04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 1 ŞUBAT 2021 PAZARTESİ HABER/YORUM İÇIŞLERI’NDEN 40 BIN 690 PERSONELLE UYGULAMA 2 bin 475 yakalama Avrasyacılık Türkiye’deki “Batı düşmanlığı”, sadece AKP gibi İslamcı siyaseti ve MHP gibi şovenist etnik siyaseti temsil eden partiler tarafından değil, kendisini “solda” konumlandıran bazı kesimler tarafından da benimsenmiştir. Söz konusu kesimler, Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ile ilişkilerine değil, Rusya ve Çin ile ilişkilerine öncelik vermesi gerektiğini savunmakta ve bu yaklaşıma Avrasyacılık adını vermektedir. Bunun antiemperyalizm, sosyalizm, toplumculuk, kamuculuk ile gerekçelendirilmesi oldukça gariptir. Çünkü Rusya’da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Doğu Avrupa’da Varşova Paktı yıkılmıştır; Çin’de de Komünist Parti iktidarı devam etmekle birlikte, komünizmden büyük tavizler verilmiştir. Günümüzde Rusya da Çin de küresel kapitalist paradigmanın bir parçasıdır. SSCB ve Varşova Paktı yıkılmamış olsaydı, Çin de komünizm çizgisini sürdürebilseydi, Avrasyacı yaklaşım ideolojik bir anlam ve değer kazanabilirdi. Ancak günümüzde Avrasyacılığı solculuk ile gerekçelendirmenin bir olanağı kalmamıştır. HHH ABD ve AB, kapitalizm ve emperyalizm bağlamında, kendi içinde bazı eksikleri ve yanlışları barındırmaktadır. Ancak bu durum, Rusya’nın ve Çin’in, ABD’den ve AB’den daha gelişmiş oldukları anlamına gelmez. Ayrıca AB ve ABD arasında da çok ciddi yapısal farklar bulunmaktadır. AB ülkeleri, ekonomik ve sosyal adalet konusunda da siyasal çoğulculuk ve demokrasi açısından da ABD’nin ilerisindedir. AB ideal bir düzene sahip olmasa da dünyada Almanya, Fransa, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Hollanda, Belçika, İspanya, İtalya gibi AB ülkelerinin gelişmişlik seviyesinden daha ileride olan başka bir ülke yoktur; AB ülkelerinin seviyesine ulaşan ülke sayısı da oldukça sınırlıdır. Britanya, Kanada, Japonya, Yeni Zelanda ve Avustralya gibi birkaç ülke bunların arasında sayılabilir. Rusya ve Çin, ekonomik ve sosyal adalet konusunda da demokratik siyasal gelişmişlik açısından da sınıfta kalmış ülkeler arasında yer alırlar. Rusya’da ve Çin’de devlet zengindir, ancak halk fakirdir. Devletin küresel çaptaki başarılarının halka orantılı bir yansıması yoktur. Çünkü Rusya’da ve Çin’de oligarşik güçlerin egemenliği söz konusudur. Rusya ve Çin kendi zenginlerini yaratırken, geniş halk kitleleri yoksulluk içinde mücadele vermektedir. Düşünce, ifade, yayın, medya ve örgütlenme özgürlüğü açısından da Rusya ve Çin, dünyadaki en geri kalmış ülkeler arasında yer almaktadır. Rusya ve Çin, hükümeti eleştirenlerin tutuklandığı, suikasta uğradığı, sınır dışı edildiği, sürgüne gönderildiği ve hükümetlerin göstermelik seçimlerle uzun yıllar yönetimde kaldığı ülkelerdir. Bu ülkeleri, antiemperyalizm, sosyalizm, toplumculuk, kamuculuk gibi kavramlar üzerinden yüceltmek, tutarsızlıktır. HHH Daha da garip olan, Rusya ve Çin, kendileri için Avrasyacı bir yaklaşım içinde değilken, Türkiye’de kraldan çok kralcı olanların, Avrasyacılığı savunmasıdır. Rusya da Çin de stratejik rekabete rağmen, Batı’dan kopmak, ABD ve AB ile ilişkilerini zayıflatmak değil, aksine bu ilişkileri geliştirmek için mücadele vermektedir. ABD’nin en büyük ticaret ortağı Çin’dir. AB’nin ikinci büyük ticaret ortağı Çin, beşinci büyük ticaret ortağı Rusya’dır. Çin’in en büyük ticaret ortağı ABD’dir, ikinci büyük ticaret ortağı AB’dir. Rusya’nın ikinci büyük ticaret ortağı Almanya’dır, beşinci büyük ticaret ortağı ABD’dir. Küresel kapitalist düzende ABD, AB, Rusya ve Çin ekonomisi böylesine iç içe geçmiş bir durumdayken, Türkiye’nin ABD’den ve AB’den koparak, Rusya’ya ve Çin’e eklemlenmesi savunulacak bir şey değildir. Çözüm Atlantikçilik de değildir, Avrasyacılık da değildir. Türkiye, ABD’nin, AB’nin, Rusya’nın ve Çin’in uydusu olmadan, Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, bağımsız bir ülke olmayı başarmalıdır. Bu da tek başına strateji oyunlarıyla gerçekleşecek bir şey değildir. Bağımsızlık için öncelikle, ileri uygarlık seviyesini yakalamak gerekir. İçişleri Bakanlığı, ülke genelinde 40 bin 690 personelin katılımıyla gerçekleştirilen “Aranan Şahıslar ve Göçmen Kaçakçılığı Uygulaması”nda, çeşitli suçlardan aranan 2 bin 475 kişinin yakalanarak, adli mercilere sevk edildiğini açıkladı. Bakanlık eşgüdümünde Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü birimlerince ülke genelinde eşzamanlı olarak “Aranan Şahıslar ve Göçmen Kaçakçılığı Uygulaması” yapıldı. Toplam 11 bin 536 ekip, 40 bin 690 personelin görev aldığı uygulamada, 3 bin 457 ikamette arama yapıldı. Uygulamada, yakalananlar arasında 2 yıla kadar hapis cezası ile aranan 502, 5 yıla kadar hapis cezası ile aranan 276, 10 yıla kadar hapis cezası ile aranan 109, 20 yıla kadar hapis cezası ile aranan 56 şahıs, 20 yıl ve üzeri hapis cezası ile aranan 14 kişi olmak üzere 957’si hükümlü, bin 518’i yakalama emri ile aranmakta olan toplam 2 bin 475 kişi yakalanarak, adli mercilere sevk edildi. Yakalanan şahıslar arasında adam öldürme suçundan 17, hırsızlık suçundan 302, yaralama suçundan 242, cinsel suçlardan 57, yağma suçundan 57, dolandırıcılık suçundan 82, uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan 77, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 3, FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak suçundan 4 İçişleri Bakanlığı’na bağlı çok sayıda birim uygulamaya katıldı. şahıs bulunduğu belirtildi. 16 kayıp bulundu 5’i çocuk 16 kayıp kişi de bulundu. Uygulamalarda 143 bin 888 kişi sorgulanırken, 430 düzensiz göçmen ve 10 organizatör yakalandı. Toplam 298 araca idari yaptırım uygulandı. Çok sayıda ruhsatsız silah, kesici ve delici alet ile muhtelif miktarda uyuşturucu madde ve 990 paket kaçak sigara ele geçirildi. l ANKARA/Cumhuriyet Dur ihtarına uymadı, polis ateşiyle öldü İstanbul Esenyurt’ta içinde 4 kişinin olduğu otomobilin sürücüsü polisin dur ihtarına uymayarak kaçtı. Şüphelilerle polis arasındaki kovalamaca TEM Otoyolu’nda devam ederken, şüpheliler yanlarındaki uyuşturucu maddeleri yola attı. Çatalca merkezine doğru giden araçtakiler polisin yolu kapatmasına rağmen durmayarak kaçmaya devam etti. O sırada polisin uyarı ateşi sırasında arka koltukta oturan E.C. (31) boynundan ve belinden yaralandı. Sürücü aracın direksiyon hâkimiyetini kaybederek kaldırıma çarptı. Şüpheli 3 kişi yaya olarak kaçmaya çalışırken polis tarafından yakalandı. Yaralı E.C. tüm müdahalelere karşın yaşamını yitirdi. l DHA Darbe girişiminde suikast timine mühimmat sağlayanlar tutuklandı FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast amacıyla İzmir’deki Çiğli 2. Ana Jet Üssü’nden Marmaris’e giden time mühimmat verdiği tespit edilen muvazzaf Astsubay M.G. ile emekli Albay E.U.K. tutuklandı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma çerçevesinde mahkeme, ihraç Üsteğmen F.S.Y’nin ise ev hapsi uygulanarak adli kontrol altına alınmasına karar verdi. Ayrıca, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturması kapsamında, daha önce görevinden ihraç edilen Sayıştay denetçisi İ.M, Manisa’nın Soma ilçesinde gözaltına alındı. İ.M. çıkarıldığı hâkimlikçe tutuklandı. l İZMİR/ Cumhuriyet, AA Dört gencin cesedi tarlada bulundu Manisa Ahmetli’de bir çiftçi, başlarından vurulmuş halde dört kişinin cansız bedenini buldu. Alacak meselesi yüzünden olduğu iddia edilen olayda yaşamını yitirenlerin kimlikleri Ümit Zangal (20), Serkan Zangal (23), Muharrem Zengin (22) ve Neşet Dalgın (25) olarak tespit edildi. Olay yerinde bulunan tüfeğin Zengin’in babasına ait olduğu ve Zengin’in eski Trabzonsporlu futbolcu Mehmet Zengin’in yeğeni olduğu öğrenildi. l İHA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ İlkçağda mezar üzerine toprak yığılarak yapılan küçük tepe... İtalya’nın en uzun ırmağı. 2/ Paylama... Bir ay adı. 3/ Eski Roma’da bir sirk içinde küçük çapta deniz savaşları yapılmak üzere kazılmış büyük havuz. 4/ Maksim Gorki’nin bir romanı... Peynir suyundan elde edilen ve taze olarak tüketilen tuzsuz peynir. 5/ Tonbalığına verilen bir başka ad. 6/ Bir soru sözü... Özellikle Meksika’da yaygın bir içki. 7/ Şaşma belirten bir ünlem... Büyük ve sert taş kütlesi. 8/ Asya’da bir çöl... Geminin arkası. 9/ “Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında kere döndü dünya” (Nâzım Hikmet)... Bütün maymun türlerini içine alan memeliler takımı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir akarsuyun açtığı derin vadi... Satranca benzer bir strateji oyunu. 1 234 5 678 9 1 AS TROFOB İ 2 DARA ALEV 3 İ DAD İ ECE 4 T İMİ İ Z 5 SAKATAT 6 S E AM İ P 7 ARK ER İ KA 8 YE L E AKOR 9 A N EMO F OB İ 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 2/ Yunan rakısı... Yapay ipek. 8 3/ Bir şeyin olmasına az kaldığını belirtmekte kullanılan 9 deyim sözü... Eski dilde su. 4/ Çok sert bir kayaç türü... Kalın bükülmüş sicim. 5/ Söz, konuşma. 6/ Üflemeli bir çalgı... Afrika’da yaşayan, bacakları beyaz çizgili bir hayvan. 7/ Kireç ve alçının bileşimine giren bir element. 8/ Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren sayı... Nişastalı tanelerin suyla kaynatılarak bulamaç kıvamına getirilmiş durumu. 9/ Mafya örgütünün suskunluk yasası... Satrançta bir taş. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] 1 ŞUBAT 2021 SAYI: 34813 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 1199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:41 08:08 13:23 16:02 18:27 19:49 Ankara 06:24 07:50 13:07 15:49 18:14 19:35 İzmir 06:46 08:10 13:30 16:16 18:40 19:59 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] ABDİran mücadelesi ve nükleer pazarlık Obama döneminde ABD, İran’ı “uluslararası sistem içine çekerek sınırlandırma” politikası izlemişti. 2015’te BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ABD, Çin, Rusya, Fransa ve İngiltere ile Almanya’nın İran’la imzaladığı nükleer anlaşma, işte o çizginin bir gereğiydi. Trump farklı bir yol izlemeyi seçti. İran’ı “uluslararası sistem içine çekerek sınırlandırma” yerine, onu siyasi ve ekonomik olarak baskılayarak hatta suikastlar düzenleyerek “terbiye” etme yolunu izledi. Arapİsrail normalleşmesinden İran’a karşı Arap NATO’su (Ortadoğu NATO’su) kurmaya uzanan pek çok Trump hamlesi, işte o çizginin gereğiydi. Biden’ın, İran’la nükleer anlaşma imzalayan Obama’nın yardımcısı olması, Biden döneminin “III. Obama” dönemi olarak isimlendirilmesini ve İran’la anlaşmaya dönme beklentisini doğurdu. (Biden döneminin “III. Obama” döneminden ziyade “I. Harris” dönemi olması, çok daha olası.) ABD lütfu değil, İran başarısı Nitekim Biden döneminin ilk günlerinde yapılan kimi açıklamalar bu beklentiyi güçlendirdi. Örneğin ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Org. Kenneth McKenzie, Trump döneminin son günlerinde İran’la bir savaşın eşiğinden döndüklerini açıkladı; Biden’la bir “fırsat dönemine” girildiğini savundu. Örneğin ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “İran yeniden anlaşmaya uymayı kabul ederse biz de anlaşmaya döneceğiz” dedi. Örneğin Biden, İran ile nükleer anlaşmanın mimarlarından Robert Malley’i, İran Özel Temsilcisi olarak atadı. Burada önemle belirtelim: Yeni ABD yönetiminin İran’la nükleer anlaşmaya dönme eğiliminde olması, bazı kesimlerce yorumlandığı gibi “Trump faşizminden Biden demokrasisine” geçişten kaynaklanan bir yumuşama değil, emperyalist ABD’nin hegemonyasının zayıflamasının ve İran’a diş geçirememesinin kaçınılmaz sonucudur. Dolayısıyla yeniden nükleer anlaşma imzalanabilmesi olasılığını bir ABD lütfu olarak değil, bir İran başarısı olarak yorumlamak gerekir. Anlaşmanın çerçevesi genişletme Yeni/yeniden nükleer anlaşmanın önünde iki temel sorun var: Birincisi, anlaşmanın çerçevesi aynı mı olacak? İkincisi, anlaşmanın özneleri aynı mı kalacak? Biden yönetiminin anlaşmaya dönebilmenin bir önşartı olarak anlaşmanın çerçevesini genişletmeyi masaya getirebileceği görülüyor. Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki’nin şu sözleri, bu bağlamdaki ilk pazarlık olarak okunabilir: “Başkan Biden, ABD’nin diplomasi yoluyla nükleer kısıtlamaları genişletmesi ve uzatması, İran’ın balistik füze programı ve bölgesel faaliyetleri de dahil endişe konularına temas edilmesi gerektiğine inanıyor.” Unutulmasın: Trump yönetimi, Obama’nın imzaladığı nükleer anlaşmadan çekilirken, tam da bu konuları gerekçe göstermişti! 2015 anlaşmasının başarısında önemli rol oynayan Moskova, bu yaklaşıma karşı çıkıyor. Rusya’nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dimitri Polyanski ülkesinin anlaşmanın kapsamının genişletilmesini desteklemediğini açıkladı. Anlaşmanın öznelerini genişletme İran’la yeni/yeniden nükleer anlaşmanın önündeki ikinci sorun ise anlaşmanın öznelerinin aynı kalıp kalmayacağı... Atlantik cephesi içinde öznelerin artırılması görüşü olduğu anlaşılıyor. Örneğin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un önerisi şöyle: “İran’la müzakereler oldukça katı olacak. Suudi Arabistan da dahil olmak üzere bölgedeki ortaklarımızı nükleer anlaşmaya dahil etmek gerekecek.” İran bu öneriye haklı olarak karşı çıktı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade’nin Macron’a yanıtı şöyleydi: “Nükleer anlaşma, BM Güvenlik Konseyi 2231 Sayılı Kararı’nca onaylanan çok taraflı bir uluslararası anlaşma, müzakere edilemez ve tarafları da açıkça belli ve değiştirilemez.” İlk çarpışma Burada önemli bir durum, Trump’ın ABD’yi anlaşmadan çekmiş olmasının, anlaşmayı ortadan kaldırmadığı gerçeğidir. Anlaşma ABD’siz olarak hâlâ uygulamadadır. İşte bu nedenle aslında mesele “yeni bir anlaşma” değildir, “mevcut anlaşmaya” ABD’nin dönüp dönmeyeceğidir. Haliyle Tahran’ın kendisine zemin alacağı gerçek budur. Bu “nükleer pazarlığın” sonucu, ABD açısından sadece İran’la ilişkilerinin gidişatını değil, Biden dönemi boyunca ABD’nin Çin’le, Rusya’yla ve Türkiye’yle ilişkilerinin de gidişatını etkileyecek bir ilk “güç mücadelesi” olacaktır. Yani ABDİran nükleer pazarlığı, bölgesel ve küresel güç mücadeleleri içinde bir ilk çarpışma olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle