23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 23 ŞUBAT 2021 SALI 120/20 180/20 60/10 160/40 140/3 0 20/ 1 2 0 00/13 0 130/ 3 0 150/10 140/00 110/30 Bizi değil katilleri yargılayın Şili’dendünyaya yayılan, danslı şarkılı eyleme katılan CHP’li Ayşe Özdemir’e hapis cezası 170/8 0 170/5 0 170/1 0 0 130/8 0 140/21 0 170/1 1 0 140/1 0 150/80 140/50 70/20 170/50 TARİHTE BUGÜN 1942: Avusturyalı yazar Stefan Zweig, Brezilya’nın Petropolis kentinde eşiyle birlikte intihar etti. 1997: Dünyada genetik kopyalama yöntemiyle üretilen ilk memeli olan “Dolly” adlı koyunun İskoçya’daki Roslin Enstitüsü’nde kopyalandığı duyuruldu. Eylem tüm Türkiye’ye yayılmış, polis çoğu kentte eyleme müdahale etmişti. Las Tesis danslı eylemi yaptıktan sonra hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret”ten dava açılan CHP Aydın KaÖzdemir’in yaptığı dansın kadın cinayetlerini protesto etmek için Şili’de başladığını ve bütün dünyaya yayıldın Kolları Başkanı Ayşe Özdemir’e 11 ay dığını vurgulayarak “Herhalde kadın20 gün hapis cezası verildi. ların şiddete karşı ses çıkarmasınAydın 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün dan; tacize, tecavüze ve cinayete kurgörülen davasının karar duruşmasına CHP ban gitmeden yaşamak istemesinden Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıarahatsızlar. Şarkının orijinal sözlerika da katıldı. Davanın karar duruşmasınnin Türkçe çevirisi ile dans edildi. Las da, Özdemir’e 11 ay 20 gün hapis cezası ve Ayşe Özdemir Tesis dansının sözleri diyor ki kadına rildi. Duruşmanın ardından konuşan Nazyönelik cinsel saldırı ya da şiddet kalıaka, Özdemir’in yaptığı dansın kadın cinayetdınların giyimlerinden kuşamlarından değil, atalerini protesto etmek için Şili’de başladığını ve erkil toplum düzeninin ve yargı sisteminin kabütün dünyaya yayıldığını söyledi. Nazlıaka, dınlara reva gördüğü yerden kaynaklı. Bu sözleri çarpıtarak ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ diye tutanak tutan polisler, kovuşturmaya izin veren savcılar ve ‘suç’ olduğuna kanaat getiren hâkimler; bugün burada bütün dünya kadınlarını yargılıyor” ifadelerini kullandı. Özdemir’in yanında olduklarını yineleyen Nazlıaka, “Herhalde kadınların şiddete karşı ses çıkarmasından; tacize, tecavüze ve cinayete kurban gitmeden yaşamak istemesinden rahatsızlar. Susmayacağız, sinmeyeceğiz, korkmayacağız! Sözümüz söz, 2021 yılı kadın cinayetleriyle değil, kadın dayanışmasıyla anılan bir yıl olacak ve bu dayanışma, ilk seçimlerde sizi sandığa gömecek” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Antrenörden yüzücüye cinsel istismar Edirne’de gerçekleşen Türkiye Yüzme Federasyonu Uluslararası 2. Turkcell Edirne Kupası’nda Bursa bölgesi antrenörü ve yüzme koordinatörlerinden F.G’nin 17 yaşındaki bir yüzücüye cinsel istismarda bulunduğu iddia edildi. Sporcuyu odasına çağıran antrenöre suçüstü yapılırken, organizasyon yetkilileri durumu polise intikal ettirdiği ve alınan sporcu ifadelerinden sonra nöbetçi mahkemece tutuklanan F.G.’nin önce Edirne, ardından da Silivri Cezaevi’ne gönderildiği öğrenildi. l Haber Merkezi Koca 8 Mart sergisine POLIS ENGELI İstanbul Avcılar Kadın Platformu’nun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çağrısıyla Avcılar’daki Marmara Caddesi’nde bir araya gelen kadınlar, polis tarafından engellendi. Ablukaya alınan kadınlar, ellerinde “8 Mart direnen kadınlar fotoğraf sergisi” için yaptıkları pankartlarla oturma eylemi yaptı. Polis engeline tepki gösteren kadınlar, “Ne barikatlarınız ne şiddetiniz bizi durduramaz” dedi. Polis ile kadınlar arasında çıkan arbedede polisin, kadınların saçlarını çekerek sert müdahalede bulunduğu görüldü. l Haber Merkezi SOKAK ORTASINDA KADINI ÖLDÜRDÜ Ankara’nın Keçiören ilçesi Yanıklar Sokak’ta yürüyen Birgül Y. (43) yanına gelen Hasan D. (32) ile henüz belirlenemeyen nedenle tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu Hasan D., Birgül Y.’ye tabancayla 3 el ateş ederek olay yerinden kaçtı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, Birgül Y.’nin yaşamını yitirdiğini belirledi. Hasan D. ise silahla birlikte kısa sürede yakaladı. l ANKARA TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Kırımlı sorunları anlattı: Yavaşlama var ‘Hastalarla aşı bekliyoruz’ ‘Annemi 10 kişi uğurladık’ Yurttaşlara her fırsatta koronavirüs salgınına karşı “sosyal mesafe” ve “kalabalıktan uzak durma” uyarıları yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, YÖK Başkanı Yekta Saraç ve iş insanı Fatih Saraç’ın babası Muhammed Emin Saraç’ın cenazesinde ortaya çıkan fotoğrafı eleştiri konusu oldu. Koronavirüsten annesini kaybettiğini belirten Yakup Bayrak isimli bir kullanıcı, Twitter hesabından Bakan Koca’yı etiketleyip “Pandemi önlemlerine uymak için sadece 10 kişiyle birlikte gömdüğüm annemin üzerine yemin ederim, hiç kimsenin şu aşağıdaki vb olaylardaki ikiyüzlülüğünüzü unutmamaları için yaşayacağım” diye yazdı. l Haber Merkezi SARP SAĞKAL Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, koronavirüs aşılarının az olmasının aşılama hızını yavaşlattığını belirterek “Aşıları hızlı yapmaya başlayınca, aşıların gelmesi de gecikmeye başladı. Geçen hafta Balıkesir, Muğla ve Sivas gibi illerde aşı bitti. Aşılar biten yerlere geliyor ama gelene kadar hastalarımız da biz de bekliyoruz. Geçen hafta perşembe günü hastalarımızla akşam saat 17.00’ye kadar aşı bekledik” dedi. Kırımlı, ASM’lerdeki bekleme yerlerinin yetersiz olmasının da randevuları azalttığını ve bu sorunların aşılama hızını yavaşlatacağını kaydetti. Aile sağlığı merkezlerinde aşı kalabalıklarının sürdüğünü belirten Kırımlı, “Yerlerimiz dar olduğu için bu bir sorun oluyor. Dört aile hekiminden birinin ebe ya da hemşiresi yok. O yüzden bazı yerlerde aşılama yapan arkadaşlarımızdan 1 kişiye 40 kişi düşmesi gibi durumlar oldu” dedi. Hastaların randevu alamadığını da belirten Kırımlı, “Randevu almak için bize geliyorlar. Randevusuz geldiği için de aşı yapamıyoruz. İki gün sonra tekrar gel diyoruz. Bunlar hep sorun oluyor” ifadelerini kullandı. Aşılama hızına ilişkin konuşan Kırımlı, ASM’lerde bekleme alanlarına göre randevu açıldığını belirterek “Bu durumda aşı hızı düşüyor. Bekleme yerlerimiz olsaydı biz aşıları daha hızlı yapabilirdik. Muhtemelen elde aşı da az olduğu için bu hafta aşılama hızı 600 binlerden 400 binlere düşecektir” yorumunu yaptı. l ANKARA 22 ŞUBAT PAZARTESI 118 BIN 816 8 BIN 104 623 78 5 BIN 690 32 MILYON 436 BIN 998 2 MILYON 646 BIN 526 28 BIN 138 1189 %4.2 2 MILYON 529 BIN 450 Atatürk diyor ki 2 (*) Oysa, hocanın dediklerini uygulamaya kalkışmak, ulusal egemenliği ve dinsel özgürlüğü kaldırmaya çalışmaktı. Bundan başka, Hoca’nın bilgi dağarcığı “Yezitler” zamanında yazdırılmış zorbalık yönetimiyle ilgili kuralları kapsamıyor muydu? Öyleyse, anlamı ve kavramı artık herkesçe iyiden iyiye anlaşılmış olan devlet ve hükümet terimlerini ve millet meclislerinin görevlerini din ve din kuralları kılığına sokarak, kimler ve niçin aldatılacaktır? Gerçek bu olmakla birlikte, o gün İzmit’te, bu konuda gazetecilerle daha çok konuşmayı uygun bulmadım. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da yeni anayasa yapılırken, “Laik hükümet” teriminden dinsizlik anlamı çıkarmaya eğilimli olanlara ve bundan yararlanmak isteyenlere fırsat vermemek amacıyla, yasanın ikinci maddesini anlamsız kılan bir terimin konulmasına göz yumulmuştur. Anayasanın ikinci ve yirmi altıncı maddelerinde gereksiz görünen ve Türkiye Devleti ile Cumhuriyet yönetiminin ilerici niteliği ile bağdaşmayan terimler, devrim ve Cumhuriyet yönetimi bakımından, o zaman için sakınca görülmeyen ödünlerdir. Ulus, anayasamızdan bu gereksiz terimleri ilk elverişli zamanda kaldırmalıdır! Halk Partisi’ni kurma girişimi Sayın baylar, her yerde siyasal parti kurma konusunda da halkla uzun uzun konuştum. 7 Aralık 1922’de, Ankara basını aracılığı ile “Halk Partisi”.. adında halkçılık ilkesine dayanan bir siyasal parti kurmak isteğinde olduğumu bildirerek bu parti programının yapılmasına bütün yurtseverlerle bilim adamlarının yardım etmelerini ve katılmalarını dilemiştim. Dokuz ilke, partimizin ilk programı Kimi kişilerin yazılı olarak bildirdikleri düşüncelerden ve halkla yaptığım konuşmalardan çok yararlandım. En sonu 8 Nisan 1923’te, görüşlerimi dokuz ilkede saptadım. İkinci Büyük Millet Meclisi’nin seçimi sırasında yayımladığım bu program, partimizin kuruluşuna temel olmuştur. Bu program bugüne değin yaptığımız ve sonuçlandırdığımız bütün önemli işleri içine alıyordu. Bununla birlikte, programa yazılmamış kimi önemli sorunlar da vardı. Örneğin: Cumhuriyetin ilanı, halifeliğin kaldırılması, dinişleri bakanlığının (**) kaldırılması, medrese ve tekkelerin kaldırılması, şapka giyilmesi... gibi. Bu sorunları programa yazarak önceden, bilisiz ve gericilerin bütün ulusu yanıltmaya fırsat bulmalarını uygun görmedim. Çünkü bu sorunların zaman gelince çözümlenebileceğine ve sonunda ulusun kıvanç duyacağına kesin olarak inanıyordum. Yayımladığım programı bir siyasal parti için yetersiz ve kısa bulanlar oldu. “Halk Partisi’nin programı yoktur” dediler. Gerçekten, ilkeler adı ile anılan programımız, yericilerin gördüklerine ve bildiklerine benzer bir kitap değildi ama temel ilkeleri kapsıyordu ve uygulanabilir nitelikte idi. Biz de uygulanamayacak düşünceleri, kuramsal birtakım ayrıntıları yaldızlayarak bir kitap yazabilirdik. Öyle yapmadık. Ulusun, maddesel ve tinsel yönlerden yenileşip gelişmesi için çalışırken, iş yapmayı söze ve kurama yeğ tuttuk. Bununla birlikte; “Egemenlik ulusundur. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden başka hiçbir orun (makam) ulusun alınyazısında etkin olamaz. Bütün yasaların düzenlenmesinde, her türlü örgütlenmede, yönetimin bütün ayrıntılarında, genel eğitimde, tutumsal (ekonomi) işlerde ulusal egemenlik ilkelerine uyulayacaktır. Padişahlığın kaldırılması ile ilgili karar değişmez bir yasadır” gibi bilinmesi gereken önemli noktalar ile mahkemelerin yenileştirileceği, bütün yasalarımızın hukuk bilimi verilerine göre yeni baştan düzeltilip tamamlanacağı, toprak ürünleri vergisinin (aşarın) değiştirileceği, ulusal bankalar anaparalarının artırılacağı, gerekli demiryollarının yaptırılacağı, öğretimi birleştirmeye hemen girişileceği, askerlik ödevi süresinin kısaltılacağı, ülkenin bayındırlaştırılmasına çalışılacağı ve benzeri gibi ivedi ve önemli gereksemeler ilkeler dışında bırakılmamıştı. Barışla ilgili görüşümüzün de: “Maliyede, tutumsal işlerde ve yönetimde bağımsızlığımızı yüzde yüz sağlamak koşuluyla barışın yeniden kurulmasına çalışmak” olduğunu bildirdik. Halifelik orununun bütün Müslümanlara özgü bir orun olabileceğini de belirttik. İlkeler, “Halk Partisi”nin kuruluşuna ve çalışmasına yetti. Partinin adına bilindiği üzere daha sonra “Cumhuriyet” kelimesi de eklenerek “Cumhuriyet Halk Partisi” denildi. (*) Söylev (Cilt 2) TDK Yayınları. s.524526 (**) Şer’iyye ve Evkaf Vekâleti ICOPAL SHINGLE SİSTEM Avrupa’nın öncü shingle markası Icopal’in en yeni teknolojilerle ürettiği, zorlu hava koşullarına dayanıklı shingle ve tamamlayıcı sistem bileşenleri: Yağmur derelerinden, baca diplerine her ayrıntısı çözülmüş, estetik shingle çatı sistemi. bmigroup.com/tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle