25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 7 OCAK 2021 PERŞEMBE ‘Tablet alamadı intihar etti’ Mersin’in Tarsus ilçesinde kahvehanecilik yapan Orhan Erten’in (42), çocuklarına tablet alamadığı ve kredi borçlarını ödeyemediği için intihar ettiği öne sürüldü. CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır Twitter’dan paylaştığı mesajda “Tarsus İnköy’de, aylardır kapalı olan işyeri nedeniyle kredi borçlarını ödeyemeyen ve çocuklarına tablet alamayan 42 yaşındaki dört kız çocuğu babası kahvehaneci Orhan Erten intihar etti. Esnafa sırtını dönen, onları açlığa terk eden saray iktidarı bu intiharların sorumlusudur” dedi. l Haber Merkezi Cansız bedeni bulundu Bingöl’de 4 gündür haber alınamayan müzisyen Deniz Ayaz’ın (35), Sarıçiçek köyü kırsalındaki arazide çöp poşetinde cansız bedeni bulundu. Ayaz’ın silahla 4 el ateş edilerek öldürüldüğü belirlendi. 4 gün önce evden ayrılan 5 çocuk babası Ayaz'ın ailesi, kayıp başvurusu yapmıştı. l DHA Liseliyi yorgun mermi öldürdü Tokat’ın Erbaa ilçesinde yılbaşında kaldırımda yürürken başına yorgun mermi isabet eden liseli Hanife Büşra Konyar (17) hastanede yaşamını yitirdi. Gözaltına alınan ve havaya ateş açtığını söyleyen Ömer Kaya tutuklandı. l DHA Çocuğa tacize 6 tutuklama Aydın Kuşadası’nda, 14 yaşındaki kız çocuğu S.K’ye cinsel tacizde bulundukları iddiasıyla gözaltına alınan biri avukat 6 kişi tutuklandı. İfadesi alınan çocuk, 6 kişinin ismini verdi. l DHA Doğalgaz faciası: 3 ölü Diyarbakır’da bir evde doğalgaz zehirlenmesi sonucu avukat Ömer Baran ve stajyeri Mahsun Akbaş yaşamını yitirdi. Hastaneye kaldırılan eşi Müjde Baran da kurtarılamadı. l DHA 68 kişi İzmir’de karantinada İngiltere’de görülen, Covid19’un mutasyona uğramış hali olan SARSCoV2 virüsünün Türkiye’de tespit edilmesi sonrası, İzmir Valiliği 68 kişiye karantina uyguladı. Buca’daki 130 odalı Gazi Ayşe Hanım Öğrenci Yurdu’nun dolması halinde yeni yurt da açılacak. l DHA 180/6 0 220/7 0 130/5 0 170/1 2 0 170/4 0 130/ 3 0 30/ 8 0 120/1 0 170/8 0 150/3 0 150/3 0 190/1 1 0 10/ 1 0 220/1 6 0 30/0 0 70/ 9 0 40/0 0 50/ 2 0 40/ 2 0 110/4 0 60/3 0 100/1 0 TARİHTE BUGÜN 1946: İlk başarılı yüksek hızlı elektronik bilgisayarlardan “Eniac”, ABD’de kullanıma girdi. Elektronik dijital bilgisayara giden yolda atılmış büyük adımlardan biri oldu. SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA’DAN SMA DÖNÜŞÜ: Samimi olan tüm duygular masum Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, SMA hastalarına ilişkin sosyal medyada başlatılan kampanyayı “kirli kampanya” olarak nitelendirmesine yönelik tepkilerin ardından bir paylaşımda daha bulundu. Koca, “SMA kampanyasının ‘kirli’ yönü, bazı küresel şirketlerin insanımızın iyi niyetini suiistimal etmesidir. Samimi duygularla hareket edenlerin tüm çabaları masumdur. SMA Bilim Kurulumuzun uygun gördüğü her tedavi, uygun görülen her hastaya uygulanmaktadır. Konu mali değil, insanidir” ifadelerini kullandı. Yerli aşı açıklaması Öte yandan Koca, yerli aşılara ilişkin bakanlıkta toplantı yapıldığını belirterek “Şu an 3 inaktif aşı adayımız Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na (TİTCK) insan deneyleri için izin müracaatı yapmış ve insan deneylerine başlayabilecek safhaya gelmiştir” dedi. Dolandırıcılık uyarısı Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Sağlık Bakanlığı’ndan arıyoruz, aşılama konusunda önceliklisiniz” diyerek kişisel bilgileri isteyenlerle isim ve adresin paylaşılmaması ve telefonlara gelebilecek “Aşı Randevu Oluşturma” konulu mesajlara yanıt verilmemesi istendi. l ANKARA / Cumhuriyet KORONA ‘MEYDAN SAVAŞI’ 6 OCAK ÇARŞAMBA 182 BIN 645 13 BIN 830 1458 191 8702 Toplumsal farkındalık oluşturmak, salgından korunma önlemlerine dikkat çekmek amacıyla “Virüs Aramızda” mottosuyla yapılan etkinlikte, koronavirüsünün yapısına benzer tasarlanmış maskotlar, İstanbul’da Beyazıt civarında maske takmayan, sosyal mesafeye uymayan ve kuralları çiğneyen yurttaşları uyardı. Maskotların yürüyüşü sırasında civardaki bir yurttaşın maskotla sopalı oyunu komik anlar yaşattı. l AA 25 MILYON 498 BIN 210 2 MILYON 283 BIN 931 22 BIN 70 3303 %4.3 2 MILYON 164 BIN 40 ‘REFIK SAYDAM HIFZISSIHHA KURUMU YENIDEN AÇILSIN’ TTB’den önemli çağrı Türk Tabipleri Birliği (TTB), 2011’de kapatılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün bağımsız bir kurum kimliğiyle yeniden açılması ve aşıda dışa bağımlılığın yerine toplumsal bir aşı politikasının belirlenmesi için Sağlık Bakanlığı’na çağrı yaptı. TTB, sosyal medya hesabından Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün yeniden açılması için basın toplantısı düzenledi. TTB Merkez Konseyi adına Dr. Ali İhsan Ökten basın açıklamasını okudu. “Sağlıkta Dönüşüm Projesi” kapsamında enstitünün kapatıldığı anımsatılan açıklamada, “Pandemi sürecinin yönetilemediği açıktır. Getirileceği iddia edilen 50 milyon aşı sadece 25 milyon vatandaşımız için yeterli olacakken kalan 58 milyon vatandaşımızın aşı olup olmayacağı belli değildir. Ülkemizin yıllarca aşı ihtiyacını karşılamış Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu gerekli donanım sağlanarak tekrar açılmalıdır” ifadeleri yer aldı. l ANKARA / Cumhuriyet CEYHAN: 60 YAŞ ÜSTÜ AŞI AÇIKÇA KUMAR Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Endonezya’da 60 yaş ve üzeri kişilere Çin aşısının uygulanmayacak olmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Haber Global’e konuşan Ceyhan, Endonezya’nın bu konuda yaptığının doğru olduğunu belirterek “60 yaşın üzerinde hiçbir verisi yok bunun. Bu gruba aşıyı yapmak açıkçası tamamen bir kumar” dedi. l Haber Merkezi alan yeni kitabının ilk bölümünde asker olarak bir özeleştiri yapıyor: “Bugün karşılaştığım, görüştüğüm ve arkadaşlık yapmakİlker Başbuğ mu anlatamıyor, onlar ta olduğum insanların büyük bölümü, bu dönemde çeşitli nedenlerle çeşitli şekillerde haksızlığa uğramış mı anlamıyor! kişilerdir. O dönemde genç bir subay olaGök gürültüsünden korkuyoruz, üç harflilerden korkuyoruz, salondaki tıkırtıdan korkuyoruz. Kalkıp yüzleşmiyor, yorganı kafamıza çekiyoruz. Belki bu yüzden, kendi hayatımızın içinde başkalarına alanlar bırakıyoruz. Korku üretmek bir politika olabilir mi? Büyük kitlelerin aklını teslim alıyorsun. Kamuoyunu yönlendiriyorsun. Meşru fikirlerin ifadesini bile engelliyorsun. Terörist korkusunu ya da darbeci korkusunu, ilgili ilgisiz her şeyin üstüne örtüyorsun. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, gazetemizde İpek Özbey’le yaptığı söyleşisinin ardından yaşanan tartışmalardan söz ediyorum. Soru Menderes, soru 27 Mayıs, soru 61 yıl öncesiydi. Yanıt darbenin nasıl önlenebileceğini anlatıyordu. Üstüne bir de darbe sert dille eleştiriliyordu. Buna rağmen o açıklama alındı, bugüne taşındı. “Darbeci” lafı havalarda uçuştu. Yetmedi, olay yargıya taşındı. Komplo teorileri birbirini takip etti. rak, onların yaşadıklarına yabancı kaldığımız da bir gerçek.” Kitabın ilk bölümü esas olarak “27 Mayıs engellenebilir miydi” sorusuna odaklanıyor. “Şayet olsaydı” diyebileceğimiz yöntemle Başbuğ, 27 Mayıs’ın önlenebileceğini savunuyor. “Erken seçim” yoluyla engelleme bir Başbuğ buluşu değil. Zira Demokrat Parti’nin ta kendisi erken seçime gitmeyi düşünüyordu. Başbuğ kitapta şöyle ele alıyor: “23 Mayıs 1960 günü yapılan DP Genel İdare Kurulu toplantısında önemli konuşmalar olmuştu. Sıtkı Yırcalı ‘Derhal seçimleri yapacağımızı açıklamalıyız’ deyince, Menderes’in cevabı ‘Derhal’ olmuştu. Adnan Menderes, siyasi risk alarak 25 Mayıs 1960’ta Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi.” Başbuğ, bu tezini şöyle temellendiriyor: “Erken seçim kararı almış bir 27 Mayıs için hükümete karşı bir askeri darbenin gerçekleştirilmesi, aslınne yazmıştı Acaba yanlış mı okudum dedim. Neden mi? İlker Başbuğ’un şimdi gündeme gelmesinin basit bir nedeni var. O da yeni çıkan kitabı. Başbuğ, “Güç Odaklarının Mücadelesi”ni konu aldığı tarih serisinin üçüncü kitabını çıkardı. İlk ikisini takip eden eser, 19611980 aralığını konu ediyor. Kitap, ilk bölümünde üç gündür tartışılan konuyu ele alıyor. 2019’da çıkan ikinci kitap, 1961’e kadar olan dönemi ele alıyordu. Elbette 27 Mayıs da yazılmıştı. O kitapta ihtilal için şu değerlendirmede bulunuluyordu: “27 Mayıs darbesi her şeyden önce demokrasiye zarar vermiştir. 27 Mayıs darbesi olmasaydı, Türk demokrasisinin bugün geleceği nokta, mutlaka da milletin siyasi iradesine vurulacak bir darbe olurdu. Darbenin arkasındaki halk desteğinin kaybedilmesi de büyük bir ihtimaldi. Bu şartlarda, darbenin yapılmasında ısrarlı olunması hem zordu hem de oldukça riskliydi.” Devamında ihtilali eleştiren Başbuğ, yaklaşımının nedenini de özetliyor: “27 Mayıs darbesi olmasaydı, Türkiye belki de bugün demokrasi sorunlarının çoğunu çözmüş olur, siyasi olarak birbirinden kesin çizgilerle ayrılmış ve bölünmüş bir toplumsal yapıya dönüşmezdi.” Okumayanlar için söyleyeyim, Başbuğ kitabın son bölümünde de “12 Eylül nasıl engellenirdi” sorusuna yanıt arıyor. çok farklı yerlerde olacaktı. 27 Mayıs darbesi Türk demokBugünküler rasisinden sonra en büyük zararı Türk ordusuna vermiştir. Ordu içindeki emirkomuta düzeni, astüst ilişkisi altüst olmuştur. Türk ordusunun üst rütbeli subayları tam anlamıyla siyasetin içine bulaşmışlardır. Ordu asli görevlerinden uzaklaşmıştır.” Başbuğ, kitabın bütününde, askerin siyasete girmesine de askerin siyasetin içine çekilmesine de karşı çıkıyordu. Hem 27 Mayıs öncesinde hem 27 Mayıs sonrasında… dünkülerle aynı Nasıl oldu da darbelere ve tabii askerin siyasete karışmasına karşı olan açık bir tutum, darbecilik ithamlarının merkezine oturdu. Bizim gördüğümüzü, okuduğumuzu, 81 ilde suç duyurusunda bulunma kararı alanlar göremiyorlar mı? Yoksa “darbe korkusu” üreterek politika yapmak yeniden siyasetin merkezine mi oturuyor? Bir de Başbuğ’un yazdıklarını, konuştuklarını 10 yıl önce Konuşmamızda ne söyledi? kumpasları destekleyen kendileri değilmiş gibi yorumlayanlar var. Acaba “şayet olsayO kitaptan sonra Odatv’nin dı” yaklaşımını bir kez de onlar YouTube kanalı için Başbuğ’la için yapmamız mümkün mü? bir söyleşi yaptık. Orada da 27 İlker Başbuğ, Genelkurmay Mayıs’ı İlker Başbuğ’a sordum. Başkanı olduğu gün kameralar Başbuğ şöyle konuştu: önüne çıkıp şunları söylesey“Çok güzel bir anayasa çı di acaba bugün ahkâm kesenkardı diye 27 Mayıs darbesini ler ne derdi: aklayamayız. Bir kere 27 Ma“TSK’nin içine de sızmış Fetyıs Türk ordusunu siyasetin gö hullahçı çetenin casusluk faalibeğine attı. Bir ordunun siya yetini yakaladık. Bu örgüt adısetin içine girmesi, bir orduya yapılacak en kötü şey.” na suç işleyen asker, polis, yargı üyelerini gözaltına alıp askeri Başbuğ, konuşmamızda sonraki darbelerin kapısını açanın da 27 Mayıs olduğunu söyleyerek eleştirilerine devam etti. Değişimin ihtilalle değil seçimle olmuş olsa, bugün yaşadığımız birçok sorunun yaşanmayacağını iddia etti. mahkemelerde yargılayacağız.” Emin olun, iktidar da onun medyası da bugün ne yapıyorsa o gün de aynısını yapardı. “Ne istediniz de vermedik” dediklerini vermemek için, Başbuğ hakkında 81 ilde yine suç duyurusunda bulunurdu. Sahi Erken seçim DP’nin düşüncesiydi ne değişti! Kitabında “Yazmak hayatta kalmaktır. Yaşarken de ve daha Gelelim son esere… sonrasında da” diyor Başbuğ. Başbuğ 61 80 dönemini ele Ne mutlu bize hayattayız! ICOPAL SHINGLE SİSTEM Avrupa’nın öncü shingle markası Icopal’in en yeni teknolojilerle ürettiği, zorlu hava koşullarına dayanıklı shingle ve tamamlayıcı sistem bileşenleri: Yağmur derelerinden, baca diplerine her ayrıntısı çözülmüş, estetik shingle çatı sistemi. bmigroup.com/tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle