02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 4 ŞUBAT 2021 PERŞEMBE Erdoğan’ın, Asiltürk ile görüşmesinde ‘yeni anayasa’nın da gündeme geldiği belirtiliyor HEDEF MILLI GÖRÜŞ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi (SP) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk ile yaptığı görüşmede “yeni anayasa çalışmalarının da gündeme geldiği ve Erdoğan’ın Milli Görüş cephesinden bu konuda destek istediği” belirtiliyor. SP’nin yeni anayasa çalışmaları kapsamında Cumhur İttifakı’na destek vermesi durumunda, Millet İttifakı bileşenlerinde “ayrışmalar yaşanacağına” dikkat çekilirken, iktidarın SP’nin ardından İYİ Parti’ye de “anayasa resti çekeceği” SELDA ifade ediliyor. Öte yandan GÜNEYSU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ise “doğrudan laiklik üzerine” bir ifade kullanmaması, bunun yerine “tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet” diyerek, daha önce partileri bu gerekçeyle kapatılan SP’yi, Milli Görüşçüleri, ürkütmemek olduğu belirtiliyor. Milli Görüş cehpesinin de uzun zamandır “vesayetçi” gördüğü 1982 Anayasası’nın değiştirilmesinden yana görüş birliği içinde olduğuna dikkat çekilirken, Erdoğan’ın MHP ile birlikERDOĞAN ‘YENİ ANAYASA’ ÇIKIŞINI SÜRDÜRDÜ Yine yerli ve milli muhalefet istedi AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Artvin, Bilecik, Çankırı, Gaziantep, Iğdır 7. olağan il kongrelerine canlı bağlandı. Yeni anayasa ile ilgili konuşan Erdoğan, süreci sabote etmek yerine olumlu katkıda bulunmak isteyen tüm grupları yeni anayasa çalışmasında görmek istediklerini dile getirdi. Siyaseti polemik tuzağı olmaktan çıkarıp hizmet yarışı haline dönüştürmekte kararlı olduklarını ifade eden Erdoğan, bunun için muhalefete de sorumluluk düştüğünü kaydetti. “Şu ana kadar terör örgütlerinin vesayetindeki partilerin gölgesinde kalan bir ana muhalefetin bu sorumluluğu yerine getirmesinin zor olduğunu” iddia eden Erdoğan, muhalefet için yeniden “yerli ve milli” tanımlaması yaparak, “Hiç değilse bundan sonra karşımızda gerçekten Türkiye’nin partisi gibi davranan, yerli ve milli olabilmeyi başaran, sorunun değil çözümün parçası olan bir ana muhalefet görmeyi ümit ediyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet te yeni anayasa çalışmalarını başlatsa da Meclis’teki sandalye sayısı baz alındığında iktidarın tek başına anayasayı değiştirme gücü bulunmuyor. Bu nedenle Erdoğan’ın “bu noktada muhalefet partilerinden gelen önerileri de dikkate alacağı” ifade ediliyor. Sistemde uzlaşı yok İktidar kanadının muhalefet cephesiyle uzlaşmaya varamayacağı tek konunun “sistem olduğu” değerlendiriliyor. Ancak özellikle “merkez sağ blokunda yer alan partilere de anayasal özgürlükler, TBMM’de denge ve denetlemenin bir standarda kavuşturulması, sendikalaşma, seçme ve seçilme hakkı, siyasi partilerin yapısı” gibi düzenlemelerle “adım atılacak.” Böylece iktidar, muhalefetin “güçlendirilmiş parlamenter sistemdeki şartlarının bir kısmını da yerine getirmiş olacak.” Kulislerde, Cumhur İttifakı’nın bu adımları atması halinde “SP, DP gibi partilerin yeni anayasaya sıcak bakabileceği, böylece 2023’e giden süreçte muhalefetin de ittifaklarda yeni yol arayışlarında bulunabileceği” değerlendiriliyor. Cumhur İttifakı’nın bir sonraki hamlesini ise İYİ Parti üzerine yapacağı ifade ediliyor. İYİ Parti’nin de seçmen kitlesinin “milliyetçi ve muhafazakâr kitleden oluştuğunu” bilen Cumhur İttifakı, yeni anayasa ile birlikte İYİ Parti’ye de “safını seç’’ diyecek.” İYİ Parti’nin de yeni anayasa ile “demokrasi, hukuk gibi atılımlar vaadini gerçekleştirmesi halinde Millet İttifakı’ndan bağımsız hareket edebileceği seçeneği” üzerinde duruluyor. l ANKARA CHP’li Engin Özkoç, İçişleri Bakanı için ‘gerçek bir provokatör’ ifadesini kullandı: Soylu görevden uzaklaştırılmalı CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun görevden uzaklaştırılması gerektiğini belirterek “Soylu görevdeyken FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkması mümkün değildir” dedi. CHP’li Özkoç TBMM’de düzenlediği basın toplantısında iktidarın, “82 Anayasası’nı darbe hukukundan arındırmak” gibi bir niyeti olmadığını, esas amacın “iktidarı perçinlemek” olduğunu belirtti. Özkoç, “Bunu 2010’daki anayasa değişikliğinden anlıyoruz. Kime yaradığı çok açıktı. FETÖ’yle 15 Temmuz’a kadar giden bir süreci yaşamak zorunda kaldık. 2017’de ucube sistem geldi, öğrenciler, siyasiler, toplum şiddete maruz kalıyorsa, bunların nedeni ucube Cumhurbaşkanlığı sistemidir” diye konuştu. ‘FETÖ liderini koruyor’ “Devletin gücünü kullanan bir kişi var. Süleyman Soylu. Süleyman Soylu, gerçek bir provokatör” diyen Özkoç, “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu FETÖ’nün siyasi ayağının üstünü örtmeye çalışıyor. Çünkü o siyasi ayağının temsilcilerinden biri de kendisi. Soylu, FETÖ liderini korumaktadır. Soylu’nun bir an önce görevinden uzaklaşması gerekir. Soylu görevdeyken FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkması mümkün değildir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet ÇAKICI’YA İDDİANAME Kılıçdaroğlu’na hakaret etmişti SEFA UYAR Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı hakkında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik tehditlerinin ardından “Kamu görevlisine karşı görevinden Alaattin Çakıcı dolayı alenen hakaret” ve “tehdit” suçlarından iddianame düzenlendi. Çakıcı’nın, 17 Kasım’da ve 18 Kasım’da yayımladığı açıklamalar ile Kılıçdaroğlu’na hakaret ettiği ve Kılıçdaroğlu’nun “vücut dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirebileceğinden bahisle tehdit ettiği” vurgulanan iddianamede, Çakıcı’nın savunmasında özetle “hakaret ve tehdit kastının bulunmadığını, ikaz ettiğini, tehdit etmediğini” söylediği kaydedildi. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde Çakıcı’nın, el yazısı ile yazılmış açıklamalarda Kılıçdaroğlu’na hakaret ve tehdit ettiği, Çakıcı’nın bu şekilde üzerine atılı suçları gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı vurgulandı. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, “Alaattin Çakıcı’nın seviyesiz bir biçimde genel başkanımıza yönelik olarak gerçekleştirdiği hakaret ve tehdit eylemlerinden ötürü, ifadesi sırasında çark etmesine rağmen dava açıldı. Hukuk düzleminde hesabını soracağız. Mutlak bir şekilde ceza almasını sağlayacağız” dedi. l ANKARA SP LİDERİ KARAMOLLAOĞLU: Önce sistem ve zihniyet değişmeli Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni anayasa çağrısını değerlendiren Karamollaoğlu, “Anayasa yeniden gündeme getirildi ama Meclis’te anayasayı değiştirecek güçleri yok. Bunu bile bile yeni anayasa yapacağız diye ortaya çıkmanın mantığı ne? Biz, muhalefetin de desteğini alarak Türkiye’yi demokratikleştiren, adaleti ve hakkı üstün tutan bir anayasa anlayışını getirirseniz, buna destek veririz. Muhalefetin de buna destek vereceğine inanıyorum” dedi. ‘Bu sistemle olmaz’ Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle devam edemeyeceğini söyleyen Karamollaoğlu, “Türkiye’de yeni bir anayasadan önce yeni bir zihniyete ve anlayışa ihtiyaç var. Eğer ortak akıl yerine tek akıl, katılımcı demokrasi yerine tek adam anlayışı ile bir anayasa yapılacaksa 40 kere de anayasa değişse ülkemize bir faydası olmayacaktır. Bu sebeple de anayasa değişimini gündemi değiştiren bir girişim olarak görüyoruz” diye konuştu. l ANKARA/ Cumhuriyet DEMIRTAŞ, DAVUTOĞLU’NA HAKARET DAVASINA SEGBİS’LE KATILDI ‘Siyasi saiklerle tutuklama suçtur’ Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş dün eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na hakaret ettiği iddiasıyla Çağlayan’daki İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Duruşmaya Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan Demirtaş, “Pandemi nedeniyle SEGBİS’te avukat bulundurma hakkım da elimden alınmış durumda. Hukuki destek alamıyorum. Mart ayından bu yana avukatlarımla açık görüş yapamadım” dedi. “Diyarbakır’da yapılan bir konuşma nasıl oluyor da İstanbul’da davaya dönüşüyor. Bunun ötesinde aynı konuşmaya nasıl oluyor da hem İstanbul hem de Diyarbakır’da soruşturma başlatılıyor” diyen Demirtaş, “Şimdi ben Diyarbakır’da yaptığım konuşma nedeniyle bir tanık dinletmek isterdim. Davanın Diyarbakır’a gönderilmesi lazım” ifadelerini kullandı. ‘Kapsam dışında’ Milletvekillerinin parlamento içerisinde ve dışında yaptığı konuşmaların sorumsuzluk kapsamında olduğunu belirten Demirtaş, “Anayasada bu kişinin yaşamı boyunca deHUKUK, YARGI, ADALET YOK’ Duruşma öncesinde bir grup HDP’li adliye önünde açıklama yaptı. HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, talimatla yürüyen bir yargı sistemi olduğunu belirterek “Bu ülkede hukuk yok, yargı yok, adalet yok. Yargının kısmi olan bağımsızlığı bu iktidarla birlikte tümüyle ortadan kalktı. Uluslararası sözleşmeye imza attıysanız bu bağlayıcıdır, uygulamak zorundasınız” dedi. l İç Politika vam eder diyor. Yani kişi yapılan konuşmanın içeriğinden yargılanamaz. Ben soruyorum. Siz bu anayasaya sahip çıkacak mısınız? Anayasaya mı sahip çıkacaksınız yoksa Erdoğan’ın sözlerini mi uygulayacaksınız? Malum kişi, bir partinin başkanı ben de bir partinin eş genel başkanıydım. İki parti başkanı arasında bir taraf mı olacaksınız yoksa anayasaya mı uyacaksınız? Anayasaya bağlı olup olmadığınızı görmek istiyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de (AİHM) bunu söylüyor. ‘AİHM’in kararları bağlayıcı mıdır değil midir tartışması iki aydır yapılıyor. Bunu Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı’nın ortakları tartışıyor. AİHM’nin kararlarının bağlayıcı olup olmadığını tartışmak utanç vericidir. Şimdi siz 83/1’de tanınan hakkı mı esas alacaksınız yoksa Tayyip Erdoğan’ı mı, Mehmet Uçum’u mu yoksa Süleyman Soylu’yu mu esas alacaksınız” diye sordu. ‘Baskı kurmak için’ Demirtaş, AİHM Büyük Daire’nin kararına da değinerek “AİHM’nin verdiği kararda en önemsiz maddesi benim serbest bırakılmamdır. Çünkü o beni ilgilendiriyor. Ama diğer 5 madde hepimizi ilgilendiriyor. Bu karar diyor ki tutuklama siyasi saiklerle yapılmıştır. Benim kararlarım altında imzası bulunan tüm hâkim ve savcıların ağır suç işlediği kesinleşmiştir. Bir kişiyi siyasi saiklerle tutuklamak bir suçtur. Sizi de bu suça ortak etmek istiyorlar. Hakkımda 122 dava açılmış. Bu baskı kurmak içindir” dedi. l İç Politika Tavşana kaç tazıya tut siyaseti! İşin rengi değişiyor... İstanbul Etiler’deki polisin, “Terbiyesizlik etme, aşağı bak, aşağı!” deme fevriliğinden Ankara’da 4 polisin tuttuğu genci kum torbası gibi yumruklayan, yere düşmüşe tekme atan sivillere geldik! Kim bu siviller? Gerektiğinde polis aracına saldırıp provokasyon yapan, yakalanınca “Ben de polisim bırak” diyen sivil polis mi, yoksa polise “yardımcı olan” partili militan mı? Kadıköy İskele Meydanı’nda gösteriler öncesi bir grup sivilin polisten taktik aldığını gözümle gördüm! Nitekim daha sonra bunların gençlere saldırdıkları görüntüler aktı. Ankara’daki öğrenciyi vahşice, kalleşçe döven sivili gören herkesin aklına Eskişehir’de dayak yiyen İsmail Korkmaz geldi. İsmail’i döverek öldüren fırıncı, polis, bakkal, çakkal. Kim bu çakallar? İktidar, ülkenin en parlak çocuklarından niye kızgın teröristler yaratmak istiyor? Niye onları damda nişancı polisler izliyor? Ve nereden çıktı bu LGBTİ+ meselesi? Sadece atadığınız rektörü beğenmediler. Zaten siz de beğenmemişsiniz ki aday olmuş, milletvekili yapmamışsınız, belediye başkanı yapmamışsınız, sonra da Türkiye’nin en değerli üniversitesinin başına getirmişsiniz ortalık karışsın diye... Öğretim üyeleri de istemiyor! Yoksa ne o çocukların sokakta toplu yürümesi suç, ne de bahçede toplanması. “Bu salgın ortamında, kapalı mekânlarda, salonları tıklım tıklım doldurmuşsunuz, afferin size!” diye kim dedi, kime dedi? Hiç kimsenin kapalı mekânda toplanma hakkı yok, ama AKP il kongreleri yapılıyor ve AKP Genel Başkanı, kendilerini böyle tehlikeli durum yarattıkları için kutluyor! Boğaziçi Üniversitesi, bu ülkenin en yüksek puanla öğrenci alan, özgür ruhlu, kafası çalışan, analitik düşünen, disiplinli okuyan, ama bir o kadar da haklarına sahip çıkanların seçtiği üniversite. Onlar baş eğmeyenler. Onlardan korkuyor, nefret ediyorlar! Çünkü hiç onlar gibi olamadılar. Kendileri olamadıkları gibi önlerine koydukları hedef de gençleri onlar gibi yetiştirmek değildi; dünyaya at gözlükleriyle bakacak, kimseyi kucaklamayacak kindar ve dindar bir nesil hedeflediler. Çünkü böyleleri, kendisi gibi olmayan herkesten nefret eder. Onları yönetmek kolaydır; sorgulamaz, itaat eder; tabulara inanır, üzerinde düşünmezler. İstediğiniz gibi dövebilir, sevebilir, bağımlınız haline getirebilirsiniz; zayıftırlar, kendilerine güvenleri yoktur, vur dersin vurur, döv dersin döver, git dersin gider, kafasına çay atarsın sevinir! Virüs sever AKP’liler Hacdan gelenlerin yurda kontrolsüz dağılmalarıyla başlayan pandemi, Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi törenine yurdun her yerinden otobüslerle getirilenlerin topluca namaz kılıp tekrar memleketlerine geri dönmeleriyle patlamıştı! Virüs alıp virüs dağıttılar en ücra köşelere kadar. 11 aydır insanlar ölüyor. Esnafı, tüccarı, müzisyeni aç, intihar ediyor! Daha 75 yaşın üzerindekileri bile tam aşılayamadık, yeni aşının gelip gelmeyeceği belli değil. 65 yaşın üzerindekiler kalabalık etmesin diye belediye otobüsüne binemiyor; 20 yaşın altındakiler üç saat dışında sokağa çıkamıyor ama kapalı salonu tıklım tıklım dolduran AKP kongresindeki Antalyalı genç Ali, başkanına gözyaşlarıyla hitap etti diye aferin alıyor. Akıllılar tehlikeli Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ, bu iktidarın hep hedefi olmuştur. Yok edilmesi gereken ilim irfan yuvası onlar! Üniversiteleri değersizleştirmek için her ile, her ilçeye üniversite açtılar, zaten amaç bu değildi ama buraları meslek edindirme kursu kadar işe yaramadı, esnafla ev sahipleri para kazandı, öğrencileri ellerinde diplomayla pazarcılık yapıyor! Türkiye’nin en gelişmiş illerinden, ilçelerinden Cumhur İttifakı’na oy çıkmadığını son yerel seçimler nasıl net bir biçimde gösterdiyse; BÜ, ODTÜ’den de iktidara ne oy, ne sempatizan çıkar. O zaman vur abalıya! Boğaziçi Üniversitesi’ne öyle birini atayalım ki çıldırsınlar, orada hır çıksın. Kafasını kaldıranı “AŞAĞI BAK” diye aşağılarız! Sokağa çıkanı döveriz, hırpalarız. Siz LGBT filansınız deriz. Ortalığı karıştırır, militanlarımızı üzerlerine salarız. CHP’den üç şaşkın istifa etti, televizyonda gündem yaptık, yetmedi, şimdi bunu konuştururuz! Maksat gündem değişsin, hava bulansın. Doğalgaza zam yaptık, pazara giden boş fileyle dönüyor, otoyollara girilmiyor, aşı bitti, yenisi gelmiyor, bir an önce kongreleri bitirin, seçim sistemini, anayasayı değiştirin. Öyle bir sistem yapın ki bu ülkede hep ben başkan olayım, sonuna kadar! Sokaklarda saçından sürüklenen insanların olduğu bir ülke daha var: Rusya! Putin’in adamları muhalifleri dövüyor. Trump, Putin, bizimkinin yöntemleri hep aynı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle