23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR ekonomi@cumhuriyet.com.tr AVRO STERLIN FAİZ BORSA 11 18 ŞUBAT 2021 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.0050 0.8 kuruş 8.4310 6.3 kuruş 9.7220 1.4 kuruş 14.99 0.07 puan 1.541 2.23 puan 2694.79 27.81 lira 402.46 4.05 lira Ticaret Bakanlığı’nın perakendeyi yeniden yapılandıran tasarı teklifi sektörü böldü Zincir market kavgası Yıllardır yılan hikâyesine dönen perakende sektörünü düzenleyecek yasa teklifi yine gündemde. Perakende sektöründe yeni bir tartışma başlatan teklif, esnafı korumak amacıyla zincir marketlere yönelik bazı düzenlemeler getiriyor. Üretim yapan küçük işletmelerin desteklediği düzenlemeye karşı, zincir marketler ise tepkili. Sektör temsilcilerinin önerilerini Ticaret Bakanlığı’na göndermeye başladığı “Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Taslağı”nda yer alan düzenlemelerden bazıları şöyle: n Hızlı tüketim ürünleri satan mağaza ve zincir marketlerin raflarının yüzde 1’i, coğrafi işaretli ürünlerin satışına ayrılacak. n Coğrafi işaretli ürünlerin yanı sıra Teklif, perakendeciye göre yetersiz, zincir marketlere göre kayıt dışını artıracak. TÜRKONFED ise 30 güne düşürülen ödeme süresi ile düzenlemede ürünlerin çeşitlenmesini istiyor. bu alanlarda, marketin bulunduğu ildeki yöresel ürünler yer alacak. n Sebze ve meyve ile 30 gün içinde bozulabilen ürünlerin bedeli, üreticiye 30 gün içinde ödenecek. n Küçük esnafı korumak amacıyla zincir gıda marketleri, pazar günleri saat 11.00’den önce açılamayacak. Tasarıya yönelik sektör temsilcilerinin açıklamaları ise devam ediyor. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) de bir açıklama yaparak “zincir market düzenlemesi” olarak da bilinen teklifle ilgili görüşlerini açıkladı. TÜRKONFED, KOBİ’lerin gelişmesinin önündeki en büyük engelin alacaklarını zamanında alamamaları olduğunu belirtti. TÜRKONFED, ödeme süresinin 30 gün ile sınırlı tutulması kararını desteklediklerini belirterek “Ödeme süresinin diğer tüm ürünler için de 60 günü aşmamak kaydıyla sınırlandırılmasını öneriyoruz” dedi. TÜRKONFED’in market markası ile fason üretilen ürünlere de sınır getirilmesi istendi. Kayıt dışı artar Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Başkanı ve en büyük zincir market BİM’in İcra Kurulu üyesi Galip Aykaç ise Dünya gazetesine yaptığı açıklamada, teklifin aceleye getirildiğini söyledi ve “Bu tasarılar, kayıt dışını artırır, istihdamı düşürür, enflasyonu artırır, perakende de gelişimi durdurur. Yasa ile kimin neyi satıp neyi satmayacağına müdahale ediliyor. Tüketici bu işe ne der diye soruldu mu bilemiyorum” yorumunu yaptı. Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Ömer Düzgün, zincir marketlerde elektronik ve mobilya gibi ürünlerin satışını engeleyecek düzenlemeyi doğru bulduklarını ve yıllardır bu yasayı beklediklerini belirtti. Alışveriş Merkezi Yatırımcıları (AYD) Derneği Başkanı Hüseyin Altaş ise “AVM’lerdeki marketlerin bu kanundan istisna tutulmasını istiyoruz. Kazanılmış hakları var. Tasarıda AVM yapımına sınır var, metrekare ile ilgili düzenlemeler var, biz hepsini destekliyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi TÜTÜNE DÜZENLEME Kırsal kalkınma kapsamına alındı Kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi entegrasyonunun sağlanması, kırsal ekonomik altyapının güçlendirilmesi amacıyla yapılacak yeni teknoloji içeren yatırımlara yüzde 50 hibe desteği verilmesini öngören desteklerin kapsamına tütün de dahil edildi. Önceki tebliğ, tütün hariç olmak üzere bitkisel ve hayvansal ürünler ile su ürünleri üretiminin desteklenmesini öngörüyordu. l Ekonomi Servisi Bülent Gürcan Barış Oran HEDEF 80 MİLYON TL Teknosa’nın yatırım yılı Sabancı Holding iştiraklerinden Teknosa, bu yıl başta dijital kanallar ve mağaza dönüşümleri olmak üzere 80 milyon TL yatırım yapmayı planlıyor. Şirket ortalama 400500 kişiye de yeni istihdam yaratmayı hedefliyor. 2020’de 5.6 milyar TL ciroya ve 85.3 milyon TL net kâra ulaşan Teknosa, teknoloji altyapısını güçlendirmek ve çeşitlendirmek üzere bu yıl yatırımlarına hız verecek. Eticaret cirosu da geçen yıla göre 3.6 katına çıkarak 1 milyar TL’yi geçti. Bu rakamlarla eticaretin perakende cirosu içindeki payı, yüzde 7’den yüzde 19’a yükseldi. Teknosa Yönetim Kurulu Başkanı Barış Oran, “2020 bizim için dönüşüm ve adaptasyon yılı oldu, 2021 ise rekor yatırım yılı olacak. Teknosa yeni büyüme alanlarını daha yakından takip edecek” dedi. Oran, Teknosa’nın satışı ile ilgili olarak da “Teknosa, Sabancı topluluğu içinde kalıcı olarak devam edecek” dedi. Teknosa Genel Müdürü Bülent Gürcan da şu anda Türkiye genelinde 211 mağazalarının bulunduğunu anlattı. l Ekonomi Servisi HALKBANK DİNLENECEK Yaptırım davası ‘şimdilik’ askıda ABD’de temyiz mahkemesi, ABD’de İran’a yönelik yaptırımları ihlal iddiasıyla yargılanan Halkbank’ın başvurusu üzerine alt mahkemedeki yargılamanın askıya alınması talebini kabul etti. Temyiz mahkemesi bankanın taleplerini “hızlandırılmış şekilde dinleme” kararı verdiğini duyurdu. Bankadan KAP’a yapılan açıklamada da banka aleyhine tazminat talepli açılan davanın şartlı olarak reddedildiği, yine ABD’deki ana ceza davasının ise temyiz süreci nedeniyle beklemede olduğunu teyit edildi. İranlı grupların saldırılarından mağdur olan 876 kişi geçen yıl ABD’de Halkbank aleyhine tazminat talepli hukuk davası açtı. Mahkeme Halkbank’ın davanın reddi talebini şartlı olarak kabul etti ve müştekiler ile Halkbank’ın Türkiye’de yargılama koşulları hakkında 2 Mart’a kadar anlaşmasını istedi. l Ekonomi Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç başkanlığındaki heyet, Uşak’ta esnafla görüştü. ESNAF KENDİNE KARDAN ‘MEZAR’ YAPTI Salgınla ilgili kısıtlamaların kendilerini çok zor duruma soktuğunu ifade eden Çorumlu esnaf, dün Fatih Caddesi’nde bir araya gelerek yolda biriken karla temsili “esnaf öldü” mezarı yaptı. Geleceğe umutsuzlukla baktıklarını belirten çiçekçi Çağdaş Can, “Zaten pandemi öncesi ekonomik sıkıntılar vardı, salgınla tavan yaptı. Birçok esnafımız işyerini kapatmak zorunda kaldı. Önümüzü göremiyoruz” dedi. l SEYFETTİN METE/ ÇORUM Yiyecek sektörüne verilecek ‘devede kulak’ desteğin koşulları ağır DESTEK IÇIN 9 ŞART! MUSTAFA ÇAKIR Ticaret Bakanlığı, restoran kafe gibi yiyecek ve içecek hizmeti sağlayan işletmelere salgın nedeniyle verilecek ciro desteğine ilişkin ayrıntıları dün belirledi. Tebliğe göre şartlar özetle şöyle: n Destekten 2019 öncesi ya da 2019’da hizmet vermeye başlayan, 27 Ocak 2021 itibarıyla faal mükellefiyeti bulunan işletmeler yararlanabilecek. n 2019’daki ciro 3 milyon TL’nin altında olacak. n 2020’deki cironun 2019’a göre en az yüzde 50 azalmış olması gerekecek. n İşletmenin yiyecek ve içecek alanında faaliyet gösterdiğini belirten “NACE 56 genel faaliyet sınıflandırması koduna” sahip olması şartı aranacak. n KDV mükellefiyeti olan işletmeler esas faaliyet konusu üzerinden yalnız bir kez destekten yararlanabilecek. n Tek seferde ödenecek olan destek 2 bin TL’den az ve 40 bin TL’den fazla olmayacak. n Desteğin miktarı işletmelerin 2020’deki cirolarının 2019’daki cirolarına göre azalan tutarının yüzde 3’ü olacak. n İşletme cirolarının tespitinde 2019 ve 2020 için verilen KDV beyannameleri esas alınacak. n Eğer işletme, Esnaf ve Sanatkârlar ile Gerçek Kişi Tacirlere Koronavirüs Salgını Nedeniyle Verilecek Destekler Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı doğrultusunda hibe desteği de almaya hak kazanmışsa, 3 bin TL ciro kaybı desteğinden mahsup edilecek. Varsa kalan tutar işletmeye ciro kaybı desteği olarak verilecek. Ayrıca tebliğe göre işletmeler “www. turkiye.gov.tr” internet adresi üzerinden başvuruda bulunacak. Destek doğrudan banka hesaplarına yatacak. l ANKARA BANKA KREDILERIYLE GÜNÜ KURTARIYORLAR CHP’nin, milletvekili ve parti meclisi üyeleriyle geçen günlerde Uşak’ta yaptığı saha çalışması, esnafın sorunlarını ortaya koyan bir rapora dönüştürüldü. Rapora göre esnafın tamamına yakını banka kredisi kullanarak günü kurtarıyor. Kira yardımı alamayanlar işyerlerini kapatmak zorunda kaldı. Salgın nedeniyle kira ve işyeri giderleri, maaş, sigorta, BağKur ödemelerini yapamayan esnafın kredi borçlarına yenileri eklendi. Kapanan kafe ve restoranların çalışanları, kendilerine verilen 1000 TL yardımla geçinemiyor. Raporda, ayrıca öneriler de yapılarak desteğin kapsamının genişletilmesi, vergilerin geçici olarak alınmaması, ulaşıma nakdi destek verilmesi istendi. l ERDEM SEVGİ/ ANKARA En büyük korku ‘iş’ ve salgın Allianz Global Corporate & Specialty (AGCS ) tarafından periyodik olarak düzenlenen “Allianz Risk Barometresi” anketinin 10’uncusu, küresel iş dünyasının risk algısını dikkat çekici şekilde değiştirdi. Ankete göre iş dünyasının önündeki en büyük risk, yüzde 41 ile “iş kesintisi” oldu. Bu risk, geçen yıl yüzde 37 ile ikinci sıradaydı. Geçen yılın 17’ncisi “salgın” ise bu yıl yüzde 40 ile ikinci sıraya sıçradı. Ayrıca salgın, 2021 yılı ile birlikte 16 ülkede bir numaralı risk olarak gösterildi. Raporda Covid19’a paralel olarak iş kesintisi, salgın ve siber saldırı riskinin birbiri ile bağlantısına vurgu da yapıldı. AGCS Üst Yöneticisi (CEO) Joachim Müller, koronavirüs salgınının işletmelerin zorlu olaylara hazırlıklı olması ve hayatta kalabilmesi için risk ve iş sürekliliği yönetiminin daha da gelişmesi gerektiğini hatırlatan bir gösterge olduğunu belirtti. Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı Tolga Gürkan da “Günümüzde risk algısı, riske yönelik önlemler ve aksiyonlar değişim içerisinde” dedi. l Ekonomi Servisi ‘Yeni Faşizm’ ‘Yeni Anayasa’ Geçenlerde bir yazıma (28/01/21) siyasal İslamın AKP rejiminde, kendini istikrarlı biçimde tekrar eden istikrarsızlıkların, bu “istikrarının” bozulmaya başladığına dikkat çekmiştim. Son gelişmeler, sanırım beni destekliyor. Şimdi, istikrarlı biçimde tekrar eden istikrarsızlıkların “çelişkili bütünlüğü” içinde bir “olay alanı” şekilleniyor, bir kesinti/kopuş gündeme geliyor olabilir. ‘N’oluyor? N’oluyor?’ Bu kez bu soruya, Clov’un (Beckett, Oyunun Sonu) “Şeyler kendi seyrini izliyor” sözleriyle cevap veremeyeceğim. Evet, “süreç olarak faşizm” ilerliyor ama sürece garip işler de ekleniyor. Örneğin, “Boğaziçi direnişi” devam ederken aniden yakında Ay’a gideceğimizi öğreniyoruz. Saçmalığın düzeyi “şoke” ediyor, dikkatimiz dağılıyor. Sonra Cumhurbaşkanı’nı, Gara’da 13 tutsak askerin yaşamını kaybetmesiyle ilgili “Başaramadık” itirafına zorlayan fiyasko operasyon geliyor ve son seçimlerin 3. partisi HDP’yi kapatma çabaları hızlanıyor. Aniden bir “yeni anayasa” projesi gündemi işgal ediyor. Garip işler diyorum, çünkü Gara operasyonunun basına aktarılan ayrıntıları, operasyonun fiyaskodan başka sonuca yol açmasının daha baştan kaçınılmaz olduğunu düşündürürken, zamanlaması ve amacı üzerine önemli soruları gündeme getiriyor. Cumhurbaşkanı’nın, Covid19 ortamında salona doldurup video konferansla bağlandığı insanlara sergilediği ve sosyal medyada ölenlerin tabutlarının görüntüleriyle birlikten paylaşılan görüntüleri, bir “şehit” annesini “Bir anneye böylesi nasip olmaz” sözleriyle kutlayan ifadeler de etik sorunları... İnsanın aklına da ister istemez Prens Hamlet’in sözleri geliyor: “Bu Danimarka devletinde çürümüş bir şeyler var.” Bu ortamda hızlanan HDP’yi kapatma, adalete, özgürlüklere, kısacası siyasete ilişkin “konuşulabilenin” sınırlarını daha daraltma çabalarıysa “Kürt sorunu” gerçeğini ortadan kaldırmayacak: Var olan sorunu kabullenerek çözmeye çalışmak yerine ısrarla yok sayma çabası, yönetici seçkinleri sarmış bir “histeri nöbeti” ile karşı karşıya olduğumuzu düşündürüyor. Bunların elindeki şiddet araçlarını, kuralları ve kurumları keyfileşmiş “disiplin ve cezalandırma” pratiklerini düşününce gerçekten korkutucu. Bir diğer gariplik de “yeni anayasa” projesi. Halen “şahsımın” devleti, fiilen tüm denetleme, dengeleme araç ve kurumlarını tasfiye etmiştir. “Adamın arkasında” da her zaman aynı adam var. Aslında, “iktidardakinin” istediğini yapacak duruma gelmesi için “yeni anayasa” da gerekmiyor. Birincisi zaten istediğini yapıyor. İkincisi var olan anayasayı da zaten kale almıyor. Üstelik, görüntüyü korumak için, kurallara uyuyor gibi yapmak isteyecekse, yeni anayasa yapmak ya da halkoylamasına gitmek için gerekli çoğunluk yok. Gerçi “Ne yapmak istedi de engel olduk” diyenlerin sağı solu belli olmaz. “1921 Anayasası”na yapılan göndermeler garipliği daha da artırıyor. Bu geçici “hibrit” anayasada laiklik ilkesi yok, toplumun dini İslam olarak saptanmış ve halifelik “kurumunun” içi hâlâ dolu. Bu göndermeden, “Kurucu Anayasa” ifadelerinden hareketle, İslam dinini, toplumun yasama ve yargı kurumlarının temel dayanağı olarak saptayacak, siyasi ve dini liderliği resmen birleştirerek halifelik kurumunun içini yeniden dolduracak, modernite öncesine dönmeye, tüm kimlikleri Sünni Müslüman kimliği içinde eritmeye kararlı, totaliter (faşist) bir anayasa projesiyle karşı karşıya olduğumuzu düşünebiliriz. Bu yeni anayasa projesine, giden yolda, muhalefeti tümden dışlayacak bir yeni seçim yasası projesini sürecin bileşenlerine ekledik mi, “yeni durumun” içindeki istikrarsızlıkların istikrarının gittikçe bozulacağını bir “olay alanı” oluşabileceğini düşünmemiz, yeni bir “duruma” açılabilecek bir “kopuş” olasılığını da gündeme almamız gerekiyor. “Olay alanı” olasılığı, “olayın” parçası olma, yeni sadakatleri ve yeni bir “tarihi yapma” şansına işaret ediyor. Geride kalan 20 yılın deneyimi, CHP’nin bu şansı yakalamanın hiç olmadığını düşündürüyor. Yine dönüp dolaşıp “geniş anlamda” solun “duruma” müdahale etme bu “olay alanı” içinden “Yeni Faşizm”in anayasasına direnme kapasitesine geliyoruz. O zaman da “Liderliklerinin birbirleriyle konuşarak bir ortak zemin bulmalarını önleyen nedir?” diye düşünmeden edemiyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle