29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 11 MART 2021 PERŞEMBE BOĞAZIÇI DIRENIŞINE DESTEK OLDUKLARI IÇIN EV HAPSI CEZASI VERILEN ÖĞRENCILER: Mücadele hattı örüldü BOĞAZİÇİ ÜNIVERSITESI Bulu’nun 8 Mart paketi iade edildi Boğaziçi Üniversitesi’nin tüm bileşenleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan AKP’li Rektör Melih Bulu’ya yönelik protesto eylemlerini sürdürüyor. Boğaziçili akademisyenler, dün de rektörlük binasına sırtlarını dönerek Bulu’yu protesto etti. Kadın akademisyenler eylemlerinin 48. gününde rektörlük binası önüne 8 Mart’ta kendilerine rektörlük tarafından gönderilen hediye kutularını “Kabul etmiyoruz” dövizleriyle birlikte bıraktı. l Haber Merkezi İŞ CİNAYETLERİ Üç ilde dört işçi hayatını kaybetti Karabük’ün Ovacık ilçesinde kum ocağında çalışan Mustafa (51) ve Yunus Özdemir (41), tamir etmek için içine girdikleri taş kırma makinesinde sıkıştı. Bulundukları yerden çıkarılan işçilerin hayatını kaybettiği belirlendi. Sakarya Hendek’te çalıştığı inşaatın asansör boşluğuna düşen işçi Yusuf Başaran (66) yaşamını yitirdi. Kütahya’nın Emet ilçesinde sülfirik asit fabrikası inşaatında çalışan Mehmet Altın (58), elbisesini traktör ve su tankeri arasındaki şafta kaptırarak öldü. l AA/DHA EŞİNE SALDIRDI ‘Çalışma’ diyerek satırla yaraladı Kocaeli’nin Darıca ilçesinde, Osman Taştan (65), çalışmasını istemediği eşi Naciye Taştan’ı (48) satırla yaraladı. Başına ve vücuduna 10 satır darbesi alan, bir parmağı kopan Taştan tedaviye alınırken Osman Taştan tutuklandı. Naciye Taştan’ın kız kardeşi Hülya Altınbaş, eniştesinin 3 yıl önce ablasını evden kovduğunu, 6 ay önce de büyüklerin araya girmesiyle barıştıklarını ifade etti. l DHA ‘ÇUKUR’ FACİASI İnşaatın yetkilisi tutuklandı Çekmeköy’de kaybolan 4 yaşındaki Hasan ve 8 yaşındaki Hüseyin B. kardeşlerin önceki gün inşaat alanındaki asansörün çukurunda cesetlerinin bulunmasına ilişkin soruşturmada gözaltına alınan inşaatın yetkilisi O.A’nın emniyetteki işlemleri dün tamamlandı. “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan mahkemeye sevk edilen O.A. tutuklandı. l AA ARKADAŞI GÖZALTINDA 4. kattan düşen kadın öldü Esenyurt’ta önceki gece Kenan Danış ile kavga eden Sevcan Demir (23) oturduğu binanın 4. katından apartman boşluğuna düşerek yaşamını yitirdi. Kadının olaydan bir saat önce yaşanan ilk tartışma nedeniyle eve gelen polise birlikte yaşadığı Danış’tan şikâyetçi olmadığını söylediği öğrenildi. Danış, gözaltına alındı. l DHA MERVENUR CİNAYETİ Katil Akyol’dan pişkin sözler Antalya’da 19 Ekim’den beri kayıp olan, 8 Mart’ta bir binanın çatısında folyoya sarılı cesedi bulunan Mervenur Polat’ı (20) boğarak öldürdüğünü itiraf eden Cüneyt Akyol’un da aralarında bulunduğu 7 şüpheliden 5’i tutuklandı. Akyol gazetecilerin, “Neden öldürdün” sorusuna, “Sonra gelin anlatayım” karşılığını verdi. l AA ŞİDDET GÖRÜNTÜLERİ ‘3 kişi hakkında işlem başlatıldı’ Ankara Emniyet Müdürlüğü, Aleyna Çakır’ın şüpheli ölümünün zanlısı Ümitcan Uygun’un arkadaşı olduğu belirtilen Gökhan Özbolat’ın, bir kadına şiddet uyguladığı görüntülerin sosyal medyada tepki çekmesi üzerine açıklama yaptı. Açıklamada, “Görüntüler 2020 yılı ağustos ayına ait olup, 3 şüpheli tespit edilerek 3 Ekim’de adli işlem başlatılmıştır” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet n Günleriniz nasıl geçiyor? A.A.: Günlerim çok kolay geçmiyor. Evde olmaya alışkın biri değilim. Bu yüzden zorlanıyorum. Bir de ev hapsi öyle izinliyken ya da okul tatilken evde oturmaya benzemiyor. Ev hapsi psikolojik bir işkence. Kendinizin gardiyanı olmanız, aylarca bileğinizde sizi izleyip dinleyen bir kelepçeyle yaşamanız isteniyor. Geçen gece uyurken 04.30’da arayıp, ‘Kelepçenin kayışıyla mı oynadınız? Sisteme sinyal düştü, yarın gelip tutanak tutacaklar’ dediler, sonrası kavga kıyamet tabii. Bir noktadan sonra psikolojik bir savaş vermeniz gerekiyor. Neredeyse her gün ziyaretime gelen arkadaşlarım oluyor. Günlük rutin işler dışında, bir kedim ve bir köpeğim var onlarla ilgileniyorum. Bir de geçen hafta okulum başladı. Uzaktan da olsa derslerimi takip ediyorum. H.D.: Günlerim aslında süren direnişimizi ve gündemi takip etmekle geçiyor. Kitap okuyorum, film izliyorum, direnişi çiziyorum. Tanıdığım, tanımadığım birçok insandan kitap, dergi vb. hediyeler geliyor. Çok fazla arkadaşım geliyor, onlarla sohbet ediyorum. ‘Evden ses veriyorum’ n Eylemleri evden takip etmek sizler için nasıl bir duygu? A.A.: İnanılmaz üzücü bir durum. Gezi Direnişi olduğunda 15 yaşındaydım. O zamanlar okuldan kaçıp direnişe katılırdım. 2013’ten beri nerede hakkını arayan biri varsa yanındayım. Nerede bir direniş varsa oradayım. Şimdi binlerce sıra arkadaşım üniversiteleri için, tutuklanan arkadaşlarımız için sokaklardayken evde oturmak çok can sıkıcı bir durum. Ben de elimden geldiğince direnişi büyütmeye çalışıyorum. Sosyal medyada sesimizi duyuruyorum. Evimin penceresine bir pankart yapıştırdım. Dışarıda ne SEYHAN AVŞAR İstanbul Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü öğrencisi Aslı Altıok ve İstanbul Gelişim Üniversitesi grafik tasarımı öğrencisi Hasan Doğan, Boğaziçi direnişine destek verdikleri için bir ayı aşkın süredir ev hapsindeler. İki öğrenci, yaşadıklarını gazetemize anlattı. Ev hapsindeki Aslı Altıok’un penceresinde “Ne ben Rapunzelim Ne sen prenssin Eve hapsettiğin kadınlar Kâbuslarını süslesin” yazıyor. ‘HERKES KENDİ KRİZİYLE ÖZDEŞLEŞTİRDİ’ Öğrencilere elektronik kelepçe takıldı. önüne gelerek bazı etkinlikler yaptıklarını görüyoruz. O an neler hissediyorsunuz? A.A.: Mutlu oluyorum tabii. Kadın mücadelesinin ünlü bir sloganı vardır: Asla yalnız yürümeyeceksin. Sloganın ne kadar Hasan Doğan gerçek olduğunu görüyorum. Bir aydan fazla süredir ev hapsinzaman eylem yapılsa, ben de o deyim ve asla yalnız hissetmeeylemdeki sözü bu pankarta ta dim. Tanımadığım milyonlarca şıyorum. Direnişe evden ses ve insan bu süreçte yanımda oldu. riyorum. Evim hiç boş kalmadı. İktidar H.D.: Direnişi evden takip et daha farkında değil ama baskıcı mek çok farklı. Yan yana durdu uygulamalarıyla milyonlarca inğun, birlikte yürüdüğün arkada sanı birbirine kenetledi. İzmir’de şın gidiyor ve sen kapıya kadar yapılan bir çıplak aramaya tepki yanında olabiliyorsun. Benim ülkenin kilometrelerce ötesinde açımdan kötü bir his. Evyankı buldu. Şu an inanılmaz bir de yapılacak işledayanışma var. ri yaparak arkadaşlarımızın elini hafifletREKTÖRLÜK HESABI ASKIDA H.D.: Arkadaşlarımızın evimizin önüne gelmesi bizim için meye çalışı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok anlamlı. Bizler yoruz. AKP’li Melih Bulu’yu rektör ola evden çıkamıyorn Zarak atanmasına ilişkin protestolar ken onlar sazlarıyman zadevam ederken Boğaziçi Üniver la, sözleriyle, eyman arka sitesi Rektörlüğü’nün Twitter lemleriyle bizlerle daşlarınıhesabı askıya alındı. Konuya dayanışma gösterizın evinizin ilişkin resmi bir açıklama yorlar. ise yapılmadı. n Boğaziçi eylemleri amacına ulaştımı sizce? A.A.: Yaklaşık iki aydır doğrudan Cumhurbaşkanı’na kafa tutan ve geri çekilmeyen bir direniş var. Direnişin başka toplumsal kesimler tarafından da kolaylıkla karşılık bulması, gündemden hiç düşmemesi insanların öğrencilerin ortak kaygılarını paylaştığını gösteriyor. Ülkede ekonomi, pandemi, eğitim yönetilemiyor. Doğrudan ülke yönetilemiyor ve Boğaziçi öğrencileri kendi okullarındaki bir krizle ilgili çıkıp söz söylediklerinde insanlar kolayca bunu kendi yaşamlarında tanık oldukları krizlerle özdeşleştirebiliyor. Umuyorum ki Boğaziçi direnişini tıpkı geçmişte bizi Gezi’ye götüren ODTÜ ayakta eylemlerinde olduğu gibi anacağız. H.D.:Boğaziçi Direnişi bizim için sadece Boğaziçi Üniversitesi’ne siyasi iktidar tarafından atanan bir kayyum rektörden ibaret değil. Öğrenci temsiliyetinin sayılmaması, üniversite bileşenlerinin görülmemesi, katılım mekanizmalarının kapatılması vb. gibi birçok sorunu içinde barındıran bütün üniversitelerde kalıplaşmış bir şablonla bu sorunların karşımıza çıkmasıydı. Boğaziçi direnişi ise bu kalıplaşmış şablona karşı fitilin ateşlenerek bütün üniversitelere yayılan bir mücadele hattı ördü. l İSTANBUL AKP’lilere ‘Yediler yediler doymadılar’ diyen 63 yaşındaki Özselgin hakkında iddianame Sen misin AKP’yi eleştiren? BATMAN’DA SERVIS MINIBÜSÜ DEVRILDI 2 kardeş öldü 27 kişi yaralandı Batman’ın Sason ilçesinde, öğrencilerle tekstil işçilerinin taşıyan servis minibüsü, Gürgenli köyü yakınlarında sürücüsünün direksiyon hâkimiyetimi kaybetmesi sonucu 300 metrelik uçurumdan düştü. Engebeli bölgedeki yaralılar, insan zinciri yöntemiyle sağlık görevlilerine ulaştırıldı. Kazada, kardeş oldukları öğrenilen Selim (18) ve Yasemin Barlık (16) yaşamını yitirirken 5’i ağır 26 kişi de yaralandı. Yaralılar Batman Bölge Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Kazanın görgü tanığı ve yaralıları kurtarma çalışmasına katılan Muhittin Yavuz o anları, “Servis aracı virajı alamadı. Uçurumdan yuvarlanan araçtakilerin yardımına koştuk” diye anlattı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, kazada hayatını kaybeden öğrencilere başsağlığı diledi. l DHA GAR KATLIAMI DAVASINDA BAŞKAN ILE MAĞDURLAR ARASINDA TARTIŞMA ‘Adalet’ istedi duruşma bitti Ankara Gar Katliamı davasında, mahkeme başkanı ile salonda bulunanlar arasında tartışma yaşandı. Mahkeme başkanı, “Adalet istiyoruz” diyerek bağıran mağdur Kemal Kılıç’ın salondan çıkmasını istedi ancak Kılıç’ın çıkmaması üzerine davayı erteledi. Terör örgütü IŞİD tarafından 10 Ekim 2015’te, Ankara Garı önündeki Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne canlı bomba saldırıları düzenlenmiş, saldırıda 103 kişi yaşamını yitirmişti. Ana davadan dosyaları ayrılan firari 16 sanık ile ana davada “örgüt yöneticiliğinden” 18 yıl hapse çarptırılan sanık Erman Ekici hakkındaki “kasten öldürme” ve “insanlığa karşı suç”tan açılan davanın 9. duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmayı taraf avukatlarının yanı sıra muhalif milletvekilleri izledi. Yeni atandılar Duruşma savcısının da aralarında bulunduğu mahkeme üyelerinin başka birimlerde görevlendirilmesi nedeniyle davaya yeni atanan heyetin ilk kez katıldığı duruşmada tanık olarak dinlenen Büşra Şahin’e, mağdur avukatlarının sorular yöneltirken SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılan Ekici’nin avukatının sık sık araya girmesi üzerine tartışma yaşandı. Tepki gösteren mağdurlardan Kemal Kılıç’ın, “Adalet istiyoruz” diyerek bağırması üzerine mahkeme başkanı tarafından salondan çıkarılmasına karar verdi. Mağdur aileleri buna karşı çıkınca duruşmaya ara veren heyet, Kılıç’ın salondan çıkmaması üzerine duruşmayı 19 Mart’a erteledi. Kılıç, “Düşünceyi söylemenin suç olduğunu ilk defa gördük. Adaleti adalet saraylarında arıyoruz ama adaletsizliği adalet sarayında yaşıyoruz. Tanığın çapraz sorguya alınmasını istedim” tepkisini gösterdi. Duruşmanın ardından konuşan 10 Ekim Barış ve Demokrasi Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, “Mahkeme başkanının adalet talebini görmeyeceğini açıkça ortaya koyduğu bir tarihi duruma tanıklık ettik” dedi. Avukat İlke Işık ise “Adalet yazan salonda bir katılan adalet istediği için duruşma salonundan çıkarıldı. Adalet dememize engel mi olacaksınız? 5.5 yıldır adalet diyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet ZEHRA ÖZDİLEK İstanbul Çatalca’da 2019 yılının kasım ayında pazar alışverişi yaparken tartıştığı bir kadına “Yediler yediler doymadılar. Millet açlıktan ölüyor, utanmadan hâlâ AKP’ye oy veriyorsunuz” dediği iddia edilen 63 yaşındaki Dürdane Özselgin hakkında iddianame düzenlendi. Özselgin’in hakkında “hakaret”, “halkın bir kesimini sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farkındalığına dayanarak alenen aşağılama” suçunu işlediği iddiasıyla 3 yıl 4 ay hapis cezası istendi. İddianame mahkeme tarafından henüz kabul edilmedi. Şikâyet üzerine misafirliğe gittiği arkadaşının evinde gözaltına alınan Özselgin, geceyi nezarette geçirmişti. Ardından adliyeye sevk edilen Özselgin serbest bırakılmıştı. ‘Başörtüsünü çekmedim’ Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Özselgin’in olayla ilgili ifadesinde “AKP standının önünden geçerken durdum. Görevli kadına ‘Millet açlıktan kırılıyor memleket bitmiş siz hâlâ AKP’ye oy devşiriyorsunuz bıkmadınız mı?’ sözlerini sarf ettim. Kendisine hakaret içerikli söz söylemedim. İddia ettiği üzere kendisinin başörtüsünü çekmeye çalışmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi. Uzlaşma kapsam dışı İddianamenin devamında yer verilen Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın raporunda "CD incelemesinde gri montlu, siyah pantolonlu, kısa siyah saçlı bir bayan şahsın başörtülü bir bayanın başörtüsüne eli ile uzanmaya çalıştığı, başörtülü bayanın kendisini geriye doğru çektiği ve eli ile buna karşı koyduğunu tespit edildiği” ifadeleri yer aldı. Ayrıca iddianamede işlenen suçun uzlaşma kapsamı dışında kalacağı anlaşıldığına değinilerek Özselgin’in belirtilen yasa maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılması talep edildi. l İSTANBUL BOPPapa! Papa’nın Irak ziyareti Türkiye’de çok yankı bulmadı. Oysa pek çok bakımdan Türkiye’yi de ilgilendiriyordu. Bunlardan birini dün Cumhuriyet manşetten duyurdu. Barzani, Papa’nın ziyareti nedeniyle pul bastırmış. Büyük Ortadoğu Projesi’nden (BOP) bir parça! Cumhuriyet’in 7 Temmuz 2006’da yayımladığı haritanın, Irak, İran, Türkiye ve Suriye’den koparılan bölümlerinden kendilerine pul yapıp ortasına Papa Françesko’nun başını yerleştirmişler! Neresinden tutmalı? Resmin en büyüğü Hıristiyanlığın 3 bin yıllık planı. Ne diyorlardı? Birinci bin yılda tüm Avrupa Hıristiyanlaştı, ikinci bin yılda tüm Amerika kıtası ve Afrika’nın önemli bölümü, üçüncü bin yılda hedef Asya! Dinin emperyal hedeflerle kullanımının fotoğrafı. BOP haritası 2006 yılında ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde yayımlandığında, analizini de bu konuda 20’ye yakın kitabı ve yüzlerce makalesi bulunan Amerikalı emekli Albay Ralph Peters yapmıştı. HHH Konunun din boyutunu ayrı bir yazıya bırakıp devam edelim. Kanlanıp “pul”lanan BOP haritalarının değişik biçimleri var. Virüs gibi mutasyona uğruyorlar. Bir sonrası öncekinden daha vahşi ya da karmaşık olabiliyor. Barzani’nin bastırdığı pulda kendilerine Akdeniz’e çıkış kapısı var. Peters’in haritasında ise Kürtlere deniz çıkışı Akdeniz’den değil Karadeniz’den. Neden? Çünkü Akdeniz’in doğu kıyısını tümüyle Lübnan’a vermişler; Büyük Lübnan “yaratmışlar”. Suriye’yi deniz çıkışı olmayan, kuzeyi Kürtlere verilmiş, kapalı bir ülke haline getirmişler. Altını çizelim bu harita Suriye’nin toprak bütünlüğü ve baba Esad’ın hâkimiyeti devam ederken çizildi. 14 Şubat 2005’te Lübnan’ın eski başbakanı Refik Hariri’nin kanlı bir suikastla öldürülmesinden hemen sonra, Suriye’nin üzerine gidilmesinden hemen önce! Bugün paramparça edilen Suriye’nin o günlerde bu hale geleceği söylense ne kadar inandırıcı olurdu? Soruyu, bugün ortaya atılan iddiaları hemen elimizin tersiyle itmemek için soruyoruz. Bu harita aynı zamanda Erdoğan’ın 2005’te, “Biz genişletilmiş Ortadoğu’nun eşbaşkanlarından biriyiz. Aynı zamanda bu görevi yapıyoruz” deyişinden bir yıl, 1 Mart 2003’te Türkiye’nin de fiilen işgalini öngören tezkerenin reddinden üç yıl sonraya karşılık geliyor. O dönemdeki ABD Başkanı Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice, 7 Ağustos 2003’te The Washington Post’ta yayımlanan yazısında şöyle diyordu: “Ortadoğu’yu dönüştürmekten vazgeçmeyeceğiz!” HHH “Vazgeçmeme” silahlı müdahaleyle, iç savaşı besleyerek, bölge ülkelerini çatıştırarak, tarafların eline istedikleri haritayı tutuşturarak, bazen de Papa’yı yollayarak devam ediyor. BOP’çulara kızıp onun yerli işbirlikçilerine destek vererek ulaşılacak bir yer yok. Türkiye burada ilginç bir noktada. ABD, yeri geldikçe NATO’yu da operasyonlarının bir parçası haline getiriyor. Haritalara ve yorumcularına bakınca Türkiye, BOP haritasının hem uygulayıcısı hem hedefi! AKP, bu gidişin önünde, rüzgârda savrulan ucu açık elektrik telleri gibi! Kimin adına nereye çarpacağı belli değil. Bir kafa tutuyor, bir çanak tutuyor. Oysa hepsi ikili. Kafa tutarken perde gerisinde diyalog arıyor. Çanak tutarken, dünya bize hayran propagandası yapıyor. Türkiye’ye yeni bir yön, yeni bir yöntem, yeni bir yönetim lazım! AYM’DEN FESTUS OKEY KARARI Yaşam hakkı ihlali bedeli: 80 bin TL Anayasa Mahkemesi’nde (AYM), İstanbul’da Ağustos 2007’de gözaltında polis kurşunuyla yaşamını yitiren Festus Okey’le ilgili kararını açıkladı. AYM, Şubat 2018’deki başvuruyu 13 Ocak 2021’de kaFestus Okey rara bağladı ve Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımladı. Kararda “Yaşam hakkı kapsamında öldürme yükümlülüğü ile etkili ceza soruşturması yürütülmesi yükümlüğünün ihlal edildiği” iddiası kabul edildi. Buna bağlı olarak anayasanın 17. maddesindeki “yaşam hakkı”nın “usul ve maddi boyutlarıyla” ihlal edildiğine karar verildi. Başvurucu Ogu’ya 80 bin TL tazminat, 3 bin 894 lira 70 kuruşluk da yargılama gideri ödenmesine hükmedildi. Festus Okey’in kardeşi Ogu’nun diğer iddiaları da hükme bağlandı. AYM, “bazı kamu görevlileri hakkında yürütülen soruşturmada yaşam hakkı kapsamında etkili ceza soruşturması yürütülmemesini” iddiasını ‘başvuru yollarının tüketilmemesi’ sebebiyle kabul etmedi. Okey’in ırkçılık sebebiyle öldürüldüğü iddiası ise “açıkça dayanaktan yoksun” bulunduğu gerekçesiyle kabul edilmedi. Fakat AYM üyelerinden Engin Yıldırım bu karara şerh düştü ve “kovuşturma makamlarının henüz bu konuda karar almadığını” ve bu yüzden AYM’nin bu aşamada inceleme yapmasının imkâansız olduğunu belirtti. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle