08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 12 OCAK 2021 SALI HUKUKÇU EMINAĞAOĞLU’NDAN ‘UNUTULMA HAKKI’YLA GETIRILEN ERIŞIM ENGELLERINE TEPKI: Hukukun arkasından dolanıyorlar SEFA UYAR TBMM’de kabul edilen yeni sosyal medya düzenlemesi kapsamında yer alan “unutulma hakkı” ile haberlere erişim yasakları getirilirken “unutulma hakkı”nın kapsamına yönelik tartışmalar sürüyor. Cumhuriyet’in, “Damat İşi Biliyor”, “Boğaz’da Kaçak Var” ve “Sahte Diplomayla Sistemi Tuş Etmiş” gibi haberlerine erişim yasakları getirildi. Bazı haberlere erişim yasağı “unutulma hakkı” kapsamında uygulandı. Ancak yeni ortaya çıkarılan haberlere, üzerinden zaman geçmeden “unutulma hakkı” kapsamında erişim yasağı getirilmesi tepki çekiyor. Eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, unutulma hakkının “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yıllarca sosyal medyada yer alan konularda” kabul ettiği ve uyguladığı hak olduğuna işaret ederken, bu hakkın sınırının “earşivde yer alan, güncelliğini kaybetmiş haberler” olduğunu kaydetti. Eminağaoğlu şunları söyledi: “Bu hak, sadece dijital ortamda, arşivde yer alan bilgi ve haberler ile sınırlı bir hak. Daha dijital ortama arşive girilmiş konuları bile yeni ortaya çıkarılmışken unutulma hakkı kapsamında kullanırsanız bu ‘unutturma hakkı’, hukukun dolanılması oluyor. Unutulma hakkı, ‘unutturma hakkı’ gibi bugünün bile irdelenmemesine, araştırılmamasına yönelik kullanılıyor. Hiçbir şeyin araştırılmamasına ve olayların gün yüzüne çıkmasına engel olacak biçimde kullanırsanız toplum hiçbir şekilde gerçekleri öğrenemez. Basının ana işlevi olan halka gerçekleri sunma hakkını, basın özgürlüğünü yok edersiniz” diye konuştu. l ANKARA Prof. Dr. Cem Say, WhatsApp sözleşmesi tartışmasını Cumhuriyet’e değerlendirdi: Şeytanla anlaşma gibi Mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın Facebook ile veri paylaşımını nasıl yaptığını açıklayan yeni kullanıcı ZEHRA sözleşmesi, tartışmaları be ÖZDİLEK raberinde getirdi. Veri paylaşımı konusunda çekinceleri olan milyonlarca kullanıcı WhatsApp’ın sözleşmenin onayı için 8 Şubat’a süre tanımasıyla yeni arayışlara girdi. WhatsApp ile yol ayrımında olan kullanıcıların yöneldiği Telegram, Signal ve BiP gibi alternatif uygulamalar indirilme sayılarında rekor kırdı. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Bilişsel Bilim Lisansüstü Programı’nın kurucularından Prof. Dr. Cem Say, WhatsApp’ın tartışma yaratan sözleşmesini ve dijital güvenlik konusundaki soru işaretlerini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Prof. Dr. Say, dijital ortamdaki veri paylaşımını, “Çağımızın ‘şeytanla anlaşması’ gibi bir şey” ifadeleriyle değerlendiriyor. n WhatsApp sözleşmesi neleri getiriyor? Kabul edersek ne olur? WhatsApp kullanarak ne gibi veriler üretiyoruz? Kiminle yazıştığımız kiminle ne zaman arkadaş olduğumuz, yolladığımız konumlar... En çok bu bağlantı bilgilerini biliyor olsa gerek. Bu anlamda kimlerin öbekler oluşturduğunu biliyor hale gelir. Zaten biliyor da, Facebook kendi ortaklarına bu bilgileri verir hale gelir. ‘Çok katı yasalar var’ n Bu anlaşma Avrupa Birliği (AB) ülkelerini kapsamıyor. Bize neden dayatılıyor? Yüzde 100 emin değilim ama AB’de veri güvenliğini korumak için çok katı yasalar var. Amerika’nın tam tersi “siz benim verilerimi kullanamazsınız” demediğiniz sürece WhatsApp, Facebook gibi şirketler bilgileri dilediği gibi kullanıyorlar. Avrupa’da ise tam tersi “ben verimi kullandırtmak istiyorum buyrun kullanın” derseniz ancak oluyor o iş. Veri güvenliği olmayan ülkelere yönelik böyle bir sözleşme hazırlamışlardır diye düşünüyorum. n Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi de açıklama yaparak “yerli ve milli yazılımlar korunmalı” dedi. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bunu yazılım bazında değerlendirmek lazım. Bilginin nerede tutulduğuna bakmak lazım. Mesela veriler tamamen Türkiye’de tutuluyorsa o zaman işte ABD polisi ona istediğinde ulaşamaz. Öte yandan Türkiye’deki resmi makamlar usulüne göre verilere bu şekilde ulaşabilir. Tam tersi de olabilir, öbür ülkede tutulursa bunlar da ulaşamaz. Bu gibi detayları düşünmek lazım. Bir de yerli milli deyince tam neresi, eskiden “ben yerliyim” diyen bir yazılımın tamamen başka bir yabancı yazılımın üzerine katman eklenmiş hali durumlar ortaya çıkmıştı. Orada da dikkat etmek lazım, yerli gibi görünen ama verilerimizi yurtdışında tutan yazılımlar olabilir. Bu gibi detaylar halkla paylaşılırsa konuyu daha iyi anlayabilirler. n Son günlerde Telegram, Signal gibi uygulamalara geçiş var, ne önerirsiniz? Çok zor bir soru. Çünkü önerdiğimin de günün birinde böyle sakıncaları olmayacağından yüzde 100 emin olamam. Sizden hiç para almadan servis veren bir şirket üzerinden çok özel, çok şahsi bilgilerinizi geçiriyorsunuz. “Bu babasının hayrına mı servis veriyor” diye düşünmek lazım. Çağımızın şeytanla anlaşması gibi bir şey bu. Eskiden böyle bir olanak yoktu “acaba kimse benim dediğimi dinleyecek mi” endişelenmiyorduk. Şimdi böyle olanaklar var, hayatımıza kolaylıklar katıyor ama böyle endişeler duyuyoruz. l İSTANBUL REKABET KURULU’NDAN SORUŞTURMA Rekabet Kurulu, WhatsApp’ın kullanıcılarına yönelik zorunlu güncellemesi nedeniyle Facebook hakkında “piyasadaki hâkim durumun kötüye kullanılmasına” yönelik düzenlemenin ihlal edip edilmediğinin tespiti amacıyla resen soruşturma açtı. Açıklamada, “Facebook’un Türkiye’de, WhatsApp kullanıcılarının verilerinin 8 Şubat 2021 tarihinden itibaren başka hizmetler için kullanılmasına yönelik getirdiği koşulları durdurması ve bu koşulları kabul eden veya bilgilendirmeyi alarak kabul etmeyen tüm kullanıcılara Facebook’un veri paylaşımını içeren yeni koşulları durdurduğunu anılan tarihe kadar bildirmesi gerektiğine karar verilmiştir” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet BASIN KONSEYİ, 2020’Yİ ‘KAPKARA YIL’ OLARAK NİTELEDİ: RTÜK VE BİK SOPA OLARAK KULLANILDI YAVAŞ: YOLSUZLUK VARSA DAVAYA MÜDAHIL OLACAĞIM Basın Konseyi “2020 yılı Basın Özgürlü dağın belediye ekiplerince yıkıldığına ilişğü Raporu”nu açıkladı. Raporda, “2020 kin belgeli ispatlı “Boğaz’da kaçak var” yılı basın tarihimize yine ‘kapkara yıl’ ola başlıklı haberle ilgili siyasi baskıyla “terak geçti. İktidar “teksesli medya” hedefi rör” eylemi muamelesi yapıldığı belirtildi. ne ulaşmak için yargı, RTÜK ve Basın İlan Haberi yapan Cumhuriyet muhabiri Hazal Kurumu’nun (BİK) özgür basın üzerinde ‘so Ocak ve Vedat Arık ile yazıişleri müdürpa’ olarak kullandı” ifadelerine yer verildi. leri Olcay Büyüktaş Akça ile İpek Özbey’e Basın Konseyi’nin raporunda halkın ha dava açıldığı belirtilen raporda, “İktidarın ber alma hakkını yönelik engellemeler, ga işine gelmeyen haber ‘terör’, gazetecilik zetecilere ve medya kuruluşlarına yönelen ‘teröristlik’ sayıldı” vurgusu yapıldı. tehdit ve saldırılar ile ifade ve basın özgür 2020’de BİK’in Cumhuriyet’e verdilüğü ihlalleri gün gün sıralandı. Raporda, ği resmi ilan kesme cezalarının 110 günü OdaTV’nin kapatılması, genel yayın Yönet bulduğu kaydedilen raporda, “Özerkliğini meni Barış Pehlivan, Haber koordinatörü yitiren BİK, eleştirel yayın yapan gazeteleBarış Terkoğlu, Ankara haber müdürü Mü ri ekonomik yönden çökertip yayın hayayesser Yıldız ile muhabir Hülya Kılınç’ın tına son vermeleri için ‘iktidar sopası’ olatutuklandıkları belirtilirken “Demokrasi rak kullanıldı” tespitine yer verildi. lerde dördüncü kuvvet olan medyaya, anayasa ve yasaların tanıdığı özgürlüklerin ‘Muhalife ceza yağdı’ güvencesi olması gereken yargı bu görevi Sözcü gazetesinin ömürleri FETÖ ile ni yerine getirmedi. Hukuku değil, siyase mücadeleyle geçen yönetici ve yazarlarıtin talebini yerine getiren yargı mensup na 2 yıl 1 ay ile 3 yıl 6 ay arasında değiları 2020 yılında ifade ve basın özgürlüğü şen hapis cezaları verildiği, gazeteci Enis nü tamamen yok sayan kararlara imza at Berberoğlu’nun, MİT TIR’ları davasından 5 tı” ifadeleri kullanıldı. yıl 10 ay hapse mahkum edildiği hatırlatıl‘Terörist muamelesi’ dı. RTÜK’ün HALK TV ve TELE 1’e verdiği “ekran karatma” cezalarına da yer verilen Raporda, Cumhuriyet’te 14 Nisan 2020 raporda, “İktidara muhalif televizyon katarihinde yayımlanan, İletişim Başkanı nallarına neredeyse gözünün üstünde kaFahrettin Altun’un, Kuzguncuk’ta vakıf şın var diyerek cezalar yağdırıldı” ifadelearazisine izinsiz yaptırdığı şömine ve çar rine yer verildi. l Haber Merkezi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, AKP’li üyelerin yolsuzluk imalarına karşı, “Dedikoduyla bir yere varılmaz. Benim döneminde biri yolsuzlukla yargılanırsa, namus şeref sözü ben de sizlerle o davaya müdahil olacağım. Ama 100’e yakın dosya var, Ankara halkının zarara uğratıldığı davalar var. Sizden de bu davalara müdahil olmanızı bekliyorum” karşılığını verdi. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında konuşan Yavaş, AKP’li Mamak Belediye Başkanı Murat Köse’nin “Sizin süpürmediğiniz yerleri biz süpürdük sözüne “Hiçbir ilçe belediyesi Büyükşehir belediyesinin işine karşımasın. Ben hepsini yaparım, hepnizden de iyi yaparım. Benim işime karışmayın” yanıtını verdi. Öte yandan, Belediye Meclisi su fiyatlarına kademeli olarak zam yapılmasını öngeren başkanlık yazılarının ilgili komisyona havale edilmesini oy birliğiyle kabul etti. l ANKARA/ Cumhuriyet 78’I TUTUKLU 236 SANIĞIN YARGILANDIĞI DAVADA KARAR AÇIKLANDI Adnan Oktar’a 1075 yıl hapis EMNIYET İSTIHBARATÇISI ZENIT ‘Dink’in öldürüleceğini defalarca raporladım’ AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fethullah Gülen, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu 76 sanığın yargılandığı davada, tutuksuz sanıklar esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını yaptı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada olaydan 6 ay öncesine kadar Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görev yapan sanık eski polis Muhittin Zenit, cinayet tasarısına ilişkin bilgileri amirlerine aktardığını savundu. Zenit, “Cinayetin olmaması için elimden geleni yapmışım. Yasin Hayal ile ilgili üç tane çalışma yapmışım. ‘Ne olursa olsun öldürülecek’ diye rapor yazmışım. Bu adam öldürülürse devlet zarar görür diye yazmışım. Daha ne yapabilirim” dedi. Duruşmaya cuma günü devam edilecek. l DHA Adnan Oktar organize silahlı nı talep etti. Kararını açıklasuç örgütüne yöneyan mahkeme heyelik 78’i tutuklu 236 ti, tutuklu sanık Adsanığın yargılandığı nan Oktar’ın “suç işdavada karar açıklemek amacıyla suç landı. Tutuklu sanık örgütü kurma”, “asAdnan Oktar, birden keri casusluk”, “FEfazla suçtan 1075 TÖ üyesi olmamakyıl 3 ay hapis cezala birlikte FETÖ’ye sına çarptırıldı. İsyardım”, “Birden faztanbul 30. Ağır Ce Adnan Oktar la çocuğun nitelikza Mahkemesi’nce li cinsel istismarı”, Silivri Ceza ve İnfaz Kurum “birden fazla kişiye karşı niları Yerleşkesi karşısında bu telikli cinsel istismar”, “kişiyi lunan binada görülen duruş hürriyetinden yoksun bırakmaya, tutuklu sanık Adnan ma”, “eziyet” ve “kişisel veriOktar’ın da aralarında bulun lerin kaydedilmesi” gibi birduğu çok sayıda tutuklu ve çok suçtan toplam 1075 yıl 3 tutuksuz sanık katıldı. Duay hapis cezasıyla cezalandıruşmada taraf avukatları ve rılmasına karar verdi. Diğer müştekiler de yer aldı. Sanık sanıklara da hapis ve para celar, son sözlerinde beraatları zaları verildi. l DHA Cumhur İttifakı’nda üç çatlak: HDP, İYİ Parti, sistem... Türkiye’de üç gündem var. 1 AKPMHP arasındaki tartışılması istenmeyen ciddi ayrılıklar. 2 AKP’nin köpürtüp tartışılmasını istediği, gerçeklerin geri planda kaldığı gündem. 3 Halkın gündemi. Halkın gündeminin birinci sırasında ekonomi ve işsizlik var. Her ikisini örtmeye artık TÜİK de yetmiyor. Bu gidişle işsiz sayısı, işli sayısını geçecek. Zamlar, maaş artışını, asgari ücreti katladı. Ne zaman geleceği, kaç kişiyi kapsayacağı bilinmeyen aşı bile bu gündemin gerisinde. Köpürtülen gündem ortada. Canan Kaftancıoğlu’nu hangi örgüte sokacaklarını bilemiyorlar. Türkiye’de en kolay kurulan örgüt, terör örgütü. Aynı mahallede oturan hemşeriler bir araya gelse bu kadar örgütlenemez. Son gündem “sözde”. Kılıçdaroğlu, “sözde cumhurbaşkanı” dedi diye, yeni bir kampanya başladı. Belki buna da “sözde gündem” demek uygun! HHH AKP ile MHP arasındaki derin görüş ayrılıkları ise hemen hiç söz konusu edilmiyor. Erdoğan’la Bahçeli’nin görüş ayrılıkları, geçmiş koalisyonlar döneminde “çatlak”, “patlak”, “yarılma”, “çatallaşma” başlıklarıyla manşet olurdu. Erdoğan’la Bahçeli “yol arkadaşı” değil, “dava arkadaşı” da değil. Sadece iktidar birlikteliği. Zira “iktidar ortaklığı” da değil. Üç temel ayrılık konusu olduğu dikkati çekiyor: 1 HDP’nin kapatılması. 2 İYİ Parti’nin yanaştırılması. 3 Sistem değişikliği. Bahçeli, HDP’nin kapatılması görüşünü kamuoyu ile de paylaştı. Erdoğan, buna karşı olduğunu çevresine söyletti. Erdoğan’a göre HDP kapatılırsa iktidarı yaralayacak üç olumsuzluk olur: Terör artabilir, yeni bir parti kurulur, AKP’ye şimdi gelen Güneydoğu oyları da gider. Erdoğan’ın bunları net ifade etmesine karşın Bahçeli’nin düşüncelerini değiştirmediği anlaşılıyor. İYİ Parti’ye bakış da çatallı. Erdoğan ne yapıp edip İYİ Parti’yi Cumhur’a çekmekten yana. Bahçeli de Cumhur’un içine çekmekten çok MHP’nin içine çekmekten yana. Bahçeli, Meral Akşener’i “büyütecek” bir adımı istemiyor. Erdoğan, İYİ Parti Cumhur’a gelmese bile Akşener’in parlamenter sistem hassasiyetlerine yanıt vererek Millet İttifakı’ndan çekmeyi seçimlik taktikler arasında değerlendiriyor. Üçüncü şık ilk ikisiyle bağlantılı. Erdoğan, 50 artı 1’in formülünü bir türlü bulamıyor. Saadet Partisi’yle 20 yıllık kırgınlığın ardından son derece asil bir davranışla Oğuzhan Asiltürk’e gidişinin nedeni de bu. Temel Karamollaoğlu’nun bugün Erdoğan’ı mutlu etmeyecek bir açıklama yapması beklenebilir. O zaman ne yapmalı? Yüzde 50 artı 1’e ulaşamıyorsan, indir! Bu kadar basit. Devlet sistemi dediğin nedir ki! Boyacı küpü gibi bir şey. HHH Bahçeli’nin sistem tartışmasına da kökten karşı olduğu anlaşılıyor. Düşünceleri şöyle formüle edilebilir: Biz bu sistemi getirirken Türkiye’nin bütün sorunlarını çözecek, dünyada ilk 10’a sokacak, parlamenter sistemin bütün arızalarını giderecek bir yol diye sunduk. Halktan oyu böyle istedik. Aradan 4 yıl geçtikten sonra şurasını değiştiriyoruz, burasını kaldırıyoruz dersek, zafiyet olur! Erdoğan’sa zafiyet değil, afiyet derdinde! İktidarın sağlığına bir şey olmasın, yeter! Görüldüğü gibi her üç konuda da görüş ayrılıkları derin. İktidar tutkalı partiler arasında iyi bir yapıştırıcıdır; tut kal! Ancak ilişkilerde çürüme başlarsa, işe yaramaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle