04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 1 ŞUBAT 2021 PAZARTESİ 190/100 170/80 110/30 150/120 180/80 30/40 10/70 140/30 180/110 80/20 130/10 180/110 10/100 210/120 70/40 50/70 100/80 160/80 40/10 150/50 20/70 140/10 Aşı kalmadı, 80 yaş üstü bazı yurttaşlar randevudan boş döndü Biz sizi ararız MUSTAFA ÇAKIR Aile sağlığı merkezlerinde geçen hafta içerisinde randevu oluşturulan 80 yaş üstü bazı yurttaşların aşı bulunmadığı gerekçesiyle aşı olamadıkları ortaya çıktı. Manisa’dan Cumhuriyet’e ulaşan 80 yaş üstü yurttaşlar geçen hafta içerisinde aşı için randevu aldıklarını bildirdi. Ancak perşembe günü randevu saatine kısa süre kala aile sağlığı merkezinden aranan yurttaşlara, “Aşı kalmadı, yarın arayın” denildi. Cuma günü yeniden aile sağlığı merkezini arayan yurttaşlara bu kez de “Aşı yok, pazartesi günü gelirse, biz sizi arayacağız” yanıtı verildi. Endişelenen yurttaş beklemeye başladı. Randevu alıp gitmeyen yurttaşların aşıları en sona bırakılıyor. Bu nedenle de sisteme girilen randevu gününde aşı olamayan yurttaş, “Acaba hakkımı kaybeder miyim” endişesine kapıldı. Yurttaş, aile sağlığı merkezinden gelecek telefonu beklemeye başladı. Bu arada Sağlık Bakanlığı’nın sitesinde dün sabah yer alan verilere göre Türkiye’de, toplam aşılanan kişi sayısı 1 milyon 971 bin 832. Manisa’da ise aşılanan toplam kişi sayısı 32 bin 190. Hakları ne olacak? CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, Manisa’da ve bazı ilçelerinde risk ve yaş grubuna göre aşılama programında olan ve randevu verildiği halde aşı kalmadığı gerekçesiyle aşılanamayan yurttaşlarla ilgili şikâyetlerin kendilerine de geldiğini söyledi. Bakırlıoğlu, illerde aşılanacak kişi sayısının belli olduğunu şimdi ise “Aşı kalmadı” denilmesinin soru işareti yarattığını söyledi. Basında da yer alan “Torpillilere aşı yapılıyor” iddialarına inanmak istemediklerini belirten Bakırlıoğlu, “Randevuları olduğu halde aşısı yapılmayan vatandaşların hakkı kaybolacak mı? Bu insanlar ne zaman aşılanacak belli değil. Bir açıklama da yapılmıyor. Bakanlık gelecek aşıları risk ve yaş grubunu dikkate alarak illere yeterli sayıda göndermeli ve aşılama bu program dahilinde devam etmelidir” diye konuştu. l ANKARA Karda aşı mesaisi KAYSERİ’de koronavirüsle mücadele kapsamında aşı çalışması yürüten sağlık ekipleri, olumsuz hava koşullarında dahi kırsaldaki 75 yaş ve üzerindeki vatandaşlara ulaşarak Covid19 aşılarını uyguluyor. Pınarbaşı Toplum Sağlığı Merkezi’nde görev yapan Dr. Ömer Özkibar, “Dün yoğun kar yağışı yaşamıştık. Bazen köyün girişinden evlere yürümemiz gerekebiliyor” dedi. l DHA 31 OCAK PAZAR 136 BİN 418 6 BİN 562 29 MİLYON 631 BİN 422 25 BİN 993 %4.7 641 128 7 BİN 6 2 MİLYON 477 BİN 463 BIN 634 2 MİLYON 362 BİN 415 Erciyes yine doldu Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden Erciyes Kış Sporları ve Turizm Merkezi’nde, hafta sonu nedeniyle yoğunluk yaşandı. Yerli ziyaretçilerin yanı sıra Charter seferlerle Ukrayna, Rusya ve Polonya gibi ülkelerden Kayseri’ye gelen turistler, pistlerde yoğunluk oluşturdu. l AA Aşılamadan açmayın SEFA UYAR Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un 15 Şubat’ta okulların yüz yüze açılmasına yönelik ilke kararı aldıklarını belirtmesine karşın, eğitim çalışanları için çalışma henüz başlamadı. Öğretmenlerin, aşılama takviminde ikinci aşamada olmasını ve bu sıraya diğer eğitim çalışanlarının dahil edilmemesini eleştiren Eğitimİş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Tüm eğitim çalışanları aşılanmadan okulların açılması risk taşır. Her türlü tedbir alınarak tüm eğitim çalışanlarının ve öğrencilerin de aşılanma şartları zorlanarak okulların açılması önemli” dedi. DHA’ya konuşan Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan da çocukların bir an önce okula gitmesinin herkesin ortak gayesi olduğunu söyledi. İlhan, “Şu an için okulların açılması veya diğer kısıtlamalar ile ilgili kararları değerlendirmek için biraz erken olacağı kanısındayım. En azından 2’nci doz aşılama yapıldıktan sonra peyderpey kısıtlamaların ve okulların açılmasını düşünmenin daha doğru olacağı kanısındayım” dedi. l ANKARA ‘3. dalga için tedbirler sürmeli’ Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, koronavirüs tedbirlerinin devam etmesi gerektiğini belirterek “Artık pandeminin üçüncü dalgasına doğru gidiyoruz. Tedbirlere çok daha sıkı devam edilmeli. Bunu yapmazsak bir üçüncü dalgayı rahat atlatamayız. Bugün Avrupa’nın yaşadığı sıkıntıları dikkat etmediğimizde biz de yaşayabiliriz” dedi. l DHA KIZINDAN PARA İSTEMİŞ Samsun’da kayıp Arzu Aygün’ü (36) tabancayla vurarak öldürdüğü ortaya çıkınca tutuklanan Muharrem Coşkun’un (38), cinayetin ardından kadının kızı N.S.’ye (16), “Annenin durumu iyi, kendi rızasıyla gitti ama paraya ihtiyacı var” şeklinde mesaj atıp 500 Avro para istediği ortaya çıktı. N.S.’nin ise “Annem için para istediğine inanmıyorum” şeklinde karşılık verip, polise giderek şikâyette bulunduğu belirtildi. l DHA Geçen hafta aldığım ölüm haberi Dışarıdaki ılık hava baharın geldiğini haber veriyor. İçerisiyse soğuk. Bursa’da, morgda bekleyen cenaze Zeki Müren’in. İçeri uzun boylu bir adam giriyor. Yaşlanmak güzelliğinden pek bir şey kaybettirmemiş. Yanında oğlu var. Gözündeki yaşı saklayarak eğiliyor. Zeki Müren’in alnından öpüp son vedasını yapıyor. “Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak.” Salgın günlerinde ne kadar çok dinledik, ne çok söyledik. Pek çok kişi eserin Zeki Müren’e ait olduğunu sanır. Oysa 1973 yılında, 41 yaşındayken trafik kazasında ölen Mustafa Seyran’a ait. Müren ile özdeşleşmesi, onun yaşıyormuş gibi söylemesiyle ilgili olabilir mi? 41 yaşında bir trafik kazasında kaybettiğimiz Seyran’ın, sanki hayata veda ediyormuş gibi öldüğü yıl yazdığı şarkı, Müren’in de yaşamının hasretini anlatıyor gibi. ‘Sapkın’ denilen Müren’in tek aşkı Geçen hafta (26 Ocak) kaybettiğimiz tarih yazarı Radi Dikici’nin ölüm haberini alınca telefonuma baktım. Dikici’yle 14 Ocak’ta konuşmuştuk. Ben aramıştım, Dikici’nin Müren biyografisindeki “Kürşat Bey”in öyküsünü sormuştum. O anlatmıştı. Müren’in hayatının aşkı üzerine bir program yapmak için sözleşmiş, kapatmıştık. “Önümüzdeki hafta kontrollerim var” demişti, ben öleceğini düşünemedim. Kim miydi “Kürşat Bey”? Tam 2 yıl önce (31 Ocak 2019) Zeki Müren’i Bursa’da sıkışmış hayatından çıkarıp, politik gücünü de kullanarak Türkiye’ye mal eden Demokrat Parti kurucusu ve yöneticisi Hayri Terzioğlu’nun hikâyesini bu köşede yazmıştım. Bugünkü İçişleri Bakanı’nın siyasi geleneğinin sembollerinden Terzioğlu, Bursa’da kırmızı takunyalarıyla sokağa çıktığında “sapkın” denilen Müren’i alarak İstanbul’a getirmiş, ona ev tutmuş, okula yazdırmış, öğretmenlerinin, şoförünün ve bakıcılarının parasını ödemiş, sosyeteye sokarak ünlü yapmıştı. Terzioğlu ile Müren arasındaki “sıra dışı” ilişkiyi günlüklere, tanıklara, anılara dayanarak Zeki Müren biyografisinde anlatan Radi Dikici’ydi. 27 Mayıs’ın ardından Terzioğlu düşerken, Müren kendi yolunda devam etmişti. Hayatı boyunca bilmediğimiz sayıda ilişki yaşamakla birlikte, 1962’de başlayan ilk ve tek aşkı dönemin ruhuna uygun şekilde bir genç subaydı. Radi Dikici ‘Kürşat Bey’i anlattı Gazeteci ağabeyimiz Mete Akyol, 1987 yılında Müren’e “hiç sırılsıklam âşık oldun mu” diye sormuştu. Müren ise “8 sene, 1962’den 70’e kadar, büyük bir sarhoşluk içinde bir aşk yaşadım, Allah bana bir daha öyle aşk nasip etmesin” diye yanıt veriyordu. “Çok uzaklara Kanada’ya gittiler, o yokluğun etkisinden kolay kolay kurtulamadım” diyor ve ne kadar acı çektiğini “hayatta öylesine bir aşka ikinci kez katlanabileceğimi düşünemiyorum, onun için âşık olmak için değil, olmamak için Tanrı’ya yalvarıyorum” sözleriyle anlatıyordu. Müren, “karşınızda on bin kişi var ve siz sadece o bir kişiyi düşünerek okuyorsunuz” diye ifade ediyordu “sevgilim, ne zaman kavuşacağız” diye defalarca söyleyerek gözyaşları içinde bitirdiği şarkıların öyküsünü. Radi Dikici, 14 Ocak’ta konuştuğumuzda “Kürşat Bey”i sorunca anlatmaya başladı: “Kürşat Bey öldü. Esas adı ‘Kürşat Bey’ değil tabii. Bir takma isim bulmak zorunda kaldım, mecburdum. ‘Kürşat Bey’, Zeki Müren’den ayrıldıktan sonra hostes bir hanımla evlendi. İki de çocuğu oldu. Adanalıydı. Ordunun iyi bir pilotuydu. Sonra hava yollarında pilotluk yaptı. Aslında çapkın bir adamdı. Ama Zeki Müren ne yaptı ne etti, kendisine bağladı. Ama tabii sonra çok pişmanlık duydu. Ayrıldıktan sonra iki arkadaş gibi oldular, inanın izah edilebilir gibi değildi. Kürşat’ın kim olduğu önemli değil, konu ya da öykü önemli. Kürşat Bey, daha sonra bir sorun olmasın, başkasının eline geçmesin diye, (Müren’in) kendisine yazdığı mektupları getirip Zeki Müren’e verdi.” Dikici, konuşmamızda önemli bir ayrıntı daha veriyordu. Türk müziğinde yalnız icracı değil, birçok eserin de sahibi olan Müren, “Kürşat Bey”den koptuktan sonra beste yapmayı bırakmıştı. Aşkın bitişi onu üretmekten alıkoymuştu. Kasadan çıkan mektuplar Telefonu kapattıktan sonra anılara baktım. Zeki Müren’in evinde 25 yıl geçiren, onun eli kolu olan Bedriye Gençoğlu, “Kürşat Bey” ile Müren’in aşkının bitişinin başlangıcını şöyle anlatıyordu: “1970 yılına gelince, kaçınılmaz bir şey oldu, ilişkileri duyuldu. Kürşat Bey’in arkadaşları kendisini ikaz etmişler. ‘Onlar seni atmadan önce istifa et’ demişler. O da istifa etti.” “Kürşat Bey” ailesinin de desteğiyle yaşamını değiştirdi. Türkiye’yi terk etti, Kanada’ya yerleşti, sivil pilotluk yaptı. Türkiye’ye geldiğinde zaman zaman Zeki Müren’i ziyaret ediyordu. Ancak artık iki ayrı hayatları vardı. Yine de tanıklar, Müren’in onu her gördüğünde ağladığını anlatıyor. Hatta TRT’de yayımlanan belgeselde sorulunca önce konuşmaya başlamış, ardından gözleri dolunca “bu konuyu kapatalım” demişti. “Benim içimde yanan ateş var” diyen Müren’in aklına düşen bir kıvılcım bile yangını hatırlatmaya yetiyordu. “İkimizin de saçları ak öyle durup bakışacağız” anını ancak yukarıda anlattığım gibi Bursa’da morgda yaşadılar. Dönemin bir başka tanığı Ümran Bir, Zeki Müren’in ölümünün ardından olayı şöyle anlatıyor: “Zeki Müren öldüğünde kasasında hiçbir şey çıkmamış, sadece Kürşat Bey’e yazdığı aşk mektupları. Kürşat Bey, ne olur ne olmaz diye, Zeki Bey yaşarken ona yazdığı tüm mektupları iade etmişti.” ‘Aşkın kendisi hastalık’ Dün, Müren’in 25 yıl önceki cenazesinin görüntülerini izledim. Türk bayrağına sarılı tabutunun başında bir imam mahşeri kalabalığa konuşuyordu: “İnsan ne zaman ölür? Denir ki unutulduğu gün ölür. Nice insan var ki yaşarken ölü, nice ölenler vardır ki öldükten sonra diri. Zeki Müren adının, nice eserlere konu olacağı düşüncesiyle, onun öldükten sonra da yaşayanlardan olacağına inancım tamdır.” O eserlerden birinin sahibi Radi Dikici de geçen hafta bu dünyaya veda etti. Onunla “Kürşat Bey”i de Zeki Müren’i de daha çok konuşacaktık. Olmadı. O da ardında başta Bizans tarihini inceleyenler olmak üzere unutulmaz eserler bıraktı. Yazayım ve “unutturmayayım” diye bir notla bana gönderdiği Müzeyyen Senar biyografisi hâlâ kütüphanemden bana bakıyor. “Sen beni unutmuş, içim kupkuru, benim gönlümde hâlâ o arzu...” Bizim bir salgınla, hastalıkla hatırladığımız şarkıyı, Müren “aşkın kendisi hastalık” dediği ruh haliyle söylüyordu. Jerome de “aşk, hepimizin geçirmek zorunda olduğumuz kızamık hastalığı gibi” dememiş miydi zaten? En çok akılda iz bırakan bir hastalık... ICOPAL SHINGLE SİSTEM Avrupa’nın öncü shingle markası Icopal’in en yeni teknolojilerle ürettiği, zorlu hava koşullarına dayanıklı shingle ve tamamlayıcı sistem bileşenleri: Yağmur derelerinden, baca diplerine her ayrıntısı çözülmüş, estetik shingle çatı sistemi. bmigroup.com/tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle