05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MİGROS’TA YETİŞEN ALIYOR KAMPANYASI Söke Un 5 kg 37,75 Irmak Toz Şeker 17 ,90 5kg 27,95 22,90 Stok Adedi: 150.000 İri Danem Baldo Pirinç 2 kg Stok Adedi: 175.000 24,75 Abalı Ayçiçek Yağı 21,90 4l 55,90 48,90 Stok Adedi: 75.000 Nescafe Gold Crema Kahve Kavanoz 34,45 95 g 20,00 Stok Adedi: 125.000 Maylo Havlu 6’lı 20 ,90 10,90 4 13 MART 2021 CUMARTESİ HABER Budala İz Sürücü (Stalker), umutsuzlukla yatağına uzanıp sancılar ve sanrılar içinde kıvranırken Holbein’in Ölü İsa’nın Mezardaki Bedeni (1521) tablosundaki İsa’yı andırıyordu. Stalker’ın ölü olmadığını kanıtlayan tek şey bir tabutta olmaması mıydı? Tarkovski’yi Dostoyevski’ye, İz Sürücü’yü de Dostoyevski’nin Budala romanının kahramanı Prens Mışkin’e bağlayan bu soru olabilir. Dostoyevski’nin Budala’sı 1869’da yayımlandı. Romanı yazma sürecinde Holbein’in tablosundan oldukça etkilenmişti ve tabloyu romana da yerleştirdi. Maddi dünyanın hırs ve olanaklarından kendisini soyutlamış Prens Mışkin karakteri aracılığıyla, diğerkâm, iyiliği rehber edinmiş peygambervari bir öncünün modern çağda karşılaşacağı zorluklara dair bir başyapıttı elbette. İlginçtir, Tarkovski’nin notlarında Budala romanı sürekli karşımıza çıkar. Zira sinemaya uyarlamak istediği romanlar arasındadır Budala. Stalker’da İz Sürücü’nün, ne zaman geleceği bilinmeyen bir ölümün döşeğinde yatarken umudunu kaybetmesinin, iyiliğin maddi dünyanın gerçekleri karşısında bir anlamının bulunmadığını fark etmesinin devamı böyle gelecekti belki de. İnsan ne zaman budala gibi hisseder? Sadece yenildiğinde mi? Hayır; mesele aynı zamanda öncünün yalnızlığını fark etmesiyle de bağlantılıdır. İki boyutlu bir yalnızlıktır bu: Kendisini öncü, kurtarıcı olarak feda eden bireyin aslında kurtarılmak istemeyenlerle kuşatılmış olduğunu fark ettiği an ilk boyutu oluşturur. Sadece bunu fark etse iyi; bir kurtuluşu arzu edenlerin birkaç kişiyi öne sürüp kendilerini geride, korunaklı mevzilerde saklamaya çalıştıklarını da aşama aşama gözler. En kötüsü de bu ikisi arasındaki sıkışmadır. Budala gibi hissetme, budala gibi hissettirenlerin eseridir. Aklıma bir sahne geliyor: Şaban Oğlu Şaban filminde kumandan (Şener Şen) askerlerini toplar ve ateş hattına girecek bir gönüllüye ihtiyaç olduğunu söyler. Gönüllü üç adım öne çıkmalıdır. Bu sırada Şaban hariç tüm askerler üç adım geri çekilir; böylece Şaban (Kemal Sunal’ın anısına saygıyla) öne çıktığı için değil, başkaları geri çekildiği için bütün bedelleri yüklenmeye hazır bir öncüye dönüşür. Bu ironik sahnedeki mesaj, rapçi Ceza’nın bir şarkısında geçen “yükselen ben değilim bak alçalan duvarlar” cümlesiyle daha iyi anlaşılır. Çevrenize bir bakın; hemen her alanda, her mücadelede idealist, maddi çıkarlardan soyutlanmış, canını dişine takarak bir şeyleri değiştirmeye çalışan öncü karakterler vardır. Ancak öncünün bu fedakâr iyiliği, Budala’daki Prens Mışkin’de cisimleşen niteliği, bir süre sonra akışa direnmekten akışa teslimiyete ya da akıştan kaçışa uzanabilecek sonuçlar doğurabilir. “Bu köyün delisi ben miyim?” cümlesi, bilin ki bir yol ayrımının önceden duyurulmasıdır; ciddiye almak gerekir. Yatay, demokratik hareketlerin; tekil kurtarıcı ihtiyacını giderebilen, tabandan, kolektif örgütlenme kültürünün yaygınlaşmadığı toplumlarda öncü karakteri de, öncünün kaderi de evrensel bir nitelik kazanır böylece. Sinemada Budala Belki tam da bu nedenle, farklı ülkelerden, kültürlerden birçok önemli yönetmen Budala’yı sinemaya uyarladı. Liste uzun; Melahat Hazal Köksal, İstanbul Üniversitesi’nde savunduğu yüksek lisans tezinde bu uyarlamaları inceleyip listelemiş, meraklısına öneririm. Japon yönetmen Akira Kurosawa’nın Hakuchi’si (1951), Polonyalı Andrzej Wajda’nın Nastazja’sı (1994) bunlar arasında. Romandan esinlenen başka filmler de var elbette. Bresson’un Rastgele Balthazar’ı gibi. Beni son zamanlarda etkileyen bir uyarlama da Rus yönetmen Yuriy Bykov’un Durak (Budala) isimli filmi. Birbirinden yoksul yüzlerce insanın barındığı bir binanın tesisatındaki arıza nedeniyle çökmek üzere olduğunu fark eden idealist Dima Nikitin, çıkarları iç içe geçmiş yöneticilerle müteahhitler arasındaki yolsuz düzende gece yarısı herkesi uyandırmaya ya da uyarmaya çalışır. Bina derhal boşaltılmalıdır. İyi ama, boşaltılsa bile, Rus kışında bu kadar insanı yerleştirecek bir yer de bulmak gerekir. Haliyle yerel yöneticisinden inşaat rantçısına kadar uzanan yelpazede mafyalaşmış ve çürümüş yapı hâkim gelir. Çünkü yönetenler sorunu çözmek yerine, sorunu fark edenleri yok etme yolunu seçer. Dima bir şekilde kurtulur; ailesiyle şehri terk etmesi gerekir ama yine de içindeki iyilik ve fedakârlık duygusu onu engeller. Binaya gider, tüm kapıları tek tek çalıp herkesi çökmek üzere olan binayı terk etmeye çağırır. Öncülük, çağırmaktır. Yenilgi hissi, çağrı karşılıksız kalınca yayılır. Filmin sonunda Dima, kurtarmaya çalıştığı insanlar tarafından dövülür. Düzenleri bozulduğu, huzurları kaçtığı için binanın sakinleri öfkelidir, onların gözünde sadece Dima sorunludur. Öfke, sorunları yaratana değil, çözmeye çalışana yönelir. Düzenin, kaymağı sömürenlerin hegemonyası tam da böyle işlemez mi? Sorumlu insanın başkalarının gözünde sorunlu insana dönüştürülmesinin hikâyesidir bu aynı zamanda ve diyalektik bir yanı da vardır: Öncüyü budala yerine koyma, budalalaşmanın da uzantısıdır. Kurtarmak istedikleri tarafından dövülen Dima sizce ne yapacak? Devam mı edecek, değiştiremediği akışa teslim mi olacak, yoksa kaçmayı mı tercih edecek? Bence bu hikâyeyi hep birlikte yazıyoruz ve Dima’nın sorunları tek başına çözemeyeceğini anlayarak, Dima’ları kaybetme lüksümüzün olmadığını fark ederek yazmayı, Dima’lara el vererek yaşamayı sürdürebiliriz. Stok Adedi: 150.000 Torku Tam Yağlı Tost Peyniri 400 g Stok Adedi: 80.000 27 ,25 Dana Kıymalık 18,95 43,95 KG Stok Adedi: 100.000 Poşetli Bütün Piliç 15 ,95 KG 13 ,90 KG Patates 1 ,15 KG Stok Miktarı: 100.000 kg Soğan 1 ,15 KG SEG SCM 8100 E 8 kg/1000 D 2.299,00 1.799 Çamaşır Makinesi ,00 • A+++ • Hızlı 15 dakika • 15 program • Çocuk Kilidi • Ürün Boyutları (DxYxG): 55,7 x 84,5 x 59,7 cm 149,92 x 12 TAKSİT A+++ 3 YIL VESTEL GARANTİLİ v ÜCRETSİZ NAKLİYE VE MONTAJ Stok Adedi: 800 Aynı anda migros.com.tr’de Bu fiyatlar, 1217 Mart 2021 tarihleri arasında, Money kart veya Money Bonus ile yapılan alışverişlerde geçerlidir. Kampanyalı ürünlerden bir müşteri sadece 3 adet satın alabilir. AİHM’den, Eminağaoğlu davasında hak ihlali kararı Yeni sayfa açılabilir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM); eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından Yargıtay’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Çankırı’ya görevlendirilmesine ilişkin başvurusunda 9 yıl sonra hak ihlali kararı verdi. Eminağaoğlu, karar için “Yargıda yeni bir sayfa açılmasına yol açacak nitelikte” dedi. Kararı Cumhuriyet’e değerlendiren Eminağaoğlu, HSK’nin kararına karşı iç hukukta HSK dışında bir başvuru yolu olmamasının, adil yargılama hakkına aykırı bulunduğunu belirtti. “Bu kararı gözetince, HSK’nin bütün disiplin cezalarına karşı yargı yolunun açılması gereği ortaya çıkıyor” diyen Eminağaoğlu, “Bu durum anayasa değişikliği yapılmasını gerektiriyor. Konu yargı bağımsızlığı yönünden son derece önemli. Yargı reformu, eylem planı gibi söylemler kullanan iktidar, HSK’nin tüm kararlarına karşı yargı yolunun açılmasından hâlâ daha söz etmiyor. Ancak artık kararların yargı denetimine açılmasını gerektiren bir AİHM kararı söz konusu” dedi. ‘FETÖ müdahalesi’ Eminağaoğlu, FETÖ lideri Fethullah Gülen’in müdahalesi ile 2009’daki YARSAV seçimlerinin kaybettirildiğini, YARSAV’da etkin konumu kalmadığı için hakkındaki dinlenme ve izlenmelerin imhasına karar verildiğini ancak bunların sadece dosyadaki suretlerinin imha edildiğini söyledi. Adalet Bakanlığı’na aktarılan diğer suretlerin disiplin soruşturmalarında kullanıldığını kaydeden Eminağaoğlu, “AİHM, dinlemelerin yapıldığını ve tam imha sağlanmadığını, bunların disiplin soruşturmasında kullanılmasının da özel ve aile hayatına aykırılık olduğunu ifade etmiştir. Karar, HSK kararlarına yargı yolunun açılması, yargıçların hukuk sistemi konusunda ifade özgürlüklerinin ifade edilmesi ve korunması, bu durumun yargı örgütleri için de bir hak değil, aynı zamanda bir görev olduğu boyutları ile yargıda yeni bir sayfa açılmasına yol açacak nitelikte” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet PAYLAŞIM HAKARET SAYILDI Karadağ hakkında soruşturma Eski Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ hakkında, cezaevinde olan eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Murat Arslan’ın cezaevindeyken annesinin cenazesine katılma talebinin reddedilmesini eleştiren paylaşımı nedeniyle dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olan Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman’a hakaret suçlamasıyla soruşturma açıldı. Karadağ, Haziran 2020’de sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Düşman olsa, bir kişinin annesine karşı son görevini yapmasına izin verilir. Zulümlerinde boğulsunlar. İnsanlıktan çıkmışlar. Bari insanız diye dolaşmasalar” tepkisini göstermişti. Paylaşımı nedeniyle hakkında soruşturma açılan Karadağ, kim olursa olsun bir kişinin annesinin cenazesine katılmasının insani bir şey olduğunu söyleyerek buna karşı takınılan tutumu eleştirdiğini vurguladı. Paylaşımına yönelik tutulan tutanağın, dönemin basın savcısı ve zabıt kâtibi tarafından hazırlandığını söyleyen Karadağ, bunun şimdiye kadar savcılık uygulamasında olmayan bir uygulama olduğunu söyledi. Karadağ, “Bir basın savcısının ve kâtibin, herhangi birisinin Twitter hesabını takip edip, tutanak düzenleyip, soruşturma başlatması çok yapılan bir uygulama değil. Başsavcının, savcıları uyararak başlattığını düşünüyorum” dedi. Soruşturma kapsamında ifade verdiğini kaydeden Karadağ, Kocaman’ın dinlenmesini talep ettiklerini aktardı. Karadağ, “Bir şey çıkacağını düşünmüyorum ama neticede soruşturma açıldı. İfadeye çağrılmamın, tam da İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladığı zamana gelmesi ciddi bir ironi, ne kadar samimiyetsiz olduklarının da işareti” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP İLÇE BAŞKANI VE YAKINLARININ KAPILARI KIRILARAK ARAMA YAPILDI GECE BASKINI ERDEM SEVGİ CHP Diyarbakır Hazro İlçe Başkanı Turğut İncel ile yakınlarına ait dört ayrı konuta, önceki gece 02.30’da, özel harekât polislerince baskın yapıldı. İncel, “Sadece bir ev için arama kararı varken dört eve girildi. Kapılar çalınmadan koçbaşı ile kırıldı. Kadınlar ve çocuklara kötü muamelede bulunuldu” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ise “İnsan Hakları Eylem Planı açıklandığı günlerde yapılan bu muamele iktidarın muhalefete bakışını ortaya koyuyor” dedi. Cumhuriyet’e konuşan Hazro İlçe Başkanı Turğut İncel, “Görüşme için Ankara’daydım, evde değildim. Dün (önceki gün) sabaha karşı 02.30’da bütün kapılar kırılarak içeri giriliyor. Evdeki kadınlar, çocuklar uykuda. Kapıyı çalmıyorlar. Bütün herkesi yüzüstü yere yatırıyorlar. Eşim, evin CHP İlçe Başkanı’na ait olduğunu söylüyor. Buna rağmen kötü muameye devam ediyorlar. Evleri dağıtıyorlar, hiçbir şey bulamayıp gidiyorlar” dedi. İncel, yaşanan olayın ardından Savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, “Polis ekipleri Diyarbakır’dan gelmiş. Savcılık, polislerin girdiği dört evden oğlumun yaşadığı bir ev için arama izni olduğunu söylüyor. Diğer evlerde yapılan aramalar usulsüz. Muhalefetin sindirilmesi için bu muameleye maruz kaldığımızı düşünüyorum. Pes etmem” diye konuştu. Cumhuriyet’e açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, “Sorumluların cezalandırılması gerekiyor” dedi. Öte yandan, Salıcı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla görüştü. Soylu’nun, “Gerekli incelemeyi yapacağız. Olayın içyüzünü anlayalım” dediği öğrenildi. Diyarbakır Valiliği’nden yapılan açıklamada ise başka bir evde arama yapılırken aynı kattaki İncel’in evinin kapısının açılması üzerine eve “kontrol ve görüşme” amacıyla girildiği ileri sürülerek “Arama izni olmadan ikamete girilmesi iddiasıyla ilgili soruşturma başlatıldı” denildi. l ANKARA MADENLER OLMASAYDI MEDENİYET OLMAZDI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle