02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 27 OCAK 2021 ÇARŞAMBA HABER MHP Genel Başkanı Bahçeli, Davutoğlu’nu bombalı saldırılar üzerinden hedef aldı: Saldırılara göz yumdu İstisna MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na, “Kobani müdavimi, canlı bombaların cirit atmasına başbakan sıfatıyla göz yumduğu sabit” nitelendirmesinde bulunarak “Serok Ahmet’in MHP düşmanlığı rastlantı değildir. Şayet koalisyon hükümeti kurmak amacıyla bize geldiğinde söylediklerini açıklamış olsaydık insan içine çıkacak yüzü olmaz, hali kalmazdı” dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ile gazeteciyazar Orhan Uğuroğlu’na yönelik saldırılarda “MHP’nin parmağı olduğu” iddialarına sert tepki gösterdi. “MHP’yi şiddet yanlısı göstermenin ahlaksız bir suçlama olduğunu” söyleyen Bahçeli, şunları kaydetti: “Tarafı olmadığımız bir saldırının faili olarak gösterilmek ucuz bir provokasyon taktiğidir. Biz bu tip bayağı taktiklerin içyüzünü, 12 Eylül öncesinden beri tanırız. Hiç kimse şiddet ihalesini üstümüze yıkmaya çalışmasın. Gündeme gelmek için kenYİNE ‘HDP KAPATILSIN’ ÇAĞRISI: Milli iradeye aykırı değil Konuşmasında, bir kez daha “HDP’nin kapatılması” çağrısında bulunan Bahçeli, “HDP’nin kapatılmasına karşı çıkmak adaleti ve terörle mücadeleyi sekteye uğratmaktır. HDP demek PKK demektir. HDP’nin kapatılması adalete ve milli iradeye aykırılık teşkil etmeyecektir” dedi. Bahçeli, CHP’yi de şu sözlerle hedef aldı: “MHP’ye şiddet yaftası vurmak için kuyruğa girenler, teröristlere cici çocuk muamelesi yapacak kadar gayri milliliğe savrulmuşlardır. CHP yönetimi militan arıyorsa, Boğaziçi Üniversitesi’nde terör örgütleriyle eylem birlikteliği yapan PKK hayranı il başkanlarına bakacaklar. Diyarbakır HDP il örgütünün önünde zafer işareti yapan sözde milletvekilini ve zihniyetini anaların bedduaları yerle yeksan edecektir.” l ANKARA / Cumhuriyet dilerine saldırı organize edenler suçluyu uzaklarda araştırmasınlar. Sicili kabarık bir siyasetçinin evinin balkonuna kamera yerleştirip kavga anını kayda aldırması, sonra da dönüp masumiyet pozuna bürünmesi, ‘Bana saldırdılar’ çığırtkanlığına tevessül etmesi bildik bir numaradır. Film setlerinde görülebilecek bu numaralar eskimiş, alıcısı da kalmamıştır.” Saldırının ABD’deki başkanlık makamının devir teslim dönemine isabet eden bir süreçte geldiğini de ifade eden Bahçeli, Ahmet Davutoğlu’na yeniden “Serok Ahmet” nitelendirmesi yaparak “Ülkücüleri suçlu göstermek, iç huzursuzluk yaratmak için toplumsal hassasiyetlerle oynamak muhtemelen zillet partilerine ulaşmış yeni bir görev emridir” ifadelerini kullandı. ‘Erken seçim’ tepkisi Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “erken seçime” yönelik sözlerini de “tehlike sinyali” olarak nitelendirdi. Konjonktürel ekonomik sorunlardan sokak hareketi çıkarmak için çırpınan işbirlikçilerin varlığının bilinen bir gerçek olduğunu söyleyen Bahçeli, “Tüm bunlar hesaba katıldığında MHP ile Cumhur İttifakı’nın neden hedefe koyulduğu ortaya çıkacaktır. Kobani müdavimi, canlı bombaların cirit atmasına başbakan sıfatıyla göz yumduğu sabit olan Serok Ahmet’in MHP düşmanlığı rastlantı değildir. Biz onun namertliğini iyi biliriz. Şayet koalisyon hükümeti kurmak amacıyla bize geldiğinde söylediklerini açıklamış olsaydık insan içine çıkacak yüzü olmaz, hali kalmazdı” diye konuştu. Kendisine aşı yapan hemşirenin dövüldüğü ve adının “Gülnaz Şırınga” olduğuna yönelik haberleri de “ti”ye alan Bahçeli, “Gülnaz Şırınga’ya ve yakın mesai arkadaşı Gülendam Enjektör’e geçmiş olsun diyorum, bundan sonra daha dikkatli aşı yapacaklarına ayrıca inanıyorum. Şaka bir yana, parodi haberi gerçek kabul edip içindeki kini seferber eden utanmaz simalar ne kadar da çoğaldı” dedi. HDP, Esenyurt ilçe başkanlığına yapılan operasyonu ‘korsanvari’ olarak nitelendirdi HDP’den yeniden Öcalan çıkışı İstisna, bir kuralın hangi şartlarda uygulanmayacağına ilişkin bir kavram. Salgın döneminin bir özelliği de yönetenlerin “istisna” belirleme gücünde sağladığı devamlılık. Örneğin hafta sonu sokağa çıkmak yasak. Fakat tatildeyseniz, kayak yapmak için otellere gittiyseniz istisna. İnşaat, ki eğitim bunun yanında ne kadar önemli ve hayati olabilir! devam etmeli; kritik sektörler durmamalı. “Üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar” kısacası: İstisna. Demek ki herkesin “evde kal”ması istenir ama “kritik” sektörlerde emekçiyseniz istisna. Cumartesi neymiş, pazar neymiş? 65 yaş üstü yurttaşlarımıza dönük bir yasak var mesela. Herkes çıkabilecek, evde kalıp yükü onlar omuzlayacak. Ama devleti yönetenler, iktidar ve muhalefet partilerinin liderlerinin tamamına yakını 65 yaş üstü; onlar dışarıdalar. Ekranlardalar, toplu etkinliklere katılıyorlar, kapalı mekânlarda grup toplantılarında konuşuyorlar. Onlar istisna. Hafta sonu açık havada pazar yasak ama kapalı marketlere sıkış tepiş girmek istisna. Marketler açık, fırınlar açık. Kap eline bir şeffaf poşet; haydi dışarıya. Soran olursa, “ekmek almaya çıktım” demeniz yeterli. Ekmek için kural esnetmek iktidarın izin verdiği ölçüde istisna. Ama ekmeğinden olan kafe, lokanta, restoran, bar çalışanları seslerini duyurmak için bir basın açıklaması mı yapacak; işçiler hakları için barışçıl gösteri ya da yürüyüş mü düzenleyecek? Olmaz, o zaman yasak; çünkü ekmeğimiz için istisna, yönetenlerin bize izin verdiği sınırlar dahilinde kaldıkça makbuldür. Yasak varken ekmek almaya çıkabilir; yasak yokken ekmeğiniz için sesinizi duyuramazsınız. Sistemin özü, işleyişi budur. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Esenyurt ilçe başkanlığına yapılan operasyonu “korsanvari ve provokasyon amaçlı” olarak nitelendirerek “Partimiz, Sayın Öcalan’ı barışçıl bir çözüm adresi, iradesi ve imkânı olarak gördüğünü her platformda açıkça dillendirmiştir” dedi. Buldan, partisinin grup toplantısında konuştu. HDP’nin, “çizgisinden, demokratik siyasetteki ısrarından sapmadığını” belirten Buldan, “iktidar ve küçük ortağının bir arayış içinde olduğunu” ve 7 Haziran ile 31 Mart seçimlerini tekrar yaşamamak için seçim yasasıyla oynamak dahil “her türlü hile, hurdaya başvuracaklarını” söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmesi yönünde karar verdiğini anımsatan Buldan, bu kararın, tüm tutuklu siyasetçileri kapsadığını belirtti. Buldan, “AİHM kısaca bu iktidara dedi ki ‘Yalan söylüyorsunuz, Kürt siyasetçileri intikam hırsıyla yargılıyorsunuz.’ İktidarın ‘AİHM kararı bizi bağlamaz’ tavrı, bu davaların siyasi olduğunun başka bir tescilidir” ifadelerini kullandı. ‘Ekmek çıkmaz’ Esenyurt İlçe Başkanlığı’na yönelik operasyonu “korsanvari” olarak nitelendiren Buldan, “Provokasyon amaçlı olan bu baskın, partimizi demokratik siyasetin dışına çekmeye yönelik komploların bir devamıdır. Partimiz, Sayın Öcalan’ı barışçıl bir çözüm adresi, iradesi ve imkânı olarak gördüğünü her platformda açıkça dillendirmiştir. Bu yaklaşımından geri durmamıştır” diye konuştu. Çözüm sürecinde iktidarın Öcalan ile görüşmeler yürüttüğünü, Dolmabahçe’de mutabakat metni açıkladığını söyleyen Buldan, “Bütün bunlara rağmen partimizi Sayın Öcalan üzerinden terörize etmeye çalışanlara sesleniyoruz. Size buradan ekmek çıkmaz. HDP bildiğinden şaşmaz” dedi. 21 Ocak’ın, 1921 Anayasası’nın yüzüncü yıldönümü olduğunu anımsatan Buldan, “Türkiye halklarının çoğulcu yapısını yansıtan, otoriterliğe karşı demokrasiyi, tekçiliğe karşı çokluğu savunan fikirlerin toplumsal sözleşmesinin anayasasıydı. 1921 Anayasası’nın ruhunu tekrar tartışmanın zamanının geldiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet AŞI İÇİN TARİH VERMEDİ Erdoğan: 50 milyon doz daha gelecek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Saray’da devlet korumasından yararlanmış gençler, engelliler, gaziler ve şehit yakınlarının kamuya atanması töreninde konuştu. Salgın sürecini iyi yönettiklerini savunan Erdoğan, “Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde şu anda aşı sıkıntısı var. Biz ise hamdolsun şu anda aşı konusunda yaptığımız ödeme ile süratle aşılarımızı aldırmaya başladık ve ilk etapta inşallah 50 milyon doz aşı ülkemize gelecek” dedi. Erdoğan, aşıların geliş tarihine ilişkin yine bir bilgi vermedi. l ANKARA/Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN AKP SÖZCÜSÜ ÇELIK’TEN KILIÇDAROĞLU’NA: Militan diyen faşisttir AKP Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına yanıt verdi. “Konuşmasından anlıyoruz ki, nefret ve husumet siyaseti Kılıçdaroğlu tarafından bir yazılım haline getirilmiştir” diyen Çelik, Kılıçdaroğlu’nun “Ne yapmak istediler de engel olduk” sözlerine, “Memleketin iyiliği için ne yapmak istesek karşımızda oldunuz. Jüristokrasi ve askeri vesayet üzerinden bir şey yapamadığınızda Anayasa Mahkemesi’ne gitmek şeklinde bir tutum sergilediniz” dedi. Kılıçdaroğlu’nun “Tarihte olmuşsa olmuş, sen geleceğe bak” sözüne karşılık veren Çelik, “Keşke tarihte olmuş bu kötülük, yıkım siyasetini terk edebilseydiniz. İlk iktidara geldiğimizde, dış politikada karşı argüman geliştirebiliyorlardı. O siyasilerin hepsi gitti maalesef şimdi yıkım siyasetiyle karşı karşıya kaldığımız bir tablo var” ifadelerini kullandı. “Militan” tartışmalarına değinen Çelik, “Valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına militan diyenler faşistlerin ta kendileridir. Nazi ağzı ile konuşmayı bırakmalılar. Sağduyulu CHP’de siyaset yapan arkadaşlarımızın, devlete, millete bağlılıklarına şahidim. Şimdi devlete saldıran bir parti haline gelinmesinde bu CHP’li arkadaşlarımızın çok iyi düşünmesi gerekiyor” diye konuştu. HDP Esenyurt ilçe binasında PKK afişleri olmasına ilişkin, “Terör örgütünün Kandil’deki ofisine gidilse bu kadar propaganda malzemesi yoktur. Bir siyasi parti açısından kabul edilemez” dedi. Dış politika konularına değinen Çelik, “Türkiye’deki Amerikan karşıtlığı sebebinin AK Parti olduğuna dair bazı açıklamalar geldi. Bu yanlıştır. Türkiye’de anti Amerikanizm söz konusu değildir” derken, Yunanistan’la yapılan istikşafi görüşmelere ilişkin de “Yeni bir sayfa açmayı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Yargı ve ekonomi reformlarına ilişkin ise Çelik, “Geçmişte yapılan reformların sahadan dönüşleri değerlendiriliyor. Mesela seri muhakeme, basit yargılama, eduruşma gibi konular değerlendiriliyor. İnsan Hakları Eylem Planı tamamlanmak üzere” dedi. l ANKARA/ Cumhuriyet ERDOĞAN’LA GÖRÜŞEN SAADET PARTİLI ASILTÜRK: ‘Açıklarsam bölünme olur’ Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmenin ardından partisinin ittifak politikası için “İleride o noktaya geldiğimiz zaman, seçime bir hafta kala buna karar verilir, yapılır. Ondan önce bunu açıklarsam bir bölünme meydana gelir” dedi. Asiltürk, bir televizyon programında ziyaretin içeriğine dair bir şey söylemeyeceğini belirterek “Forsunu morsunu kullanmadan abi kardeş gibi görüşmeye gelmesi karşısında ben en ufak bir açıklama yapmam. Kendisi ne açıklama yaparsa odur esas. Bazı şeylerde saygı göstermek lazım” dedi. Asiltürk, partisinin ittifak konusundaki tutumunun ne olacağına ilişkin soruya, “Ben CHP’yle de düşman gibi sert bir üslupla konuşmuyorum. İYİ Parti’yle de. Biz MHP’yle de yakınlaşma istedik ama olumlu cevap gelmedi. İttifakların değişeceğini hissediyorum. İYİ Parti de AK Parti’yle iyi ilişki kurma arzusunda, teşvik etmeliyiz” karşılığını verdi. Asiltürk’ün açıklamalarına sosyal medyadan tepki gösteren partinin önemli isimlerinden Ali Aktaş, “Padişahlıkla mı yönetiliyoruz? Partinin seçilmiş kurulları var. Seçilmiş kadrolara koyun muamelesi yapılamaz” ifadelerini kullandı. l ANKARA DEMİRTAŞ’TAN İDDİALARA YANIT: GIZLI TANIK ASLINDA YOK Tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden bir grup gazeteciye mektup gönderen eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hakkında 3 bin 530 sayfalık iddianameyle açılan yeni davada yöneltilen suçlamalara 20 ayrı başlıkla yanıt verdi. Demirtaş’ın gönderdiği bilgi notlarında, Kobani iddianamesinde beyanları esas alınan “Mercek” adlı gizli tanığın aslında var olmadığı, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen müzekkerede, gizli tanık evrakları arasında “Mercek” adlı gizli tanığa ait evrakın bulunmadığı belirtildi. Avukatların notlarında Demirtaş aleyhine somut delil olarak gösterilen tweet’lerin de sahte bir hesaptan atıldığı, söz konusu hesabın Demirtaş ile alakasının bulunmadığı bilgisine yer verildi. Demirtaş’a yöneltilen suçlamalardan birisi de KCK yöneticisi Sabri Ok’tan mektupla talimat aldığıydı. Söz konusu mektubun sahte olduğu ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edildiği anlatıldı. İddianamede Demirtaş’ın izinsiz gösterilere katıldığına dair 107 adet görüntü dava dosyasına eklenmişti. Bilirkişinin Demirtaş’ın 107 görüntünün hiçbirinde olmadığı yönünde rapor hazırladı belirtildi. Yargılanmasında görev yapan savcılar hakkında FETÖ’den işlem yapıldığına dair listeler de yer aldı. Mektubunda siyasi eksiklikleri için özeleştiride de bulunan Demirtaş, “Nihayetinde Türkiye bugün bu haldeyse her siyasi aktörün kendi ölçüsünde sorumluluğu var. Barışı sağlayamadık, demokrasi getiremedik, ekonomi çöktü, toplum ağır bedeller ödüyor” dedi. l Haber Merkezi DEVA VE GELECEK HENÜZ YOK YSK’nin listesinde 17 parti yer aldı Yüksek Seçim Kurulu (YSK), erken seçim tartışmaları yaşanırken 17 partinin seçime girme yeterliliğine sahip olduğunu açıkladı. Gelecek Partisi ve Deva Partisi listede yer almadı. Geçen yıl 15 olarak açıklanan parti sayısı bu yıl Genç Parti ile Muhafazakâr Yükseliş Partisi’nin (MYP) eklenmesiyle 17’ye yükseldi. Açıklanan partiler şöyle: “İYİ Parti, AKP, ANAP, BTP, BBP, CHP, DP, DSP, Genç Parti, HDP, Hürdava Partisi, MHP, MYP, Saadet Partisi, TKP, Vatan Partisi, Yeniden Refah Partisi”. l ANKARA/Cumhuriyet DEDE DE PARTİDEN AYRILDI Vatan Partisi’nde istifa krizi büyüyor Vatan Partisi MKK üyesi ve Türkiye devrimci hareketinin simge isimlerinden Kamil Dede partiden istifa ettiğini duyurdu. Dede, “Süreç; tüzük, yerleşmiş gelenek, dostluk ve arkadaşlık kurallarının hiçe sayıldığı bir linç noktasına vardı. Kin, öfke, nefret ve düşmanlık hâkim oldu” dedi. Perinçek’in “Bunlar Amerikan gemisinde, Biden’ın yanındalar” sözlerinin kabul edilemez olduğunu kaydeden Kamil Dede, “Bugüne kadar sabırla bekledim; bu yanlış tutum değişir sağduyu hâkim olur mu diye ama insan düşmanlaştırmaktan sanki keyif alıyoruz” ifadelerini kullandı. l İç Politika Toplumsal Karşılığı İşin özeti; Carl Schmitt’in 20. yüzyılın ilk yarısında Almanya’da geliştirdiği teoriyi uygulamalı yaşıyoruz: “Egemen, istisna haline karar verendir.” Demek isterim ki bu “istisna yaratma” durumu, herkes için geçerli kuralları esnetme ve bunu yaparken de küçük tavizlerle toplumu bu kuralsızlıklara ortak etme taktiği, otoriter rejimlerin inşa sürecinin değişmez bir parçası. Bütün otoriter rejimler, önce anayasalardaki ya da genel olarak mevzuattaki istisnai tedbirleri kullanarak ardından bu istisnaları genel kurala dönüştürecek şekilde gücü kendinde tekelleştirerek yerleşiyor. Bizdeki yeni iktidar tasarımı da böyle bir sürecin ürünü. Önce kumpas davalarında özel yetkili mahkemelerle, ardından “olağanüstü hal” uygulamaları ve kararnamelerle inşa edilmedi mi bugünkü düzen? Devamlılığı sağlamak adına da salt kendi yönetimleriyle sınırlı görünmesini önleyen, kendileri dışındaki toplum kesimlerini de bu istisnalara ortak edecek bir zincir kurmaya çalışıyorlar. Yeter ki istisna haline egemen, yöneten karar vermeye devam etsin. Öyleyse yönetenlerin sınırlarını çizdikleri istisnaların toplumsal değil, bireysel çıkara göre şekillendiğini, bireysel ekonomik çıkarlar doğrultusunda belirlendiğini söylemeliyiz. Toplumun belirli bir kesiminin de kendisine dönük, bireysel istisnaları sahiplenmesinin koşulları var ve siyasal istisnacılık düzeni, toplumu buna ortak ettiği oranda varlığını pekiştiriyor. Sadece sermaye temelli çıkar ilişkilerinin bireyselliğine bakmayalım; gündelik yaşam da önemlidir: Hastanede ultrason sırası geç geleceği için araya tanıdık sokmaya çalışma; HES koduyla girilecek yerde “tanıdık” kişiye istisna sağlama; çarşıda, pazarda, lokantada “sana ondan vermeyeyim” diyen esnafın tutumundan, yani başka müşterilere verilebilecek, yeterince iyi olmayan bir üründen muaf tutulmaktan hoşnut olma; hak edenin yerine bir kadroya atanabilmek için araya “dayı, torpil, siyaset” sokma, bireysel istisna yaratma hali gündelik hayatta yaygın değil mi? Siyasal düzendeki istisnacılıkla toplumsal düzendeki istisnacılık birbirini besliyor, yeniden üretiyor. Birine karşı çıkıp diğerini sahiplenmek çözüm olmuyor. Torpille aşı olana, aday adaylığıyla rektörlüğe çıkana, aile boyu ihale zenginleşmesine itiraz ediyorsak; ayrıcalıkların kaldırılması için kimseye istisna uygulanmaması için ediyoruz. İstisnalar ayrıcalık, ayrıcalıklar eşitsizlik, eşitsizlik de yaşadığımız düzeni yaratıyor çünkü. Kurallar herkese uygulansın; kişilere, gruplara, servete göre esnetilmesin. BORÇLARI NEDENİYLE İSYAN ETTİ Çiftçi kendini yakmaya çalıştı Bir tütün üreticisi çiftçi, Malatya’daki Ziraat Bankası önünde borçları nedeniyle kendini yakmaya çalıştı. O sırada çiftçiyi, çevredekiler engelleyerek sakinleştirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, çiftçinin kendini yakmaya çalıştığı anı sosyal medya hesabından paylaştı. “Görevi, üreticiyi desteklemek olan Ziraat Bankası’nın hali, bir yanda; Virgin Adaları’nda 1 milyar dolarlık kayıp kredi, Serdar Ortaç’ın borç ertelenmesi, yandaşlara verilen bitmek bilmeyen destekler” diyen Ağbaba, “Diğer yanda, borcu yüzünden kendini yakmak isteyen Malatyalı tütün üreticisi” ifadeleriyle tepki gösterdi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle