05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 2 ŞUBAT 2021 SALI SAĞLIK Sapkın Kelime anlamı şöyle: 1 doğru yoldan ayrılmış, özellikle dinsel inancını yitirmiş olan. 2 sapkıya uğramış olan. Toplumsal yaşamda kimin sapkın olduğunu belirleyen nedir? Bazen yasalar, bazen gelenekler, çoğunlukla da din... Davranış ve düşünceler, aile içi ve örgün eğitim yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılarak norm haline gelir. Bunun dışındaki davranış ve düşünceleri benimseyenlere ise genel olarak “sapkın” denir. HHH Çoğunluğun her kabul ettiği doğru mudur? Hayır. Bana sorarsanız yaşadığımız toplumda ve dünyada çoğunluk tarafından kabul edilen çoğu kural, uygulama, gelenek yanlış. Özellikle hayvan özgürlüğü felsefesini savunan bir vegan olarak günümüzdeki kurulu düzeni reddediyorum. Bu durumda ben de “doğru denilen yoldan ayrılmış bir sapkın” mı oluyorum? Ya “doğru” denilen doğru değilse? Ya o “doğru” insanlığın ve gezegenin de sonunu hazırlıyorsa ama sistem sürsün diye bu görülmek istenmiyorsa? Ya birilerince “sapkınlık” olarak görülen yol, herkes için en iyi olanı savunuyorsa? Ya “sapkın” denilen kişilerin düşünce ve hareketleri sadece kendilerini ilgilendiriyorsa? Her gelenek doğru mudur? Hayır. Örneğin başlık parası bazı yerlerde hâlâ gelenek. Kız alıp verme, gelinin beline kırmızı kurdele bağlama, sünnet düğünleri vb. bazı gelenekler, erkeği yüceltirken kadını aşağılar. Her yasa doğru mudur? Ne yazık ki hayır. Yasa maddeleri eksik, yanlış ve hatalarla dolu. Belli toplum kesimleri mağdur edilirken gücü elinde tutanın korunduğu yasa epey çok. Toplumsal gelişmeye bağlı olarak yasaların sürekli yenilenmesine ihtiyaç duyulmasının nedeni de bu. Ancak geleneklerin tersine toplumsal yaşantının sürmesi için yasalara uymak zorunlu. HHH Gelelim din ile ilgili kısma... Bu ülkede herkes dindar ya da inançlı olmak zorunda mıdır? Hayır. Burası bir İslam Cumhuriyeti ya da din devleti değil, anayasasında laik bir devlet olduğu yazan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Herkes inanmak ya da inanmamak konusunda serbesttir. Öyleyse İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Boğaziçi Üniversitesi önünde Kâbe fotoğrafının yere serildiği iddiasına ilişkin yayımladığı Twitter mesajı kabul edilebilir mi? Hayır. Çünkü “Boğaziçi Üniversitesi’nde Kâbei Muazzama’ya yapılan saygısızlığı gerçekleştiren 4 LGBT sapkını gözaltına alındı” diyerek LGBTİ bireyleri nefret söylemine maruz bırakmıştır. Neden “sapkın” oldu öğrenciler? LGBTİ birey olduklarından mı? Kâbe’nin de yer aldığı bir çalışmaya yer verdikleri için mi? “Sağ seçmeni ürkütmeme” bahanesiyle laiklik mücadelesinden kendisini tümüyle çeken CHP adına Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın bu konuda yaptığı açıklama ise içler acısıdır. Acaba eserin “insanlığın mukaddes değerine yönelik bir aşağılama” olduğu fikrine kapılmadan önce onunla birlikte paylaşılan notu okudu mu? Yoksa okuduğu halde eserin amacının Anadolu kadınlarının erkek egemen kültürdeki mücadelesine dikkat çekmek olduğunu mu anlamadı? Dünyayı cennet haline getirmek için kadını ve hayvan özgürlüğünü merkezi bir konuma getirmekten söz ediliyor orada! HHH Demokratik eylem yapan her muhalif, “çapulcu”, “terörist”, “vatan haini” ya da “sapkın” diye damgalanacak mı bu ülkede? Üniversiteye kayyım rektör atanmasını yaklaşık bir aydır protesto eden öğrenciler, direnişlerini sanatla buluşturan barışçıl yöntemler deniyor. Sergide yer alan eserleri beğenebilir ya da beğenmeyebilirsiniz. Bu konudaki eleştirinizi de dile getirebilirsiniz ama bir grup insanı “4 LGBT sapkını” diyerek şiddetle gözaltına aldırmak kabul edilemez. Bireylerin cinsel yönelimi kimseyi ilgilendirmez; kimse LGBTİ+fobik söylemleri yaygınlaştıramaz. Ayrım gözetmeden her vatandaşın güvenliğini sağlamakla görevli bir içişleri bakanı bunu hiç yapamaz, yapmamalıdır! Öğrenciler, orada inançlı ya da inançsız, Müslüman ya da başka bir dine mensup, heteroseksüel ya da LGBTİ ama çoksesli ve çok renkli bir topluluk olarak bir arada. Asıl sapma, demokratik yöntemleri çiğneyerek üniversiteye kayyım rektör atamak ve sonra da buna haklı olarak tepki duyanları bölmek için dini kullanmaktır. Buna son verin! ÖNLEM ALMAK MÜMKÜN Gebelik sırasında veya doğumdan sonra ortaya çıkan genetik bozukluklar çocuk sahibi olma heyecanı yaşayan tüm anne ve babaların korkulu rüyası haline gelebiliyor. Bireylerin taşıdıkları kalıtsal hastalıkları çocuklarına aktarma ihtimali nedeniyle hastalığın doğum öncesi henüz embriyo halindeyken tanımlanması büyük önem kazanıyor. Birçok genetik hastalık gibi adını son dönemde sıkça duyduğumuz Spinal Musküler Atrofi (SMA) hastalığını da tüp bebek tedavisi kapsamında uygulanan Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) yöntemi ile tespit etmenin mümkün olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, “SMA hastalığı bakımından taşıyıcı olan çiftler PGT uygulaması sonrası SMA hastalığını taşımadığı tespit edilen embriyoları ile sağlıklı bebek sahibi olabilirler” dedi. Genetik test SMA hastalığı bireyin merkezi sinir sisteminin ve iskelet kas sisteminin kontrollü kas hareketlerini etkileyen genetik geçişli yani kalıtsal bir motor nöron hastalığı olarak biliniyor. Ülkemizde görülme sıklığı yaklaşık 6 binde 1 olan bu hastalık nedeni ile etkilenmiş 3 bin civarı çocuk olduğu tahmin ediliyor. “Mücadelesi ve tedavisi çok zor olan bu nadir hastalık grubunda önlem almak mümkün” diyen Prof. Dr. Bahçeci, özetle şunları söyledi: “SMA hastalığının bir sonraki nesle geçişini önlemek için uygulanabilecek en etkili yöntem hastalığı taşıdığı daha önceden tespit edilmiş çiftlerde tüp bebek tedavileri ile embriyo elde etmek, elde edilen embriyoların PGT adını verdiğimiz yöntem ile sağlıklı olup olKIMLER GENETIK TESTI YAPTIRMALI? Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, şunları söyledi: “Özellikle yakın akrabalar arasında gerçekleşen evliliklerde eşler aynı gen havuzunu paylaştıkları için doğum sonrası birçok genetik hastalık ile karşı karşıya kalabiliyorlar. Bu durumdaki çiftlerin mutlaka taşıyıcılık testleri yaptırmaları gereklidir ve taşıyor olabilecekleri ve doğacak çocuklarına aktarılabilecek muhtemel genetik hastalık riskini azaltabilirler. PGT, sadece bu tür genetik hastalık riskleri olan çiftler için değil, aynı zamanda yapısal kromozom bozukluklarının neden olduğu tekrarlayan düşükler nedeniyle sağlıklı gebelik oluşturamayan çiftler için de alternatif bir yol sunmaktadır.” madıklarını belirlemek ve hastalık taşımadığı tespit edilen embriyoların rahme nakli ile sağlıklı çocuklar elde etmek. Teknolojinin sunduğu yenilikler sayesinde PGT yöntemi ile kromozom analizinden tek gen hastalıkların tetkikine kadar yapılan farklı incelemeler sağlıklı embriyoyu elde edebilmek için imkân sunuyor.” [email protected] SAĞLIK ! DEĞIŞEN YAŞAM TARZI VARISE DAVETIYE ÇIKARIYOR Ölümcül olabiliyor PROF. BARLAS: Varis, tedavi edilmediğinde, bacak damarlarında pıhtı oluşumuna zemin hazırlayabilir. Böylesine bir pıhtı, bulunduğu yerinden kopacak olursa, ilk ulaşacağı hedef akciğerlerdir, yaşamsal risk oluşturur. Halk arasında varis olarak bilinen venöz yetmezlik, kapalı alanlarda hareketsiz yaşamın arttığı kış aylarında daha çok kendini gösteriyor. Covid19 salgını nedeniyle iş hayatında önemli ölçüde evden çalışma sistemine geçilmesi ve sıkça uygulanan sokağa çıkma yasakları hareketsizliği ve buna bağlı varis oluşumlarını beraberinde getirebiliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Semih Barlas, “Venöz yetmezlik tedavi edilmediğinde, bacak damarlarında pıhtı oluşumuna zemin hazırlayabilir. Böylesine bir pıhtı, ister bacağımızın en iç kısımlarında yer alan ana damarlarda, isterse daha yüzeysel damarlarda olsun, bulunduğu yerden kopacak olursa, ilk ulaşacağı hedef akciğerlerdir. Buna pulmoner emboli (akciğer içinde pıhtı) adı verilir. Pulmoner emboli, çok ciddi bir tablo olup yaşamsal risk yaratır” dedi. Hareketsizlik, risk nedeni Prof. Barlas, venöz yetmezliği ve tedavi yöntemlerini anlattı. Barlas, vücudumuzdaki kirli kanı, kalbe ve akciğerlere, temizlenmek üzere taşıyan venler (toplardamar) bulunduğunu anımsatarak “Bacak venleri, bu görevlerini, aşağıdan yukarıya, yani yerçekiminin aksine gerçekleştirdiklerinden, içlerinde tek yönlü olarak çalışan kapakçıklar bulunmaktadır. Bu kapakların bozulması ve geriye kaçırmasına venöz yetmezlik denir. Venöz yetmezliğin belirtilerine de varis adı verilir” diye konuştu. Pandemi döneminde insanlar tercihen veya zorunlu olarak hareketlerini kısıtlamak durumunda kaldıklarını anımsatan Barlas, uzaktan çalışma sistemi, sokağa çıkma yasakları ve kış aylarının doğal yaşam tarzı bir araya geldiğinde insanların vakitlerinin büyük bölümünü kapalı alanlarda hareketsiz geçirdiklerini, bunun da venöz yetmezliğe davetiye çıkarabildiğini söyledi. Barlas, “Hareketsiz kalındığında bacaklardaki venlerin (toplardamarların) içinde bulunan kapakların çalışması bozulabiliyor, baldır adalesinin venler üzerindeki masaj etkisi azalabiliyor ve buna ek olarak gerçekleşen kilo artışı venöz yetmezliğe ve varislere yol açabiliyor” diye konuştu. Huzursuzluk hissi Venöz yetmezliğin tanısında bireylerin bu konuda bilinçli olmasının çok önemli olduğunu dile getiren Barlas, “Ayak bileklerindeki şişlik veya çorap lastik izi, kılcaldan kalına doğru farklı çaplarda olabilen damarların bacaklarda farkedilmesi, huzursuzluk hissi, ilk belirtilerdir. Böyle durumlarda bir kalp damar cerrahıyla şikayetler paylaşılmalı, bacak muayene edilmeli ve venöz dopler adı verilen çok ayrıntılı bir bacak ultrason incelemesi yapılmalıdır” değerlendirmesini yaptı. Venöz yetmezlikle her yaşta karşılaşılabileceğini kaydeden Barlas, özetle şunları dile getirdi: “Çeşitli araştırmalarda, kadınlarda varis görülme sıklığının yüzde 7080’lerde, erkeklerde ise yüzde 3040’larda olduğu gösterilmiştir. Venöz yetmezlik tedavi edilmediğinde, bacak damarlarında pıhtı oluşumuna zemin hazırlayabilir. Böylesine bir pıhtı, ister bacağımızın en iç kısımlarında yer alan ana damarlarda (derin venöz trombüsDVT), isterse daha yüzeyel damarlarda olsun, bulunduğu yerden kopacak olursa, ilk ulaşacağı hedef akciğerlerdir. Buna pulmoner emboli (akciğer içinde pıhtı) adı verilir. ” AYNI ANDA KALP, AKCIĞER NAKLI VE AORT YIRTILMASI AMELIYATI YAPILDI Koşuyolu’nda mucizevi gece Pandemi nedeniyle yarı yarıya azalan kalp ve akciğer nakillerinde yılın ilk nakilleri Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aynı anda yapıldı. 23 Ocak Cumartesi günü, trafik kazası sonucu beyin ölümü gerçekleşen 19 yaşındaki bir gencin akciğerleri 43 yaşındaki Erhan Yardımcı’ya nefes olurken, kalbi de 28 yaşındaki Mehmet Arslan’a nakledildi. Yaklaşık 30 kişilik Koşuyolu ekipleri, aynı saatlerde acil olarak getirilen ve en büyük kalp damar ameliyatlarından biri olan aort yırtılması vakasına da müdahale ederek, üç kişiye birden şifa oldu. Nakil ameliyatına oğlunun doğum günü masasından kalkıp gelen Erhan Yardımcı, ameliyattan 11.5 saat sonra solunum cihazından ayrılarak Türkiye’nin rekor kıran akciğer nakli hastası oldu. Mehmet Arslan ise önümüzdeki hafta doğum gününe yeni kalbiyle girmenin heyecanını yaşıyor. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Nakli Sorumlu Hekimi ve Başhekim Prof. Dr. Kaan Kırali, çok heyecan verici bir gün yaşadıklarını vurgulayarak “Çünkü aynı anda hem kalp nakli, hem akciğer nakli gerçekleştirdik. Bu arada başka tıbbi sebeplerle acil ameliyat gereken iki hastayı da aynı anda ameliyata aldık. Bunlardan biri aort yırtılması ameliyatıydı. Yorucu da olsa keyifli bir geceydi” dedi. l DHA SAĞLIK REHBERİ Ayaklara önemli kış bakımı! Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu, kış mevsiminde ayak ve tırnak sağlığınız için dikkat etmeniz gereken kuralları anlattı. n Her gün yıkamak şart: Kışın ayaklarımız ayakkabı ve bot içinde daha uzun süre kalıyor. Ayakların havasız kalması bakteri ve mantar hastalıklarına davetiye çıkarıyor. Bu nedenle ayakları temiz tutmak önemlidir. n Parmak aralarını unutmayın: Cilt yüzeyinin rutubetli kalması hemen her zaman mantar hastalıklarının başlaması için uygun ortam sağlıyor. Dolayısıyla ayaklarınızı kuru tutmanız çok önemli. n Ayaklarınızın da neme ihtiyacı var: Kışın, özellikle yağ bazı yüksek ürün kullanımı, başta topuk olmak üzere, tüm ayak cildini daha iyi yumuşatıyor. Haftada bir kez yapacağınız nem maskeleri de yoğun kurulukta fayda sağlayabiliyor. n Çorap seçimine dikkat edin: Havlu ve pamuk dokumalı çoraplar teri emerek cilt yüzeyinden uzaklaşmasını sağlarlar. Eğer ayaklarınız normalden fazla terliyorsa işyerine yedek çorap götürmeniz ve gün içinde çorap değiştirmeniz daha sağlıklı olacaktır. n Modayı değil, sağlığı tercih edin: Aşırı dar ayakkabılar ayak ve parmak eklemlerinde deformasyona yol açarak tırnak batması, hatta halluks valgus (ayak başparmağının yana doğru sapması) oluşumuna zemin hazırlayabiliyor. Ayakkabınızın ayak tabanınızı desteklediğinden ve deri gibi hava aldıran malzemelerden üretilmiş olduğundan da emin olmalısınız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle