28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 7 OCAK 2021 PERŞEMBE HABER CHP’nin ‘Adaletsizlik Envanteri’ raporunda, gazetemize verilen ilan kesme cezalarına dikkat çekildi Ayrıntılar Boğaziçi rektörsüz de olur! Üniversite ne demektir? Sözlük şöyle diyor: “Yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırmalar ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri birim ve bölümlerden oluşan, bilimsel özerkliği ve kamu tüzelkişiliği bulunan kamu kuruluşu”. (Ali Püsküllüoğlu/ Büyük Sözlük) Bizde bu tarife uyan üniversite var mı? Eğer yanıt “evet” ise bu, Boğaziçi, ODTÜ gibi bir iki örnekten dolayıdır. Üniversitelerin varlığı; özgür tartışma, araştırma koşullarının garanti altına alınmasına bağlıdır. O çatı altında herhangi bir kutsaldan söz edilemez. Din, tanrı, millet, bayrak, mezhep akla gelen ne varsa tartışılır. Özerktir üniversiteler. HHH Üniversiteler hangi ülkede olursa olsun, işlevi gereği tüm insanlık adına araştırma yapar. Depremle ilgili bilgi edindiklerinde tüm dünyaya duyururlar, uzayın kimi gizlerini çözme konusunda adım atıldığında bütün insanlığın başarısıdır bu. Aşı çalışmalarında olduğu gibi, farklı milletlerden insanlar bilgileri paylaşarak mücadele eder. Diyeceğim, devletlerin sınırları vardır, bilim sınırsızdır. Bilim insanları da milliyetsiz, cinsiyetsiz, devletsizdir. Aklı başında siyasiler, gelişkin liberal demokrasiler bunu bilir. Üniversiteden hoşlanmasalar da gerekli saygıyı gösterirler, kaynak aktarırlar, fikirlerini söylemeleri için hukuksal zemini sağlarlar. Üniversite akıl dışında herhangi bir yere dayanmaz. Bilimsel bilgi dışında ölçü yoktur. Gözlem, deney kaçınılmazdır ve elbette kanıta dayalıdır ortaya konan her tez. Tüm bunlar zahmetli işlerdir. Çoğunlukla koca yaşam bu uğurda sürer ve sonunda para, şöhret de gelmez genellikle. HHH İnsan niye üniversiteye emek verir? Meraklıdır, temel soruları vardır. “Neden varım?” der, “Bizim dışımızda nasıl bir evren var” diye sorar örneğin. İnsan olmak “değer” yaratmakla ilgilidir. Bu değerler düşünerek oluşur. Düşünmek sanıldığı kadar kolay değildir. Kavramlar gerekir, yöntem zorunludur. Üstelik kişi, kendi ömründe tüm soruların yanıtını bulamayacağını bildiği halde yola devam eder. Kitlelerin pek de ondan hoşlanmayacağını sezer üstelik. Boğaziçi önemli bir üniversitedir. Son yıllarda gücünü hayli yitirdiyse de geleneği olan, ilkelere bağlı, ülkemizin en önemli kurumlarından biridir. Elbette ülkenin en başarılı çocuklarının okuduğu, saygın hocalarının bulunduğu bu üniversitenin nasıl yönetileceği ciddi sorundur. Bu kadar nitelikli insanı canınız istediği gibi yönetemezsiniz! Diyeceğim ama öyle değil yazık ki! HHH Saray için Nihat Hatipoğlu ile Melih Bulu arasında fark yoktur. Ülkede her konuda kararı veren kişi, “üniversite ne anlama gelir”, “nasıl işlemelidir”, diye kimseye sormaya gerek duymaz. Yapılan atamanın ölçüsü de akademik değildir bu yüzden. Hatta bir ölçü var mıdır, o bile belli değildir. İçinde bulunduğumuz yönetim sistemi damadı ekonomi bakanı yapma yetkisi verdiğine göre, Melih Bey’i de Boğaziçi rektörü yapar. Boğaziçi direnişi önemlidir. Okuryazar kesim ses vermek zorundadır. Ülkede bütün teraziler bozuk, buranın da öyle olması doğaldır. Ancak birilerinin çıkıp bunu dile getirmesi önemlidir. Baro direnişlerinin ardından “sonuç hüsran oldu, ne değişti” diyenler yanılmaktadır. Toplum sessiz şu an belki, ancak keyfi yönetim her haneyi, bireyi artık doğrudan etkiliyor. Saray bunu bildiği için memleketin yarısını terörist ilan etti. HHH Gelelim “yetmez ama evet” tayfasına; geçen günkü yazımdan pek alınmışlar “Ne ilgisi var 2010 ile bugün olanların” diye soruyorlar. Üniversite sorununu konuşuyoruz madem, o halde en basit ilkeyi, nedensonuç ilişkisini bilmemek mümkün müdür? Dergilerinizin kapaklarında boy boy siyasal İslamcıları överseniz, gazete köşelerinde bunları yere göğe koymazsanız, sonuç böyle olur. Elinde kalem olan kimse “kandırıldık” diyemez. Bu ne akademisyen tavrıdır ne aydın! Daha dün birlikte AB’ye giriyordunuz, ne oldu? Bugün niye anımsatıyorum onları derseniz, şundan: Gençler sosyal medyada “Ben 2010’da dokuz, on yaşındaydım, neden AKP’den sorumlu olayım” diye çıkıştılar. Genç öfkelidir, anlarım. Şunu anımsatmak isterim: 12 Eylül 1980’de ben dokuz yaşındaydım ve darbe sürecinde payım yoktu. Lakin ömrüm o neoliberal çizginin üçkâğıtlarıyla geçti. Demem o ki tarih bu türden tasnifler yapmaz, Evren, Özal, Erdoğan çizgisi aynıdır. Bu iklimi yaratan akademisyenleri, siyasileri, gazetecileri bilmeden sadece hayaletlerle mücadele etmiş olursunuz. HHH 12 Eylül 1980’de, ben dokuz yaşındayken gerici darbe yapıldı, 12 Eylül 2010’da siz dokuz yaşındayken işlem tamamlandı. Kimin nerede olduğunu bilmekte yarar var. Geç kalan sınır dışı kararı ihlal kabul edildi Anayasa Mahkemesi, sınır dışı etme kararına karşı açtığı davada geç karar verilerek, fiilen sınır dışı edilmesi önlenemeyen Özbek asıllı K.S’nin bireysel başvurusunda ihlal kararı verdi. Yasal yollarla ailesiyle Türkiye’ye gelen K.S., terör örgütü IŞİD bağlantısı gerekçesiyle gözaltına alındı. Sınırdışı edilmesine karar verilen K.S., ülkesinde can güvenliği olmadığını söyleyerek yürütmenin durdurulmasını talep etti. Mahkeme işlemini yürütmesini durdurdu ancak K.S. dava sürerken sınır dışı edildi. AYM’ye başvuran K.S hakkında, kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilerek 26 bin lira tazminat ödenmesine hükmedildi. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Gerçeği yazma’ diyorlar Ayrıntılar Ayrıntılar MAHMUT LICALI CHP’nin 2020 yılında yaşanan hukuk CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, 2020 yılındışı uygulamaları sıraladığı raporunda; basın özgürlüğü, ifade hürriyeti da Covid19 salgınıyla birlikte Türkiye’de büyük bir ve gösteri hakkı başta olmak adaletsizlik pandemisi yaşandığını belirterek, geçen üzere birçok alanda özgürlüklerin yıl ülke genelinde yaşanan hukuk dışı uygulamalaMuharrem Erkek sınırlandırıldığı gözler önüne serildi. rı “Adaletsizlik Envanteri” adıyla raporlaştırdı. Erkek, şu tespitlerde bulundu: basım, dağıtım ve satış yasağı geti tirilen teklifle koşullu salıverme ve rildi. Yalova Gençlik Kolları üyele denetimli serbestlik sürelerinde del İLAN YASAKLARI: Cumhuriyet, rimiz hakkında, “15 Temmuz’dan ğişikliğe gidildi. Kabul edilen teklif, Sözcü, Birgün, Korkusuz ve Evren Sonra AKP, FETÖ’ye Selam OHAL’e örtülü bir af düzenlemesi niteliğinsel gazeteleri, Basın İlan Kurumu Devam” adlı kitapçığı dağıttıkları de olurken; şiddet içermeyen eylemtarafından verilen ilanların kesil için dava açıldı. ler kapsam dışında tutularak eşitlimesi cezalarıyla ekonomik açıdan l AİHM VE AYM KARARLARI UY ğe aykırı bir düzenleme yapıldı. zor durumda bırakıldı ve adeta on GULANMADI: AYM tarafından veril BAROLARA BÖLME, STK’LERE lara “gerçekleri yazma” denildi. len karar yerel mahkeme tarafın KAYYUM: Bağımsız ve tarafsız yarl RTÜK CEZALARI: 2020 yılı bo dan uygulanmadı. AİHM’nin Türki gıyı yok eden, baroları siyasallaştıyunca “yandaş” kanallara yalnız ye hakkında verdiği karar da anaya ran, bölen ve Barolar Birliği delege ca 400 bin lira para cezası verilir sa aykırı bir şekilde yok sayıldı. sistemini temsilde adalete aykırı biken, iktidarın eleştirildiği kanallar l CUMHURBAŞKANINA HAKAçimde değiştiren yasa kabul edildi. da bunun tam 25 katına denk düşen RET SUÇLAMALARI: AKP Genel Dernek ve STK’lerin başına kayyım 10 milyon liralık ceza kesildi. Halk Başkanı’na hakaret iddiasıyla 10 atanmasına olanak veren, sivil topTV ve TELE 1 ekranlarının uzun sü binlerce yurttaş yargılandı. Partili lum üzerindeki vesayeti ağırlaştıre karartılması 2020’nin bu alanda Cumhurbaşkanı’na yönelik yapılan ran teklif de hayata geçti. ki karanlığını yansıttı. her eleştiri hakaret sayıldı. l BERBEROĞLU’NA HUKUKSUZl GAZETECILERE DAVALAR: Gal PANDEMI YASAKLARA GEREKÇE LUK: CHP Milletvekili Enis Berbezetecilik yaptıkları için ve yalnızca OLDU: Türkiye’nin dört bir yanın roğlu hakkında AYM’nin oybirliği haberleri nedeniyle çok sayıda ga da önlem alınması koşuluyla kut ile aldığı karara karşın hak ihlallezeteci cezaevine atıldı. Gazeteciler; lanmak istenen milli bayramlar, ik ri devam etti. İlk derece mahkemesi askeri ve siyasi casuslukla suçlan tidar tarafından pandemi gerekçe tarafından AYM kararı uygulanmadı. Ömrünü FETÖ ile mücadeleyle siyle engellendi. Yine haklarını sa dı ve yeniden yargılama başlamageçirmiş Sözcü ve Cumhuriyet Ga vunmak için yürüyüş yapan maden dı. Seçilmiş bir milletvekili olarak zetelerinin yazarları ve yöneticileri ciler, baro başkanları, çeşitli STK ve Meclis’te görevini yapamadı. kumpas davalarıyla yargılandı. sendika temsilcilerine aynı gerekçe l İSTANBUL SÖZLEŞMESI TARTIl CHP’NIN YAYINLARI TOPLATIL lerle yasak getirildi. Ancak AKP’nin ŞILDI: İstanbul Sözleşmesi’ni tartışDI: CHP’nin “21 Soruda FETÖ’nün siyasi faaliyetleri ve kalabalık mi maya açarak zayıflatan AKP döneSiyasi Ayağı”, “Arpalık Aile Şirke tingleri engellenmedi. minde kadına şiddet ve kadın cinati” ve “10 Maddede Kıdem Tazmina l ÖRTÜLÜ AF, EŞITLIĞI IHLAL ET yetleri sürekli artış gösterdi. 2020 tında Fon Aldatmacası” yayınlarına TI: İnfaz düzenlemesi adı altında ge yılında en az 300 kadın katledildi. HENDEK DAVASI BAŞLADI Ölen işçilerin aileleri, sorumluların cezalandırılmasını istedi. Çift elle tuttuk, bırakmayız Sakarya’nın Hendek ilçesinde geçen yıl meydana gelen havai fişek fabrikası patlamasıyla ilgili açılan davanın ilk duruşması Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görüldü. Mahkeme, salonun yetersizliği nedeniyle davayı 15 Mart’a ertelerken tutuklu yargılanan 5 sanığın ise tutukluluk hallerinin devamına kararı verdi. Duruşmanın ardından patlamada yaşamını yitiren kişilerin yakınlarına açıklama yapan Avukat Can Atalay, “15 Mart’ta herkes gelecek. Herkes salona girecek, sanıkların yüzüne bakacak. Çift elle tuttuk, bırakmayacağız” dedi. Duruşma öncesi patlamada yaşamını kaybedenlerin yakınları Sakarya Adalet Sarayı önünde toplandı. Acılı aileler davanın görüleceği mahkeme salonuna girmek istedi. Mahkeme salonunun küçük olması ve kişi sınırlamasının bulunması nedeniyle aile yakınları ve güvenlik güçleri arasında tartışma yaşandı. Pandemi koşullarından dolayı 50 kişi kapasiteli mahkeme salonuna 25 kişi alındı. Ölen işçilerden Sebahattin Tepeçınar’ın ablası Hatun Tepeçınar, patlamanın ihmal sonucu meydana geldiğini vurgulayarak, “Cinayet aletlerini kendi elleriyle kardeşlerimize yaptırdılar. Bunun patlayacağını işçi arkadaşlarımız 1 hafta, 10 gün önce söylemişler. ‘Burası patlayacak, ısındı, yanıyor’ diye kaç kere uyarmışlar” dedi. ANTALYA CEZAEVİ’NDEN YENİ İDDİALAR 6 intihar girişimi daha LEYLA KILIÇ Antalya E Tipi Kapalı ve Açık Cezaevi’nde son bir hafta içerisinde yaşanan 3 intihar vakasının ardından önceki gün de 6 mahkumun intihar girişiminde bulunduğu ortaya çıktı. Cezaevi idaresi tarafından tutulan tutanaklarda mahkumların izolasyon koğuşu gibi COVID19 önlemlerine uymak istemedikleri için idareyi proteste ettiklerini söylediği yer aldı. Antalya Kapalı ve Açık Cezaevi’nde 5 Ocak günü 6 mahkum daha cezaevi idaresinin tutumuna karşı intihar girişiminde bulundu. Kurum idaresi tarafından tutulan tutanakta, “Acil çağrı butonuna basılması üzerine görevli memurlar hükümlülerin bulunduğu odaya girerek ne olduğunu sordu. Hükümlü Necati N’nin revirden verilen ilaçları stok yaparak içtiği, odada kalan diğer tutukluların duruma müdahale ettiğini söyledi. Hükümlü Mesut T. de revirden verilen ilaçları stok yaparak içtiğini söyledi. 112 acil servis çağrılarak yapılan tetkikler sonucunda Necati N., Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderildi” denildi. Kendilerini kestiler Aynı gün hükümlü Mesut T’nin hastaneye sevk edilmediği için koğuşta bulunan 4 tutuklu ile kendilerini keserek intihar girişiminde bulunduğu da tutanakta yer aldı. Hükümlüler Mesut T., Sarper K., Umut E., Veli G. ve Akıncan S.’nin kendilerini keserek intihar girişiminde bulunduğu anlatılan tutanakta, “Neden kendilerini kestikleri sorulduğunda; birbirlerine destek olarak hastaneye gitmek için kendilerini kestiklerini beyan etmişlerdir. Kuruma gelen 112 acil servis personeli hükümlülere neden kendilerini kestiklerini sorduklarında, ‘Amacımız hastane sevk değil, kurumlar arası sevk. Sevk edilmediğimiz sürece böyle eylemlere devam edeceğiz’ demişlerdir” ifadeleri kullanıldı. Mahkumların, Adalet Bakanlığı’nın belirlediği izolasyon koğuşu gibi COVID19 önlemlerine uymak istemedikleri için idareyi protesto amacıyla intihar girişiminde bulundukları öğrenildi. İKİ JANDARMA PERSONELİ Dink davasında iki kişi için tutuklama kararı AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 76 sanıklı davaya dün devam edildi. Mahkeme heyeti, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri Volkan Şahin ve Veysel Şahin hakkında, cinayeti daha önceden bildikleri ancak yetkili makamlara bildirmediklerine dair dosyada delillerin olduğu gerekçesiyle tutuklama kararı verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Muharrem Demirkale, başka suçtan tutuklu sanıklar Hamza Celepoğlu, Mehmet Uçar Ses ve Görüntülü Bilişim (SEGBİS) aracılığıyla katılırken tutuksuz sanıklar Önder Araz, Ali Barış Sevindik, Ali Öz, Mustafa Küçük, Emre Cingöz, Gazi Günay ve Celalettin Cerrah geldiler. ‘Sabıkalanmak istemem’ Mütalaada, “Görevi kötüye kullanmak” suçundan 3 aydan 1 yıla kadar hapsi istenen dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah savunmasında, “Trabzon valisinin konuyu İstanbul valisine bildirmesi gerekirdi. Hatta bu tür konularda İçişleri Bakanlığı’nın bilgilendirilmesi gerekir. Görevim esnasında herhangi bir esnekliğim yoktur. 47 yıl hizmet ettiğim devletimde ufak da olsa sabıkalanmak istemem” dedi. ‘Şifai olarak söyledi’ Mütalaaya ilişkin beyanda bulunmak için söz verilen Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz ise mahkeme başkanının İstanbul Emniyeti’nden gelen yazıyı hatırlatarak kaçma girişiminde bulunduğunu sorması üzerine, herhangi bir kaçma girişimi olmadığını belirtti. Öz, savunmasında, “Öldürme olayı meydana gelene kadar Dink adını bilmiyordum. Olaydan sonra gazeteci olduğunu ve Agos’ta çalıştığını öğrendim. Emrimde çalışan personel Hrant Dink’in öldürüleceği bilgisini alıyor ve sabah toplantıda şifai olarak söylüyor. Bunu kayıt altına almıyor. Bunu kim rapor haline getirecek ve imzaya açacak görev tanımı açık. Görevini zamanında yapmayan personel yanlış davranmıştır” dedi. Adli kontroller kaldırıldı Sanıklar Volkan Şahin ve Veysel Şahin hakkında tutuklama kararı veren mahkeme heyeti, sanıklar Ecevit Emir, Ali Öz ve Emre Cingöz hakkındaki adli kontrolün kaldırılmasına, yurtdışına çıkış yasağının ise devamına hükmetti. Duruşma yarın devam edecek. İLGİNÇ GEREKÇELİ KARAR Vekile ‘köpek’ diyene beraat AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan’a sosyal medya hesabından hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanan sanık hakkında beraat kararı verildi. Kararda, “köpek demenin hakaret kabul edilmesi halinde köpeklere de hakaret edilmiş olabileceği” kaydedildi. Sözcü’nün haberine göre, AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan, Ağustos 2019’da kendisine sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla hakaret ettiği gerekçesiyle M.S. hakkında suç duyurusunda bulundu. Anadolu 58. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanık M.S. savunmasında, “Telefonumda kızım tarafından yüklenmiş Facebook uygulaması vardır. Ancak bana okuduğunuz ve müştekiye yönelik sözleri yazıp yazmadığımı hatırlamıyorum. Böyle bir durum varsa kendisinden özür dilerim” dedi. Davayı karara bağlayan mahkeme, M.S. hakkında beraat kararı verdi. ‘Köpekler dostumuzdur’ Mahkemenin gerekçeli kararında, “yelloz” kelimesinin kelime anlamlarına yer verilerek, anlamları itibarıyla incelendiğinde argo nitelikli sözlerin, muhatabının onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmadığı belirtilerek, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı kaydedildi. Paylaşımdaki “köpek” sözüne ilişkin, “Köpeklerin havlayarak kendilerini ifade ettikleri, bir insana aslan, kaplan dendiğinde hakaret iddiasının mevcut olmadığı, köpek dendiğinde hakaret iddiası mevcut olsa da köpeklerin de diğer hayvanlardan farkının bulunmadığı, köpeklerin zaman zaman evimizde bizimle yaşayan, deprem gibi doğal afetlerde hayat kurtaran, uyuşturucu maddelerde suç ve suçluyla mücadele esnasında yardımcı olan sevimli dostlarımız olduğu” ifadelerine yer verildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle