05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 2 ŞUBAT 2021 SALI DOLAR AVRO STERLIN FAİZ BORSA EKONOMI ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.1870 10.4 kuruş 8.6910 17.4 kuruş 9.8230 19. 7 kuruş 14.69 sabit 1492 19 puan 2898.02 55.09 lira 430.19 8. 95 lira Sigorta Tahkim Komisyonu’na, 2020 yılında 129 bin başvuru yapıldı Sigortalılar ‘itiraz’etti Ertürk: Güvence ve tasarruf bilinci arttı Anadolu Hayat Emeklilik’in, 2020 yılı aktif büyüklüğünün 2019’a kıyasla yüzde 32.9 artarak 36 milyar TL’yi aştığı açıklandı. Şirketin net kârı da 519.3 milyon TL. Geçen yılı değerlendiren Anadolu Hayat Emekilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk, şuna dikkat çekti: “Covid19 salgını tüketici davranış ve önceliklerinde değişimi de beraberinde getirdi. 2020 yılı güvence ve tasarruf bilincinin arttığı, ürün ve hizmetlere ulaşmada dijital kanalların öne çıktığı bir yıl oldu.” Bu dönemde beklentilere uygun çözümler üretmek için yoğun çaba gösterdiklerini anlatan Ertürk, BES fon büyüklüğünün Yılmaz Ertürk yüzde 33.1 artışla 30.5 milyar TL, katılımcı sayısının yüzde 5.9 artışla 1.9 milyon kişiye ulaştığını açıkladı. Ümit Leblebici Yılmaz Yıldız Zurich Sigorta ile TEB’den yeni adım Türk Ekonomi Bankası (TEB) ve Zurich Sigorta, 2008’de başlayan işbirliklerini gelecek 10 yılda da devam ettirmek üzere bir anlaşma imzaladı. Buna göre Zurich Sigorta’nın hayatdışı sigorta branşındaki ürün ve hizmetleri, TEB dağıtım kanallarından münhasıran sunulacak. Anlaşmayla ilgili olarak Zurich Sigorta Üst Yöneticisi Yılmaz Yıldız, yenilenen bu işbirliğiyle müşteri memnuniyetinin ön planda olduğu, teknoloji odaklı yeni nesil sigortacılığın öncülüğünü yapacaklarını vurguladı. TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici de “Büyüyen ekonomisi, genç nüfusu ve insan kaynağı ile Türkiye, bölgesinin güçlü ülkelerinden biri. Her zaman ülkemiz ekonomisine ve paydaşlarımıza katkı sağlamak için çalışıyoruz” dedi. Tayyip Erdoğan OTONOM OTOBÜS TANITILDI ‘İklim değişikliği için önce ABD adım atsın’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türk mühendislerin geliştirdiği sürücüsüz elektrikli otobüsün (Karsan Otonom Atak Electric) ilk yolcusu oldu. Dünkü kabine toplantısına bu otobüsle giden Erdoğan, aracın boyunun 8 metre olduğunu, yıl sonuna kadar 24 metreye çıkarılacağını belirterek “Ses vesaire hiçbir şey söz konusu değil. Yapay zekâ olarak da yayalara karşı duyarlı. Seri üretimle birlikte bu sektörde inanıyorum ki ülkemizin adını duyuracaklar. Dünya temiz enerjiye gidiyor” dedi. Sorular üzerine iklim değişikliği konusunda önce ABD’nin adım atmasını isteyen Erdoğan, şu vurguyu yaptı: “Sanayimizde durum ortada, güçlü bir sanayiye sahip olmamız için her şeyden önce bazı öncü ülkelerin bu adımı atması lazım.” l ANKARA TARİŞ’TEN ALIMA DEVAM Rekolte düşük ama kalite iyi Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu üyesi Nihat Büyükerol, iklim koşulları nedeniyle 202021 sezonunda zeytinde rekoltenin düşük olacağını açıkladı. Büyükerol, “Ancak rekolte düşük olmasına rağmen zeytinyağında yüksek kalite bekliyoruz” dedi. 20192020 sezonunda 225 bin ton olan zeytinyağı rekoltesinin, 20202021 üretim döneminde 172 bin 813 ton olarak tahmin edildiğini aktaran Büyükerol, “Bu sezonun en büyük armağanı ve avantajı, ürünün yüksek kalite içermesi. Bu yıl sızma zeytinyağı piyasada daha fazla bulunacak” dedi. Birliğin alım kampanyasının devam ettiğini bildiren Büyükerol, yaklaşık 3 bin 500 ton ürün aldıklarını kaydetti. Sigorta şirketleriyle sorun yaşayan tüketicilerin, geçen yılın son 3 ayındaki başvuruları yüzde 42 arttı. Zorunlu trafikle ilgili itirazlar ilk sırada. Küresel Covid19 salgınının sonuçları nedeniyle 2020’nin ikinci çeyreğinde (nisanhaziran) neredeyse duran Sigorta Tahmin Komisyonu faaliyetleri, son çeyrek ve yılın tümünde ise önemli oranda arttı. n Komisyonun periyodik bülteninde yer alan verilere göre, 2020 yılında 2019’a kıyasla toplam başvuru sayısı yüzde 6.7 artarak 128 bin 878 adet oldu. Hayatdışıyla ilgili başvurular yüzde 6.7 artarak 128 bin 280’e çıkarken, hayat branşıyla ilgililer yüzde 5.1 azalarak 598 adet oldu. ‘Tazminat ödenmedi’ n Hayatdışı kapsamında en çok başvuru yüzde 10.4 artışla 115 bin 591’e çıkan zorunlu trafik sigortası, yüzde 11.4 artışla 8 bin 793’e çıkan kasko sigortasında görüldü. Üçüncü sırada ise yüzde 66.2 düşüşle 1728 adede düşen motorlu kara taşıtları ihtiyari mali sorumluluk sigortası yer aldı. Zorunlu trafik sigortası kapsamındaki başvuruların detaylarına bakıldığında, ilk üç sırasında “araç hasarları”, “değer kaybı” ve “sürekli sakatlık”la ilgili itirazlar yer alıyor. n Sigortalıların yaptığı başvuruların ilk nedeni ise yüzde 4.2 artışla 91 bin 778 adede ulaşan “tazminatın ödenmemesi” oldu. Bunu yüzde 0.6 artışla 32 bin 840 adede yükselen “tazminatın eksik ödenmesi” izledi. n Geçen yıl, STK’ye yapılan başvuruların yüzde 3.6 düşüşle 103 bin 697 adedi sonuçlandırıldı. Bunlardan yüzde 8.8 düşüşle 47 bin 80 adedinde “başvuruda belirtilen talebin kabülü” yönünde kararı verildi. Ayrıca yüzde 5.6 düşüşle 26 bin 219 adedi için “başvuruda belirtilen talebin kısmen kabülü” ve yüzde 7.7 artışla 30 bin 398 adedi için “başvuruda belirtilen talebin reddi”ne karar verildi. Reddedilenlerin payı 2019’da yüzde 26.2 iken, 2019’da yüzde 29.3’e yükseldi. 2020’nin son üç ayında ise 2019’un aynı dönemine kıyasla toplam başvuru sayısı yüzde 41.8 artarak 81 bin 843 adet oldu. ‘Hayat’ da hareketli Hayatdışı branşı için başvuru sayısı yüzde 41.9 artarak 32 bin 989, hayat için başvuru yüzde 30.8 artarak 172 adede çıktı. Hayatdışı kapsamında, zorunlu trafik için başvuru yüzde 5.7 artarak 28 bin 231, kasko için yüzde 27.7 düşerek 3 bin 265 adet oldu. Sonuçlandırılan başvuru sayısı da yüzde 1.2 artışla 27 bin 147 adede çıktı. Ayrıca bu taleplerin “kabul”ünde yüzde 17.2 artış, “red”dinde yüzde 18.3 düşüş görüldü. ‘HAYATINI KOLAYLAŞTIRACAK ÇÖZÜMLER ÜRETIYORUZ’ Firuzan İşcan AXA Sigorta’nın, çeşitli markalarla işbirliğiyle “AXAFit” kullanıcılarına özel “AXAClub” avantajları sağladığı açıklandı. Sistemi “İyi Yaşam Uygulaması” olarak yeniden tasarladıklarını belirten Satış ve Pazarlama Başkanı Firuzan İşcan,“Hayatı kolaylaştıracak çözümler üretme konusunda her geçen gün yeni adımlar atıyoruz. Sektörde ilk defa bu kapsamda bir uygulama ile birçok insanın hayatına dokunacak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Sistem sağlıklı yaşam, film keyfi gibi farklı alanlarda öneriler sunuyor. KOBİ’LER VE ESNAF IÇIN ÖZEL MODÜLER POLIÇE Generali Sigorta’nın, “Ekmek Teknem Sigortası”yla, pandemi döneminin getirdiği olumsuz koşullarda KOBİ ve esnaf müşterilerine özel çözümler sunduğu açıklandı. Esneklik esasına göre tasarlanan paket, KOBİ’ler ve esnafın kendi teminat paketlerini oluşturmasına olanak tanırken, ihtiyaç dahilinde olmayan teminatlara ekstra prim ödeme zorunluluğuna da son veriyor. Pakette yangın, sel, toprak kayması, enkaz kaldırma, hırsızlık, deprem, finansal kayıplar, 3. şahıslara karşı sorumluluk gibi teminatlar var. ‘Yeniliği’ 2000 yılından beri aşkla tasarlayan Arçelik artık ‘iyiliği’ aşkla tasarlayacak Yumurta kabuğundan fırın Üretimini iyilikle dönüştüren Arçelik, sürdürülebilir ve toplumsal faydayı üretimin odağına yerleştirdi. Üretimde dönüşüm ürünlerinin payını artıran şirket, pet şişeyi, yumurta kabuğunu, eski balık ağlarını önemli bir hammadde olarak kullanıyor. 2000’li yılların başında logosunu yenileyerek değişim yolculuğuna çıkan Arçelik, bu yıl itibarıyla “Yeniliği aşkla tasarlar” olan sloganını “İyiliği aşkla tasarlar”a dönüştürüyor. Şirketin dönüşümünün temelinde ise günümüzün en önemli kavramlarından sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda yaOLCAY tıyor. Günümüzde kulBÜYÜKTAŞ lanıcılar için “iyi marka” algısının son derece önemli bir tercih unsuru olduğunu söyleyen Arçelik Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Yalım Uzun, online düzenlenen basın toplantısında, iyiliğe giden yolculuklarının “ne yapabiliriz” sorusuyla başladığını söyledi. Daha pahalı değil Marka yaklaşımını yeniden düzenleyen Arçelik üretimde köklü değişikliklere gitti. Pet şişelerin dönüşümünden elde edilen ürünlerle çamaşır makinesi ve kurutucular için kaZeynep Yalım Uzun Artık İYİGE var Öte yandan Arçelik, yeni marka yolunda önemli bir platform oluşturuyor. Arçelik çalışanları ile şirket çalışanı olmayan alanında uzman kişileri ve disiplinleri bir araya getirerek bir orzan ve klima üretti. Yumurta kabuklarını, biyolojik hammaddelerden üretilen plastiklerle bir araya getirip yüzde 100 biyolojik içerikli buzdolabı yumurtalıkları üreten şirket, atık balık ağlarını ise beyaz eşya üretiminde kullanıyor. Balık ağı ile üretilen parçalar da Arçelik’in tüm ankastre bulaşık makinelerinde ve fırınlarının pek çoğunda kullanılıyor. Geri dönüştürülmüş plastik kullanarak elektrik süpürgeleri ürettiklerini söyleyen Arçelik Türkiye Pazarlama Direktörü Mehmet Tüfekçi, “Türkiye’de üretilen küçük ev aletleri kutularında ise yüzde 100 geri dönüştürülmüş ve geri dönüştürülebilir kâğıt kullanımına geçtik. Toplam tak akıl platformu olan “İYİGE”yi hayata geçiriyor. İYİGE platformu sorumlu üretim ve tüketim odağında fikir ve önerileri geliştirerek, şirketin köklü ArGe’sine daha iyi bir gelecek için ürünler, hizmetler, projeler geliştirilmesinde katkıda bulunacak. çamaşır makinesi üretiminin yüzde 20’si artık dönüştürülmüş ürünlerle yapılıyor. Hedefimiz ise sene sonuna kadar pet kullanımını tüm çamaşır makinelerine yaymak. Yumurta kabuğu gibi doğal ürünlerin kullanıldığı buzdolapları ise 29 Ocak’ta satışa sunuldu. Bunların da tüketiciden yüksek ilgi görmesini bekliyoruz” dedi. Bu arada yumurta kabuğundan üretilen buzdolabı normal bir buzdolabı ya da mısır nişastası ya da ankastre fırınlarımızdaki balık ağları ile üretilmiş ya da çamaşır makinasındaki pet tamburla ile ilgili üretilmiş ürünlerin fiyatlarının aynı seviyede olduğu bilgisini de aldık. SANAYICI YENI YILA UMUTLA BAŞLADI İstanbullu sanayiciler, salgındaki gelişmeler ve aşı uygulamalarının başlaması nedeniyle 2021’e umutlu girdi. Pandemide ikinci dalganın yol açtığı iki aylık yavaşlamanın ardından ocakta üretim yeniden büyüme kaydetti. Ekonomik büyümenin öncü göstergelerinden kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) de 50.8 puandan ocakta 54.4 puana yükseldi. Endeks Temmuz 2020’den bu yana en güçlü iyileşmeye işaret etti. Verilere göre 10 sektörün tümünde çalışan sayıları arttı. IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harker, “Sektörün yakın geleceği salgın ve aşı uygulamalarıyla ilgili gelişmelere bağlı olacak” dedi. İşçiler de enflasyonla mücadeleye destek verdi Yarın açıklanacak ocak ayı enflasyonunun yine yüksek çıkması bekleniyor. Piyasa ocak enflasyonunun yüzde 1.42, yıllık enflasyonun yüzde 14.68’e yükselmesini bekliyor. Rakamlar alınan tedbirlerin yılın ikinci çeyreğinde etkili olacağını gösteriyor. Kritik soru “Cumhurbaşkanı’nın enflasyonla mücadeleye zaman tanınıp tanımayacağı” olacak. Merkez Bankası son Enflasyon Raporu’nda yılın ikinci çeyreğinden başlayarak enflasyonun düşmeye başlayacağını belirtirken, “faiz indiriminin konuşulması için çok erken” dedi. İndirim beklentilerinin aksine görünüm bozulursa ek faiz artırımı yapılacağını söyledi. Enflasyon Raporu’nun ardından konuştuğum Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı, gerekli kararların alınması konusunda kararlı gördüm. Ağbal, enflasyonu belirli bir seviyeye çekmeden kalıcı bir büyüme beklenemeyeceğini, toplumun her kesimine bunu anlatmak gerektiği görüşünde. Bu amaçla, işçi ve işverenler ve sivil toplum temsilcileriyle bir araya geleceği izlenimini edindim. Ağbal, bunu daha önce başardığımızı, çok uzun bir süre olmadığını hatırlatarak yine aynı başarıyı yakalamamamız için hiçbir sebep bulunmadığını söylüyor. Bu nedenle toplum kesimleriyle yapacağı toplantılarda, enflasyonun düşük seviyelere inmesiyle nasıl kalıcı yabancı sermaye çektiğimizi, bu süreçte nasıl yüksek büyüme rakamlarına ulaştığımızı örnekleriyle anlatması beklenir. Başkan Ağbal’ın bunu anlatması önemli çünkü yüksek büyüme sağlamak için para politikasının yeniden gevşemesi, bunun için faiz oranlarının indirilmesi yönündeki hemen artmaya başlayan baskıları ancak böyle dengeleyebilir. Bu konuda geçen hafta iş dünyası temsilcilerinin enflasyonla mücadelede kararlı davranılması gerektiği konusunda yaptığı ortak açıklamanın, hem siyasi baskıyı hafifletmek hem de Ağbal’a moral vermek açısından çok önemli olduğunu gördük. Özel sektörün neredeyse tümünü kapsayan bu desteğin yanı sıra Cumhurbaşkanı ile görüşen işçi sendikaları konfederasyonlarının da uygulanan enflasyonla mücadele politikasına destek verdiğini, özellikle Türkİş’in enflasyonla mücadelenin işçiler açısından da önemine dikkat çektiğini öğrendim. İşçisiyle işvereniyle tüm iş kesiminin birden enflasyonla mücadeleye destek vermesinin ardında, her şeyden önce tüm kesimlerin istikrar talebi yatıyor. Bununla birlikte yeni ekonomi yönetiminin tüm kesimlerle diyalog içinde olması, taleplerin samimi biçimde dinlenmesi ve sonuç almak için çalışılması da herkesi memnun ediyor. Geçmiş ekonomi yönetimi sırasında hiçbir taleplerini iletemediklerini, kararların tek taraflı alındığı ve sekter, uzlaşmaz bir tutum izlendiğini, sohbetlerimizde belirten işçi ve işveren temsilcileri, ekonominin “ben yaptım, oldu” anlayışıyla yönetilemeyeceğini, diyaloğun artırılmasının yapılacak hataları da önlediğini söylüyorlar. Özetle; geçmiş ekonomi yönetiminden çok çektikleri için de yeni ekonomi yönetimine ellerinden gelen desteği vermeye çalışıyorlar. Reformlara destek önemli Para politikasındaki alınan kararlara verilen desteğin yanında önümüzdeki dönemde açıklanması beklenen mali alandaki reformlara ve hukuk reformlarına verilecek destek de çok önemli olacak. İş kesiminin bu reformlara destek verdiğini biliyoruz ama şimdilik bunu bire bir görüşmelerde daha yoğun yapıyorlar, kamuoyuna açıklamalar yapmıyorlar. Ancak iktidarın da isteğiyle, açıklamalar sonrası yine reformlara destek açıklamaları beklenebilir. Gördüğüm kadarıyla, iş kesiminde TOBB ile TÜSİAD’ın yanı sıra iktidara yakın MÜSİAD’ın da bu desteğe katılmasının özel bir önemi bulunuyor. Sermaye kesiminin tümüyle “Yönümüzü kararlı biçimde tekrar Batı’ya çevirmemiz gerekiyor, ekonominin geleceği buna bağlı olacak” noktasında birleştiği söyleniyordu, MÜSİAD’ın desteği bu birliği göstermek adına önemli bir adımdı. Yine Türkİş başta olmak üzere işçi kesiminin de aynı anlayışta olduğunu, DİSK’in özellikle AB ile ilişkilerin geliştirilmesine uzun zamandır destek verdiğini zaten biliyoruz. Kısacası; Türkiye’nin Avrupa ve ABD başta olmak üzere Türkiye’nin Batı ile yeniden ilişkilerini güçlendirmesi, bunun için S400 sorununu bir an önce halledip, uluslararası ilişkilerde daha çok diplomasi masasında bulunması gerekiyor. Bunun için yapılması gereken reformların, özellikle demokrasi, insan hakları, ifade ve basın özgürlüğü alanında yapılacakların toplumun tümü için önemi açık. Bununla birlikte, son dönemdeki polis baskıları, sadece yasal değil, uygulamada da bu anlayışın hâkim olması gerekeceğini gösteriyor. Artık güvenlikçi anlayışın terk edilip barışa ve güvene dayalı ilişkilerin oluşturulması ise Türkiye ekonomisinin bu darboğazı aşıp yeniden istikrarlı büyümeye geçmesi için “olmazsa olmaz” bir koşul olarak önümüzde duruyor. Kasım ayından bu yana piyasalarda sağlanan görece istikrar bile ekonomide ideolojik değil, rasyonel davranışın önemini gösterdi. İktidarın politika ve ekonomide rasyonel politikalara dönmesi, sermayesiyle emeğiyle, tüm toplum kesimlerin soluk alması açısından büyük öneme sahip.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle