23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 18 ŞUBAT 2021 PERŞEMBE HABER/YORUM Yorucu bir ülkede yaşıyoruz. Her an yürekleri acıyla doldurabilen, yorucu bir ülkede... Gara’dan hitlerin verdikleri bazı tepkilere bakıyorum, Müslüm Altıntaş, “Bizi vatandaşlıktan gelen haberle bütün ülke sarsılana mı çıkardılar” diye sormuş, ilkadar, son birkaç haftada yaşadıklagisizlik karşısında… Semih rımızın bir kısmını hızla hatırlayalım. Özbey, “Ne olur bizim için bir Sistematik olarak iktidarın sunduşeyler yapın” diye adeta yalğu sahte gündemlerin içine balıklama varmış. Bu gibi durumlarda atlayan bir medya var. Halkımız ise bu gündem tuzaklarının içine düşmeGara’nın acısı ve izlenen yöntem, İHD, MAZLUMDER ve HDP’nin yapateşin düştüğü yer leri için kırmızı halılar döşendiğinin farkında olmasına rağmen, kendini o tuzağın girdabının ortasında buluyor. tıkları temaslar. Ancak hükümet tarafından bu yollar da zorlanmamış ve “terörSaray, sanki Boğaziçi geriliminden Gezi Direnişi kadar sertlik gösterisi yapabileceği bir konu üretmeye gayret ediyor veya düğmeye bastığı an, bütün basın sanki Türk Apollo 29’u yarın uzaya fırlatılacakmış gibi, bunu ciddiye alıyor ya da ciddiye alır görünmeye mecbur bırakılıyor. Birden Ay’a gitmeyi ciddiye alanlarla almayanlar arasında münazara başlıyor! Ya da birkaç haftadır yeniden ve aniden tedavüle sokulan anayasa tartışmaları! Şaşırabilirsiniz, “Allah Allah bu da nereden çıktı” diye, “2010 ve 2017’de zaten sekiz yıla yayarak anayasayı iki kere değiştirmemişler miydi?” Diğer bir gündemimiz, hükümetin Çavuş Mevlüt Kahveci’nin annesi Ayşe Hanım, Cumhurbaşkanı’ndan “Şehidimiz, sevgili peygamberimizin inşallah komşusu olacak, bir anneye böyle bir şeref nasip olmaz ama siz bu şerefi yakaladınız” dediği zaman neler hissetti? Şehit Uzman Çavuş Hüseyin Sarı’yı altı yıldır bekleyen eşi Emine Sarı, hâlâ “Ben seni hep bekledim bekleyeceğim” diye ağlamaya devam ederken, hangi geleceğe bakıyor artık? Mesela DiyarbakırLice karayolunda otobüsleri durdurularak indirilen ve her biri rehin alınan bu askerler, kendilerini bırakıp giden otobüsü hangi endişeli gözlerle izlemişlerdi? le pazarlık yapmayız” bakış açısıyla konu hep kilitlenmiş. Burada konunun herhangi bir çekilme pazarlığı değil, can olduğu ve kurtarılması gereken vatandaşlar olduğu yıllarca sanki unutuldu! Konu, hiçbir aşamada kamuoyu tarafından baskı yapılabilecek ana gündem olarak medyaya taşınmadı. Karada yapılan operasyona baktığımızda, sanki bu rehineleri kurtarmakla hiçbir alakası olmayan bir yöntemler dizisi seçilmiş. Uçaklar bombalama yaparken içerdeki rehinelerin can güvenliği ve infaz edilme tehlikesinin nasıl önüne geçilebilirdi ki? Sanki o noktada terör örgütünün merhametini mi bekliyorlardı, ne varCovid’e karşı yürüttüğü “sözde” savaş! Bu da çok ilginç bir noktada duGara hangi bedellerle ruyor, Cumhurbaşkanımız AKP kong ‘temizlendi’! dı akıllarında çok merak ediyorum! Herhalde 37 yıldır hangi acımasız alçaklıkları yapmaktan çekinmediklerirelerindeki kalabalıklardan memnun! Ateş düştüğü yeri yakar… Her bi ni ezbere biliyoruz. Biz de 53 terörisİşte böyle bir ülkenin orta yeririmiz çok üzülüyoruz, kahroluyoruz ti “etkisiz hale getirmişiz”, onu öğrene düşüyor Gara şehitleri… Tabii ki ama bedeli aileler ödüyor. Zaten 37 niyoruz… Basketbol maçı mı yapıyoateş önce düştüğü yeri yakıyor. Po yıldır, bu coğrafyada bir akrabasını ruz burada? 5313 maç kazandık mı lis memuru Sedat Yabalak’ın babası veya arkadaşını, bir yakınını PKK te diyeceğiz! Kaybedilenler birer can. ile hiç oynayamamış olan yedi yaşın röründen kaybetmemiş kaç kişi var? Her insan, en az yüzlerce kişinin hadaki kızı Zeynep’i düşünün; babasıBu şehitlerin farkı şu: Bu şehitleri yatını mahvederek aramızdan ayrılının cenazesi önünde selam durduğu miz dün oluşan bir pusu veya çatış yor. Böyle bir korkunç olaydan sonra o fotoğrafa 40 yıl sonra acaba nasıl mada ölmediler, altı yıldır terör örgü insan Türk Silahlı Kuvvetleri’ni eleşbakacak? Ya da Muhammet Salih tünün elinde rehin durumdaydılar. Bu tirmek istemiyor ama “Bu kurtarma Kanca, Fenerbahçe bayrağı ile naa bilgi kamuoyu ile fazla paylaşılmaoperasyonu, başka yöntemlerle nasıl şı örtülen, Samsun’da gömülen sev dı. CHP, konuyu parlamentonun veya daha başarılı geçebilirdi” sorusuna gili sivil vatandaşımız, yıllardır mağa Saray’ın gündemine getirmeye çalış yanıt vermeye mecburlar. Evet, “Garalarda veya dağlarda tutsaklık ha tı. İzmir milletvekili Murat Bakan ye ra temizlendi” diyorlar; güzel yurduyatını sürdürürken neler düşünüyor di ayrı önerge vermiş, biri hariç hep mun ve dünyanın her yeri teröristlerdu, ne hissediyordu? Şehit Uzman yanıtsız kalmış. Tüm bu süreçte şe den temizlensin. Ama hangi bedelle? Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a 5 soru yöneltirken, çok yerinde bir hamle yapıyor. Bu soruların muhatabının tatmin edici yanıtlar bulması bence imkânsız. Hele “Başarısızlığın sorumlusu kim” sorusu kesin askıda kalır. Bu soruların dışında bir konu da gündeme getirildi, CHP’liler tarafından: “Neden ulusal yas ilan etmediniz? Şehitlerimizin Suudi Arabistan kralı kadar değeri yok gözünüzde?” Bu soruyu da kimse yanıtlayamaz! ABD ve HDP artık kendilerine gelecekler mi? ABD’nin, katliamı lanetlemek için o kadar nazlanması ve PKK’ye yıllardır silah akıtması da ayrı bir kabul edilemez “sözde müttefik” tavrı! Gelelim HDP’ye… Ne kadar acıdır ki bırakın terörü ve alçaklıkları lanetlemeyi, terörle arasına mesafe bile koyamayan, maalesef kendi kendini tıkayan bir oluşum. Tam siyasi oluşum diyemiyorum, çünkü bir siyasi oluşum tabii ki bir terör örgütüne bu kadar bağımlı hareket edemez! Öte yandan HDP’yi yok saymak, kapatılmasını istemek, dolayısıyla Kürtlerin ideolojilerinin veya kendilerine seçtikleri mücadelenin parlamentoda artık muhatabı kalmamasının da Türkiye’ye kazandıracağı hiçbir şey yok! Ne yapacaksınız, yarın konunun dağlardan ve silahlardan başka hiçbir muhatabı kalmadığını mı dünyaya ilan edeceksiniz? O da bir yol olamaz… HDP, 2015’te bir şekilde bu toplumun kendisine uzattığı dalı göremedi, kabullenemedi! Orada HDP, hem kendisi için hem Türkiye ve Ortadoğu için bir fırsatı harcadı. Herkese görev düşüyor, HDP önünde nöbet tutan annelere de bu ölümlere dur demek isteyen HDP’lilere de tüm siyasi partilere de yazarlara da herkese… Artık bu büyük belanın, sonuçlarının yalnız “ateşin düştüğü yeri” değil herkesi yakıp geçtiğini askeri, siyasal, sivil veya yazar herkesin görüp idrak etmesi lazım. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 23 4 5 6789 1/ Kireçtaşlarının 1 erimesiyle oluşan 2 küçük ve kapalı çukur. 2/ Yeni doğur3 muş memelilerin ilk 4 sütü... 106 taşla oy 5 nanan bir oyun. 3/ 6 Eski dilde gün... Üç kişiyle oynanan bir 7 iskambil oyunu. 4/ 8 “Çocuk gönlüm kay 9 gılardan ” (Orhan Veli)... Avrupa’da 1 23 4 5 678 9 yasayan bir halk. 5/ Üstü toprakla örtülü saman yığını... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 6/ Satrançta bir taş... İslam inancında dört büyük melekten biri. 1 2 3 4 5 6 E S T E T İ ZM HERGE L E F L UZ OTEL İ SPAT EKO BU MA S TOR E MM A P İ N A 7/ Yarık, çatlak... Ce 7 Y E R T İ K O hennemde bulunan bir 8 T L S E L M A kuyu. 8/ Halojenler 9 A C U R Ş İ F grubundan bir element... Havadaki su buharı. 9/ Gümüşbalığı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kurutulmuş çiçekleri halk hekimliğinde kullanılan bir ot. 2/ İyi huylu kimse... Yerinde konuşma ya da davranma. 3/ Erkek çocuk... Güreşte bir oyun. 4/ Özbekistan’ın plaka kodu... Kayaç katmanlarının kırılmadan yukarı doğru kabarması sonucunda ortaya çıkan yeryüzü şekli... Önü hendekli siper. 5/ Atların soy gelişimini gösteren belge. 6/ Antik Yunan mimarlığının üç biçeminden biri... Kimi Türk lehçelerinde “ağa” yerine kullanılan sözcük. 7/ Bir yerde biriken sıvıları dışarıya akıtmakta kullanılan oluk ya da boru... Erden Kıral’ın bir filmi. 8/ Küçük salkımlı bir üzüm cinsi. 9/ Kaçan bir kimseyi ele geçirme. Bütçede bile yok ERDEM SEVGİ CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ve Milli Uzay Programı konusunda rapor hazırladı. Rapora göre TUA; kurulduğu 2018’den bu yana kuruluş amacına uygun hiçbir faaliyet göstermedi. Milli Uzay Programı kamuoyunda genel olarak inandırıcı bulunmadı. İktidarın; ‘2023 yılında Ay ile temas kurulması’ hedefini; 2 yıl gibi kısa bir zamanda ve yeterli bütçe ile teknik altyapı olmadan dillendirmesi TUA’yı uzay hedefleri ve uzay çalışmaları için değil, iç siyaset için kullanmayı amaçladığını gösteriyor. Henüz 2 ay önce kabul edilen 2021 bütçesinde söz konusu hedeflerle ilgili bir vurgu yer almadı. Farklı ülkelerin uzay hedefleri için ayırdıkları bütçeler 300 milyon dolar ile 19.5 milyar dolar arasında değişirken TUA’nın 5.4 milyon dolarlık bütçesi yetersiz kaldı. CHP’li Akın, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ve Milli Uzay Programı konusunda rapor sundu. Raporda diğer dikkat çekenler şöyle: ESA’YLA ORTAK PROJE YOK: Avrupa’dan 22 üye ülkenin buMayısta yörüngede Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 8 Ocak’ta uzaya fırlatılan Türksat 5A uydusunun yörüngesine ulaştıktan sonra testlerinin yapılacağını belirterek “Haziran ayı itibarıyla teslim alınıp çalışmaya başlayacak” dedi. Karaismailoğlu, Türksat 5A’nın yörüngesine yolculuğunun devam ettiğini, tüm alt sistemlerinin sorunsuz çalıştığını, yörüngesine ulaşmasının mayıs ayının ilk günlerinde olacağını belirtti. Karaismailoğlu, “Ka Bant sistemiyle mevcut genişbant veri haberleşme kapasitemiz yaklaşık 15 kat artırılmış olacak” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet lunduğu Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) bütçesi yaklaşık 6 milyar Avro. ESA’ya üye olmak için AB üyesi olma şartı aramazken, Türkiye’nin ESA’ya üyeliği bulunmuyor. 2004’te TÜBİTAK ile ESA arasında imzalanan işbirliği protokolünün ardından Türkiye’nin ESA’yla ilgili herhangi bir ortak projesi olmadı. BEKLENEN ETKIYI YARATMADI: Türkiye’nin hedeflerini duyurduğu program, uluslararası kamuoyunda beklenen etkiyi yaratmadı. Program açıklandığı sırada; bu alana ilgi gösteren kamuoyunun dikkati, Birleşik Arap Emirlikleri’nin gönderdiği uzay aracının Mars yörüngesine girmesine yoğunlaşmıştı. Açıklama için yapılan takvim planlaması beklenen etkiyi yaratmadı. l ANKARA 18 ŞUBAT 2021 SAYI: 34830 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 1199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:23 07:48 13:23 16:19 18:48 20:08 Ankara 06:07 07:31 13:08 16:05 18:34 19:53 İzmir 06:30 07:52 13:30 16:31 18:59 20:16 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI behicak@yahoo.com.tr kamilmasaraci@gmail.com Gara’nın işaret ettiği iki gerçek Emekli Büyükelçi Prof. Dr. Ali Engin Oba’nın koordinatörlüğünde Çağ, Çukurova ve Mersin üniversitelerinin birlikte düzenlediği “Uluslararası Doğu Akdeniz Kongresi”ne katıldım önceki gün. “Doğu Akdeniz’de Enerjipolitik Mücadele” başlıklı konuşmamın çözüm bölümü, bu meselede anahtarın Şam’la barış olduğu üzerineydi. Şam’la barışın somut getirileri Doğu Akdeniz konusunda pek çok makale yazdım: İktidarın ilk yanlış iliklediği düğmeden başlayarak yaptığı hatalar zincirine dikkat çektim. Doğu Akdeniz’in Libya’dan Suriye’ye uzanan hat üzerinde artık tek bir cephe haline geldiğini, bu nedenle de bütünlüklü bir strateji oluşturulması gerektiğini belirttim. Bu stratejinin anahtarının da “Şam’la barış” olduğunu belirttim ısrarla... Bu anahtar, değerini ve ne çok kapı açabileceğini, her geçen gün daha fazla gösteriyor: 1. Şam’la barış, Kahire’yle normalleşebilmenin anahtarıdır. 2. Kahire’yle normalleşme Libya’da işbirliği koşullarını sağlayabilmek demektir. 3. Kahire’yle normalleşme Doğu Akdeniz’de bu ülkeyle münhasır ekonomik bölge anlaşması yapabilmek demektir (ki Mısır’ın eski Ankara Büyükelçisi, ülkesinin 20 yıldır Ankara’yla bu anlaşmayı yapabilmeyi beklediğini açıklamıştı). 4. Kahire’yle normalleşme, Doğu Akdeniz’deki Türkiye karşıtı cepheyi daraltma, hatta İsrail’i bile Ankara’yla normalleşme aramaya yöneltme demektir. 5. Bu tablo ise Yunanistan ve Güney Kıbrıs ikilisini hem Kıbrıs hem Ege hem de Doğu Akdeniz sorunlarında daha ayakları yere basan bir yaklaşımı kabul etmeye zorlayacaktır. Terörün sponsoru ABD Bakın, son Gara operasyonu bile aslında Şam’la barış gerektiği gerçeğini önümüze koyuyor. Operasyonun başarısız bir kurtarma operasyonu olması, iktidarın öncesinde “müjde” diyerek kurtarma operasyonunu siyasi ranta dönüştürmeye çalışması, açılımın sonucu olarak ortaya çıkan tablo ve benzeri konuların hepsi konuşulur, konuşulacaktır. Ancak Gara operasyonunun önümüze getirdiği iki büyük gerçek vardır: 1. PKK terörünün en büyük sponsoru ABD’dir; terörle doğru mücadele edebilmek için ABD emperyalizmiyle mücadele etmek gerekir. 2. ABD’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyini birleştirme hedefine karşı Türkiye, Irak ve Suriye ile birlikte hareket etmelidir. İşte bu noktada Ankara için Şam bir çözüm anahtarıdır. Şam’ın yeniden Suriye’nin tüm topraklarında egemen olması, Türkiye için en önemli kazanç olacaktır. Komşuluk hukuku ihlali AKP iktidarının Şam karşıtlığını sürdürmesi, dahası Fırat’ın batısında bir ÖSO nüfus bölgesi inşa etmeye çalışması, Türkiye’ye büyük zarar vermektedir. AKP’nin fiilen ABD ile “Fırat’ın doğusundaki PYD bölgesine karşılık Fırat’ın batısında bir ÖSO bölgesi” pazarlığı içinde bulunması, Türkiye açısından ağır stratejik sonuçları olacak bir yaklaşımdır. AKP iktidarının Suriye topraklarında adım adım egemen devletmiş gibi davranması, Türkiye’ye ağır siyasi fatura çıkaracaktır: Afrinİdlib hattında Türk bayrağı dalgalandırmak, Türk Lirası’nı resmi para haline getirmeye çalışmak, kaymakam ve Emniyet müdürü atamak, resmi kurumlar inşa etmek, polis karakolları açmak, okul açmak, hatta iki fakülte açmak ciddi uluslararası hukuk ve komşuluk hukuku ihlalidir... Bu “fetihçi” yaklaşımın Türkiye’ye gittikçe ağırlaşan siyasi faturası olacaktır... Gara, Şam’la barışa vesile olmalı Şam yönetiminin bir zamanlar PKK’yi desteklemiş olmasını, her şeyin gerekçesi olarak sunmaya çalışmak geçerli bir bahane değildir. Çünkü Ankara ile Şam’ın bu konudaki son durduğu yer Adana Mutabakatı’dır ve Şam, o mutabakatın gereğini yerine getirmiş, yakaladığı PKK’lileri Türkiye’ye teslim etmişti. Nitekim o mutabakattan sonra terör yıllar içerisinde tamamen sıfırlanmıştı. Terörün yeniden yükselmesinde aranacak adres Suriye değil, ABD’yle Ortadoğu üzerine yapılan anlaşma ve onun gereği olan Kürt açılımıdır. O anlaşma, bölge ve küresel dinamiklerin katkısıyla uygulanamaz hale gelmiştir. Ancak sonuçları ne yazık ki hâlâ Gara’da kendini gösterebilmektedir. İktidarın Gara operasyonunu iç siyaseti dizayn etme fırsatı olarak kullanması, ana soruna bir katkı getirmeyecektir. Türkiye bunun yerine Gara operasyonunu, Şam’la barışın ihtiyacı olarak doğru okumalı ve gereğini yapmalıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle