08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 23 ŞUBAT 2021 SALI HABER HDP’nin kapatılmasında ısrarlı olan iktidar, ‘anayasaya geçici maddeyi’ de tartışmaya açacak Temelli kapatma hamlesi HDP’nin kapatılmasına yönelik söylemini sertleştiren iktidar bloku, şimdi de “partinin kapatılması ve yeni siyasi yasaklar üzerine” çalışıyor. Mevcut anayasanın 14. maddesinde yer alan ‘Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz’ hükmünün güçlendirilmesine ilişkin geçiSELDA ci maddeler eklemeyi” tarGÜNEYSU tışan iktidar, hükmün çok açık olmasına karşın “bugüne kadar kapatılan partilerin başka ad altında yeniden açıldığına” dikkat çekiyor. İktidar kanadı, söz konusu düzenlemeyi masaya getirerek, muhalefete de “Tarafını seç” kozunu gösterecek. Mevcut anayasadaki 14. maddede “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz” hükmü yer alıyor. İktidar, HDP’nin yürüttüğü siyasetin “başlı başına bu maddeye aykırılık teşkil ettiğini” ve yine anayasada “partilerin kapatılmasına yönelik kriterlerin yer aldığı 68. ve 69. maddelerin de bir partinin başka bir adla yeniden kurulmasının önüne geçemediğini” savunuyor. Bu nedenle iktidar, anayasada yer alan “Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesi’nin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmi Gazete’de gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar” hükmünde değişiklik öngören “geçici bir maddenin anayasaya eklenebileceğini” konuşuyor. Buna göre “söz konusu hüküm üzerinde yapılacak değişiklik, 5 yıl sürenin ‘ömür boyu men’ şeklinde olabileceği” ifade ediliyor. Ayrıca iktidarın, 2016’da olduğu gibi milletvekili dokunulmazlıklarının “anayasaya geçici bir madde eklenmesiyle kaldırılmasının da aynı anayasa değişikliği paketinde gelebileceğini düşündüğüne” işaret ediliyor. ‘Batasuna’ örneği İktidar cephesi, İspanyol parlamentosunun 2002’de Batasuna Partisi’ne yönelik aldığı kararı da anımsatıyor. İspanyol parlamentosunda siyasi partiler ile ilgili yasanın kabul edildiği ve bu yasada “demokrasi ve anayasal değerlere açıkça aykırı düşen eylemlerin odak noktası olan siyasi partilerin tamamen kapatılması yönünde karar alındığına” atıfta bulunularak 2003’te Bask bölgesinde faaliyet gösteren Batasuna Partisi’nin de bu yasa hükümleri gereğince İspanyol Yüksek Mahkemesi’nce kapatıldığına işaret ediliyor. Partinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı başvurunun da reddedildiğine dikkat çekiliyor. ‘Muhalefet sıkışacak’ İktidarın, böyle bir düzenlemeyi “altyapısını tam anlamıyla oluşturduktan sonra Meclis’e getirmeyi” düşündüğü konuşulurken bu durumun muhalefeti seçmen karşısında sıkıştıracağı hatta Millet İttifakı’nda çatlak yaratabileceği de düşünülüyor. İktidar kaynakları, muhalefetin, “böyle bir düzenleme karşısında takınacağı tavrı, seçmenlere de açıklaması gerektiği” vurguluyor. l ANKARA TBMM Başkanı Mustafa Şentop, HDP’li milletvekillerinin fezlekelerine ilişkin açıklama yaptı: Meclis’e gelince gereği yapılır Şentop, fezlekelerin savcılık tarafından hazırlandıktan sonra Adalet Bakanlığı’na, oradan Cumhurbaşkanlığı’na ve TBMM’ye geleceğini belirtti. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Altındağ Belediyesi ve Uluslararası Türk Akademisi işbirliğiyle yapılan Türk Dünyası Tonyukuk Parkı’nın açılışının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. HDP’li vekillerin fezlekeleriyle ilgili soruyu yanıtlayan Şentop, fezlekelerin savcılık tarafından hazırlandıktan sonra Adalet Bakanlığı’na gönderildiğini, oradan Cumhurbaşkanlığı’na ve TBMM’ye geleceğini belirtti. Şentop, “Henüz Meclis’e ulaşmış fezleke yok. Meclis’te başka fezlekeler var. Başkanlığımıza gelince bu fezlekeleri karma komisyona havale ediyoruz. Adalet ve Anayasa Komisyonu üyelerinden oluşan karma komisyon bu değerlendirmeyi yapacaktır” dedi. İçişŞentop leri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Gara’ya gittiğini açıkladığı HDP Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir’e ilişkin soru üzerine Şentop, “Onunla ilgili de tabii henüz Meclisimize ulaşan herhangi bir şey yok. Ben bir soruşturma başlatıldığını basından öğrendim. Bu konuyla ilgili de Meclis’e geldiği zaman usulü dairesinde gerekenler yapılacaktır” ifadelerini kullandı. Gergerlioğlu yorumu HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında “terör örgütü propagandası yapma” suçlamasıyla verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasının sorulması üzerine Şentop, “Gergerlioğlu ile ilgili verilen, kesinleşen hüküm var. Bu da belli bir prosedürü takip ediyor. İlgili ilk derece mahkemesine, oradan Adalet Bakanlığı’na, daha sonra da Cumhurbaşkanı üzerinden Meclis’e gelecek” diye konuştu. Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu Enis Berberoğlu kararıyla Gergerlioğlu’nun kıyaslandığını söyleyen Şentop, aynı mahiyette bir durumun söz konusu olmadığını aktardı. Berberoğlu dosyasında, daha önce dokunulmazlığı kaldırılmış ve yargılanan bir milletvekilinin sonradan seçimde tekrar dokunulmazlık kazanması üzerine tartışmalar yaşandığına dikkati çeken Şentop, Gergerlioğlu ile ilgili yürütülen soruşturma ve dava sürecinin ise anayasada dokunulmazlığın istisnası olarak gösterilen iki husustan birine dayandığını belirtti. l ANKARA YARGITAY CEZASINI ONAMIŞTI Gergerlioğlu AYM’YE BAŞVURACAK HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin, kendisi hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasını onamasına ilişkin, Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağını duyurdu. Gergerlioğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, kendisi hakkında terör örgütü propagandası yapmak” suçundan verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasına ilişkin konuştu. Yargıtay’ın kararının “siyasi bir karar” olduğunu savunan Gergerlioğlu, “Şahsımın insan hakları savunuculuğuna yönelik yıllardan beri sürdürdüğü mücadelesi cezalandırılmaya çalışılıyor” dedi. AYM’ye başvuracağını söyleyen Gergerlioğlu, “Ben kesinlikle boyun eğmem. Bunu herkes bilsin. Böyle hukuksuz saldırılara boyun eğecek bir insan değiliz. Böyle bir insan olsaydık meydanlara, siyaset alanına çıkmazdık” diye konuştu. CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun yaşadığı süreçleri anımsatan Gergerlioğlu, şunları kaydetti: “Bana bir ceza verdiler ama vekilliğimi düşüremezler. Bunu çok net söyleyeyim. Ceza, vekilliğimin düşürülmesine yöneliktir, ama Enis Berberoğlu kararı da 23 hafta öncedir. Çok zulümler gören Enis Berberoğlu, vekil olarak tekrar Meclis’e geri dönmüştür. Benim vekilliğimi düşürüp daha sonra Anayasa Mahkemesi’nden Türkiye’yi tüm dünyaya mahcup eden bir kararın ikinci defa çıkmasını mı istiyorsunuz? Bu nasıl bir skandal olur? Zaten Sayın Enis Berberoğlu’nun durumunu izah edecek bir hal yok, büyük bir skandal var ortada. İkinci bir Enis Berberoğlu vakası mı oluşturmaya çalışıyorsunuz?” l ANKARA/ Cumhuriyet SELAHATTIN DEMIRTAŞ, CEZAEVINDEN MEKTUP YAZDI: Seçim iyilerle kötüler arasında olacak HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nde “İyi misiniz?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. T24 internet sitesinde yayımlanan yazısında Demirtaş, “Kötünün mü yanındasınız” yoksa “iyinin mi yanındasınız” diyerek 12 soruluk bir test yayımladı. Demirtaş şunları söyledi: İyilikkötülük meselesi işsizlik ya da açlık gibi somut ve tartışmasız kavramlar değil. Ama öyle ucu açık, soyut, belirsiz de değil. Benim sorduğum ‘iyilik’ hali asıl bugüne, güncel olana yönelik tutumunuza ilişkin. Yani yaşanmakta olan yoğun, katı, saf kötülüğe karşı tutumunuz nedir? Kötünün mü tarafındasınız iyinin mi? Evrensel ilkeler ışığında, günümüze ilişkin sorularla, iyiliğimizi azıcık test edelim. İnsanların etnik yapısı, giyim kuşamı, cinsel yönelimi, kadına yönelik şiddet, çalışanların emeklerinin sömürülmesi, doğanın katledilmesi, rüşvet ve yolsuzluk, devletin tek bir kişi tarafından yönetilmesi sizi rahatsız ediyor mu? Öyleyse kararsız olmaya gerek yok. Önümüzdeki seçimler; partiler, kimlikler, inançlar arasında değil, iyiler ve kötüler arasında olacak. İyilerin tarafındaysanız yeriniz bellidir. Buna kavramsal olarak “demokrasi ittifakı” da denilebilir. Bu şekilde, toplumu gerçek bir tercih yapma durumuna sevk etmeliyiz.” l İç Politika PKK’LI TERÖRIST: TAŞDEMIR’I GÖRDÜM Terör örgütü PKK/KCK’den kaçarak teslim olan teröristlerin ifadelerinde, HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir’in Gara’ya gittiğini söyledikleri iddia edildi. AA’nın haberine göre “Ulaş” kod adlı terörist ifadesinde Taşdemir’e ilişkin “Kadro örgüt mensubudur. 2009 yılı öncesinde Irak’ın kuzeyine illegal yollardan gitti. Kandil alanında bir dönem eğitimler aldı. Kandil’de yer alan örgüt üst yönetimi ve KCK’nin önerisiyle HDP milletvekili seçtirildi. HDP içerisinde PKK sekreteryası olarak görev yaptı” dedi. Teslim olan terörist M.U. da 9 Haziran 2019’da, Irak’ın Mahmur alanına “Pirdoğan”, “Özgür Çiya”, “Arin Botan” ve “Arin” kod adlı terör örgütü mensuplarıyla birlikte geçtiğini söyledi. M.U., Gara alanından araçla bir buçuk saat yolculuk yaptıktan sonra yolda başka bir aracın yanında durduklarını, bu araçtan sonradan televizyondan HDP milletvekili olduğunu öğrendiği Taşdemir’in indiğini ve kendi araçlarına bindiğini öne sürdü. Taşdemir’in “9 Haziran 2019 günü Türk Hava Yolları’na ait uçakla saat 01.06’da Diyarbakır’dan Erbil’e çıkış yaptığı, 5 gün sonra döndüğü” de belirtildi. l ANKARA/Cumhuriyet HDP’Lİ TAŞDEMİR’DEN SOYLU’YA: İtibar suikastında bulundu HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Gara’da 13 yurttaşın şehit edilmesinin ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisini hedef alan sözlerine yönelik açıklamalarda bulundu. Soylu’nun itibar suikastında bulunduğunu söyleyen Taşdemir, “4 gün boyunca kamuoyunda bu konuda bir algı yarattı. 4 gün sonra yandaş bir televizyon kanalına çıkıp 1 saat boyunca partimize hakaret etti, iftiralar attı. ‘Az sonra, biraz sonra, son dakika’ şeklinde ifadelerle olayı şova dönüştürdü. Sonunda benim ismimi verdi. Ama ortaya bir kanıt sunmadı, bir dedikoduya dayanarak itibar suikastında bulundu” dedi. Taşdemir şöyle devam etti: “Söyledikleri külliyen yalandır ve iftiradır. Soruyorum: Madem elinde böyle bir bilgi ve belge vardı, neden savcıya vermedin de televizyonda açıkladın? Bunu açıklamak için neden Gara operasyonunu bekledin? Tekrar soruyorum: Ne zaman, hangi gün gitmişim Gara’ya? Belgeleri ile açıklayın. Ordunun bile girmekte zorlandığı bir bölgeye hangi ara gitmişim, hangi ara eğitim almışım, hangi ara oralarda boy göstermişim, dönmüşüm? İstanbulGara uçak seferi var da haberimiz mi yok? Benim bilmediğim ama Soylu’nun bildiği özel yeteneklerim olmalı ki bu sürede bütün bunları başarmış olayım” ifadelerini kullandı. l İç Politika Türkiye’nin güvenliği ve emperyalist hayallere karşı tek politika Senaryoyu yeniden kuralım. Saray’ın ABD karşısında iki önemli cephesi var, Rus S400 füzelerini kullanmak ve Kuzey Suriye’de Amerika’nın bir PKK devlet yapılanmasına karşı çıkmak, önlemek. ABD’ye karşı bu konuda direniyor. ABD, S400 konusunda kesin kararlı, bu yüzden Türkiye’yi F35 savaş uçakları projesinden çıkardı, dahası 1 milyar dolarlık ülke parasına el koyarak neredeyse! Ayrıca çok sıkışırsa, öncelikle S400 füzelerinin şu veya bu şekilde çalıştırılması halinde, siyasi yönetime karşı kişisel ve mali birtakım kozlarını da ileriye sürebileceğini hissettiriyor. Suriye’nin kuzeyine gelince, Amerika, orada belirlediği sınırlara bulaşmadan Ankara’nın PKK’ye karşı operasyonlarını görmezden geliyor. ABD’nin ana hedefi Aslında ABD’nin politikasının, zaman içinde Kuzey Irak’ı Suriye’deki yapılanmayla birleştirerek bölgede büyük ve sağlam bir Kürt devleti kurdurmaya yönelik olduğunu biliyoruz. Bu devletin, Hatay vb. sınırlarımızın doğu ve güneyindeki koridor boyunca Akdeniz’e açılması da söz konusudur veya konusuydu. Bu Akdeniz’e açılma koridoru, Türkiye’nin Afrin ve İdlib operasyonları ve Şam İran Rusya’nın güçlü askeri işbirliği ile engellendi. ABD PKK esas olarak Fırat’ın doğusunda kilitlendi. ABD, orada büyük bir askeri güç yığıyor. Rusya İran ve Şam, ABD’nin koruması altındaki bu bölgeye dokunamıyor, Türkiye gibi. Transatlantik kabadayısı ile bir çatışma bölgeyi ateşe verir. Neden S400’ler mesele? ABD, “stratejik müttefik” yalanı ile hem PKK yapılanmasını zımnen kabul ettirme hem de S400 füze savunma sisteminin bloke edilmesini dayatıyor. Birincisi, Ankara’dan talepte bulunmadan, sahada reel durum yaratarak ve güç politikası ile sürdürülüyor. Bunun için Türkiye’ye ihtiyacı yok! İkincisini ise baskı ile gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu baskının bir amacı Rus silah savunma sistemlerinin Batı NATO ve dünya piyasalarında yaygınlaşmasını satışını sınırlandırmak, Türkiye gibi silah sistemleri esas olarak Batı’ya bağlı bir ülkeyi Rusya’ya kaptırmamak. Rusya’yı düşman ilan etmesi ve özellikle askeri konularda işbirliği yapmaya kalkışanlara ambargoları gündeme getirmesi, sadece Türkiye’ye değil, Batı dünyasına da bir gözdağı. Burada kritik sorun, Türkiye ekonomisinin Batı’ya, AB’ye uluslararası finans merkezlerine olan bağımlılığı. Bu olgu, Ankara’nın oyun alanını müthiş sınırlıyor. S400’ler depoya Ankara, bırakın ikinci parti S400 satın alırız yüksekten atmayı, 2.5 milyar dolar saydığı elindeki S400’leri bile çalıştıramaz. Bunları depoya kaldırma olasılığı çok yüksek. Bu konu politik kulvarda konuşup çözüm aramadan çoktan çıktı, açık yasaya konu oldu. Şunu söyleyebilirsiniz: S400’ler depoda kaldıkları sürece fazla sorun etmez, ne de olsa Türkiye bir “NATO ülkesi”, Rusya’ya tamamen itilmesini istemez. Evet, burada Ankara’nın bir oyun alanı var. Ama Kuzey Suriye’de Ankara’nın oyun alanı sıfıra yakın. Sorular şunlar: Ankara’nın Kuzey Suriye’de Amerikan yapılanmasını bir şekilde engelleyebileceğini düşünen var mı? Varsa nasıl? Bu konuda benim yanıtım, bundan sonraki tüm politikalarında Suriye’nin toprak bütünlüğünü ön plana çıkararak Şam’dan, Afrin ve İdlib’de kesin garantiler alarak. Bu, BM’nin Suriye politikasına uygundur ve uluslararası politik arenanın da isteğidir. Bir ülkenin parçalanıp Amerika’nın çıkarlarına göre devletçikler üretilmesi, herkes için büyük tehdittir. Irak’ta bir “Kürt devleti” aslında fiili olarak var. Bunun uluslararası bir statüye kavuşturulması, bir şekilde söz konusu olacak ama Irak meselesi AB’nin başını ağrıtıyor. Gerçekçi, yasal ve hukuki Suriye’de de ikincisi, Türkiye ve İran için de tehdittir. Sorun burada. Hele PKK’nin 40 yıldır Türkiye’yi hedef alan ayrılıkçı savaşını düşünecek olursak... Burada Türkiye’nin politikası, Suriye’nin birliğini sonuna kadar savunmak, acil olarak! Bu aynı zamanda Türkiye’nin ve İran’ın da toprak bütünlüğünü savunmak anlamına gelir. Bölgeyi yeniden kesip biçecek emperyalist politikalara set çekmenin ve mezara gömmenin tek yolu budur. Bu politika, hem gerçekçi yasal ve hukuki hem de ABD’nin işini giderek zaman içinde olanaksızlaştıracak tek politikadır. HHH Yoksa Ankara, ABD’nin Kuzey Suriye’de oldubittisini ve hedefini kolaylaştırıcı düşünceleri ve politikası heybesinde tutuyor mu? Bir alver gülüm çerçevesinde? Bir üçüncü yazı kaldırır. ‘CEZAEVİNE GİRECEK KADINLAR, TALİMATLA BEBEK SAHİBİ OLUYOR’ DEMİŞTİ Zengin’le ilgili paylaşıma soruşturma AKP Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in önceki gün katıldığı bir televizyon yayınında çıplak arama ilgili söylediği “Bu insanlar talimatla artık bebek sahibi oluyorlar. Bebekli kadınlar cezaevindeler demek için. Hapisteki bu çıplaklıkla alakalı mevzuyu başlatan FETÖ’cü kadınlara bekledikleri yerden bir takdirname geldi” ifadelerini sosyal medya hesabı üzerinden alıntılayan ve “Cumhurbaşkanı Kabinesine ilk gece hakkı verilse, Özlem Zengin gagasını kapatır mı” yazan avukat Mert Yaşar hakkında soruşturma başlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, “Şüphelinin yakalanması için kolluğa talimat verilmiştir” denildi. Adalet Bakanlığı da Yaşar hakkında disiplin soruşturması başlattı. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından Arabuluculuk Kurulu, Yaşar’ın arabuluculuktan çıkarılıp çıkarılmamasına hükmedecek. Ayrıca Bakanlık, Yaşar hakkında İstanbul Barosu’nca disiplin soruşturması başlatılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı gönderdi. Siyasetten kınama Öte yandan iktidar ve muhalefet partileri de Özlem Zengin’le ilgili yapılan sosyal medya paylaşımını kınadı. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Özlem Zengin’e çirkin ve ahlaksız bir dille saldıranları kınıyoruz. Bu saldırılara siyasi olarak hakettiği cevabı vermeye devam edeceğiz. Hukuk önünde bu çirkinliklerin ve ahlaksızlıkların hesabı sorulacaktır” dedi. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç da Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Özlem Zengin’e yapılan alçakça saldırıyı kınıyorum” ifadesini kullandı. İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan ise “Siyaseten eleştirmek adına, bir kadının namusuna dil uzatmak kabul edilemez bir durumdur. Kınıyorum” dedi. Zengin: Yaptırım yok gibi Kadınlara yönelik hakaretleri nedeniyle tepki çeken Özlem Zengin, sosyal medyada kendisine yönelik hakaretin ardından AA’ya konuştu. Yaklaşık iki aydır sistematik bir saldırıya uğradığını söyleyen Zengin, böyle bir olay karşısında bütün kadınların birleşmesi gerektiğini söyledi. Zengin, sosyal medyada herkesin her şeyi söylediğini ancak yaptırımın neredeyse yok gibi olduğunu savunarak mevzuat açısından çalışılması gerektiğini belirtti. l İç Politika T.C. FETHİYE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2020/506 KARAR NO: 2021/39 Kocaeli ili, Gebze İlçesi, Güzeller mah/köy, 5 Cilt, 836 hane no, 13 BSN, nüfusa kayıtlı Fikri ve Rahime’ den olma, 09/10/2002 doğumlu, 23867249764 T.C kimlik nolu Miraç Kadir Kemal Karataş’ın “Miraç Kadir Kemal” olan adından talebi gibi “Kemal” isminin çıkarılarak davacının isminin yalnızca “Miraç Kadir” olarak TASHİHEN TESCİLİNE, karar verilmiştir. İlan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1315895)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle