08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 12 OCAK 2021 SALI HABER SUİKAST TEKNİKLERİ ÖĞRETEN SADAT ÖNERGELERİ YANITSIZ KALMIŞ İktidarın SADAT sessizliği İYİ Parti’li Erdem Cumhuriyet’e konuştu: HESAPLARI OY IÇIN İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkadar organları ‘HDP teröristtir’ diyor. Madem öynı Bahadır Erdem, MHP le elinizi kim tutuyor? Genel Başkanı Devlet Kanuna göre parti olaBahçeli’nin “HDP kapatılsın” yönündeki çağrıLEYLA KILIÇ rak HDP’nin kapatılmasını talep etmeye hakları sına ilişkin “Madem öyle var. Cumhuriyetin savcıelinizi kim tutuyor?” diları nerede? Neden hareyerek yapılan açıklamaların oy kete geçmiyor? İki ihtimal var: amaçlı olduğunu söyledi. Ka Ya devlet makamlarının sözledına yönelik şiddetin engellen ri gerçek değil ya da gerçek olmesinin AKP zihniyeti ile ger duğu halde savcılar görevlerini çekleştirilemeyeceğini savu yerine getirmeyip suç işliyor. nan Erdem, “Türkiye 18 yıldan Ama bir de işin siyasi boyutu beri, cinsiyet eşitliğine inan var. HDP kapatılmasın ki AKP mayan bir yönetim kadrosu ile ve MHP ona, her gün terörist yönetiliyor. İktidarın dili ve ey diyebilsin. Bir de yanında CHP lemlerindeki cinsiyet eşitsizliği ve İYİ Parti’ye de ‘Siz de onunbitmedikçe, kadını ikinci sınıf la ittifak yapıyorsunuz, hepiniz gören dini dernek, cemaat ve teröristsiniz. Bir tek biz yerli vakıflara verilen destekler sür ve milliyiz’ diyebilsinler. Bütün dükçe ve yasal düzenlemeler hesaplar oy için. Başka hiçbir yapılmadıkça kadın cinayetleri dertleri yok. ve çocuk istismarı bitmez” diye konuştu. Erdem, gündeme ilişkin sorularımızı yanıtladı: n “İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” adıyla çalışma yürütüyorsunuz. Bu çalışmayı biraz açar mısınız? 18 yıldan beri iktidar olan AKP, Türkiye’yi tek adam rejimine mahkum etti. “Türk tiBahadır Erdem pi başkanlık” sistemi olarak adlandırılan bu yeni rejim n Kadın cinayetleri konuile yasama, yürütme ve yar sunda bir hukukçu olarak gı tek bir kişinin, aynı zaman düşünceleriniz nedir? Nasıl da Erdoğan’ın etkisi altına alın önlem alınır? dı. Anayasal demokrasinin en Siyaset gerçekten samimi önemli ilkesi olan kuvvetler ay olarak bunun üzerine giderrılığı yerle bir edildi. İYİ Parti se, kadına yönelik şiddeti enbu işin böyle gitmesinin müm gellenebilir... Ancak Türkiye 18 kün olmadığını gördüğü için yıldan beri, cinsiyet eşitliğine yeniden parlamenter sisteme inanmayan bir yönetim kadrodönülmesi gerektiğini söylü su ile yönetiliyor... Kadını ikinyor. Unutulmasın ki şu anda ci sınıf gören adeta erkeğe köne partimizin ne başka bir par le yapmak isteyen ne kadar ditinin, hatta iki parti yan yana ni vakıf, dernek ve cemaat var bile gelse anayasayı değiştir ise yıllardan beri onlara gerek me gücü yok. Dolayısıyla ileri maddi gerek siyasi en güçlü de ortak mutabakat, ilkeler be desteği veriyor. Yıllardan belirlenecektir. Ancak bunun te ri söylüyoruz: İktidarın derhal melini hukuk oluşturacaktır. Türk Ceza Kanunu’nda, “kadın n MHP lideri Devlet cinayeti” suçunu düzenlemeBahçeli, HDP’nin si gerekiyor. Kanundaki indikapatılması yönünde çağrı rim hallerinin, kadına ve çocuyaptı. İYİ Parti bu konuda ğu karşı işlenen suçlara uygune düşünüyor? lanmayacağının hüküm altına Hukuki olarak hiçbir siyasi alınması gerekiyor. İktidarın partinin kapatılması demokra dili ve eylemlerindeki cinsiyet siye hizmet etmez. Ancak eğer eşitsizliği bitmedikçe, kadını bir siyasi partinin terör ile iliş ikinci sınıf gören dini dernek, kisi olduğu ispatlanırsa bu si cemaat ve vakıflara verilen yasi partinin mahkeme kara destekler sürdükçe, kanunlarrıyla kapatılmasına “Venedik daki önerdiğimiz bu düzenleKriterleri” dahi izin vermekte meler yapılmadıkça Türkiye’de dir. Yıllardan beri en küçüğün kadın cinayetleri, çocuk istisden en büyüğüne bütün ikti marları bitmez. l İSTANBUL Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu SADAT’ın üzerindeki şüpheleri dile getiren siyasiler yasal zemini olmayan devlet dışı silahlı oluşuma dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanı, emekli general Adnan Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu SADAT hakkında verilen soru önergelerinin yanıtsız kaldığı ortaya çıktı. Cumhuriyet, Erdoğan’ın eski başdanışmanı, Adnan Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu ve dönemin AKP hükümetinde yer alan yetkililerin isteği üzerine kurduğunu açıkladığı Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi’nin (SADAT) “suikast tekniği” ve “gayri nizami harp” hizmetleri verdiğini ve başında cumhurbaşkanı bulunan İslama dayalı konfederasyon kurulması öngörülen konferans düzenlediğini duyurmuştu. SADAT’ın bu “hizmet ve kararlarına” yönelik açıklama yapılmazken, SADAT’a ilişkin geçmişte verilen soru önergelerinin de yanıtsız kaldığı ortaya çıktı. ni belirtti. Korutürk, “Kime eğitim veriyor? Yasal ortamlara mı terör örgütlerine mi yoksa terör faaliyetinde bulunacak kimselere mi? Bunlar çok vahim şeyler. Her önüne gelenin, istediği şekilde Türkiye’nin anayasal yapısını değiştirmeye kalkışması, ‘konfederasyon yapılsın’, ‘İslam devleti kurulsun’ diye ortaya çıkması yasalarımıza uygun mu değil mi savcılarımızın bakması gerekir” diye konuştu. ‘Kuşkulu tutum’ SADAT’ı ve faaliyetlerini 2016’da Meclis gündemine taşıyan İYİ Partili Aytun Çıray ise Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, soru önergesinin yanıtsız kalmasına tepki göstererek, “Bu tür şirketlerle ilgili vergi veren insanlar bilgi sahibi olmak isterler. O günden bugüne SADAT’la ilgili cevap kuvvetleri gibi bir tutum içerisindeler” ifadelerini kullandı. SADAT’a ilişkin 2016’da önerge veren ve soru önergesine yanıt alamayan eski CHP milletvekili Hüsnü Bozkurt; SADAT, İslam konfederasyonu ve Tanrıverdi’nin “sözde anayasa” girişimlerinde yalnız olmadığını belirterek “Benzeri girişimlerin, vahim bir emperyal planın uzantısı ve laik Cumhuriyetin referansı din olan bir teokratik dönüştürülme projesinin altyapı çalışmaları olduğu mutlaka görülmeli” ifadelerini kullandı. ‘İktidar sessiz kalamaz’ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise Tanrıverdi’nin, “İslam Birliği olacak mı? Olacak. Nasıl olacak? Mehdi geldiği zaman” sözlerinin ardından Cum‘Paramiliter şirket’ 2012’de dönemin Milli Savunma Bakanı’na soru önergesi veren ve “SADAT’ın kimden izin aldığı ile yürürlükteki yasalara göre böyle bir şirketin kuruluşunun mümkün olup olmadığı” sorularını yönelten eski CHP milletvekili Osman Korutürk, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, “Yasalara göre Türk Silahlı Kuvvetleri’nden başka bir teşkilatın silah kullanması ve silahlı eğitim vermesi yasaktı. Buna kısaca ‘MSB’den izin alınmamıştır’ diye cevap verilip yasal duruma hiç değinilmeyince, bu defa dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’a soru önergesi verdim. Ondan hiçbir şey çıkmadı. Bir yanıt alamadım” dedi. SADAT’ın, ABD’nin Irak’ta kullandığı Blackwater tarzı paramiliter bir şirket olduğunu vurgulayan Korutürk, “Yasalara göre izin verilmeyen bir faaliyeti yapmak üzere şirket şeklinde bir örgüt kurulmuş, ilan veriyor. İlanda İslam coğrafyası diye bir kavramdan bahsediyor. ‘Hükümetin görüşü nedir’ diye sordum. Hükümet buna görüş bildiremedi. Şirket de faaliyetlerine devam etti. Daha da ilerledi” dedi. Soruların bugün de bir yanıtının olmadığını düşündüğünü aktaran Korutürk, “suikast teknikleri hizmeti”nin normalde suç olması gerektiğiverilmemiş olması, bu konuda kuşkuları besleyen bir tutum” dedi. Amerika ve Rusya’da, SADAT benzeri özel harp şirketleri bulunduğunu, bu şirketlerin, devletlerin karışmak istemediği işlerde “dış dünyada devlet politikalarının uygulanmasına katkıda bulunmaya çalıştıklarını” söyleyen Çıray, “SADAT, Türkiye’deki rejimi yönlendirecek tarzda açıklamalar ve faaliyetlerde bulunuyor, uluslararası örgütler kurmaya çalışıyor, siyasi islamcı faaliyetlerde bulunuyorlar. Esas problem burada” dedi. SADAT’ın, “özel güvenlik şirketi gibi davranmaktan ziyade devlet içerisinde özerk bir silahlı kuvvet gibi davrandığını ve siyaset üretmeye çalıştığını” vurgulayan Çıray, “FETÖ’cüler, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde, paralel devlet kurmaya çalışmışlardı. Bunlar da paralel ordu milis SADAT kurucusu Tanrıverdi, İslam Konfederasyonu’nun sınırlarını çizmişti hurbaşkanlığı’ndaki görevlerinden istifa ettiğini anımsattı. Tanrıverdi’nin, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı’ndan istifa etmesine neden olan görüşlerinde ısrarcı olduğunun altını çizen Özel, şunları kaydetti: “Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir ve aynı zamanda üniter bir devlettir. Burada görüşleri de merakla beklenen kişiler Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel başkanı ve parti kurmaylarıdır. Bir eski Cumhurbaşkanı Başdanışmanı’nın bazı akademisyenler ve bazı rektörlerin de katılımıyla gerçekleştirdiği bir toplantının sonuç bildirisine nasıl baktıklarını kamuoyuyla paylaşmaları gerekmektedir. Bu toplantıya ilişkin iktidar partisi daha fazla sessiz kalamaz.” l ANKARA / Cumhuriyet T.C. İSTANBUL 14. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN İLANEN DUYURULUR Sayı: 2018/1119 Esas Davacı AHMET ARI vekili Av.Ece Soykan tarafından açılan ve mahkememizde görülmekte olan Mirasçılık Belgesi İstemi davası nedeniyle; Osman ve Cemile kızı, Bursa ili, Yıldırım (1859 )ilçesi, Samanlı Mah, Cilt No:28, Hane No:37’de nüfusa kayıtlı Kızanlık 01.07.1885 doğumlu TC:24118523084 nolu EMİNE ARI’nın 26.06.1971 tarihinde vefat ettiği, bu güne kadar yapılan araştırmalarda kanuni mirasçılarının bulunmadığı anlaşılmakla, Muris EMİNE ARI’nın kanuni mirasçıları olduğunu iddia eden şahısların ilanın yayınlandığı tarihten itibaren en geç 1 yıl içerisinde Mahkememize müracaat etmeleri, aksi takdirde miras sebebiyle istihkak davası açma haklarının saklı kalmak üzere mirasın devlete geçeceği TMK:nun 594 . Maddesi uyarınca 2.kez ilan olunur. 30/11/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1276682) T.C. İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2020/204 Esas Davanın KABULÜ ile Trabzon İli, Köprübaşı İlçesi, Fidanlı Mah. C:2 H:114 BSN:38 de kayıtlı 10062057720 TC kimlik nolu Cafer ve Müntaze kızı 03/02/1968 Şişli doğumlu Döndü Abanoz’un “DÖNDÜ” olan adının “DERYA” olarak TASHİHİNE 05.01.2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1290226) T.C. İZMİR 3. AİLE MAHKEMESİ’NDEN Sayı:2020/542 Esas 06/01/2021 İLAN METNİ Davalı: LÜTFÜ AVCI (T.C.118.......502 ) Davalının bilinen en son adresi: İnönü Mah. 1013 Sk. No:48 İç Kapı No:1 Bornova/ İZMİR Davacı, NAZİYE AVCI ileDavalı, LÜTFÜ AVCI arasında mahkememizde görülmekte olan Boşanma davası nedeniyle; Davacı NAZİYE AVCI vekilitarafından 06/10/2020 tevzi tarihli dava dilekçesi ile ile aile birliğinin temelinden sarsılmasınedeniyletarafların boşanmalarına, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, davacı müvekkil adına, kararın kesinleşmesine kadar geçecek süre için tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesinden sonra ise, yoksulluk nafakası olarak devam edecek şekilde ayda 1.000,00 TL nafakaya, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı müvekkilenin hukuki yararları boşanmayüzünden zedelendiğinden mahkemece 50.000,00TLmaddi ve boşanma nedeni ilemahkemecekişiliği, onuru saldırıya uğradığı,ağır üzüntüler çekmiş olduğundan 100.000,00TL manevi tazminat olmak üzere müvekkile lehine toplam 150.000,00TL tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği, dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilemediği vetüm araştırmalara rağmen davalının tebligata yarar açık adresi tespit edilemediğinden dava dilekçesinin davalıya ilanen tebliğine karar verildiği,HMK. nun 122.maddesi gereğince davalının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde davaya cevap dilekçesi verebileceği ilan olunur. Bu tebligat gazetede yayınlandığı günden itibaren 7 gün sonra davalıya tebliğ edilmiş sayılacağı kendisine tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1290983) T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 14. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NDEN HÜKÜM ÖZETİ DOSYA NO: 2019/317 Esas KARAR NO: 2020/616 C.SAV.ESAS NO: 2019/4339 MAĞDURLAR: 1DLAHFRUZ DURSUNKLOVA, Yol Deşeli ve Saban kızı, 1982 Özbekistan doğumlu. 2KHAKIMA SAHROPOVA, vekızı, 1978 Özbekistan doğumlu. SUÇ: Bir Kimseyi Fuhuşa Teşvik Etmek veya Yaptırmak veya Aracılık Etmek veya Yer Temin Etmek SUÇ TARİHİ: 05.03.2019 KARAR TARİHİ: 21.10.2020 Mahkememize ait yukarıda esas dava dosyasından yapılan yargılama sonucuneticeten 2 kez 1 Yıl 8 Ay Hapis ve iki kez 80,00 TL Adli Para Cezası ve bu karara sanık SONGUL KURT tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulduğu, yukarıda isimleri yazılı mağdurlara gerekçeli karar ve istinaf dilekçesi tebliğ edilemediği ve adreslerininde bilinmediği bu sebeple tebliğ edilme imkanının bulunmadığıanlaşılmakla; 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 29. Maddesine göre ilgilinin bilgisine en emin bir şekilde ulaşılabileceği gazetede ilanen tebliğine, ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılmasına, 7 gün içinde Mahkememize veya sanığın bulunduğu yer Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşuluyla zabıt katibine beyanla ya da verilecek bir dilekçe ileitiraz kanunyoluna başvurabileceği hususu ilanen tebliğ olunur Rica olunur. 07.01.2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1290776) Aşı: Bilinç, bilgi ve aydınlanma düzeyi yerlerde Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’de müthiş bir aşı karşıtlığı var. Yaptırmayacaklarını açıklayanlar bazı ülkelerde nüfusun yarısını geçiyor. Türkiye’de aşı yaptırmayacakların yüzdesi 48.5. (Türkiye’nin Nabzı anketi). Bunlar kimler diye baktığınızda, CHP’ye oy veren kitle en çok; yüzde 62.8 (Ona en yakın SP; yüzde 55). AKP’ye oy verenler arasında aşı karşıtı olanlar en az; yüzde 40.9. Hayır diyen diğerleri yüzde 40’larda. Akademetre’ye baktım; “Hangi ülke aşı üretse olursunuz” diye sormuş. Bu kapsama girmiyor. Ama Türkiye üretse yüzde 40 olurum yanıtı göze çarpıyor. Ipsos’un Türkiye araştırması ise aşı olurum diyenleri yüzde 44 olarak gösteriyor. AKP’ye oy veren seçmende hayırcıların en düşük olmasının nedeni, iktidara duydukları güvenin rolü olabilir. Aynı bakışla, CHP’li seçmenin de baştan beri yeni koronavirüs olayını kötü yöneten ve aşı ile ilgili düzgün açıklamalar yapılmadığı için, iktidara güvensizlikten dolayı “hayır olmayacağım” düşüncesinin yüksek çıktığı ileri sürülebilir. Belki burada da bir kamplaşmayı görüyor olabiliriz! ‘Aydınlanmış’ Avrupa Fakat aşı karşıtlığı veya güvensizliğinin salt bizim derdimiz olduğunu sanmayın. Mesela Fransızların yüzde 46’sı “teklif edildiğinde yaptırmayacağım” diyor (Ipsos anketi). Nüfusun üçte biri aşıların güvenliklerini şüpheli buluyor (Wellcome Trust araştırması). İtalya aynı... Seçim kazanmak için hayır kampanyası açan partiler var. Mesela 5 Yıldız Hareketi, iktidar ortağı ama aşı aleyhtarlığı korkusunu kullanıyor. Fakat onlara oy verenler ölümler ve kızamığın İtalya’da yenide patlaması karşısında ve kitlesel ölümler artınca aşıya yöneldiler. Macaristan ve Polonya’da da aşı olmayacakların oranı yüzde 40’ların üzerinde. Fikirler değişecektir Aşı karşıtlığının bu kadar yüksek olmasının şüphesiz pandemiye karşı mücadeleyi engelleyici, aksatıcı yönü vardır. Evet, acil kullanım izni veriliyor, süreçler hızlandırılıyor, çünkü pandemi her gün on binlerce insanı öldürüyor. Ekonomiler felç. Aşılara acil kullanım izni verilmesi, bu uygulanmaya başlanan aşıların güvensiz oldukları anlamına gelmiyor. Avrupa’da aşı başladı, dünyada giderek yaygınlaşacak, aşılamanın sonuçları açıklandıkça, aşıt karşıtlarının oranı düşecektir. Şimdilik, Covid19’a karşı en önemli seçenek, mesafe, korunma, hijyen ise dünya bunu özgürce beceremiyor. Kısıtlamalar ve zorunlu önlemler açıklanmak zorunda kalınıyor. Kısıtlamaları gevşettiğinizde ise tüm dünyada virüsü kapıp hasta olan ve ölenlerin sayısı katlanarak artıyor. Tehlikeler kapıda henüz O zaman bilimin geliştirdiği en önemli silah devreye girmek zorunda: Aşı. Nüfusun yüzde 70’i aşılanabilirse bir sürü bağışıklığı kazanma olasılığı gündeme gelebilir. Fakat bu da garanti değil. Virüsün daha bulaşıcı varyantları ortaya çıkıyor. Şimdilik bu varyantlara karşı eldeki aşıların işe yaramazlığını gösteren bir araştırma yok. Henüz daha öldürücü bir varyant da saptanmış değil, fakat virüs bir an önce kontrol altına alınmazsa, bulaşma böyle bir iki yıl daha sürerse, virüsün daha öldürücü türlerinin ortaya çıkmayacağının bir garantisi yok, hatta olasılığı var. Bu nedenle de bulaşmanın denetimi birinci derecede önemli tüm dünya için. Hızlı bulaşma giderek çoğalır ve yaygınlaşırsa, bu da zorlaşacak. İnsanlarda oluşan (virüsle olsun, aşı ile olsun) bağışıklık askerlerinin (antikor) ne kadar süre koruyucu kaldıkları konusunda birbiriyle çelişkili araştırmalar var; bu, henüz kesin aydınlanmış değil. Bilim bu çok önemli konular üzerinde yoğunlaşmış durumda. Aşı karşıtlığının nedenleri Aşıların güvenliği konusunda çok titiz çalışmalar, araştırmalar yapılmış olmasına rağmen, güvensizliğin bu kadar yaygın olması, düşündürücü. Burada, DNA’mızı değiştirecek, beynimize çip takacaklar vb., korona da aşı da yalan dolan biçiminde sürdürülen açık ve kapalı sosyal medyada kampanyalar; kanıtla, doğrulukla zerre ilgisi olmayan söylentiler, şüphesiz başlıca rolü oynuyor denebilir. Bir de aşıdan, iğneden, bilgisizliğin hüküm sürdüğü zamanlardan kalma kötü anılar var. Bunlar belleklerde yaşıyor. İngiltere’de hükümetin aşıları zorunlu hale getirmesine karşı 19. yüzyılda ayaklanmalar biliniyor. Bir yazıda yaklaşık şöyle deniyor: Herkesin beynine, bedenine izleme çipleri eklemek isteyen Bill Gates hakkında ileri sürülen aptalca teoriler, aşı yaptırırlarsa boynuzlarının çıkacağı söylentileri, 19. yüzyılda aşı karşıtı kampanyaların ve basılan broşürlerin mirasçılarıdır. Güven güven ve güven. Bu salt bilimsel değil, aynı zamanda politik bir görevdir. Peki, Türkiye’de yüzde 50 aşı karşıtlığı nasıl aşılacak?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle