi. Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası’ndan (TABGİS) yapılan açıklamada, “Covid19 virüsünün yayılımının engellenmesi için Cumhurbaşkanlığı Kabinesi tarafından alınan kararlar doğrultusunda hafta sonu yasakları yeniden uygulanacağı için akaryakıt istasyonlarının satış hacimlerinin daha da azalacağına dikkat çekildi. “Ramazan ayının da etkisiyle iş hacmi üzerindeki daralmanın yaratacağı yükü bayiler kaldıramazlar. Bu bakımdan, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun pandemi sürecinin yıkıcı etkileri devam ederken aldığı tavan fiyat kararını sağduyulu bir yaklaşımla hiç vakit kaybetmeden iptal etmesini meslektaşlarımız adına talep ediyor ve açık çağrıda bulunuyoruz” denildi. l Ekonomi Servisi KONTEYNIR KRIZINE ÇÖZÜM İhracatçı yerli konteynır istiyor Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, konteynır taşımacılığı yapacak milli gemi filosu ve konteynır firmaları kurulması için çağrıda bulundu. Konteynır krizlerinin yerli konteynırın önemini hatırlattığını belirten Gürdoğan, “İhracatçılarımız, müşterilerine ulaştırması gereken ürünü için halen boş konteynır bulamamakta, bulunan konteynırlarda da nakliye ücretinin yaklaşık 3 kat artmış olması nedeniyle rekabetçi fiyat tutturamıyor. Konteynır bulunamaması, nakliye ücretlerinin yüksekliği gibi lojistik sıkıntılar ihracatımızı olumsuz etkilemektedir” dedi. l Ekonomi Servisi TÜSİAD alınan kararlarla ortalığın toz duman olduğunu söyledi Patronlardan güven ve istikrar uyarısı ESRA ALUS Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ekonomide alınan kararlarla belirsizliğe girildiğini belirterek, “Ortalığın toz duman olduğu, yetki ve sorumlulukların sınırlarının bulanıklaştığı durumlarda karar nasıl alınır? Yatırımcı güven ister. Uzun vadeli yatırımın sırrı istikrar ve güvendir” uyarısı yaptı. Pandemi nedeniyle ertelenen TÜSİAD Genel Kurulu dün webinar sistemi ile yapıldı. Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, Merkez Bankası’ndaki değişime işaret ederek TL’ye güveni tesis edip uzun vadeli dış kaynak çekilememesi durumunda, hiçbir faiz hamlesinin kalıcı olamayacağını söyledi. Derneğin bu yıl 50’nci yılını kutladığını ekleyen Özilhan, Türkiye’nin bugünkü sorunlarının bugünle benzer olduğunu belirterek, şunları söyledi: n Hepimiz son aylarda art arda gelen beklenmedik gelişmeleri anlamaya çalışıyoruz n Ortalığın toz duman olduğu, yetki ve sorumlulukların sınırlarının bulanıklaştığı durumlarda karar nasıl alınır? n Faizler hızla iniyor ve çıkıyor. Yatırımcı güvenin tesis edilemeyince uzun dönemli yatırım kararları da alınamıyor. Simone Kaslowski, Olağan Genel Kurula Covid19 şüphesi nedeniyle online katıldı. n Kendi aramızda kavga ettikçe herkes kaybediyor, birleştirici olmak lazım. n Ekonomik reformlar gibi yargı refomları da iyi ama şimdiye kadar ilan edilen yargı reformları bizi arzu edilen hukuk devleti ve demokrasi standartlarına yaklaştıramadı İşsizlik korkutucu boyutta Kaslowski ise TÜİK başkanının 4 kez, TCMB başkanının 3 kez değiştiğine dikkat çekerek şu açıklamaları yaptı: n Kredi genişlemesine bağlı gerçekleşen istisnai büyüme ile enflasyonist baskının arttığı, hem faiz hem kurun yükseklerde seyrettiği bir ekonomik ortamda yaşıyoruz. n Şeffaflık, hesap verilebilirlik, kurumsal özerklik, istişare, çoğulculuk, mutabakat arayışı gibi konuların önemini vurgulamaya devam edeceğiz. n Kalkınmanın önkoşulu istikrardır. TL’nin zayıflığı dışsal şoklar karşısında bizi korunmasız bırakacaktır. TL’ye güveni yeniden kazandırmalıyız. n Aksi takdirde had safhaya varan işsizlik, alım gücünde azalma, büyümenin finansmanı gibi temel sorunların çözülmesi mümkün değil. İşsizlik toplumu korkutucu boyutta tehdit etmektedir. n Kredi genişlemesine bağlı gerçekleşen istisnai büyüme ile enlasyonist baskının arttığı, hem faiz hem kurun yükseklerde seyrettiği bir ekonomik ortamda yaşıyoruz. İSTANBUL SÖZLEŞMESI PANDEMI NEDENIYLE KARARI DÜZELTILMELI YÖNETIM DEĞIŞMEDI Özilhan ve Kaslowski’nin konuşmalarında sadece ekonomi değil “İstanbul Sözleşmesi” de vardı. Kadınların şiddetten korunmasının öncelikli bir konu olduğunu söyleyen Kaslowski, “Bizzat Avrupa Konseyi bünyesinde tüm ülkelerce imzalanmış, Türkiye’nin öncülük de yaptığı, ilk imzacısı Türkiye olan ve dünyanın incisi şehrimizin adını taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını düzeltilmesi gereken bir karar olarak değerlendirdiğimizi tekrarlamak istiyorum” dedi. TÜSİAD’ın bu yılki toplantısı seçimliydi. Pandemi olmasaydı Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan görevi bırakacaktı. Ancak salgında patronlar yeni bir yönetim istemeyince Özilhan ve Kaslowski ile devam kararı aldı. TÜSİAD’ın yeni Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılıklarına Murat Özyeğin, Mehmet Tara ve Bahadır Balakır seçildi. Üyeler ise Barış Oran, Batu Aksoy, Fatih Kemal Biçlioğlu, İren Oral Kayacık, Nükhet Küçükel Ezberci, Önder Sezgi, Serkan Sevim, Can Yücaoğlu, Ebru Dicle oldu. Üniversiteler küresel tehdit altında Geçen hafta sonu Boğaziçi Kelepçesiz Akademi öğrencileri Tehdit Altında Üniversiteler başlığıyla uluslararası düzeyde katılımcılarla birlikte önemli bir söyleşipanel gerçekleştirdi. Macaristan Central European University’den Andrea Peto; Brezilya Pontifical Catholic University of Rio Grande do Sul öğretim üyesi Fernanda Martins, Yunanistan Panteion Üniversitesi’nden Athena Athanasious; Sırbistan Belgrad Üniversitesi’nden Gazela Pudar Drasko ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Zeynep Gambetti yaklaşık 3 saat boyunca bizlere tüm dünyada üniversitelerin nasıl bir küresel tehdit altında olduğunu gerek kuramsal gerek tarihsel gerekse de hayattan canlı örnekler vererek paylaştılar.(*) Andrea Peto konuşmasında, üniversitelerin illiberal ve otokratikleşen devlet aygıtının giderek birer yandaş kurumuna dönüştürüldüğünü aktardı. Andrea Peto’ya göre bir yanda devlete ve otoriteye bağlılık, bir yandan da piyasa koşullarında kâr amacı güden birer işletmeye dönüştürülen üniversiteler artık özgür bilimin üretildiği kurumlar olmaktan çıkarılmaktadır. Üniversiteler giderek neoliberal devlete ve piyasanın rekabetçilik mantığına meşruiyet kazandırma uğraşına itilen bürokratik örgütler olarak çalışmaktadır. Bu dönüşümün bir parçası olarak artık toplumsal cinsiyet, sosyal eşitlik ve eleştirel bakış açısını korumaya çabalayan çalışmalar akademinin dışına itilmekte, hatta deyim yerindeyse düşman olarak nitelendirilmektedir. Özetle, piyasanın mantığına aykırı her uğraşın düşman olarak adlandırıldığı bir küresel rekabet dünyasında üniversiteler de payını almaktadır. Söz konusu otokratikleşme ve merkezileşmeye en çarpıcı örneği ise Fernanda Martins sunmaktaydı. Fernanda Martins, Jair Bolsanaro’nun Brezilyası’nda eğitim kurumlarında idari görevlendirmelerin giderek emekli subaylar, generaller ve askeri personelden oluşturulmaya başlandığını; böylelikle Brezilya’da kamusal eğitimin militarizeleştirildiğini çarpıcı örneklerle aktarmaktaydı. HHH Aynı günlerde bir yandan da Bilim Akademisi’nin yayın organı Sarkaç dergisinde Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayşın Ertüzün, “Dünya çapında üniversite olmak: Akademik özgürlük ve üniversite özerkliği” başlıklı yazısında “bilimsel araştırmanın temelinde akademik özgürlük vardır” diyerek şu tanımı paylaşmaktaydı: “Akademik özgürlük, öğretim üyelerinin ve araştırmacıların, araştırma gündemlerini / konularını belirleme; doğruyu bulmak için diğer araştırmacılar ve öğrenciler ile eleştirel fikir tartışması yapma; kanıta, akla dayalı olarak yaptıkları araştırmalara ilişkin çıktıları araştırmacılar, öğrenciler ve kamuoyuyla paylaşma özgürlüğüdür.” Ayşın Hoca yazısında kısa bir süre önce Gothenburg Üniversitesi VDem Enstitüsü tarafından yayımlanan 2021 Demokrasi Raporu’na ve Mart 2021’de de Küresel Kamu Politikaları Enstitüsü (Global Public Policy Institute GPPi) tarafından yayımlanan “Özgür Üniversiteler: Akademik Özgürlük Endeksini Eyleme Geçirme” başlıklı raporuna atıf vererek Liberal Demokrasi Endeksine (LDE) göre hızla otokratikleşen 10 ülke arasında maalesef Türkiye’nin de bulunduğunu ve Polonya ve Macaristan’ın ardından 3’üncü sırada yer aldığını aktarıyordu. Ayşın Ertüzün Hoca yazısını “Yükseköğretim kurumlarımıza yön veren mercilerin dünya üniversite sıralamalarında Türkiye’deki üniversitelerin niye ilk 100 üniversite arasında yer almadığı konusunu dikkatle ele almaları, sistematik faktörler yanında söz konusu rapor ve belgeleri birbirlerini tamamlayan bir bütünlük içinde değerlendirerek üniversitelerimizin bu sıçramayı yapabilmelerini sağlayacak akademik özgürlük ortamını ve üniversite özerkliğini yeniden tesis edecek adımları atmaları elzemdir” sözleriyle tamamlamaktaydı. “Aksi takdirde üniversitelerimizin dünya çapında üniversiteler olmaları ve üniversite sıralamalarında üst sıralarda yer almaları hayalden öteye gidemeyecek”. Ayşın Ertüzün Hoca’nın uyarılarına katılmamak mümkün mü? (*) Söz konusu panel YouTube kanalında “Universities At Risk” başlığı altında yer almakta.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle