Katalog

8 9 ŞUBAT 2021 SALI HABER CHP’li Enis Berberoğlu hakkında AYM’nin ‘hak ihlali’ kararına yerel mahkeme uymamıştı Hayvanları korumaMA kanunu mu çıkarılıyor? İktidar, haftalardır TBMM’ye geleceği söylenen yasa konusunda öyle bir gizem yaratmış durumda ki artık kimse iyi niyetli düşünemez oldu. Sonunda AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in parça parça beyanatları düştü medyaya... Ve ardından kıyamet koptu. Zengin, evlerde üç hayvandan fazlasının bulundurulmasının yasaklanacağını söylemiş. Kat Mülkiyeti Kanunu’na ek madde ile site ve apartmanlarda evcil hayvan yasağı alınmasının önlenmesi beklenirken, bunun tam tersini yapmaya niyetliler... Bu durumda ne olacak biliyor musunuz? Evlerden alınan hayvanlar barınak denilen, ama aslında toplama kampı olan yerlere doldurulacak ve ölüme terk edilecek. Yandaş medyadaki haberlerin başlıklarına bakılırsa, sonunda hayvana şiddet uygulayanlara ceza geliyormuş. Gerçek şu ki açıklanan düzenlemeler yapılırsa, cezaların alt sınırı 3 yıl olarak belirlenmediğinden, bu suçları işleyenler hapis yatmayacak, cezalar para cezasına çevrilecek. “Canlıyı canice öldürene 6 aydan 4 yıla kadar, eziyet edene 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyoruz. 2 yılın üstünde bir ceza verilmesi durumunda da ertelenmesi söz konu olmayacak” diyor Zengin. Demek ki çoğu olayda 2 yıldan az ceza verilerek bu suçları işleyenler yine cezasız bırakılacak. Oysa yıllardır düzeltilmesi gereken en önemli konu buydu. Bu yüzden ülke tecavüz cehennemine döndü. Yasa bu şekilde çıkarsa şiddet önlenemez! Belediyelerin ceza kapsamına alınması şart Bir diğer önemli sorun belediyelerle ilgili. Belediyeleri ceza kapsamına almayan hiçbir yasa çözüm getirmez. 1389 belediyeden 234’ünde barınak var. Sadece 20’si kısırlaştırma yapıyor. Geriye kalan barınağı olmayanlar, şikâyet üzerine hayvanları toplayıp dağlarda ölüme terk ediyor. Belediyelere görev ve yetki verip ihmal ve istismarda sorumlu saymamak, hayvanların belediyelerce katledilmesine yasal onay vermektir. Belediyelerle ilgili olarak mevcut 5199 sayılı yasadaki 6. maddeye dokunulmaması da hayati. Kurumların sokak hayvanlarını ilgilendiren “kısırlaştır, aşılat ve aldığın yere bırak” ilkesine göre hareket etmesi sağlanmalı. İktidar çevresinden gelen işaretlere göre, “yasaklı ırk” kavramının genişletildiği anlaşılıyor. Oysa kaldırılıp onun yerine çenesi güçlü hayvanların kötüye kullanımından hayvanı değil, sahibini sorumlu tutan bir düzenleme yapılması gerekiyor! Hayvanın yaşam hakkı yerine insanın çıkarı korunuyor AKP, sivil toplum kuruluşlarının ve hayvan hakları savunucularının görüşlerini dikkate almadan tasarı hazırlıyor. TBMM’de aylarca faaliyet gösteren komisyonu, kendi açılarından göstermelik olarak kurdukları anlaşılıyor. Oysa baroların ortak açıkladığı metni dikkate alsalar bile daha iyi bir yasa hazırlayabilirler. Ama yapılmak istenen hayvanların yaşam hakkını korumak değil, insanların çıkarını korumak olunca, kapalı kapılar ardında böyle sır gibi saklanan yasalar hazırlanıyor. Hayvanları zevk için tüfekle katleden avcılara dokunulmuyor. Hayvanları “gelenek”, “spor”, “turizm” adı altında keyif ve para için dövüştüren, güreştiren ve yarıştıranlar destekleniyor. Petshoplarda kediköpek dışında hayvan satanlara ses çıkarılmıyor. Hayvanat bahçelerinde hayvanları esir edip bu teşhirden para kazananlara göz yumuluyor. 21. yüzyılda hayvanları taşıt aracı olarak kullanan faytonculara devam deniyor. Onca hayvanın ölümüne yol açan havai fişek bile yasaklanmıyor. Sonra da deniyor ki “Yasada hayvanlar artık ‘mal değil, can’ olarak tanımlanacak. Devrim gibi yasa yapıyoruz!” Can oldukları için mi hayvanları öldürenlere geçit verip, parayla satanları destekliyorsunuz? Can oldukları için mi kafeslere kapatılıp sergilenmelerine, sırtlarına kamçı vurulmasına sessiz kalıyorsunuz? Baroların açıkladığı ortak metinde “hayvanlar doğuştan gelen haklara sahip, hissedebilen, duyguları olan canlılar olarak tanımlanmalı” deniyor. Bu tanıma hayvanların bilinç sahibi oldukları da eklenmeli; çünkü bilimsel olarak ortaya konmuş bir gerçek bu ve hayvan hakları açısından çok önemli. Önerilen tanımdan yola çıkarak herkese sormak istediğim bir soru var. Hayvan tanımı, mezbahalarda her gün katledilen ama kimsenin sözünü bile etmediği hayvanları da kapsıyor mu? Yoksa onlar doğuştan gelen hakları olmayan, hissetmeyen, duygusuz canlılar mı? Gerçek devrim, bu tanıma ve yasaya onlar da dahil edildiği zaman olacak. Çünkü her devrim kendisinden önceki sistemi tümüyle yıkar ve yepyeni bir düzen kurar. Canlar arasında ayrım yaparken devrim kavramının içini de boşaltmayın. Mahkeme bu kez tanıdı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) eski CHP milletvekili Enis Berberoğlu hakkında verdiği “hak ihlali” kararına bu kez uyarak “yeniden yargılama” ve “infazın durdurulması” kararı verdi. Mahkemenin kararı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “infazın durdurulması” sanığın “hükümlü statüsü sona erdirilerek hakkında yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi” yönündeki mütalaasından sonra geldi. Enis Berberoğlu, durdurulan MİT TIR’ları davası kapsamında, “siyasi ve askeri casusluk maksadıyla devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak” suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası aldı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 20 Eylül 2018’de Berberoğlu’nun hapis cezasını onadı. Yargıtay kararının ardından Berberoğlu’nun milletvekilliği düşürüldü ve Berberoğlu ertesi gün gözaltına alındı. Tutuklanan Berberoğlu aynı gün koronavirüs tedbirleri kapsamında izinli olarak tahliye edildi. AYM, bireysel başvuru yapan Enis Berberoğlu ile ilgili 17 Eylül’de “hak ihlali” kaİstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Berberoğlu’nun yeniden yargılanma talebini kabul etti. Mahkeme, infazın durdurulması için Adalet Bakanlığı’na yazı yazacak. rarı verdi ve Berberoğlu’nun İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yeniden yargılanmasına yönelik hüküm kurdu. Ancak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Ekim’de verdiği kararla, talebin yerindelik denetimi kapsamında kalması sebebiyle yeniden yargılama yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Bu karar üzerine Berberoğlu’nun avukatları bir kez daha AYM’ye başvurdu. AYM, Berberoğlu hakkında daha önce verilen ihlal kararının uygulanmadığı gerekçesiyle yapılan ikinci başvuruda yeniden ihlal kararı verdi. İkinci “hak ihlali” kararı 3 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Başsavcılık: Karara uyun AYM kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne mütalaasını verdi. Başsavcılıkça mahkemeye sunulan mütalaada mahkumiyet hükmüne ilişkin infaz işlemlerinin durdurulmaEnis Berberoğlu sı, sanığın hükümlü statüsü sona erdirilerek hakkında yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi istendi. Mütalaada ayrıca Berberoğlu hakkında TBMM’den dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin fezleke düzenlenmesinin istenilmesi talep edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdiği kararda Enis Berberoğlu’nun yeniden yargılanma talebini kabul etti. Mahkeme, infazın durdurulması ve fezleke düzenlenmesi için Adalet Bakanlığı’na yazı yazılmasına karar verdi. l İç Politika SÜREÇ İLERLİYOR TBMM Başkanı Mustafa Şentop, daha önce “TBMM’ye öğüt verilmesi yetki aşımıdır” diyerek tepki gösterdiği Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu kararı uyarınca Başsavcılığın, Berberoğlu hakkındaki infaz işlemlerinin durdurulmasını talep etmesiyle ilgili, “Normal seyri içinde süreç ilerliyor. Bir değerlendirme yapmama gerek yok” dedi. Şentop, TBMM’nin açılışının 100. yılı etkinlikleri kapsamında, Antep’e 8 Şubat 1921’de “Gazi” unvanı verilişinin yıldönümü dolayısıyla Birinci Meclis binasında düzenlenen anma programının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Berberoğlu’na ilişkin soruya Şentop, “Süreç ilerliyor. Anayasa Mahkemesi bir karar verdi. Bu karar başsavcılığa intikal etti. Savcılık da bunu ilgili mercilere iletiyor. Normal seyri içinde süreç ilerliyor” yanıtını verdi. l ANKARA/Cumhuriyet AKP’LİLERİN ‘GÖZDESİ’ BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’NDE SKANDALLAR BİTMİYOR Yandaş vakıfla yurt protokolü Ekrem İmamoğlu gazetecilerin sorularını yanıtladı: CUMHURBAŞKANLIĞI BIZE GEÇECEK İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yapılması planlanan projeye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onay vermemesini, “O halde 2023’te cumhurbaşkanını değiştiririz. 2023’ten sonra sorunumuz kalmayacak. Cumhurbaşkanı makamı bize geçecek” sözleriyle değerlendirdi. Öğrencilere yönelik “terörist” ithamlarını kınayan İmamoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı “siyaset” yapmakla suçladı. İmamoğlu, önceki gün Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Raylı Sistemlerde Büyük Hamle” toplantısının ardından gazetecilerle bir araya gelerek sorularını yanıtladı. ‘İşler kolaylaşacak’ Toplantıda yeni projelerinden de bahseden İmamoğlu’na yapılması planlanan projeye Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan onay çıkmadığı anımsatıldı. İmamoğlu bunun üzerine, “O halde 2023’te cumhurbaşkanını Ekrem İmamoğlu değiştiririz. 2023’ten sonra sorunumuz kalmayacak. 2023’te nasıl olsa Cumhurbaşkanı makamı bize geçecek işlerimiz kolaylaşacak” karşılığını verdi. Diyanet’e eleştiri İmamoğlu, tutuklanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileriyle ilgili, “İlgililerle her an diyalogda kalarak süreci, hukuki zeminde çözüme kavuşturmak için mücadele ediyorum. Bu süreçte gençlerimize denmeyen kalmadı. Çok can sıkıcı” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından cuma günü okutulan hutbeyi de eleştiren İmamoğlu, “Boğaziçi’ndeki öğrencilerin sıkıntılarının anlaşılmaya çalışıldığı bir haftada gençlere, edep ve ahlak dersi verilen bir cuma hutbesi okunmasını da manidar buluyorum. Diyanet, 7/24 siyasete devam ediyor. O gün çok üzüntü duydum. İmama ne diyeceksin! İmam da elindeki kâğıdı okuyor. İmamın yerinde olsam, Yaradan’a, ‘gençlerimizi ayrıştırmayan, durduk yere ‘terörist’ vesaire gibi tarifler kullanmayan idareciler nasip et gençliğe’ diye dua ederdim” dedi. Öğrencilerden “kampus dışına çıkmamalarını” isteyen İmamoğlu, “Yanlarındayız. Şu anki konu, orada haksızlığa uğrayan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, akademisyenlerin özgürlük hakları, seçim hakları. Bunun, provoke edilme riskini taşıdığı alanlara taşınmaması lazım” diye konuştu. l İç Politika Gazeteci Takan ifade verdi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Korkusuz gazetesi yazarı Ahmet Takan hakkında Türkiye’nin IMF ile görüştüğüne dair yazdığı yazı nedeniyle suç duyurusunda bulunmuştu. Takan, Bakırköy 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada hakkında çıkan yakalama kararı nedeniyle dün Ankara’da gözaltına alındı. Ankara Adliyesi’nde nöbetçi mahkemeye ifade veren Takan, “UYAP’ta hakkımda açılan davalara bakarken şans eseri hakkımda yakalama kararı çıkarıldığını gördüm. Avukatım aracılığıyla geçen hafta salı günü dilekçe verdim ve Ankara Adliyesi’nde ifademin alınmasını istedim. Ancak 1 hafta boyunca dilekçe işleme konulmadı” dedi. Anka’ya konuşan Takan, “Kaçak değilim, göçek değilim. Adresim, her şeyim belli. Polis ekipleri tarafından yakalanıp ifade vermeye götürülüyorum. Nasıl bir ülke” diye tepki gösterdi. Adliyede ifade veren Takan serbest bırakıldı. l ANKA Yazar Ayşen Şahin gözaltında Evrensel gazetesi yazarı Ayşen Şahin dün gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Şahin, gözaltına alındığı bilgisini Twitter hesabından “Polis kapıda, Vatan Emniyet’e götürülüyorum. Üstümü değiştirip çıkıyorum. Herkese tek tek haber veremedim” ifadeleriyle duyurdu. Twitter’dan açıklama yapan Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, gözaltına alınmasının ardından görüştüğü Ayşen Şahin’e gözaltı gerekçesinin açıklanmadığını ancak Şahin’in Boğaziçi Üniversitesi protestolarıyla ilgili olabileceğini aktardığını paylaştı. l Haber Merkezi POLİS, BASIN AÇIKLAMASINA IZIN VERMEDI Polis açıklamaya izin vermeyince gerginlik yaşandı. Kadıköy’de gözaltına alınan 33 kişi için tutuklama talebi Kadıköy’deki Birleşik Mücadele Güçleri eyleminde gözaltına alınan 61 yurttaş, dün sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Kartal Anadolu Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık, 33 kişiyi tutuklama, 20 kişiyi de adli kontrol talebiyle sulh ceza hâkimliğine sevk etti. 8 kişiyi ise ifadelerinin ardından serbest bıraktı. Tutuklanması talep edilenlerin arasında Berkin Elvan’ın ablası Özge Elvan’ın ve gazeteci Taylan Öztaş’ın da olduğu ifade edildi. Mahkeme adli kontrol talep edilen 14 kişi hakkında yurtdışına çıkış ve adli kontrol, 6 kişi hakkında ise ev hapsi kararı verdi. Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Demokratik Bölgeler Partisi, Devrimci Parti, Mücadele Birliği Platformu, Sosyalist Meclisler Federasyonu ve Partizan’ın ortak çatı altında bir araya gelerek oluşturduğu Birleşik Mücadele Güçleri’nin kuruluş deklarasyonunu açıklamak için 4 Şubat günü Kadıköy’de yapılmak istenen eylemde gözaltına alınan 61 kişinin arasında Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun, ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, HDP PM üyesi Cevdet Konak da bulunuyor. ‘Yasak, yasak, yasak’ Dün Kartal Anadolu Adliyesi önünde basın açıklaması yapmak isteyen Birleşik Mücadele Güçleri’ne güvenlik güçleri izin vermedi. HDP milletvekili Musa Piroğlu, HDP PM üyeleri ve polis arasında gerginlik çıktı. Piroğlu, gerginlikten sonra adliye binasına girdi. HDP PM üyesi Çiçek Arıç, “Arkadaşlarımızı bekliyoruz. Ya da bizi de içeriye alın. Oradan oraya sürüyorsunuz. Yasak, yasak, yasak” diyerek tepki gösterdi. Kartal Kaymakamlığı, ilçede toplanma ve gösteri yapmanın 7 gün yasaklandığını açıkladı. l İSTANBUL Öğrenci bilgi sisteminde AKP’nin etkinliklerini duyuran Bursa Teknik Üniversitesi’nin (BTÜ) Esenler Belediye BaşkaZEHRA nı Tevfik Göksu’nun ağabe ÖZDİLEK yi Mahmut Göksu’nun başkanlığını yürüttüğü Yeni Dünya Vakfı ile işbirliği protokolü imzalandığı ortaya çıktı. AKP’li Yıldırım Belediyesi’nden sembolik bir rakamla yurt kiralayan vakfın, protokol kapsamında yurtta kalan BTÜ öğrencilerinden aylık 500 TL, devletten de öğrenci başına 600 TL teşvik aldığı öğrenildi. Öğrenciler, “Okulla sürekli protokol imzalanıyor. Israrla yandaş yurtla çalışıyorlar” dedi. BTÜ’de öğrenci bilgi sisteminde AKP’nin etkinliklerinin duyurusu paylaşılmıştı. Üniversitenin Rektörü Arif Karademir ise sosyal medya hesabından Nakşibendi tarikatının kollarından İskenderpaşa cemaati lideri Mahmud Esad Coşan’ı anarken, İskilipli Atıf’tan övgüyle bahseden mesajları paylaşmıştı. Yeni Dünya Vakfı’nın sosyal medya hesabından 10 Ağustos’da yapılan paylaşımda, “Vakfımız ile @bursateknikuniv arasında üniversite öğrencilerinin sosyal kültürel gelişimine destek amacıyla işbirliği protokolü imzalandı.. ” ifadeleri yer aldı. Genel başkanlığını, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun ağabeyi Mahmut Göksu’nun yaptığı Yeni Dünya Vakfı’nın mütevelli heyeti ve istişare heyetinde birçok AKP’li isim yer alıyor. ‘Talan dönüyor’ Yeni Dünya Vakfı ile protokol imzalanmasından rahatsız olan öğrenciler şunları paylaştı: “Yeni Dünya Vakfı’nın yurdunun soygunculuğunu da anlatmak istiyoruz. Öğrenciden 500 artı devletten 600 teşvik alıyorlar. Yemekler bazen belediyenin artık yemekleri olabiliyor. Yurt hem yandaş vakfın hem de teşvikli. Çok büyük talan dönüyor. Arada biz kalıyoruz. Kadın öğrenci yurdu yok, Uludağ Üniversitesi’nin yurdunda kalıyorlar. Okulda protesto oldu fakat bir sonuç alınmadı. Biz neyse, Yeni Dünya Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti ya da 35 yıllık KYK ile idare ediyoruz. Kadın öğrenciler bir saatlik yoldan geliyorlar.” ‘Dr. Gökalp serbest bırakılsın’ Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp’in tutuklu olarak yargılandığı davanın duruşması yarın görülecek. TTB, dava öncesinde yaptığı açıklamada, “Gökalp’in haksızhukuksuz tutukluluğuna bir an önce son verilsin” çağrısı yaptı. İstanbul Tabip Odası (İTO) Cağaloğlu binasında dün düzenlenen basın toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, İTO Yönetim Kurulu üyeleri Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, Dr. Murat Ekmez, TTB Yüksek Onur Kurulu üyesi Prof. Dr. Taner Gören ve TTB eski başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel katıldı. Fincancı, “Dr. Şeymus Gökalp’in serbest bırakılacağına ve haksız hukuksuz tutukluluğun sona erdirileceğine inanıyoruz. Hekimlikte nasıl ki mesleğin esasını ‘önce zarar vermeme ilkesi ve hastanın çıkarı’ oluşturursa, hâkimlikte de ‘masumiyet karinesi ve tutuksuz yargılanma’ esastır” dedi. l Haber Merkezi