28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 7 OCAK 2021 PERŞEMBE Valilik yasaklayınca Boğaziçili eylemi Güney Kampüsü’nden Kadıköy’e geçti DIRENIŞ BÜYÜYOR POLİS İFADE VERDİ Kapıya kelepçeye soruşturma Boğaziçi Üniversitesi’nde protestolar sırasında güney kampus ana girişindeki demir sürgülü kapıya takılan kelepçeyle ilgili inceleme başlatıldı. Edinilen bilgilere göre yapılan incelemede kelepçenin kapıya Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde görevli bir polis memuru tarafından takıldığı belirlendi. Polis memurunun üst amirlerinden talimat almadan kelepçeyi kapı demirlerine taktığı tespit edildi. Olayla ilgili bilgisine başvurulan polis memurunun, inisiyatif kullanarak kelepçeyi demir kapıya açılmaması amacıyla taktığını söylediği kaydedildi. Olayla ilgili kapsamlı incelemenin sürdüğü belirtildi.l DHA BÜYÜK KORKU Yanlış evleri bastılar Kadıköy ve Okmeydanı’nda iki evin yanlışlıkla basıldığı ortaya çıktı. Öğrenci avına çıkan polisler, Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi Muhtarı Sultan Aksu’nun evini bastı. Aksu yaptığı açıklamada, “Yaklaşık 10 polis evimizi bastı. Eşim zorla yere yatırıldı, beni de yere yatmam için çok defa uyardılar. o sırada çocuğum (7 yaşındaki kızı) uyanmış, yataktan ağlayarak olup bitenleri izliyordu. Buna rağmen yanına yaklaşmama izin verilmedi. O sırada ekiplere mahallenin muhtarı olduğumu söyledim. Polisler, muhtar olduğumu duyduktan sonra eşimin yerden kalkmasına ve hareket etmemize izin verdiler. Durumla ilgili tutanak tutup, bizlerden özür dileyerek evimizden ayrıldılar” dedi. Okmeydanı’nda ise Rüstem K. isimli yurttaş polisin yanlış ev baskınını şöyle anlattı: “Sabaha karşı büyük bir gürültü, patırtı ve hışımla çelik yelekli, uzun namlulu silahlarıyla polis evimizi bastı. Kapıyı açar açmaz yüksek sesle ve namlularını bize doğrultarak ‘yere yatın’ diye bağırarak çamurlu ayakkabılarıyla içeri daldılar. Bir kadının ismini vererek ‘hanginizsiniz’ diye sordular. Kendisini tanımadığımızı söyleyince, yanlış bir yer bastıklarını anlayınca tutanak tutup evden ayrıldılar.” l İSTANBUL İHD’DE AÇIKLAMA Çıplak arama dayatması Bir grup Boğaziçili öğrenci, gözaltındakilerin durumuna ilişkin İnsan Hakları Derneği’nde (İHD) bir açıklama yaptı. Gözaltına alınan arkadaşlarının çıplak arama dayatmasına maruz kaldıklarını belirten öğrenciler, “Artık gizlenemeyen çıplak arama, devlet yetkilileri tarafından kabul edilmemekte, gündeme geldiğinde iftira olarak nitelendirilmekte ve çıplak arama işkencesini uygulayan polisler hakkında işlem yapılmamakta, işkenceciler korunup kollanmaktadır” dedi. Öğrenciler, gözaltına alınan arkadaşlarının bir an önce serbest bırakılmasını istedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet AF ÖRGÜTÜ: İşkence iddiası araştırılmalı Boğaziçi Üniversitesi’ndeki protestolara katıldıkları gerekçesiyle yapılan ev baskınlarıyla en az 30 kişinin gözaltına alınmasının ardından Af Örgütü Türkiye Şubesi yazılı bir basın açıklama yaptı. Açıklamada, “Yetkililere, anayasal haklarını kullandıkları için gözaltında tutulan protestocuların derhal serbest bırakılması; protestolar ve gözaltı sürecinde gerçekleştiği iddia edilen işkence ve diğer türde kötü muamele iddialarının hızlı, bağımsız ve tarafsız bir şekilde soruşturularak, sorumluların adil şekilde yargılanması çağrısında bulunuyoruz” denildi. l Haber Merkezi KAYHAN AYHAN ÇAĞATAN AKYOL AKP’li Prof. Dr. Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’nde rektör ataması tepkiler sürüyor. Boğaziçili öğrenci gruplarının eylem çağrılarının ardından İstanbul Valiliği, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin kayyum rektörü protesto edecekleri eylemi dün salgın gerekçesiyle yasakladı. Bunun üzerine öğrenciler eylemlerini Kadıköy’e taşıdı. Sabah saatlerinden itibaren ise Boğaziçi Üniversitesi’nin çevresine ve kapısına çevik kuvvet polisleri yerleştirildi. Üniversite çevresinde toplanmaları engellenen öğrenciler, Güney Kampusu’nda bulunan rektörlük binası önünde toplandı. Öğrenciler alkışlarla ‘Kayyım rektör istemiyoruz’ ‘Melih istifa’ sloganları atarken, bu sırada gazeteci Cüneyt Özdemir’in YouTube canlı yayınına bağlanan Melih Bulu, camdan öğrencilere el salladı. Bu sırada dışarıdan ‘yuh’ sesleri duyuldu. Bulu, “Bu gösterileri nasıl yatıştıracaksınız?” sorusunu “BirazREKTÖR DANIŞMANI ISTIFA ETTI Boğaziçi Üniversitesi Rektör Danışmanı Zafer Yenal, görevinden istifa ettiğini duyurdu. Yenal, “Bir daha kapıları kelepçelenmiş üniversite görmemek için iyilik adına, güzellik adına daha sıkı çalışmaya devam edelim” dedi. dan çaykahve içeceğiz öğrencilerimizle. Boğaziçi'nin demokratik olarak kendini ifade etme şeyi var. Birbirimizi anlayacağız” diye yanıtladı. “Ben hard rock, Metallica dinleyen bir rektörüm” diyen Melih Bulu’yu öğrenciler Metallica’nın “Sad But True” (Acı Ama Gerçek) parçasını çalarak protesto etti. ‘Çay değil, istifa’ “Eyleme katılanlar Boğaziçili değil” söylemlerine tepki için öğrenci kartlarını gösteren Boğaziçili öğrenciler rektörün kendileriyle çay içme talebine ise “Çay değil istifa” diyerek bu talebi kabul etmedi. Arkadaşlarının serbest bırakılmasını isteyen Boğaziçililer gözaltında arkadaşlarına çıplak arama dayatması yapıldığını belirterek “Arkadaşlarımız serbest bırakılsın”, “Çıplak aramaya hayır” sloganlarını attılar. ‘Utanmanız yok mu?’ Bulu, günlerdir süren protestoların ardından dün ilk kez öğrencilerin arasına güvenlik görevlileriyle indi. Öğrenciler Bulu’yu “Seni istemiyoruz”, “Kayyum rektör istemiyoruz” sloganlarıyla karşıladı. Öğrencilerden biri Bulu’ya “Hocam hiç utanmanız yok mu?” diye sordu. Bulu bu sloganlar karşısında zoraki bir gülümsemeyle etrafına bakınmakla yetindi. Öğrencilerin “İstifa edecek misiniz?” şeklindeki sorusu üzerine Bulu, “Rektörlerin nasıl atanacağı belli. Dünyada rektörün seçimle olduğu örnekler çok az” ifadesini kullandı. Bulu’ya yöneltilen sorular ve bunlara verdiği yanıtlar, tepkiler sırasında sık sık kesildi. Öğrencilerden biri, Prof. Bulu’ya “Hocam gelin hep birlikte fotoğraf çekilelim Instagram’da paylaşın. Orada istifa mektubunuzu bakanlarımız gibi yayımlayın” teklifinde bulundu. Sorularına yanıt alamadıklarını ifade eden öğrenciler, istifa çağrılarını yineledi ve “Aynı cevapları verecekseniz biz arkamızı dönelim” diyerek tepki gösterdi. ‘Özgürlük istiyoruz’ Cumhuriyet’e konuşan Boğaziçili bir Fizik bölümü öğrencisi “Boğaziçi öğrencileri olarak özgürlük istiyoruz. Özgür düşünce olmadan bilim asla ilerlemiyor. Bilimsiz SİHA’ları ve İHA’ları nasıl yapacağız? Biz, rektörümüzü kendimiz seçtiğimiz zaman Boğaziçi’nin başarısı gayet ortadır” şeklinde konuştu. “Melih Bulu rektörümüz değildir” diyen öğrenciler, üniversitede bir süre bekledikten sonra okuldan çıkarak sahilden Beşiktaş’a kadar yürüyüşe geçti. Polisin tüm engellemelerine rağmen öğrenciler, Kadıköy’e geçerek eylemlerine devam ettiler. Öğrencilerin Kadıköy’e gidişi sırasında yoldan geçen sürücüler, arabalarının kornalarıyla destek verdi. YASAK KARARI SONRASINDA ÖĞRENCILER KADIKÖY RIHTIM MEYDANI’NDA TOPLANDI Kayyımlar gidene kadar mücadele Valiliğin Sarıyer ve Beşiktaş’ta eylem yasağı kararı almasının ardından öğrenciler Kadıköy Rıhtım Meydanı’nda toplandı. Eylem öncesi Kadıköy rıhtımda geniş güvenlik önlemleri alan polis meydanı çember altına aldı. Meydana ilk olarak CHP Kadıköy Gençlik Kolları “Gençlik gelecek, gelecek özgürleşecek #BogaziçiDireniyor” pankartı açarak giriş yaptı. Daha sonra birçok öğrenci kurumu, sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti üyesi meydanı doldurdu. “Kayyım rektör istemiyoruz” sloganlarının atıldığı meydanda yurttaşlar “Kayyımla gelen direnişle gider”, “tek terörist sizsiniz”, “gözatılar serbest bırakılsın” dövizleri taşıdı. Rıhtım doldu Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin Beşiktaş’tan vapurlarla gelmesiyle birlikte Rıhtım Meydanı doldu. “Direnişimiz biter mi sandın” pankartı arkasında “Seni rektör yaptırmayacağız” sloganıyla alana giren öğrenciler coşkuyla karşılandı. Yapılan açıklamada, “Çevremiz polislerle dolu. Gözaltına alınan arkadaşlar yanımızda değil. Şimdi hep beraber buradayız. Kayyım rektörün iddialarının aksine biz burada üniversitenin azınlığını değil, tümünü temsil ediyoruz. Biz kayyım atamalarına karşıyız. Kayyım uygulamalarının bizi geri götüreceğini biliyoruz. Vazgeçmeyeceğiz. Sadece üniversiteler değil hem STK’ler hem belediyeler bu uygulamayla karşı karşıya. Kayyımlar gidene kadar, gözaltına alınan arkadaşlar bırakılana kadar konu kapanmayacaktır” ifadeleri kullanıldı. Öğrenciler taleplerini şöyle sıraladı: “Gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın. Kayyım olarak atanan Melih Bulu ve tüm rektörler acilen istifa etsin. Tüm üniversitelerde rektörlük için üniversite bileşenlerinin rızası gözetilerek demokratik seçimler düzenlensin. ” Boğaziçili öğrencilerin ardından çeşitli üniversiteden gelen öğrenciler tek tek söz alarak, dayanışma çağrısı yaptı ve gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılmasını talep etti. Eylem Bandista Müzik Topluluğu’nın dinletisiyle son buldu. Her gün eylem Öte yandan eylemde Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, yarından itibaren her gün saat 11.00 ile 16.00 arasında üniversite önünde kesintisiz eylem yapacaklarını duyurdu. İzmir, Ankara, Muğla, Aydın ve Manisa’da dün düzenlenen eylemler de Boğaziçi Üniversitesi’ne “kayyum rektör” atanması ve öğrencilerin gözaltına alınması protesto edildi. ODTÜ ve Boğaziçililerin eylemine polis müdahale edip 4 öğrenciyi gözaltına aldı Hepimiz aynı gemideyiz eylemi Ankara’da bulunan Boğaziçi üniversitesi öğrencileri Milli Kütüphane önünde toplanarak Eser Parkı’na yürümek istedi. Ancak salgın gerekçesiyle eyleme izin vermeyen polis, “Yapmış olduğunuz eylem Ankara Valiliği’nce yasaklanmıştır, dağılın” çağrısının ardından öğrencilere müdahale etti. 4 öğrencinin gözaltına alındığı belirtildi. Eylemlere ODTÜ’den de ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ diyerek destek geldi. ODTÜ Fizik çimleri önünde toplanan öğrenciler, ODTÜ Rektörlüğü’ne yürüdü. Eylem öncesinde ise üniversitenin girişçıkış kapılarını çok sayıda polis ablukaya aldı. Okula, dışarıdan girişçıkışlara izin verilmedi. “Verşan Kök ODTÜ’ye rektör olamaz” ve “AKP üniversitelerden elini çek” sloganları atan öğrenciler, rektörlük önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Atamanın, “iktidarın üniversiteleri kendi politik ‘BİLİM İÇİN ATAMADAN VAZGEÇİLMELİ’ ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği de yazılı açıklama yaparak rektörlerin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanmasının akademik özerkliği tamamen ortadan kaldırdığı vurgulandı. Açıklamada, “Atama yoluyla bu görevlere gelen meslektaşlarımız, zorunlu olarak öncelikle kendilerini atayan makamlara karşı sorumlu olurlar. Ancak bilim insanları bilime karşı sorumludur. Boğaziçi ve benzeri üniversiteleri hâlâ başarılı kılan ve saygınlıklarının sürdürülmesini sağlayan temel unsur, bu üniversitelerin çalışanlarına ve öğrencilerine bilimsel ideallerini gerçekleştirebilecekleri özerk bir akademik ortam sağlayabilmiş olmalarıdır. Ülkemizin kalkınması ve demokratikleşmesi için elzem olan bilimsel gelişmenin sağlanması için sorumlu olan yöneticiler, bu itiraza saygı duymalı ve akademik özerkliğin bilimsel üretim için zorunlu olduğu bilincindeki bütün bilim insanlarını rahatsız eden bu atama sisteminden vazgeçmelidir” ifadeleri kullanıldı. ihtiyaçları ve sermayenin çıkarlarına göre dönüştürme gayesiyle yapıldığı” kaydedilen açıklamada, rektör atamaları, baskılar ve saldırılar ile üniversitelerin özgür düşünceden ve demokratik yapıdan uzaklaştırıldığı vurgulandı. Açıklamada, “Üniversiteliler ses çıkarmayan, iktidarın emrinde, biat eden, tek tipleşmiş bir kalıba sokulmaya çalışılıyor. Üniversitelere yapılan topyekun saldırıların bir parçası olan atanmış rektörlere karşı durmak, özgür ve demokratik üniversiteyi savunmaktır. ODTÜ Öğrencileri olarak üniversiteleri arka bahçesine dönüştürmeye çalışan iktidara ve yaptıklarına karşı mücadele edeceğiz, kayyımyandaş rektörlere geçit vermeyeceğiz” denildi. Öğrencilerin ardından EğitimSen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi de açıklama gerçekleştirdi. Şarkı hazırladılar Öte yandan ODTÜ Marksist Fikir Topluluğu üyesi öğrencilerin, Boğaziçi öğrencilerine destek için şarkı hazırladı. Şarkı “Bak bir varmış bir yokmuş OHAL’de yine, yeni kayyım atanmış Boğaziçi’ne. İşte bir gece vakti kâbus böyle başlamış. Ertesi gün tüm okul direnişe başlamış” sözleriyle başlıyor. l ANKARA/Cumhuriyet Kitle imal silahları! En tehlikeli silah türlerinin başında kitle imha silahları (KİS) gelir. Adı üstünde kitleleri imha etmeyi amaçlar. KİS’ler “nükleer, biyolojik ve kimyasal” olmak üzere üç alt gruptan oluşur. Her biri ötekinden vahşi! Bir nebze vicdan sahibi olan yöneticiler bu silahların tümüyle yasaklanmasından yana tavır koyar. Uluslararası anlaşmalar yapılır. Ne var ki emperyalist emelleri olan devletler, diktatoryal yönetimler bu tür silahları da envanterlerine koyarlar. Ancak kitleleri imha etmek için değil ama yeni bir kitle imal etmek için de yöntemler üretilir. Böylece tamamen iktidar güdümünde bir toplum yaratılmak istenir. Bunun tarihteki en bilinen örneği Hitler’dir. Nisan 1945’te Sovyet tankları Berlin’e girinceye kadar Almanlar, Hitler ordularının Moskova önlerinde olduğuna inanıyordu. Çünkü Alman medyası öyle yazıyordu! HHH Türkiye’de de her şeyi iktidarın istediği gibi yazıp söyleyecek bir medya, iktidarın istediği yönde hareket edecek bir toplum, iktidar söylemlerini bayrak yapacak örgütler isteniyor. Bunun için gerekli olan araç ve yöntemlere toplu olarak şu adı versek uygun düşer: Kitle imal silahları! Demokrasilerde topluma nasıl düşünmesi gerektiği öğretilir, otoriter yönetimlerde ne düşünmesi gerektiği anlatılır. Demokrasilerde medya dördüncü kuvvettir, halka gerçekleri aktarır. Otoriter yönetimlerde medya, iktidarın halka söylemek istediklerine aracıdır. Demokrasilerde medya gücü diye tarif edilen kamuoyunda etkili bir güç vardır. Otoriter yönetimlerde medya gücü yoktur, güçlerin medyası vardır. Demokrasilerde sivil toplum kuruluşları fikir ve ifade özgürlüğünün etkili bir şekilde kullanımının aracıdır. Otoriter yönetimlerde bu tür kuruluşlar yerine halkın iktidar sopasını hissetmesini sağlayacak sözüm ona sivil örgütler kurulur. Sonunda iş o noktaya varır ki, demokrasinin olmazsa olmazı olan bütün kurumlar ve değerler iktidar aracına dönüşür. İşte Türkiye’de bu zorlamayla karşı karşıyayız. AKP, kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörist, hain ilan etmekle kalmıyor. Ne yapıyor? Onlara karşı, halkın içinden karşıt üretmeye girişiyor. Kutuplaşmadan beter bir durum. Kutuplaştırma var olan karşıt düşünceleri derinleştirip çatıştırmayı, böylece iktidarın tabanını birleştirmeyi hedefler. Muhalefete karşı toplumun içinde yaratılan karşıt örgütleme ise devleti yıkar. HHH Bu yıkıcı etkisi nedeniyle kitle imal silahı benzetmesini yaptık. Son olarak AKP, İlker Başbuğ, Fikri Sağlar ve Can Ataklı için 81 ilde suç duyurusunda bulunma kararı aldı. Bizce az, 973 ilçenin ne eksiği var? AKP, bu yolla hangi ilde hangi savcının ne tür davranış içinde olduğunu test etmiş olacak. Her birini zorlu bir sınav bekliyor. İlk iddianameyi yazan tez zamanda başsavcılığı, orada da böyle bir testi geçen de Yargıtay üyeliğini kapar! Böyle bir kitle imal etmeye girişmek AKP’nin ne kadar işine yarar bilemeyiz ama Türkiye’yi yeni gerilimlere sürükleyeceği kesin. Noktayı bugünü en iyi anlatan diktatörlük tarifiyle koyalım: Diktatörlük, bir kişinin milyonlarca insana hükmetmesi değildir, milyonların bir kişiye boyun eğmesidir! Hiç denemeyin... Bu, Türkiye’de mümkün değil! Uzun namlulu silahlarla öğrenci avı sürüyor Boğaziçi Üniversitesi protestosu nedeniyle öğrencilere yönelik operasyonlar dün de devam etti. Uzun namlulu silahlar kullanan özel harekât polislerinin katıldığı Operasyonlar dün de sürdü. operasyonlarda 14 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların sayısı 36’ya yükseldi. Boğaziçi’ndeki pretostoların ardından haklarında “2911 sayılı Kanun’a muhalefet” ve “görevli memura mukavemet” suçlamalarıyla yakalama kararı çıkarılanlara yönelik dün sabah 33 adrese baskınlar düzenlendi. Şişli ve Maltepe’deki ev baskınlarında 14 kişinin gözaltına alındığı açıklandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Bulu’dan polise teşekkür Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, dün bir canlı yayına katılarak, kendisine yöneltilen eleştirileri yanıtladı. Öğrencilerin eylemine sert müdahalede bulunan polislere teşekkür eden Bulu, “İtiş kakış yapanlar Boğaziçililer değil, dışarıdaki unsurların içeri girmeye çalışmasında oldu. Polis inanılmaz bir ajitasyon olmasına rağmen en ufak bir şey yapmadı. Türk polisini ben bir kez daha tebrik etmek istiyorum. Emniyet müdürümüzle sürekli iletişim halindeyiz” diye konuştu. Üniversite kampüsünde düzenlenen devir teslim törenini cüppelerini giyip arkalarını dönerek protesto eden akademisyenlere ilişkin ise Bulu, “Sırtını dönen hocalarla yavaş yavaş konuşacağım. Beni tanıyanlar orada yoktur diye düşünüyorum. Ama Boğaziçi’nin kültürü, isteyen sırtını döner isteyen elini sıkar” dedi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle