23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 22 ŞUBAT 2021 PAZARTESİ HABER Ağbaba, salgında risk altında çalışan ve iş yükü artan gassalların sorunlarına dikkat çekti: Aşıda öncelik verilmeli ERDEM SEVGİ CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, salgın döneminde iş koşulları ağırlaşan gassalların sorunlarına yönelik bir çalışma hazırladı. Çalışmada, iş yükleri ve çalışma saatleri artan gassalların risk altında oldukları ortaya çıktı. 10 meslektaşlarından 4’ünün Covid19’a yakalandığını ve salgın hastalıklara karşı korunmasız olduklarını belirten gassallar, sağlık çalışanlarına verilen desteklerin yanı sıra aşı önceliğine sahip olmak istiyor. CHP’li Ağbaba’nın, “Gassalların Pandemi Koşullarındaki Sorunları” başlıklı çalışmasında, öne çıkanlar şöyle: Covid19 aşısında öncelik: Gassallar normal şartlarda günde 1015 cenaze yıkarken, bu rakam pandemi döneminde 3035’e yükseldi. Normalde günlük ortalama 10 saat çalışan gassallar, pandemide bu sürenin üzerinde mesai yapmaya başladı. Her 10 gassaldan 4’ü Covid19’a yakalandı. Tüm salgın hastalıklara karşı korunmasız olan gassallar, Covid19 aşısında öncelikli gruplar arasında yer almak, sağlık çalışanlarına verilen ücretsiz ulaşım ve ek desteklerden yararlanmak istiyor. Yıpranma payı ve psikolojik destek talebi: Türkiye’de Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve yerel yönetimlerde yaklaşık 10 bin civarında gassalın çalıştığı tahmin ediliyor. Hayatını kaybeden insanları yıkayıp kefenleyen gassallar, herkesin yapmaya cesaret edemeyeceği bir görevi yerine getiriyor. Fiziksel ve psikolojik açıdan zor bir mesleğe sahip olan gassallar, meslek tanımı, güvenceli çalışma koşulları, yıpranma payı ve ücretsiz psikolojik destek talep ediyor. Eşit işe eşit ücret: Gassallar, başta yerel yönetimlerde hizmet verenler olmak üzere tüm meslektaşlarının kadroya alınmasını ya da açılacak memuriyet kadroları ile kamu personeli statüsünde istihdam edilmek istiyor. 3 bin ile 4 bin 500 TL arasında ücret aldıklarını belirten gassallar, “eşit işe eşit ücret” ve insanca yaşayabilecek seviyede maaş talep ediyor. l ANKARA SDG’YE ‘PARTNER’ DEDİ ABD’li komutan yine meydan okudu IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun sözcüsü ABD’li Wayne Marotto, Türkiye sınırında yeni üs kurulacağı iddiasıyla ilgili olarak “üsleri geliştiriyoruz” ifadelerini kullanırken, Türkiye’nin ısrarlı tepkilerine karşın PKK/YPG’nin uzantısı SDG için “partnerimiz” vurgusu yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gara’da tutulan 13 görevlinin PKK tarafından katledilmesinin ardından yaptığı açıklamada ABD’ye sitem ederek “Son dönemde TürkAmerikan dostluğunun ciddi şekilde test edildiği bir süreci hep birlikte yaşadık. Özellikle PKK terör örgütü ve uzantılarıyla mücadele konusunda NATO müttefikimizden arzu ettiğimiz desteği ve dayanışmayı göremedik. 13 insanımızın şehit edildiği kalleş terör saldırısı sonrasında tüm müttefiklerimizden net tutum bekliyoruz” ifadelerini kullanmıştı. ABD liderliğinde, IŞİD’e karşı kurulan uluslararası koalisyonun sözcüsü Wayne Marotto sosyal medya hesabında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt niteliğinde bir paylaşım yaptı. Türkiye’nin çağrılarına aldırış etmeyen Marotto, “IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun Kuzeydoğu Suriye’deki misyonu değişmedi. Koalisyon güçleri, partneri SDG ile birlikte IŞİD’i yenmek için çalışıyor. Koalisyon düzenli olarak güvenlik devriyeleri yapıyor; konvoyları ESSA’ya (Doğu Suriye Güvenlik Alanı) yeniden intikal ettiriyor, üsleri geliştiriyor ve koruyor. Birlik sayıları ve üsleri şu ana kadar artmadı” diye yazdı. Wayne Marotto daha önce de PKK/YPG’nin uzantısı SDG’nin yöneticileriyle bir araya gelerek terör örgütüne övgüler yağdırmıştı. l Haber Merkezi ‘Barbaros Hayreddin Paşa’ Tuzla Limanı’na yanaştı Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından denizlerdeki petrol ve doğalgaz aramalarında kullanılmak üzere satın alınarak 2013 yılında faaliyetlerine başlayan sismik araştırma gemisi “Barbaros Hayreddin Paşa” Tuzla Limanı’na geldi. Mersin’in Taşucu Limanı’ndan yola çıkan 84 metre boyunda ve 4 bin 711 groston ağırlığındaki gemi, Tuzla tersaneler bölgesi demir sahasına ulaştı. Burada bir süre pilotaj için bekleyen gemi, ardından pilotaj, römorkör ve palamar yardımıyla hizmet alacağı tersaneye yanaştı. TPAO’nun 2013 yılında Norveç’ten satın aldığı gemi, Karadeniz ve Akdeniz’deki faaliyetlerde kullanılıyor. Eski ismi ‘Polarcus’ olan gemi, iki ve üç boyutlu sismik veri toplayabilen, yön ve pozisyon tayinini uydu haberleşmesiyle otomatik olarak yapabiliyor. Gemide ayrıca bir de helikopter pisti yer alıyor. l AA TBMM Deprem Komisyonu’nda belediyeler üzerinden kayyım tartışması ‘Seçilmiş ile kayyım farkı ortada’ SEFA UYAR TBMM Deprem Komisyonu’nda çalışmalar hakkında belediyelerin yaptığı sunumlar sırasında kayyım tartışması yaşandı. Kayyım atanan belediyelerden olan Van Büyükşehir Belediyesi’nin Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Mucip Tapan’ın sunumunu eleştiren HDP’li Ali Kenanoğlu, “Seçilmiş yönetim ile kayyım yönetimi arasındaki farkı da çok net bir şekilde görmüş olduk” dedi. AKP’li Mustaf Demir ise kayyımı “Van’da, Diyarbakır’da, Hakkâri’de sokakta bıraksanız belediyenin binasını bulamayacak, hiç o bölgeyle alakası olmayan belediye başkanları gördük” cümleleri ile savundu. Komisyonda, eski AKP Van Milletvekili aday adayı da olan Van Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Mucip Tapan, Van depreminden sonra ilde yapılan 17 bin yeni konutun ihtiyacı karşılamak adına bölgenin sosyolojik durumuna uymadığı ve ulaşım planlaması yapılmadığı gerekçesiyle eleştirdi. Tapan’ın sunumunun ardından milletvekilleri arasında kayyım tartışması yaşandı. HDP’li Kenanoğlu, Tapan’ın sunumunu eleştirerek, “Van’ı dinlemek istedik ama Van’dan çok beyefendi kendi çalışmaları üzerinden değerlendirmelerde bulunmak durumunda kaldı. Seçilmiş yönetim ile kayyım yönetimi arasındaki farkı da çok net bir şekilde görmüş olduk. Buradan Van Belediye Eşbaşkanları Bekir Kaya ve Bedia Özgökçe Ertan’ı selamlıyorum” dedi. Kenanoğlu’nun sözlerine AKP’li Mustafa Demir ise şunları kaydetti: “O bölgede; Van’da, Diyarbakır’da, Hakkâri’de sokakta bıraksanız belediyenin binasını bulamayacak, hiç o bölgeyle alakası olmayan belediye başkanları gördük. Şimdi, onlar ile bunları mukayese edince yani sizi ve onları mukayese edince... Orada genel sekreter olarak çalışıyor olmanız bence takdire şayan bir durum, çok önemli. Van halkı açısından da alacağı hizmetler açısından da ülkemiz açısından da son derece önemli.” l ANKARA T.C. RİZE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2021/26 Esas Davacı RİZE İL ÖZEL İDARESİ tarafından açılan Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil davasında verilen ara kararı gereğince; Mahkememize açılan iş bu dava ile aşağıdaki isimleri yazılı malikler adına kayıtlı bulunan taşınmazların davacı idare lehine kamulaştırılmasına karar verildiği, 4650 Sayılı Yasa ile değişik 8. maddesine göre oluşturulan kıymet takdir komisyonu tarafından taşınmazların tahmini bedellerinin tespit edilmiş olduğu, aynı madde uyarınca davalılar ile hiçbir şekilde taşınmazların idare adına devri konusunda anlaşmaya varılamadığından bahisle kamulaştırmayı yapan idarece 2942 sayılı yasanın 10. maddesi gereğince taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile tesciline dair mahkememizde dava açılmıştır. 1İş bu ilanın gazetede yayınlandığı tarihten itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltme davası açılabileceği, 2Açılacak davalarda husumetin davacı idareye yöneltileceği, 3Kamulaştırma kanunun 14. maddesinde ön görülen süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği,4Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına Rize Vakıflar Bankası Şubesine yatırılacağı, 5Mahkememizce karar gereğince duruşma gününün 08/04/2021 gününe bırakıldığı, Mahkememize yapılacak itirazların ve sunulacak belge ve bilgilerin duruşma tarihi esas alınarak mahkememize sunulması, 2942 Sayılı Yasanın 4650 S.Y. ile değişik 10. Maddesi 4. fıkrası gereğince ilan olunur.16/02/2021 ESAS NO TAŞINMAZ ADAPARSEL MALİK 2021/26 Rize, Merkez, Uzunköy Köyü 193 Ada, 14 Parsel 195 Ada, 13 Parsel Ahmet Tut ve diğ. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1315425) T.C. ADANA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2020/206 Esas HÜKÜM ÖZETİ: Davanın KABULÜ ile;Adana ili, Seyhan ilçesi, Sarıyakup Mahallesi/Köyü Cilt No;41, Hane No: 679, BSN; 15’da nüfusa kayıtlı 17449178764 TC Kimlik Numaralı Ceyhun ve Gülseren dan olma, Seyhan 25/05/1998 doğumlu Ramazan Can Özdoğan’in nüfus kayıtlarında “RAMAZAN CAN” olan isminin “CAN” olarak düzeltilmesine, nüfus kaydına bu şekilde TESCİLİNE, karar verilmiştir. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1316057) T.C. ADANA 26 ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NDEN Dosya No: 2018/73 Esas 2021/16 Karar Hükümlü veya Tutuklunun Kaçması suçundan sanıkMahmut ve Kadriye’dan olma28/09/1978 Şanlıurfadoğumlu, Şanlıurfa İli Karaköprü İlçesi Kırkpınar nüfusuna kayıtlı 56470537300 TC Kimlik nolu MEHMET ÇOBAN hakkında yapılan yargılama sonucunda 5271 Sayılı CMK.nun 223/8 maddeleri gereğince Yargılamanın Durmasınakarar verilmişve tebliğden itibaren 7 gün içinde Adana Ağır Ceza Mahkemesi’neitiraz yolu açık olmak üzere verilen hüküm sanık MEHMETÇOBAN’ e tebliğ edilememiştir. 17201 Sayılı Tebligat Kanunun 29. Maddesi gereğince hüküm özetinin RESMİ GAZETEDE İLANEN TEBLİĞİNE, 2Hüküm Fıkrasının ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağına, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde İtiraz edilmediği takdirde hükmün kesinleşeceği İLAN OLUNUR. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1316159) Saray, ‘stratejik müttefik’ yalanıyla ABD’nin dümen suyuna girer mi? ABD’nin yeni başkanı Biden, Trump politikasını biraz farklılıklarla sürdüreceğini açıkladı. İki önemli rakibi “düşman” hedefinde. Trump’ın Çin politikasını Biden devraldı. Burada, Trump’ın Amerikan laboratuvarlarının ucuz ve kaliteli bilim işgücünü sınırlayan kararını iptal edeceği açıktı. Ama esas hedef, Çin. Bu stratejiyi (Pasifik) yıllar önce Brzezinski çizmişti. Biden, tabii Rusya’ya yönelik “düşman” politikasını da sürdürecek. Trump’ın, Rusya ile nükleer silah programını iptal etmesi aptalcaydı; şimdi bunu Biden sürdürecek. Trump’ın NATO’yu hedef alan politikası da Amerika’nın emperyalist, hegemonist çıkarları açısından aptalcaydı. Tüccar olduğu için AvrupaNATO ile ilişkilerini salt “para”ya indirgemiş, Avrupa’yı kendi başına bırakmış, Avrupa ordusu /Avrupa özsavunması ve transatlantik ayrılıklar gündeme gelmişti. Avrupa, Rusya ile ilişkilerini kendi başına düzenlemek zorunda bırakılmıştı. Biden ve adamları, şimdi Avrupa’yı yalnız bırakmamak için NATO adımı atıyor. Bu, Avrupa için iyi mi olacak kötü mü bilmiyoruz ama ABD’nin Rusya ile hegemonik çatışmasında, Avrupa’nın Amerikan aleti olması olasılığını da gündeme getiriyor. Avrupa, Rusya ile ilişkilerini kendi çıkarlarına uygun olarak sürdürme iradesini ABD’ye devredecek mi, yoksa koruyacak mı, bunu göreceğiz. Türkiye için zorluklar Burada bizim için esas sorun Türkiye ABD ilişkisi! Trump’ın politikaları Türkiye’yi her yönden zaten sıkıştırıyordu. F35’ler, S400’ler, Suriye’de Kürt devlet yapısı oluşumu ve Suriye’nin parçalanması, İran’ın hedef alınması hepsi Trump politikalarıydı. Biden, şimdi bu politikaları devraldı. Bu politikaları küçük düzeltmelerle sürdüreceği açık. Mesela Trump’ın İran ile yapılan nükleer anlaşmayı feshetmesi aptalcaydı ve Avrupa buna karşıydı. Biden, bu yanlış politikayı restore edecek. Biden, bunların üzerine demokrasi, insan hakları vb. politikalarını da öncelikleri arasına katıyor. Durum şöyle şimdi: F35 + S400 + Suriye’de ABD politikası PKK vb’ye destek + Türkiye’de özgürlükler meselesi... Bunların üzerine, Türkiye üzerinde Rusya ile mesafenin açılması için baskıyı da koyabiliriz. Kim bilir, ÇinABD ilişkilerinin seyrine göre, ABD’nin istekleri çoğalabilir. Bilmiyoruz. Saray’dan ABD ile alver Saray, ABD ile uzlaşı arıyor, “Ortak çıkarlarımız çok, ABD ile anlaşabiliriz” demeci, aslında sıkışmışlığın dışa vurumu. Şu aşamada başka çaresi yok. Saray, Suriye’de aslında tam saf değiştirebilir. Rusya ve İran ile sürdürdüğü anlaşmayı bırakıp ABD ile Suriye’nin parçalanması üzerinde anlaşabilir. Saray, ABD’nin Suriye’deki varlığını giderek inşa etmesine, orada silahlanmasına bakarak “Buradan asla çıkmazlar, eninde sonunda bir PKK yapılanmasını gerçekleştirecekler, buna engel olabilmemiz mümkün değil. Bu durumda, bizim de Suriye’de bulunduğumuz bölgede kalıcılığımız sağlanırsa ABD ile uzlaşı olabilir.” Bir “sen de kazan ben de kazanayım” politikası. Saray bunu kabul ettirebilir mi Türkiye’ye, mesele burada. Yoksa yıllardır bu alışverişi ve anlaşma olasılığını el altında tutuyor. ABD ile aranan uzlaşının bunu da içerdiğini seziyorum. Daha büyük belalar Suriye’nin bu şekilde parçalanması ülkemiz adına felaketler doğuracak potansiyelleri beraberinde getirecek. Birincisi Suriye’nin ebedi düşmanlığı.. İkincisi Rusya ve İran ile uzun süreli düşmanlık.. Üçüncüsü, bugüne kadar savaştığın PKK ile bu kez yeni bir düzlemde uzun süreli sorunlar. Dördüncüsü, ABD’nin Rusya ve Ortadoğu politikasının tam aleti olmak ve bağımsız kimliğini yitirmek. Beşincisi, tüm bu politikaların Türkiye’yi sokacağı uluslararası zorluklar. Peki, Saray, alternatif olarak seçimlere doğru başka bir seçenek düşünür mü?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle