04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 1 ŞUBAT 2021 PAZARTESİ HABER Bahçeli ile Davutoğlu arasındaki tartışmada MHP, iddialarını bir adım öteye taşıdı: Özerk yapı istiyordu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu arasında, Bahçeli’nin, 2015’te yürütülen koalisyon görüşmelerine ilişkin, “Açıklarsak, insan içine çıkacak yüzü kalmaz” sözleriyle başlayan tartışmada MHP, Davutoğlu ile ilgili iddialarını bir SELDA adım öteye taşıdı. MHP’ye GÜNEYSU göre, “Davutoğlu’nun başbakanlıktan azlinin ardında, 7 Haziran seçimlerinden yaklaşık 3 ay önce, 28 Şubat 2015 tarihinde, AKP ve HDP’lilerin katılımıyla açıklanan 10 maddelik “Dolmabahçe Mutabakatı” bulunuyor. MHP, “dönemin başbakanı Davutoğlu’nun, seçimlerden hemen önce Dolmabahçe Mutabakatı’yla birlikte özerk Türkiye’nin adımlarını atmayı amaçlayarak, yeni anayasayı Meclis’ten geçirip HDP ile özerk yapıda Türkiye’nin kurulması için uzlaşmaya vardığını, bunun için de koalisyon görüşmelerinde CHP ve MHP’nin saf dışı bırakıldığını” belirtiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Dolmabahçe Mutabakatı’ndaki bu gelişmeden, “koalisyon görüşmeleri sonrasında haberdar olduğu ve bu gerekçeyle Davutoğlu’nun azlini istediği” ifade ediliyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP ile Gelecek Partisi arasında Bahçeli’nin sözleriyle başlayan ve ardından Davutoğlu’nun “videolu” yanıt verdiği tartışmada, görüşmelerde eski bakan Faruk Çelik’in de bulunduğunu anımsatarak, “Çelik’in Devlet Bahçeli ‘FATURA MHP VE AKP’YE KESILDI’ MHP, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra “Türkiye’nin Davutoğlu’nun yaptıkları nedeniyle erken seçime gitmek zorunda kaldığını” ileri sürerek, “Erdoğan’ın müdahalesi sonrasında AKP’nin 7 Haziran seçimlerinde yaşadığı oy kaybının önüne geçtiğine ve sonrasında yeniden iktidar olduğuna, sonrasında da faturanın MHP ve AKP’ye kesildiğine” dikkat çekiyor. MHP’li kaynaklar, özellikle 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra “MHP içinde bir bölünme yaratılmak ve Bahçeli’ye ‘MHP Genel Başkanlığı’ndan el çektirilmek istendiğine” işaret ediyor. MHP’de “yaratılmak istenen kaosun ardından da Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi sürecine sürüklendiği ve 15 Temmuz’da da AKP’den, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan hesap sorulmak istendiği, Erdoğan’ın arkasından dolanıldığı, Bahçeli’nin de bu durumu önceden gördüğü” savunuluyor. Ahmet Davutoğlu tutanakları Sayın Cumhurbaşkanı’na vermesi halinin Davutoğlu’nun başbakanlıktan azledilmesi ile ilgisi, ilintisi var mıdır” sorusunu yöneltmişti. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, Yalçın’ın, Çelik aracılığıyla açıklanmasını istediği tutanaklarda, “Dolmabahçe Mutabakatı’na ilişkin bir ayrıntı bulunuyor.” MHP’ye göre, koalisyon görüşmelerinde, Genel Başkan Bahçeli, 7 Haziran seçimlerinden yaklaşık 3 ay önce, 28 Şubat 2015’te, AKP ve HDP arasında yürütülen Dolmabahçe Mutabakatı’nı Davutoğlu’na anımsatarak, “MHP ile yürütülecek bir koalisyonda çözüm sürecinin derhal sonlandırılmasına ilişkin kırmızı çizgisini” açıkladı. Bahçeli’nin, görüşmede, mutabakat metnindeki “muğlak ifadelerle” anlatılan 8., 9. ve 10. maddelerin “aslında ne anlama geldiğini” Davutoğlu’na sorduğu, metinde yer alan bu maddelerin, “Türkiye’de yaşayan yurttaşların kimlik kavramının yeniden tanımlanmasına, ‘çoğulcu yaşam’ denilerek, vatan ve cumhuriyet kavramlarının yeniden oluşturulacağı bir yeni anayasaya işaret ettiğine” dikkat çekerek, “bu maddelerin yürürlüğe girmesi halinde Türkiye’nin ulusal devlet yapısından uzaklaşacağını, özerk bir yapıya kavuşturulmak istendiğini” belirtti. Bunun üzerine, görüşmede Bahçeli’nin, Davutoğlu’na, “Türkiye ile ilgili nasıl bir yapıyı savunuyorsunuz” diye sorduğu, Davutoğlu’nun da “HDP ile yürütülecek yeni anayasa çalışmalarına atıfta bulunarak, Bahçeli’nin bu tezlerine karşı çıkmadığı” ileri sürülüyor. Bunun üzerine de Bahçeli’nin, Davutoğlu’na, “Biz, milletin bize verdiği görevi, muhalefet partisi görevini, Meclis’te yürütürüz” diyerek, “görüşmeyi sonlandırmak istediği” ifade ediliyor. Erdoğan’ın tavrı MHP kaynakları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “Dolmabahçe Mutabakatı’daki bu ayrıntıdan, Çelik’in görüşmeye dair tutanakları kendisine iletmesi sonrasında haberdar olduğunu ve Davutoğlu’nun başbakanlıktan azline varacak sürece girildiğine” işaret ediyor. ‘Arkasından dolandı’ Bu nedenle Erdoğan’ın, mutabakat ile ilgili önce “Tabii silahların bırakılması çağrısı bizler için çok çok önemli bir beklenti idi. Bu, demokratik açılım süreci ile başlayan bir çağrıdır. Milli birlik ve kardeşlik projesi ile başlayan, şimdi de çözüm süreci ile devam eden ve bunu artık noktalayalım diye hasretle beklediğimiz bir çağrıdır” açıklamasını yaptığına işaret edilirken, daha sonra Erdoğan’ın, aynı mutabakat metnine ilişkin, “Ben oradaki toplantıyı doğru bulmuyorum. Çünkü bu toplantıda hükümetin başbakan yardımcısıyla şu anda parlamento içinde olan bir grubun yan yana fotoğraf vermesini doğru bulmuyorum” açıklamasını yaptığına dikkat çekiliyor. MHP, “O dönem Davutoğlu’nun, Erdoğan’ın arkasından dolanıp Türkiye ile ilgili özerk bir yapı istediğini” savunuyor. l ANKARA İşte istifa ettirildiği iddia edilen AKP’li belediye başkanının üzerine gidemediği yolsuzluklar Sayıştay raporları ortaya koydu Başkan Arı’nın kendinden önceki yönetimin yolsuzluklarının üstüne gidemediği için istifa kararı aldığı ileri sürülüyor. Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı’nın yolsuzlukların üzerine gittiği için istifası istenerek, görevinden ayrıldığı iddialarının ardından Sayıştay’ın belediyeye ilişkin tespitleri dikkat çekti. Sayıştay’ın tespitlerine göre belediye meclis üyesinin şirketine ihale verildi, bir ihale aynı firmaya verilmek için parçalara bölündü, belediye bir şirkete kiraladığı kendi reklam panolarına para ödedi. ‘Sağlık’ gerekçesi... Nevşehir Belediye Başkanı AKP’li Rasim Arı’nın ‘sağlık’ gerekçesiyle görevini bırakması gözleri belediyenin mali tablolarına çevirdi. Sayıştay’ın 2019 yılı denetim raporunda, belediye meclis üyesinin şirketinden ‘usulsüzce’ doğrudan temin yoluyla alım yapıldığı tespit edildi. 6 Mart 2019 – 13 Mayıs 2019 tarihleri arasında 141 bin 420 lira 5 kuruşluk alımın Belediye Kanunu’na aykırı olduğunu belirleyen Sayıştay denetçileri, “Belirtilen mevzuat hükmünde belediye meclis üyelerin görevleri süresince ve görevlerinin sona ermesinden itibaren bir yıl süreyle belediye ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan veya dolaylı olarak ticari ilişkiye giremeyeceği açık olarak hüküm altına alınmıştır” tespitinde bulundu. Belediye mal ve hizmet alımını bir firmaya ihale etmek için Kamu İhale Kanunu’ndaki sınırın çevresinden dolanarak, ihaleyi 34 aylık sürelerle yeniledi. Raporda, “Büyükşehir dışındaki il belediyeleri için sınır olan 30 milyon 101 lirayı geçmeyecek şekilde mal, hizmet ve yapım işlerinin kısımlara bölündüğü, müdürlük bazında yapılan incelemede de aynı firmadan aynı iş tanımı ile 34 aylık sürelerde birden çok alım yapıldığı tespit edildi” denildi. Belediye kiraya verdiği reklam panolarında ücretsiz kullanma hakkından faydalanmayarak, kiraladığı şirkete reklam parası ödedi. Denetçiler durumun düzeltilmesini isteyerek, tespitini “Sözleşmede mevcut reklam materyallerinin yüzde 10’una kadar ücretsiz kullanma imkânı getirilmesine rağmen bu haktan faydalanılmadığı ve yapılan reklamlar için ilgili firmaya ödemeler yapıldığı görülmüştür” diye açıkladı. l ANKA HDP Esenyurt İlçe Başkanı tutuklandı HDP Esenyurt İlçe binasında terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın posterleri bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alınan HDP Esenyurt İlçe Başkanı Ercan Sağlam ‘Terör örgütü üyeliği’ iddiasıyla tutuklanırken parti yetkilisi Dilan Kılıç adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sağlam ve Kılıç, dün emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edilmişti. l İç Politika MHP’NİN BİSMİL İLÇE BİNASINA YAPILAN SALDIRI İki kişi adli kontrolle serbest Diyarbakır’ın MHP Bismil İlçe Başkanlığı binasına geçen günlerde yapılan taşlı saldırıya yönelik Bismil İlçe Emniyet Müdürlüğü’nce arama çalışmaları başlatıldı. Polis ekipleri tarafından önceki gün gözaltına alınan S.Ç. ve H.E. isimli iki kişi, dün çıkarıldıkları nöbetçi mahkemede adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Olaya karıştığı tespit edilen diğer şüphelilerin ise yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği öğrenildi. l İç Politika AYDINLANMANIN ÖNEMLİ İSMİ Muammer Aksoy unutulmadı Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) kurucucep Gürkan da “Hain bir saldırıda hayatını kaybeden hukuksu, Türk Hukuk Kurumu ve An çu, siyasetçi, yazar; Cumhuriyet kara Barosu başkanlarından ga ve demokrasinin yılmaz savunuzetemiz yazarı Prof. Dr. Muam cusu, Türkiye’nin aydınlık yüzü mer Aksoy’un, katledilişinin 31. Prof. Dr. MuammerAksoy’u veyıldönümü dolayısıyla birçok si fatının 31. yılında saygıyla anıyasi dün anma mesajı paylaş yorum” ifadelerini kullandı. Tetı. İstanbul Büyükşehir Beledi kirdağ Büyükşehir Belediye Başye Başkanı Ekrem İmakanı Kadir Albayrak ise moğlu “Cumhuriyet’in “Yaşamını ülkemizin çağak saçlı bilgesi, aydındaşlaşma mücadelesine lık fikirlerin yılmaz saadayan, Atatürk ilke ve vunucusuydu... Muamdevrimlerinin yılmaz samer Aksoy’u rahmet ve vunucusu Prof. Dr. Musaygıyla anıyorum” deammer Aksoy’u, hunhardi. Eskişehir Büyükşeca öldürülüşünün 31. yılhir Belediye Başkanı dönümünde saygıyla anıYılmaz Büyükerşen de Muammer Aksoy yorum” dedi. Muğla BüTwitter hesabından payyükşehir Belediye Başkalaşım yaparak “Atatürk devrim nı Osman Gürün de “Cumhurilerinin yılmaz savunucusu, Ata yet ve Atatürk devrimlerinin yıltürkçü Düşünce Derneği Genel maz savunucusu, ADD kurucuBaşkanı, Türk Hukuk Kurumu su, aydınlık yarınlar için mücaBaşkanı, Anayasa Hukuku Pro dele eden ve bu uğurda karanlık fesörü MuammerAksoy’u katle eller tarafından katledilen Profedilişinin 31. yılında saygıyla anı sör MuammerAksoy’u rahmetle yorum” diye yazdı. Edirne Bü anıyorum” ifadelerini kullandı. yükşehir Belediye Başkanı Re l İç Politika KATLEDİLİŞİNİN 42. YILI Abdi İpekçi anılıyor Uğradığı silahlı saldırı so di. Basın Konseyi de açıknucu 1 Şubat 1979’da lamasında özetle şu ifadeyaşamını yitiren Türkilere yer verdi: “ ye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) önceki başkanveAbdi İpekçi, yaşamı boyunca halkın doğru hakillerinden, Milliyet Gaze berlere ulaşıp gerçekletesi Genel Yayın Yönetme ri öğrenmesi için, ilkeli ve ni ve Başyazarı Abdi İpekçi, dürüst gazetecilikten asölümünün 42. yılında bu la taviz vermedi. Abdi İpekgün Zincirlikuyu’daçi, karanlık odakki mezarı başında larca planlanan susaat 11.00’de anıikastla 1 Şubat lacak. TGC Yönetim 1979 günü bir teKurulu yaptığı açıktikçinin silahından lamada, İpekçi’nin çıkan kurşunlarevrensel gazetecilik la aramızdan kopailkelerinden ödün rıldı. Aradan geçen vermeden mesleğibunca yıla karşın, ni yaptığına dikkat bu alçakça suikasçekti. Açıklamada Abdi İpekçi tın asıl sorumluları “İpekçi cinayetinde tetiği maalesef tam olarak ortaçektiren karanlık güçlerin ya çıkarılamadı. Basınımızhala ortaya çıkarılmamış da onurlu ve ilkeli gazeteolması ve faili meçhul cina ciliğin sembolü; demokrayetlerin aydınlatılamaması sinin, ifade ve basın özgürgünümüzde de gazetecile lüğünün yılmaz savunucure yönelen tehditlerin, sal su Abdi İpekçi unutulmadı, dırıların sürmesinde önem asla unutulmayacak.” li rol oynamaktadır” denil l Haber Merkezi Korkunun öfkesi bilincin öfkesi... Korku, evrensel altı duygudan önemli birisi. Evrensel altı duygu; sevinç, üzüntü, korku, öfke, şaşma, iğrenme. Her biri, insanın hayatta kalma amacının yardımcıları. Korku, insanları sindirmek için kullanıldığı zaman tehlikeli bir araç. İnsanları, toplumları sindirerek yönetmenin etkili aracıdır “korku”. Korkutarak yönetme işgalcinin, saldırganın, otokratın yöntemi. Korkuyla sindirilen topluluk öfkeyle yönlendirilir. “KORKUNUN ÖFKESİ”, sindirilen kitlenin çıkış kapısıdır. Bunun için de öfkenin hedefi olan birileri seçilir. Amerika’nın köleleri, Hitler’in Yahudileri, renkleri, dilleri, inançları farklı yabancılar, göçmenler, sığınmacılar tarih boyunca bu hedefler olmuştur. Günümüzde de “saldırgan sürüler”, bu yolla, “korkunun öfkesi” ile oluşturulur. R Beyni (Reptil sürüngen beyni) Canlıların hayatta kalma refleksleri beynin “talamus amigdala” bölgesi tarafından yönetilir. Bu bölge tehlikeye karşı “kaçarak ya da savaşarak” tepki veren beyin bölgesidir. Eğer beynin bu bölgesi sistemli olarak uyarılırsa “korku ve öfke” devreye girer ve canlıyı yönetir. Otokrat totaliter rejimler bu yöntemle kitleleri sindirir, kendi hedeflerine yöneltir ve iktidarlarını sürdürürler. Hitler, Mussolini, Franko ülkelerinde şiddete dayalı korkuyu yaygınlaştırarak, öfkeyi yöneltecekleri hedefleri seçerek bu yolu izlemişler, iktidarlarını sürdürmüşlerdir. Ortaçağ, bu yolu Katolik dini üzerinden uygulayarak “aforoz ve engizisyon” ile sürdürmüş, baskısına karşı çıkanların isyanları yaşanmıştır. Yıllar boyu süren din savaşları ile Batı ülkelerinde “Rönesans ve Aydınlanma” aklın zaferine ulaşmıştır. PFC Beyni (Akılcı insan beyni) “Prefrontal korteks”, beynin sonradan gelişen “akılcı yönetici” beyin bölgesidir. Bu bölge “korkuyu öfkeyi” denetleyerek, nedenleri çözümleyerek insanın muhakeme yetisini oluşturur. Bu bölgenin aktif devrede olduğu insanlar, toplumlar sorunlarını “akılcı insancıl paylaşımcı” yöntemlerle çözerler. Bu yöntemler, sürüleşmeye karşı “özgür birey olmayı”, şiddete karşı “anlaşarak uzlaşmayı”, korkuya karşı “cesareti” gerçekleştirir. “Akılcı yönetici beynin” de öfkesi vardır. Bu öfke, aklın “bilinçli öfkesidir”. Stefan Hessel, 94 yaşında yazdığı “Öfkelenin” diyen çağrısında bu öfkeyi dile getirmiştir: “Öfkelenin; Haksızlıklara karşı öfkelenin, Eşitsizliklere karşı öfkelenin, Zorbalığa karşı öfkelenin, Sömürüye karşı öfkelenin, İnsanların ezilmesine karşı öfkelenin, Dünyanın yağmalanmasına karşı öfkelenin, İlkelliğin vandalizmine karşı öfkelenin.” Stefan Hessel’in bir çağrısı da şu olmuştur: “Birleşin, Bu haksızlıklara karşı çıkanlarla birleşin, Sizin gibi düşünenlerle birleşin, Ezilenlerle birleşin, Sömürülen kitlelerle birleşin, Gönüllü köleliğe karşı birleşin.” “Bilincin öfkesi”, işte budur. Pablo Neruda, “sabırlı öfke” demiştir. “Bilincin öfkesi”, yönetici aklın duygusal tepkisidir. “Yönetici akıl”, kabul edilemez olanı saptar. Baskıya, zulme, sömürüye, haksızlıklara karşı çıkar. Bu karşı çıkışı cesaretle sürdürür. Bu sorumluluğu haksızlığa uğrayan, sömürülen insanlarla birleşerek paylaşır. “İlkelliğesaldırganlığayıkıcılığa” karşı, “uygarlığıninsancıllığınyapıcılığın” gücünü ortaya koyar. “Bilinçli öfkesi”, cesaretinin temelidir. “Yönetici akıl”, yaşam mücadelesini insan olma hedefleriyle sürdürür. Ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak değil, insanca yaşam için hayatta kalmak ilkesiyle yaşar. Bu bir yaşam seçimidir. İnsanların asıl seçimi İşte, insanların asıl seçimi budur. “Nasıl yaşayacağına karar vermek” insanın temel seçimidir. Güçlüye sığınıp teslim olmak mı? Kendi gücüyle özgürlükle, adaletle, yapıcılıkla yaşamak mı? “Yönetici aklın” rehberliğiyle yaşamak mı? “Korkutulmuş insanın” teslim olmasıyla yaşamak mı? İnsanların asıl seçimi budur. Korkuya teslim olmadan, öfkeyle sürüklenmeden yaşamak. Neyin ne olduğunu bilerek, düşünerek, anlayarak yaşamak. Sürüleşen topluluklarla sürüklenmek mi? Özgür insanların birleştiği toplumun bir üyesi olmak mı? Asıl seçim budur. Sonunda kim mi kazanır? Sonunda güçlü olan değil, haklı olan kazanır. Biz de bunu göreceğiz...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle